Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Kapıkulu asker ocağının ihtiyaçları nasıl giderilirdi

Kapıkulu asker ocağının ihtiyaçları nasıl giderilirdi

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    gokturk

    • 2020-04-27 17:07:59

    Cevap : Osmanlı Ordusunun İaşesi Menzillerden Karşılanırdı

    Seferler sırasında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, on binlerce kişinin yiyecek ihtiyacının karşılanmasıydı. Üstelik askerlere ek olarak, ordunun ağırlıklarını taşıyan hayvanların yemlerinin temini de gerekliydi. Bunun için sefer yolu üzerinde yerel yöneticilere emirler gönderilir ve onların aracılığıyla gerekli ihtiyaç maddeleri “menzil” adı verilen belli noktalarda, ambarlarda depolanırdı. Menzillerde toplananlar un, buğday, bulgur, çavdar, darı, pirinç, arpa, yağ, bal, koyun, tavuk, ekmek, saman ve odun gibi maddelerdi. Depolanması uygun olmayan gıda maddeleri de yol boyunca satın alınırdı.

    Kara yoluyla yapılacak nakliyat hem uzun süreceği hem de daha pahalıya geleceği için menzillere gönderilecek malzemeler daha çok deniz yolu ya da uygunsa nehirler aracılığıyla ulaştırılırdı. Menziller, sefere çıkmış olan orduya iaşe sağlamasının yanında ticaret ve haberleşme sağlamak için de kullanıldığından Osmanlı askeri düzeni içinde her zaman önemli bir konuma sahip olmuşlardır.

    Ordunun ihtiyaç duyduğu maddeler genellikle sefer yolu üzerindeki bölgelerden temin edilse de, kimi zaman sefer bölgesinde yaşanan kıtlığın bunu zorlaştırdığı da olur, ihtiyaç duyulanlar başka bölgelerden temin edilirdi. Örneğin, 1578’deki İran seferi sırasında, Erzurum ve Halep bölgelerinde yaşanan kıtlık yüzünden, zahire sıkıntısı nedeniyle Rumeli bölgesinden, Boğdan’dan yiyecek maddeleri satın alınmıştı.

    Askerlere, kuru yiyecekler yerine günlük pişirilmiş taze yemek verilmesi askerin beslenmesi açısından önemliydi. Günde iki defa yemek pişirilirdi ve yemeklerin ana maddesi, genellikle koyun etiydi. Bir yıl süren bir sefer yaklaşık 100 bin civarında koyun gerekirdi. Osmanlı ordusunda uzun süre esir olarak bulunan Kont Marsigli, her bir askere günlük olarak 320 gram ekmek, 160 gram peksimet, 200 gram koyun eti, 160 gram pirinç ve 80 gram yağ verildiğini belirtir…

    En önemli ihtiyaç maddelerinden biri olan ekmek, iki türlü temin edilirdi. Ordunun geçeceği bölgelere emirler gönderilir; ekmek pişirtilip hazırlatılırdı. Durum ve zaman uygun olduğunda ise ekmek, ordu içerisinde kurulan fırınlarda pişirilirdi. Eğer ekmek pişirme olanağı yoksa askerlere peksimet dağıtılırdı.

    Ordunun ihtiyacı olan barut, gülle, nal, çivi, keçe, demir, meşale, kumaş, çadır gibi diğer maddeler de sefere çıkılmadan önce veya sefer sırasında temin edilirdi. Ordunun en büyük ateş gücü olan topları taşımak için ise top arabaları kullanılırdı. Osmanlı İmparatorluğu’nda bu iş için “top arabacıları ocağı” adı verilen bir kurum oluşturulmuştu.

    Osmanlı ordusunu meydana getiren askerler, ülkenin her tarafından bulunur bir araya getirilirdi. Merkezde sadece yeniçeriler ve diğer kapıkulu askerlerinin bir kısmı bulunurdu.

    Osmanlı ordusunun büyük bir bölümünü oluşturan tımarlı sipahiler, tımar olarak gelirini aldıkları topraklardaydılar. Bu yüzden, tımarlı sipahilerin alaybeylerine ve çeribaşılarına emir gönderilir; sefer için hazırlıklarını yapmaları emredilirdi. Orduya gelen askerlerin tam donanımlı olmaları gerekiyordu. Atları, silahları, zırhları eksiksiz olmalıydı. Öyle ki, Yavuz Sultan Selim zamanında, orduya katılması emredilen tımarlı sipahilere hitaben gönderilen bir fermanda, “Tolgası eksik olanın kafasının, kolçağı eksik olanın kolunun kesileceği” belirtilmişti.

    Osmanlı ordusu ana harlarıyla iki sınıftan oluşurdu: Muharip sınıfı ve geri hizmet kıtaları. Muharip sınıfı; yeniçeriler, sipahiler, tımarlı sipahiler, topçular, silahların bakım ve tamiri yapan cebeciler, atların bakımını yapan seyislerden, geri hizmet kıtaları ise katip ve hacegân adı verilen bürokratlar, su taşıyan sakalar, aydınlanmayı sağlayan meşaleciler, köprücü ve kaldırımcılar, mimarlar, cerrah ve tabipler, çadırcılar ve benzerlerinden oluşurdu Ordunun morali açısından çok önemli bir görev icra eden ve Osmanlıordusunun ayrılmaz bir parçası olan Mehter Takımı’nı da unutmamak gerekirdi tabii…

    Ordu içerisinde, başta İstanbul olmak üzere çeşitli şehirlerden getirtilen sanatlarında ustalaşmış sanatkâr ve esnaflar da bulunurdu. Bunlara “orducu esnafı” veya “orducu” denilirdi ve içlerinde her çeşit esnaf bulunurdu. Bir seferde günlük ortalama 750 koyun kesildiği, her askere bir çift ekmek verildiği ve bunların dışında daha birçok mal ve hizmete gereksinim duyulduğu düşünülecek olursa orducu esnafının lojistik destek konusunda ne büyük rolleri olduğu anlaşılacaktır.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.