İşte Cevaplar
1638 senesinin 24 Aralık gününde dönemin Osmanlı Sultanı IV. Murad Bağdat'ı Safeviler'den geri almıştı. İran bunun karşısında barış istemek zorunda kalmış ve iki devlet arasında Osmanlı Devleti'nden Serdar-ı Ekrem ve Veziriazam Kemankeş Kara Mustafa Paşa ile Safeviler'den Sarı Han'ın başkanlık ettiği bir heyet arasında 14 Mayıs gününde görüşmeler başlamıştı. 1639 senesinin 17 Mayıs gününde antlaşma imzalandı.
Bu antlaşma Kasr-ı Şirin adını taşımaktadır ve maddeleri şu şekildedir:
- Bağdat, Basra, Kerkük ve Doğu Anadolu, Osmanlı Devleti nde kalacaktı.
- Revan, Safevî Devletinin olacaktı.
- Kotor, Mokur ve Kars taraflarındaki kaleler, iki tarafça da yıkılacaktı.
- Safevîler, İran'da, Eshâb-ı kirama, İslâm âlimlerine ve eserlerine sövülmesini yasaklayacaklardı.
Kasr-ı Şirin Antlaşmasının maddeleri, hemen hemen bugünkü Türkiye ile İran devletlerinin hududunu tespit mahiyetinde olduğundan önemlidir. Kerkük, Basra, Bağdat ve Revan dışındaki Türkiye-İran hududu, bu antlaşmaya göre bugüne kadar aynen kalmıştır. Kasr-ı Şirin Antlaşması tasdik edildikten sonra, iki taraf da hediyeleşip, karşılıklı heyetler gelip gitmiştir.
Diğer Cevaplara Gözat