İşte Cevaplar
Cevap : Bir kişinin dış görünüşü ile anlatılarak, okurun gözünün önünde canlandırılmasına kişi betimlemesi adı verilmektedir.
Kişi Betimlemesi Örnekleri
1) Süleyman, uzun boylu, geniş omuzlu, dik duruşlu, iri göğüslü, geniş suratlı, iri gözlü, sarı saçlı, koca burunlu biridir. Her daim siyah bir kumaş takım elbise giyer. Muhakkak yelek giyer ve önünü ilikler. Ceketi, omuzlarından aşağı sarkar.
Ağzını eğerek konuşur ve peltektir. Kaşları yay gibi, dudakları birbirinden ayrık ahmak dudağına benzer. Elinde tesbih, bir külhanbeyi gibi, dolaşır. Kulakları ağır işitir ve yüzüne göre çok küçüktür. Elini sürekli burnuna götürerek burun ucunu kaşır ve öyle konuşmaya başlar.
2) Milly Buck sabaha karşı evinden çıktı. Kapının önünde durarak bir an gökyüzüne baktı. Biraz kilolu çarpık bacaklı uçları aşağı doğru sarkık bıyıklı avuçlarının içleri nasır bağlamış dört köşe elleri olan bir adamdı. Bal rengi gözlerinde düşünceli bir ifade bulunurdu. Şapkasının altından çıkan saçları dimdik ve dağınıktı. Bir yandan kapının önünde duruyor bir yandan da gömleğinin eteğini pantolonunun içine sokmak için uğraşıyordu. Kemerini açtı ve tekrar bağladı. Aradan geçen yıllar süresince Billy’nin göbeğinin ne kadar fark ettiğini kemerindeki yıpranmış deliklerden anlamak mümkündü. Havayı güzelce kontrol etmenin ardından birini işaret parmağıyla kapatıp kuvvetle sümkürerek burun deliklerini sırayla temizledi. Ardından ellerini ovuşturarak ahıra doğru yürüdü.
3) Barış Manço uzun boylu iri yapılı bir müzisyendi. Upuzun saçları kalın ve gür bıyıkları vardı. Bunun yanında saçlarının bir bölümü beyazlamış, yüzündeki gülümsemeyi hiç bırakmayan bir insandı. Barış Manço gözleri kahverengi biriydi. Mutlu olduğunda kadifeye benzeyen sesiyle öyle bir söylerdi ki şarkısını dinleyenlerin kulağının pasını silerdi.
Diğer Cevaplara Gözat
Kişi Betimlemesi Örnekleri
1) Süleyman, uzun boylu, geniş omuzlu, dik duruşlu, iri göğüslü, geniş suratlı, iri gözlü, sarı saçlı, koca burunlu biridir. Her daim siyah bir kumaş takım elbise giyer. Muhakkak yelek giyer ve önünü ilikler. Ceketi, omuzlarından aşağı sarkar.
Ağzını eğerek konuşur ve peltektir. Kaşları yay gibi, dudakları birbirinden ayrık ahmak dudağına benzer. Elinde tesbih, bir külhanbeyi gibi, dolaşır. Kulakları ağır işitir ve yüzüne göre çok küçüktür. Elini sürekli burnuna götürerek burun ucunu kaşır ve öyle konuşmaya başlar.
2) Milly Buck sabaha karşı evinden çıktı. Kapının önünde durarak bir an gökyüzüne baktı. Biraz kilolu çarpık bacaklı uçları aşağı doğru sarkık bıyıklı avuçlarının içleri nasır bağlamış dört köşe elleri olan bir adamdı. Bal rengi gözlerinde düşünceli bir ifade bulunurdu. Şapkasının altından çıkan saçları dimdik ve dağınıktı. Bir yandan kapının önünde duruyor bir yandan da gömleğinin eteğini pantolonunun içine sokmak için uğraşıyordu. Kemerini açtı ve tekrar bağladı. Aradan geçen yıllar süresince Billy’nin göbeğinin ne kadar fark ettiğini kemerindeki yıpranmış deliklerden anlamak mümkündü. Havayı güzelce kontrol etmenin ardından birini işaret parmağıyla kapatıp kuvvetle sümkürerek burun deliklerini sırayla temizledi. Ardından ellerini ovuşturarak ahıra doğru yürüdü.
3) Barış Manço uzun boylu iri yapılı bir müzisyendi. Upuzun saçları kalın ve gür bıyıkları vardı. Bunun yanında saçlarının bir bölümü beyazlamış, yüzündeki gülümsemeyi hiç bırakmayan bir insandı. Barış Manço gözleri kahverengi biriydi. Mutlu olduğunda kadifeye benzeyen sesiyle öyle bir söylerdi ki şarkısını dinleyenlerin kulağının pasını silerdi.
Diğer Cevaplara Gözat