Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Kızıl elma neresi hikayesinin fiilimsileri

ne olur acill

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2016-10-01 03:24:04

    Cevap : Fiilimsiler:
    soran
    çağırıp
    öğrenmek
    eder
    bakarak
    öperek
    korkarak
    gitmek

    TEMEL ÇATIŞMA VE TEMA:

    Çatışma : Hikayedeki temel çatışma halk-devlet üzerine kurulmuştur.
    TEMA: Kızıl Elma’nın neresi olduğudur.
    ANLATICI: Her şeyi bilen olaylardan haberdar olan HAKİM anlatıcı tarafından anlatılmıştır.
    ÜSLUP: Anlatıcı anlatımda betimleme ve çözümlemelerde doğal dili edebi dil haline getirerek kullanmıştır.
    HİKAYE TARZI: “Kızıl Elma Neresi?” adlı hikaye klasik vak’a (Maupassant) tarzı kaleme alınmıştır.Çünkü yazarın amacı bir olayı anlatmak ve olay üzerine kurmaca bir metin oluşturmaktır. 

    KİŞİLER: Ø  Kanuni Sultan Süleyman Ø  Mahmut Ø  Ahmet Paşa Ø  Hadım Ali Paşa Ø  Sokullu Mehmet Paşa Ø  Haydar Paşa Ø  Ayas Paşa Ø  İskender Paşa Ø  Fakih Ø  Garip Ø  Yeniçeri askeri Ø  Bostancı

    Ömer Seyfettin’in bu kişileri seçmesi milli bir konuyu dönemin zihniyetine uyarak  anlatmak istemesidir.Bu kişiler olay örgüsüne bağlı olarak yapıyı oluşturan ve metnin temanın somutlaşmasında birer araç olarak kullanılan kişilerdir.

    KIZIL ELMA NERESİ ÖYKÜSÜNÜN ÖZETİ:
    Kanuni Sultan Süleyman, "kızıl elmaya kızıl elmaya, kızıl elmaya dek gideceğiz" naralarını günlerce haftalarca duyduktan sonra günün birinde kendisinde bir merak başlar nedir bu kızıl elma diye. Kazaskerden, defterdara, nişancıdan, bölükbaşına ve zabitlere kadar herkesi huzuruna çağırıp, şehzadelİğinden beri duyduğu  Kızıl Elma’nın neresi olduğunu onlardan öğrenmek ister. Tüm ahaliye dönüp, “Kızıl Elma neresidir, bilen var mı?”  diye soran padişah, çeşitli cevaplar alır bu sualine. Kimi viyana, kimi Roma, kimi Çin, kimi Maçin, kimi Hint diye yanıtlar; fakat kimse hemfikir olamaz Kızıl Elmanın neresi olduğuna dair... Padişah, anlamak istediği şeyi kimsenin bilmediğini görünce canı çok sıkılır ve kazaskerlere dönüp, "-yazık sizin ilminize! " diyerek öfkelenir. İçlerinden bir fâkih sonunda bu horlanmaya dayanamaz ve cesurca öne atılarak, "padişahım" der. "bu kızılelma, halk kullarının uydurduğu bir efsanedir, ne aslı vardır, ne de faslı, bir hakikat değildir ki, biz bilelim. halk ise padişahım, bilmez söyler." Fakat hakim süleyman buna cevaben şöyle der: "Halkın dediği! Hakkın dediği!" Fâkih bu sözden anlamaz ve padişah devam eder: "Bu bir hakikattir! Madem ki halk söylüyor; halktan gelen ses, hakkın sesidir, mutlaka bir aslı vardır ama siz bilmiyorsunuz." Bunun üzerine mahcup olan ahali önüne bakarak mahcubiyetlerinden susmaktan gayrı bi şey diyemez. Sonunda padişah, İskender Paşaya  halkın yani ordunun içine girerek " kızıl elma, kızıl elma" diye bağıran kişilerden üçünü rastgele seçip, padişahın otağına getirmesini emreder. İlki, el pençe padişahın huzuruna yeri öperek çıkar. padişah sorar: "kızıl elma, kızıl elma dersin, neresidir burası?" diye. gariban korkarak, "herkes bağırır padişahım, ben de bağırdım." der. padişah öfkeyle tekrar sorar: "neye bağırdığını sormam, kızıl elma neresidir? onu söyle" der. garip, tereddütsüz cevap verir: "-Padişahımızın bizi götüreceği yer! -orası neresi? -padişahımız bilir" diye yanıtlar. ikinci kişi de suali yine, "önümüze düşüp, bizi götüreceğin yer padişahım! -orası neresi? sen bilirsin padişahım." diye yanıtlar. üçüncü kişiye sorulur: -atınızın gittiği yer padişahım! -orası neresi? -neresi olduğunu ancak padişahım bilir." der. üçünün cevabında da bir fark yoktur ve padişah bu cevaplardan memnun olarak herbirine hediyeler verir. sonra padişah, "Gördünüz ya der, kızıl elma benim gitmek istediğim yer işte, hakkın beni göndereceği yer!"

    Kitap Hakkında
    Ömer Seyfettin’in milli kimlik üzerine yoğunlaştığı 1917’de yazdığı Kızıl Elma Neresi? Adlı öyküde ordunun hükümdara mutlak itaati ve devletin ilkelerine bağlılığı vurgulanır.Askerin içinden gelişigüzel seçilen üç neferin aynı şeyleri söylemiş olması bir ideal devlet birliği etrafında birleşecek topluma duyulan özlemin neticesidir. Kızılelma, Türkler arasında cihan hâkimiyetinin sembolüdür. Bazen Türklerin yaşadıkları bölgeye göre daha batıda, ulaşılması gereken bir yer, bazen de bir ülkenin önemli bir yapısının üzerinde parıldayan altından yapılma bir yuvarlaktır. Bu top zaferin işareti, hâkimiyetin veya fethedilmek üzere seçilmiş yerin sembolü olarak kullanılmıştır. Kızılelma motifi Türklerde çok eski inançlara ve töreye dayanır. Yenisey Yazıtları’na göre, Barlık suyu boyunca oturan Oğuzları, buradan hep batıya doğru yürüten güç Kızılelma olmuştur. Bu bakımdan Kızılelma çok güçlü bir fetih idealinin sembolü olmuştur. Örneğin, Ergenekon Destanı’nda Kızılelma, Ergenekon’dan çıkma ve eski yurda yeniden sahip olma idealidir. Ulaşılması gereken, ülkeleri ele geçirmek için fetihleri amaç hâline getiren bir semboldür. Türkler hangi yöne giderlerse gitsinler ulaşacakları zafere, ulaşmadan önce Kızılelma adını vermişlerdir. Hazar Denizi’nin doğusundan gelen Oğuzlar, Hazar kağanının çadırının üzerinde bulunan ve hâkimiyetin sembolü olan altın topu ele geçirmeyi amaç edinmişlerdir. Kızılelma ideali buradan Đran’daki Türklere, onlardan da Osmanlılara geçmiştir. Osmanlıların fethetmek istedikleri yerlerde bir Kızılelma’nın varlığına inandıkları ve bunu ele geçirmek için çabaladıkları görülmektedir





    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.