İşte Cevaplar
Cevap : Semaverde bulunan bu kısa hikyede, anlatıcı karakter ile arkadaşı Georges, Louvre Müzesini gezmektedirler. Anlatıcı, müzede önce kısa bir süre Mona Lisayı seyreder. Ardından, alt salonlardan birinde, Pcheur Napolitaine diye bahsettiği heykeli görür. Anlatıcı, heykelden çoğunlukla Napolili balıkçı diye söz eder ve heykelin karşısında dile getirdiği romantik bir tiradı andıran sözleri sırasında şöyle der: Bir Napolili balıkçının baharını yakalayan artisti kıskanıyorum, ismine bakmayacağım (79). Anlatıcı karakter, sanatçının adını söylememektedir, ancak söz konusu heykel, François Rudeun eseri Kaplumbağa ile Oynayan Napolili Balıkçı olmalıdır. On dokuzuncu yüzyıla ait söz konusu yapıt, balık ağlarının üzerine oturmuş çıplak bir oğlan çocuğunun heykelidir. Ergenlik döneminde olması gereken bu oğlan çocuğu figürünü, uzunca dalgalı saçları, genç yüzü ve henüz gelişimini tamamlamamış vücudu nedeniyle bir kız çocuğundan ayırt etmek zordur. Hikyenin anlatıcısı, bu oğlan çocuğu figürünü izlerken, cinselliğinin bilincine varmaktadır.
Anlatıcının oğlan çocuğuna, onun vücuduna duyduğu arzuyu idrak etmesi, Louvredan Çaldığım Heykelde anlatının kırılma noktası olmaktadır. Anlatıcı, bu noktada şöyle konuşur: Fakat ben omzuma, pankartından sıyırarak, Napolili balıkçıyı yüklemiştim. Louvreun bekçileri, bu sırtımda götürdüğüm koca heykeli göremediler. Bu ağır yükün altında terliyordum; omuzlarım ağrıyordu. Etrafıma hayretle bakıyordum. Acaba omuzlarımdaki heykeli kimse görmüyor muydu (79). Anlatıcı karakter, müzeden çıkışını ve sonrasını hikyede şöyle anlatmaktadır: Kendimi dışarıya zor attım. Haricin soğuk havası, yükümü ağırlaştırmış gibiydi.
Diğer Cevaplara Gözat
Anlatıcının oğlan çocuğuna, onun vücuduna duyduğu arzuyu idrak etmesi, Louvredan Çaldığım Heykelde anlatının kırılma noktası olmaktadır. Anlatıcı, bu noktada şöyle konuşur: Fakat ben omzuma, pankartından sıyırarak, Napolili balıkçıyı yüklemiştim. Louvreun bekçileri, bu sırtımda götürdüğüm koca heykeli göremediler. Bu ağır yükün altında terliyordum; omuzlarım ağrıyordu. Etrafıma hayretle bakıyordum. Acaba omuzlarımdaki heykeli kimse görmüyor muydu (79). Anlatıcı karakter, müzeden çıkışını ve sonrasını hikyede şöyle anlatmaktadır: Kendimi dışarıya zor attım. Haricin soğuk havası, yükümü ağırlaştırmış gibiydi.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap Yaz Arama Yap