Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Maviciler türk edebiyatına ne tür katkida bulunmuşlardir??

Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Poseidon

    • 2018-02-08 04:23:13

    Cevap : Maviciler (Mavi Akımı)   Atilla İlhan’ın 1952-1956 yıllarında çıkardığı derginin adı olan “Mavi”nin etrafında toplanan Orhan Duru, Ferit Edgü gibi sanatçıların oluşturduğu bir edebi topluluktur. Bu sanatçılar, şairane bir sanat anlayışının temsilcisi olmuşlardır. Daha sonra Mavi dergisi Özdemir Nutku’nun yönetimine geçer ve Atilla İlhan’ın savunduğu toplumsal gerçekçiliğin (sosyal realizm) sözcüsü olur. Dergi, Nisan 1956’da çıkan 36. sayıdan sonra (Son Mavi) kapatılır. Temsilcileri; Attila İlhan, Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Yılmaz Gruda, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel’dir.   Garip akımına karşı bir duruş sergilemeleri ve yenilikçi şiiri savunmaları, onları “Garip Dışında Yeniliği Sürdüren Şiir” akımına dâhil eder. Maviciler’in Özellikleri: Garip akımına tepki olarak çıkmıştır. Bu topluluğun hedefinde Garip Akımı ve Orhan Veli vardır. Garipçilerin savunduğu birçok görüşe karşı çıkmışlardır. Özellikle şiirin açık olması gerektiği anlayışı Maviciler tarafından tamamen reddedilmişti. Maviciler şiirin bütünüyle açık olamayacağını, anlam kapalılığının şiiri düzyazıdan ayıran önemli bir faktör olduğu görüşündedirler. Şiirin basit olamayacağını zengin benzetmeli, içli, derin olması gerektiğini savunmuşlardır. ATTİLA İLHAN (1925-2005)   Attila İlhan yüksek öğrenimini yarıda bırakmış, bir süre gazetecilik yapmış, yazarlıkta karar kılmıştır. Adını 1946 CHP şiir yarışmasında ikinci olan “Cebbaroğlu Mehemmed” duyurmuştur. Şiir, roman, eleştiri alanında eserler vermiştir. Şiirlerinde romantik bir duyarlıkla toplumsal gerçekçilik açısından çağımıza, yaşadığımız günlere bakar. İnançlarında ayak direyen, sert çıkışlar yapan, gerçeklerden çok anılara sığınan bir karakter yapısı vardır. “Serüven tutkunu” bir şair olan Attila İlhan en çok aşk, intihar, içki, ölüm, kavga, kahramanlık… temalarını işler. 1952′de çıkan Mavi dergisiyle birlikte Türk şiirinde yeni bir eğilim ortaya çıktı. Attilâ İlhan, yazılarıyla bu eğilimi metot hareketine dönüştürmeye çalıştı. Mavi, hürriyet ve barışı temsil eden bir renktir. En büyük tepkisi de Garipçiler’edir. Şiirlerinde Divan şiirinin biçim özelliklerinden, imgelerinden de yararlanır. Canlı konuşma diline, argoya, halk deyimlerine geniş ölçüde yer vermiştir. Eserleri: Şiir: Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Elde Var Hüzün Roman: Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Fena Halde Leman, Dersaadet’te Sabah Ezanları Daha Fazla Ayrıntı İçin Bkz. Attila İlhan Hayatı, Edebi Kişiliği ve Eserleri AHMET OKTAY (1933-…) Mavi hareketi içinde yer almıştır. Toplumcu sanata bağlı sanatçılar arasındadır. Eserleri: Şiir: Gölgeleri Kullanmak, Her Yüz Bir Öykü Yazar, Dr.Kaligari’nin Dönüşü, Sürgün, Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi, Kara Bir Zamana Alınlık, Yol Üstündeki Semender, Ağıtlar ve Övgüler, Gözüm Seyirdi Vakitten, Söz Acıda Sınandı, Az Kaldı Kışa, Hayalete Övgü, Poyrazda Kımıldayan Salıncak

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    sinan kirveniz

    • 2017-11-26 05:22:06

    Cevap : 1 Kasım 1952'de Ankara'da yayımlanmaya başlanan "Mavi" adlı derginin etrafında Attilâ İlhanöncülüğünde toplanan; Ferit Edgü, Orhan Duru, Özdemir Nutku, Ahmet Oktay, Demirtaş Ceyhun, Demir Özlü ve Tahsin Yücel gibi sanatçıların oluşturduğu bir edebi topluluktur. Bu şairler, Garip Akımı'na ve Orhan Veli'nin şiir anlayışına karşı çıkmışlar, şairane bir sanat anlayışını benimsemişlerdir. Adını dergiden alan hareket, Maviciler olarak adlandırılmış ve Attila İlhan'ın "Sosyal Realizmin Münasebetleri yahut Başlangıç" adlı makalesiyle bu karşı çıkışı dile getirmişlerdir. Şiirin basit olamayacağını, zengin benzetmelerle bir derinliğinin olması gerektiğini belirtmişlerdir. Şiirin açık olamayacağını, anlam kapalılığının nazmı nesirden ayıran en temel özellik olduğu fikrindedirler. Toplumcu gerçekçilerden farklı olarak bireyselliğin de yansıtılması gerektiğini savunmuşlardır. Maviciler başlangıçta Anadolu'yu bütün yönleriyle edebiyata yansıtacakları iddiasıyla ortaya çıkmışlar, "Ulusal Sanat"tan yana olmuşlar, halk şiirine yakın durmuşlardır. Maviciler, Attila İlhan'ın bu dergide yayımladığı yazılardan sonra bu anlayıştan sapmışlardır. Daha sonra Özdemir Nutku'nun yönetimine geçen Mavi dergisi sosyal realizm konulu yazılara yer vermiş, toplumsal gerçekçiliğin sözcüsü olmuştur. Dergi Nisan 1956'da 36. sayıdan sonra kapatılmıştır. MAVİ HAREKETİ (Makale) Garip hareketine karşı çıkanlardan biri de Atillâ İlhan'dır (d. 1925). Mavi dergisinde "SosyalRealizmin Münasebetleri yahut Başlangıç" adlı yazısında (sayı 21, 1 Temmuz 1954) Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet'i "bomstiller" diye nitelemiştir. Aynı derginin yazarlarından Ahmet Oktay (d. 1933) "Orhan Veli'nin Yeri" (sayı 26, Ocak 1955) adlı yazısında "Orhan Veli eksik bir öncü ve eksik bir şairdi" hükmüyle, Garip akımının sığlığını anlatmıştı. Daha sonraları Mavi dergisindeki bu yazılardan hareketle bir yeni akım sayılmak istenmişse de, bu görüş rağbet bulmamıştır. Onlar Birinci Yeni hareketine karşı çıktıkları için bir bakıma İkinci Yeni 'nin öncüleri olarak değerlendirilmişlerse de Atillâ İlhan, buna da karşı çıkmış ve İkinci Yeni'yi "yozlukla" itham etmiştir. Atillâ İlhan, Türk şiirinin "Batılı ve Türk olabilen bir esthetique (estetik) bir bileşime varabilme sorunu" içinde olduğunu, ancak önce Garip sonra İkinci Yeni hareketinin şiirimizi "yozlaşmaya" götürdüğünü söyler. Bu hüküm, kendisi de şiir üzerinde düşünen bir şair olarak Atillâ İlhan'ın şahsi görüşünü yansıtmaktan öte gitmez. Zira bütün sanat faaliyetleri gibi şiir de ancak yaratıcıları ile ortaya çıkar. Onun hakkında verilecek hükümler de zamana dayanıklılık ölçüsünde büyük önem taşır.Türk şiirinin 1960 sonrasının hâlen bir oluşum içinde bulunduğunu belirtmek daha doğrudur. Atillâ İlhan şiirlerinin son baskısına, onlar, neden yazdığın, açıklayan notlar eklemiştir. Bir şiirin kendi başına anlaşılmama, şiirin kendi kendisine okuyucuya ulaşmaya yetmediği demedir ki bir şiir için eksikliktir. Şiir okuyucuya kendini hiç bir açıklamaya ihtiyaç duyurmayacak şekilde kabul ettirmeli değişik şartlar ve saatlerde, ortak duyuşu uyandırmalıdır. Atillâ İlhan'ın bu anlamda kalıcı bir şiir vücuda getirdiğini sanmıyorum. İmlâ kurallarını bütünüyle reddetmiş veya kendisine has bir imlâ tarzı geliştirmiş olan Atillâ İlhan (Büyük harf kullanmaz ama özel isimleri ek almaları halinde (') ile ayırır), dil konusunda çok keyfidir. Günlük dilde artık kullanılmayan çok eski kelimeleri, Fransızca veya Almanca kelimelerle beraber kullanır. Bunlar, hem yazarın dikkati çekme çabasını, orijinal olma merakını, hem de karmakarışık bir dünyada yaşadığımızı okuyucuya hissettirme gayretini gösterir. Sinema tekniğini kullanan Atillâ İlhan adeta kamerasını kalabalıklar üzerinde gezdirir, zaman zaman belirli noktalarda uzunca durur. Renkli, ıslak, ürperiş ve korku dolu bu şiirlerde bazan büyük bir ferahlık bazan da melankoli gizlidir. 1940-1950 arası Türk edebiyatında yepyeni bir kıpırdanma ve şahsiyetlerin belirmesi dönemidir. Atillâ İlhan da 1946 yılında "CHP Şiir Yarışmasında ikinciliği kazanmış ve birbirlerinden farklı üç şair, bu yarışmada ilk üç dereceyi paylaşmıştır
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.