İşte Cevaplar
Cevap : Enderun Mektebi
Osmanlılarda, medreselerden ayrı olarak devlet memuru gibi nitelikli insan yetiştirmek amacıyla Topkapı Sarayı’nda “Enderun Mektebi” kurulmuştu. Enderun, bir saray okuluydu. Bu okula önceleri devşirme sistemiyle toplanan gayrimüslim çocukların yetenekli ve zeki olanları alınırdı. Sonraları Enderuna Müslüman çocuklar da alınmaya başlandı.
Ahilik Teşkilatı
Ahilik teşkilatı, XIII. yüzyılda Anadolu’da kurulan esnaf ve zanaatkârlar birliğidir. Türkiye Selçuklu Devleti’nin sosyal düzeninin sağlanmasında etkili olan bu teşkilat, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da önemli rol oynamıştır. Yanda anıtı görülen Ahi Evran tarafından kurulduğu düşünülen Ahilik Teşkilatı dinî, ahlaki, sosyal ve ekonomik nitelikler taşımaktadır. Bu teşkilat, Anadolu’nun sosyal ve kültürel yapısında, meslek eğitiminde ve meslek ahlakını yerleştirmede önemli bir yere sahiptir. Ahilik Teşkilatı benzer işlerde çalışanları (demirciler, kunduracılar, vb.) bir araya toplayıp yardımlaşmayı, meslek ahlakına uymayı ve toplumda düzeni sağlamayı amaç edinmiştir.
Medrese
Ders verilen yer anlamına gelen medreseler, eğitim ve öğretim kurumlarının temelidir. Bunlar Karahanlı, Büyük ve Anadolu Selçuklu ile Osmanlı Devletlerindeki orta ve yüksek öğretim kurumlarıydı. Osmanlı Devleti’nde ilim ve kültür alanında çalışmaların yapıldığı medreselerin ilki Orhan Bey Döneminde İznik’te açılmıştı. Medreseler daha çok hükümdarlar ve devlet görevlileri tarafından kurulurdu.
Diğer Cevaplara Gözat
Osmanlılarda, medreselerden ayrı olarak devlet memuru gibi nitelikli insan yetiştirmek amacıyla Topkapı Sarayı’nda “Enderun Mektebi” kurulmuştu. Enderun, bir saray okuluydu. Bu okula önceleri devşirme sistemiyle toplanan gayrimüslim çocukların yetenekli ve zeki olanları alınırdı. Sonraları Enderuna Müslüman çocuklar da alınmaya başlandı.
Ahilik Teşkilatı
Ahilik teşkilatı, XIII. yüzyılda Anadolu’da kurulan esnaf ve zanaatkârlar birliğidir. Türkiye Selçuklu Devleti’nin sosyal düzeninin sağlanmasında etkili olan bu teşkilat, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da önemli rol oynamıştır. Yanda anıtı görülen Ahi Evran tarafından kurulduğu düşünülen Ahilik Teşkilatı dinî, ahlaki, sosyal ve ekonomik nitelikler taşımaktadır. Bu teşkilat, Anadolu’nun sosyal ve kültürel yapısında, meslek eğitiminde ve meslek ahlakını yerleştirmede önemli bir yere sahiptir. Ahilik Teşkilatı benzer işlerde çalışanları (demirciler, kunduracılar, vb.) bir araya toplayıp yardımlaşmayı, meslek ahlakına uymayı ve toplumda düzeni sağlamayı amaç edinmiştir.
Medrese
Ders verilen yer anlamına gelen medreseler, eğitim ve öğretim kurumlarının temelidir. Bunlar Karahanlı, Büyük ve Anadolu Selçuklu ile Osmanlı Devletlerindeki orta ve yüksek öğretim kurumlarıydı. Osmanlı Devleti’nde ilim ve kültür alanında çalışmaların yapıldığı medreselerin ilki Orhan Bey Döneminde İznik’te açılmıştı. Medreseler daha çok hükümdarlar ve devlet görevlileri tarafından kurulurdu.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Enderun: Enderun, Osmanlı Saray teşkilatının bir birimidir. Saray teşkilatı için faaliyet gösteren ve yüksek dereceli devlet memuru ile asker yetiştiren okul da Mekteb-i Enderun adıyla anılmıştır. Bu okula başlangıçta devşirilen Hıristiyan çocuklar alınırken, zamanla Türk çocukları da kabul edilmiştir, l. Murat Devri'nde temeli atılmış, Fatih zamanında daha sistemli hale getirilmiştir.
Medrese: Medreseler, Osmanlı eğitim sisteminin temel kurumlarıdır, ilmiye sınıfının kaynağı medreselerdi. Türklerde ilk medrese Karahanlılarda görülür. Selçuklular tarafından kurulan Nizamiye Medreselerinin dünya bilim tarihindeki yeri çok büyüktür.
Osmanlılarda ilk medrese Orhan Bey tarafından İznik'te (1330) kurulmuştur. Bursa'da Yeşil Medrese (Sultaniye) (1419) Muradiye Medresesi (1430), Edirne'de Üç Şerefeli Medrese (1447) Kuruluş Dönemi’nin önemli medreseleridir.
(Ahi) Teşkilatı: Osmanlılarda loncalar(ahi kuruluşları) da birer eğitim kurumu görevini yüklenmiştir. Ahilik ve sonraları lonca teşkilatı, mensuplarına mesleki, dini ve ahlaki bilgi ve eğitim veren kurumlardır. Ahilerin Fütüvvet name adı verilen kuralları vardı. Bu kurallara uymayan teşkilata giremez, girmiş bulunsa da çıkarılırdı. Ahilik teşkilatı, bünyesinde esnaf, zanaatkar ve işçiyi toplamıştı.
Medrese: Medreseler, Osmanlı eğitim sisteminin temel kurumlarıdır, ilmiye sınıfının kaynağı medreselerdi. Türklerde ilk medrese Karahanlılarda görülür. Selçuklular tarafından kurulan Nizamiye Medreselerinin dünya bilim tarihindeki yeri çok büyüktür.
Osmanlılarda ilk medrese Orhan Bey tarafından İznik'te (1330) kurulmuştur. Bursa'da Yeşil Medrese (Sultaniye) (1419) Muradiye Medresesi (1430), Edirne'de Üç Şerefeli Medrese (1447) Kuruluş Dönemi’nin önemli medreseleridir.
(Ahi) Teşkilatı: Osmanlılarda loncalar(ahi kuruluşları) da birer eğitim kurumu görevini yüklenmiştir. Ahilik ve sonraları lonca teşkilatı, mensuplarına mesleki, dini ve ahlaki bilgi ve eğitim veren kurumlardır. Ahilerin Fütüvvet name adı verilen kuralları vardı. Bu kurallara uymayan teşkilata giremez, girmiş bulunsa da çıkarılırdı. Ahilik teşkilatı, bünyesinde esnaf, zanaatkar ve işçiyi toplamıştı.
Cevap : Âhilik,
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran tarafından kurulmuştur.
600 yıl Anadolu'da uygulanan Ahilik, 3. Ahmet dönemine dek sürdü. 1727 yılında "gedik" denen bir düzen uygulanmaya başlandı. Ahiler birliği mensuplarına tezgah başında sanat, zaviyelerde edep öğretmenin, Müslümanlara özgü olarak sürüp gelmesi 17. yüzyıla kadar sürmüş, fakat Osmanlı Devleti’nin Gayr-ı Müslimler üzerindeki egemenlik alanı büyüyüp genişledikçe, sanatkarlar çoğalıp dalları arttıkça, bu Müslüman ve Gayr-ı Müslim ayırımı daha fazla sürdürülmemiş, Gayr-ı Müslim tebaanın artmasıyla doğru orantılı olarak çeşitli dindeki kişiler arasında ortak çalışma zorunluluğu doğmuştur. Bu, din ayırımı gözetilmeden kurulan, eski niteliğinden fazla bir şey kaybetmeyen yeni organizasyona Gedik denmiştir.
Medrese,
Müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese kelimesi Arapça ders (درس) kökünden gelir. Medreselerde ders verenlere müderris denir.
Türk İslam devletlerinde[kaynak belirtilmeli] medrese geleneği Karahan'lılarla başlar.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca Karahan'lılar medrese geleneği ile birlikte burslu öğrencilik sistemini başlatmışlardır.
Medreseler Selçuklular'la zirve yapar. En kapsamlı çok yönlü medreseleri Büyük Selçuklular açmıştır. Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından Bağdat'a kurulmuştur. Budizm'deki dinsel eğitim kurumu Vihara'lardan etkilenilerek medreseler açılmıştır. İlk medreselerde ağırlıklı olarak Kuran, kıyas, icma, fıkıh, kelam gibi dini dersler okutulurken, Nizamiye medreselerinde hem pozitif bilimler hem de dini bilimler birlikte okutulmuştur. Bu eğitim sisteminde batinilik ve şiilik arasında fikri mücadele amaçlanmıştır.
Selçuklular Anadolu'ya geldikten sonra çeşitli şehirlerde çok sayıda medreseler inşa etmişlerdir. Anadolu'da açılan ilk medrese Danişment'liler döneminde Tokat Niksar'da açılan Yağbasan medresesi'dir.
Osmanlı Devleti'nin devrinde ilk medrese Orhan Bey zamanında 1330 yılında Orhan Gazi Medresesi olarak İznik'te kurulmuştur. Daha sonra Osmalı Devleti'nin sınırları genişlemesiyle beraber Bursa ve Edirne başta olmak üzere pek çok şehirde medreseler açıldı. İstanbul'un fethinden sonra üst seviyedeki eğitim kurumları başkentte yoğunlaştı.
Medreselerde okutulan dersler;
# Sarf (Morfoloji, cümle bilgisi)
# Mantık
# Hadis
# Tefsir (Kuran yorumu)
# Adab-ı bahis (Konuşma adabı)
# Vaaz
# Belagat (Güzel konuşma, retorik)
# Kelam
# Hikmet
# Fıkıh
# Faraiz (Miras hukuku)
# Akaid (İnanç esasları)
# Usul-ü fıkıh
# İlm-i heyet (Astronomi ve astroloji)
Enderûn Mektebi,
II. Murat zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar (1908) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Hristiyan ailelerden devşirilen çocukların zekî ve gösterişlileri saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde geliştirilmiştir.
Enderûn mektebine alınan çocuklara, Kur'an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir), dil bilgisi, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müsbet ilimler dersleri okutulurdu. Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.
İç oğlanı denilen Enderûn talebesi ortak bir kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştirilmiş olurdu. Sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada görev alırlardı.
* Osmanlı Devleti, kendinden önceki Türk devletlerine göre daha merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Bu sebepten dolayı kendi kurumlarından yetişmeyen kimselere görev vermemiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından Türkleri dışlamak şeklinde yorumlanmıştır.
* Osmanlı Bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir. Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hakim oldukları kurumlardır. Esasen Kanunî Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderûn Mektebine alınmıştır.
Osmanlı devrinde Türkçenin devlet dili olarak hâkim olmasının bir başka sebebi de Enderûn Mektebi’dir. Enderûn, saray içinde bir okuldur. Sarayda, orduda ve hükûmet işlerinde çalışacak memurları ve hizmetlileri yetiştirmek bu okulun görevi idi. Fatih tarafından açıldığı bilinen bu okula, acemi oğlanlar arasından öğrenci seçilirdi.
Enderunda eğitim dört konu üzerinde toplanmıştı: - Beden eğitimi - Uygulamalı saray işleri eğitimi - Yeteneklerine uygun bir sanat eğitimi - Teorik olarak islamî bilgiler eğitimi
Enderûndan sadrazamlar, kaptan paşalar, yeniçeri ağaları, eyalet valileri, sancak beyleri, daha başka hizmetler için ünlü kişiler, ayrıca şairler, edipler, ressamlar, mimarlar, müzikçiler, tarihçiler ve daha bunlar gibi medresenin yetiştirmediği bilginler de yetişmiştir.
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran tarafından kurulmuştur.
600 yıl Anadolu'da uygulanan Ahilik, 3. Ahmet dönemine dek sürdü. 1727 yılında "gedik" denen bir düzen uygulanmaya başlandı. Ahiler birliği mensuplarına tezgah başında sanat, zaviyelerde edep öğretmenin, Müslümanlara özgü olarak sürüp gelmesi 17. yüzyıla kadar sürmüş, fakat Osmanlı Devleti’nin Gayr-ı Müslimler üzerindeki egemenlik alanı büyüyüp genişledikçe, sanatkarlar çoğalıp dalları arttıkça, bu Müslüman ve Gayr-ı Müslim ayırımı daha fazla sürdürülmemiş, Gayr-ı Müslim tebaanın artmasıyla doğru orantılı olarak çeşitli dindeki kişiler arasında ortak çalışma zorunluluğu doğmuştur. Bu, din ayırımı gözetilmeden kurulan, eski niteliğinden fazla bir şey kaybetmeyen yeni organizasyona Gedik denmiştir.
Medrese,
Müslüman ülkelerde orta ve yüksek öğretimin yapıldığı eğitim kurumlarının genel adı. Medrese kelimesi Arapça ders (درس) kökünden gelir. Medreselerde ders verenlere müderris denir.
Türk İslam devletlerinde[kaynak belirtilmeli] medrese geleneği Karahan'lılarla başlar.[kaynak belirtilmeli] Ayrıca Karahan'lılar medrese geleneği ile birlikte burslu öğrencilik sistemini başlatmışlardır.
Medreseler Selçuklular'la zirve yapar. En kapsamlı çok yönlü medreseleri Büyük Selçuklular açmıştır. Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından Bağdat'a kurulmuştur. Budizm'deki dinsel eğitim kurumu Vihara'lardan etkilenilerek medreseler açılmıştır. İlk medreselerde ağırlıklı olarak Kuran, kıyas, icma, fıkıh, kelam gibi dini dersler okutulurken, Nizamiye medreselerinde hem pozitif bilimler hem de dini bilimler birlikte okutulmuştur. Bu eğitim sisteminde batinilik ve şiilik arasında fikri mücadele amaçlanmıştır.
Selçuklular Anadolu'ya geldikten sonra çeşitli şehirlerde çok sayıda medreseler inşa etmişlerdir. Anadolu'da açılan ilk medrese Danişment'liler döneminde Tokat Niksar'da açılan Yağbasan medresesi'dir.
Osmanlı Devleti'nin devrinde ilk medrese Orhan Bey zamanında 1330 yılında Orhan Gazi Medresesi olarak İznik'te kurulmuştur. Daha sonra Osmalı Devleti'nin sınırları genişlemesiyle beraber Bursa ve Edirne başta olmak üzere pek çok şehirde medreseler açıldı. İstanbul'un fethinden sonra üst seviyedeki eğitim kurumları başkentte yoğunlaştı.
Medreselerde okutulan dersler;
# Sarf (Morfoloji, cümle bilgisi)
# Mantık
# Hadis
# Tefsir (Kuran yorumu)
# Adab-ı bahis (Konuşma adabı)
# Vaaz
# Belagat (Güzel konuşma, retorik)
# Kelam
# Hikmet
# Fıkıh
# Faraiz (Miras hukuku)
# Akaid (İnanç esasları)
# Usul-ü fıkıh
# İlm-i heyet (Astronomi ve astroloji)
Enderûn Mektebi,
II. Murat zamanında kurulup, zamanla çeşitli değişikliklere uğramakla beraber Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar (1908) varlığını sürdüren bir saray okuludur. Hristiyan ailelerden devşirilen çocukların zekî ve gösterişlileri saraya alınarak özel bir şekilde yetiştirilirlerdi. Fatih Sultan Mehmet döneminde geliştirilmiştir.
Enderûn mektebine alınan çocuklara, Kur'an-ı Kerim, tefsir, hadis, kelâm gibi dini dersler, edebiyat, inşa (şiir), dil bilgisi, Arapça, Farsça gibi dil ve edebiyat dersleri ve matematik, coğrafya, mantık gibi müsbet ilimler dersleri okutulurdu. Bir taraftan da Osmanlı saray geleneği ve görgüsüyle, protokol kaideleri ve bürokratik işler öğretilirdi. Bunların yanında çeşitli sanat kollarında beceriler kazandırıldığı gibi sportif faaliyetlere de yer verilirdi.
İç oğlanı denilen Enderûn talebesi ortak bir kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlarlar, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştirilmiş olurdu. Sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada görev alırlardı.
* Osmanlı Devleti, kendinden önceki Türk devletlerine göre daha merkeziyetçi bir yapıya sahiptir. Bu sebepten dolayı kendi kurumlarından yetişmeyen kimselere görev vermemiştir. Bu durum, bazı çevreler tarafından Türkleri dışlamak şeklinde yorumlanmıştır.
* Osmanlı Bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir. Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hakim oldukları kurumlardır. Esasen Kanunî Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderûn Mektebine alınmıştır.
Osmanlı devrinde Türkçenin devlet dili olarak hâkim olmasının bir başka sebebi de Enderûn Mektebi’dir. Enderûn, saray içinde bir okuldur. Sarayda, orduda ve hükûmet işlerinde çalışacak memurları ve hizmetlileri yetiştirmek bu okulun görevi idi. Fatih tarafından açıldığı bilinen bu okula, acemi oğlanlar arasından öğrenci seçilirdi.
Enderunda eğitim dört konu üzerinde toplanmıştı: - Beden eğitimi - Uygulamalı saray işleri eğitimi - Yeteneklerine uygun bir sanat eğitimi - Teorik olarak islamî bilgiler eğitimi
Enderûndan sadrazamlar, kaptan paşalar, yeniçeri ağaları, eyalet valileri, sancak beyleri, daha başka hizmetler için ünlü kişiler, ayrıca şairler, edipler, ressamlar, mimarlar, müzikçiler, tarihçiler ve daha bunlar gibi medresenin yetiştirmediği bilginler de yetişmiştir.