Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Metindeki sıfat-zarf-zamirleri yazabılır mısınız?

Mehmet adlı bir Türk askeri Çanakkale’de İngilizlerle savaşırken yaralanır. Haydarpaşa Hastanesinde tedavi edilir. Ayağı bir parça sakat kaldığı için hafif hizmete ayrılır ve hastanede görevlendirilir. Mehmet’e bir gün Haydarpaşa Tren İstasyonu’ndan hastaneye götürülmek üzere esir İngiliz askeri teslim edilir. Mehmet ve hasta İngiliz asker, yağmurlu bir havada kör topal yola devam ederler.
Mehmet dehşetli bir İngiliz düşmanıdır aslında. Ötekilere pek o kadar kızmaz, her biri için ayrı ayrı mazeretler bulmaya çalışır, sulh olursa onları affedebileceğini hissederdi. Fakat İngilizlere çok kızgındı. Zor şartlarda yol alırken, İngiliz büsbütün “stop” deyip durmasın mı? Mehmet bu sefer büsbütün telaşlandı:
– Vay anam, ben ona adam ol derken o büsbütün cüdam oldu… Hey beri bak… Hele şöyle kımılda bakayım… Yürü de evvelki gibi yürü razıyım… Hastaneye çok kalmadı… Orada seni rahat yatağa yatırırlar, sıcak yemek verirler. Haftaya kalmaz domuz gibi olursun, diye söyleniyordu kendi kendine.
– Yahu para sende, rahat sende, memleket sende, dükkân, tezgâh sende… Yedi deniz aşırı yerden, kale gibi gemilerine binip ne halt etmeye gelirsin buralara, benimle muharebeye tutuşursun… beni öldürüp de yamalı donumu mu alacaksın? Ne adını bilirim… ne memleketini bilirim, sen Çanakkale’ye geldin diye davarımı satar, ocağımı söndürür, çoluk çocuğumun her birini bir yana dağıtır gelirim… Muhareben de kahpece… yanına sokmadan, suratını göstermeden, uzaktan şarapnelini yerim, ayağım sakat kalır… Elime düştün… seni bir tepmede yere gömsem yeridir… ille zebunluğunu görüyorum… besbelli bir taksiratım var ki…

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    emrah07

    • 2020-12-26 12:04:20

    Cevap : SIFATLAR:

         Mehmet adlı bir Türk askeri Çanakkale’de İngilizlerle savaşırken yaralanır.
    Ayağı bir parça sakat kaldığı için hafif hizmete ayrılır ve hastanede görevlendirilir.( Bir sıfatı zarfın içinde yer almıştır.)
         Mehmet’e bir gün Haydarpaşa Tren İstasyonu’ndan hastaneye götürülmek üzere esir İngiliz askeri teslim edilir.( Bir sıfatı zarfın içinde yer almıştır.)
         Mehmet ve hasta İngiliz asker, yağmurlu bir havada kör topal yola devam ederler.(Yağmurlu ile bir ayrı sıfatlardır.)
         Mehmet dehşetli bir İngiliz düşmanıdır aslında.(Dehşetli ile bir ayrı sıfatlardır.)
         Ötekilere pek o kadar kızmaz, her biri için ayrı ayrı mazeretler bulmaya çalışır, sulh olursa onları affedebileceğini hissederdi.
         Zor şartlarda yol alırken, İngiliz büsbütün “stop” deyip durmasın mı? Mehmet bu sefer büsbütün telaşlandı:
    Orada seni rahat yatağa yatırırlar, sıcak yemek verirler.
         Yedi deniz aşırı yerden, kale gibi gemilerine binip ne halt etmeye gelirsin buralara, benimle muharebeye tutuşursun… beni öldürüp de yamalı donumu mu alacaksın? (Yedi ile deniz aşırı ayrı sıfatlardır.)
    Ne adını bilirim… ne memleketini bilirim, sen Çanakkale’ye geldin diye davarımı satar, ocağımı söndürür, çoluk çocuğumun her birini bir yana dağıtır gelirim…
    Elime düştün… seni bir tepmede yere gömsem yeridir… ille zebunluğunu görüyorum… besbelli bir taksiratım var ki…

    ZARFLAR:

          Mehmet adlı bir Türk askeri Çanakkale’de İngilizlerle savaşırken yaralanır. Haydarpaşa Hastanesinde tedavi edilir. Ayağı bir parça sakat kaldığı için (edat olarakta kullananlar var) hafif hizmete ayrılır ve hastanede görevlendirilir. Mehmet’e bir gün Haydarpaşa Tren İstasyonu’ndan hastaneye götürülmek üzere esir İngiliz askeri teslim edilir. Mehmet ve hasta İngiliz asker, yağmurlu bir havada kör topal yola devam ederler.
    Mehmet dehşetli bir İngiliz düşmanıdır aslında. Ötekilere pek o kadar kızmaz, her biri için ayrı ayrı mazeretler bulmaya çalışır, sulh olursa onları affedebileceğini hissederdi. Fakat İngilizlere çok kızgındı. Zor şartlarda yol alırken, İngiliz büsbütünstop” deyip durmasın mı? Mehmet bu sefer büsbütün telaşlandı:
    – Vay anam, ben ona adam ol derken o büsbütün cüdam oldu… Hey beri bak… Hele şöyle kımılda bakayım… Yürü de evvelki gibi yürü razıyım… Hastaneye çok kalmadı… Orada seni rahat yatağa yatırırlar, sıcak yemek verirler. Haftaya kalmaz domuz gibi olursun, diye söyleniyordu kendi kendine.
    – Yahu para sende, rahat sende, memleket sende, dükkân, tezgâh sende… Yedi deniz aşırı yerden, kale gibi gemilerine binip ne halt etmeye gelirsin buralara, benimle muharebeye tutuşursun… beni öldürüp de yamalı donumu mu alacaksın? Ne adını bilirim… ne memleketini bilirim, sen Çanakkale’ye geldin diye davarımı satar, ocağımı söndürür, çoluk çocuğumun her birini bir yana dağıtır gelirim… Muhareben de kahpece… yanına sokmadan, suratını göstermeden, uzaktan şarapnelini yerim, ayağım sakat kalır… Elime düştün… seni bir tepmede yere gömsem yeridir… ille zebunluğunu görüyorum… besbelli bir taksiratım var ki…

    ZAMİRLER:

          Ötekilere pek o kadar kızmaz, her biri için ayrı ayrı mazeretler bulmaya çalışır, sulh olursa onları affedebileceğini hissederdi.
    Vay anam,(m iyelik zamiri) ben ona adam ol derken o büsbütün cüdam oldu.
          Orada seni rahat yatağa yatırırlar, sıcak yemek verirler.
    Haftaya kalmaz domuz gibi olursun, diye söyleniyordu kendi kendine.(Kendi kendine zarf.Tek başına kendi kelimesi zamir.)
    – Yahu para sende, rahat sende, memleket sende, dükkân, tezgâh sende
    Yedi deniz aşırı yerden, kale gibi gemilerine binip ne halt etmeye gelirsin buralara, benimle(ile den dolayı edattır fakat benim diye kullanılsaydı zamir olurdu)muharebeye tutuşursun… beni öldürüp de yamalı donumu(um,iyelik zamiri) mu alacaksın? Ne adını(ın,iyelik zamiri) bilirim… ne memleketini (in,iyelik zamiri)bilirim, sen Çanakkale’ye geldin diye davarımı(ım,iyelik zamiri) satar, ocağımı (ım,iyelik zamiri)söndürür, çoluk çocuğumun(um,iyelik zamiri) her birini bir yana dağıtır gelirim…Muhareben(n iyelik zamiri) de kahpece… yanına(ın,iyelik zamiri) sokmadan, suratını(ın,iyelik zamiri) göstermeden, uzaktan şarapnelini(in,iyelik zamiri) yerim, ayağım(ım,iyelik zamiri) sakat kalır… Elime(im,iyelik zamiri)düştün… seni bir tepmede yere gömsem yeridir… ille zebunluğunu (un,iyelik zamiri)görüyorum… besbelli bir taksiratım (ım,iyelik zamiri)var ki…
















    Diğer Cevaplara Gözat
    ZeusCeyda Aksoy2 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz







    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.