İşte Cevaplar
Cevap : Günümüzdeki Birleşmiş Milletler'in temeli sayılabilecek bu organizasyon, I. Dünya Savaşı'nın ardından İsviçre'de 10 Ocak 1920'de kuruldu. Amacı, ülkeler arasında yaşanabilecek sorunları barışçı yollarla çözmek idi. Bir süre çalıştı; fakat fazla bir varlık gösteremedi. II. Dünya Savaşı'nın ardından 1946 yılında dağıldı.
Hangi Ülkeler Vardı:
İngiltere, hollanda, fransa, ingiltere ve amerika
Diğer Cevaplara Gözat
Hangi Ülkeler Vardı:
İngiltere, hollanda, fransa, ingiltere ve amerika
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap Yaz Arama Yap
Cevap : Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvâm)’nin Kuruluşu ve Yapısı:
A-Milletler Cemiyeti’nin Kuruluşu
Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri, bu büyük savaşın acı tecrübelerini göz önünde tutarak, bundan böyle yeni savaşları önlemek,uyuşmazlıkları barışçı yolllardan çözmek, hukuk kurallarına saygılı olmak ve uluslararası işbirliğini geliştirmek; böylece dünyada barış ve güvenliği sağlamak amacı ile evrensel bir örgüt olarak Milletler Cemiyeti’ni kurdular1 ve 10 Haziran 1919’da Milletler Cemiyeti Sekreterliği Londra’ da çalışmaya başladı.2 Son yüzyıllar içinde bu amaçlara hizmet edecek böyle bir teşkilat kurma düşüncesi, bir çok kereler ortaya atılmış olmasına rağmen3 , bu nicelik ve nitelikte uluslararası bir örgüt tarihte ilk kez ortaya konuluyordu.4
Milletler Cemiyeti Anayasası, İngiliz ve Amerikalıların müşterek çalışması ile hazırlanmış, tarafsız devletlerin fikirleri de alındıktan sonra 28 Nisan 1919’ da Paris Barış Konferansı tarafından kabul edilmişti.5 Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulmuş ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tasfiyeye uğrayana kadar, iki savaş arası dönemin olaylarını etkileyen ve bu olaylardan etkilenen bir kurum olarak varlığını sürdürmüştür.6
Milleyler Cemiyeti, kurulduğunda 27 kurucu üyesi vardı.7 Ancak, 1920’ de üye sayısı 43’ e ulaşmış bulunuyordu.8 Zamanla, yeni üyelerin katılımı ile teşkilat nicelik olarak genişlemiştir.
B-Milletler Cemiyeti’nin Yapısı Ve Niteliği :
Milletler Cemiyeti Anayasası’na göre, üyeler arasında ayrım yapılmış “Kurucu” ve “Davetli” olmak üzere iki kategoride toplanmıştır. Buna göre :
1. Kurucu Üyeler : Barış antlaşmalarına galip devlet statüsğ ile imza koyan devletlerdi.
2. Davetli Üyeler : Bunlar ise daha çok Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmış olan devletlerdi.9
3. Sonradan Giren Üyeler : Anayasa’da belirtilmeyen bir 3. katogori daha vardı ki, bunlar da ilk zamanlarda “Savaşın mağlubu veya onlara destek verenler” idi. Ancak, zamanla uluslararası ilişkiler ortamındaki bazı gelişmeler üzerine şartlı veya şartsız olarak, davetli veya kendi başvurusu üzerine kuruma alınan üye devletlerdi.
Cemiyet, Anayasası’na göre “Yüklenmiş olduğu görevlerden birini yapmayan bir üye, diğer üyelerin kararı ile üyelikten çıkarılabilirdi. Ayrıca, kendi isteği ile cemiyet üyeliğinden ayrılmak isteyen devlet, bunu Sekreterliğe bildirdikten iki yıl sonra üyelikten ayrılmış ve çıkmış” sayılırdı.10
Milletler Cemiyeti’nin üç önemli organı vardı. Bunlar :
a)ASSAMBLE : Cemiyete üye olan devletlerintemsilcilerinden oluşurdu. Her üye devlet, bu mecliste bir oya sahipti ve kendisini en fazla üç kişi ile temsil ettirebilirdi. Kural olarak her yıl Eylül ayında toplanan meclis, teamül olarak oybirliği ile karar verirdi.11
b)KONSEY : Konsey, başlangıçta dokuz üyeden oluşuyordu. Bunun dördünü “Daimi üye” sıfatı ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya ile Assamble üyeleri arasından her üç yılda bir değişmek üzere seçilen “geçici veya süreli” üyeler teşkil ederdi.12
c)GENEL SEKRETERLİK : Assamble’nin veya Konsey’in görevlerini yerine getirmek amacıyla kurulan ve bu itibarla yardımcı ve tamamlayıcı bir rolü bulunan Genel Sekreter ve ona bağlı geniş bir memurlar kadrosu vardı. Genel Sekreter’e 2 genel Sekreter Vekili, 3 tane de Genel Sekreter Yardımcısı yardımcı oluyordu. Genel Sekreterliğin bir çok şubeleri vardı ve buralarda 47 millete mensup 600 kadar memur çalışırdı.13
Milletler Cemiyeti’nin merkezi Cenevre’de bulunuyordu ve burada büyük bir saray inşâ edilmişti. Cemiyet fonksiyonunu yitirene kadar çalışmalarını burada sürdürmüştür.14
C-Milletler Cemiyeti’nin Uluslararası Politika Ve Gelişmelere Etkileri Ve Rolü
1920-1939 sürecinde Milletler Cemiyeti’nin uluslararası ilişkiler ortamındaki rolü, etkisi ve durumu iki ana devreye ayrılarak incelenebilir. Bunun en önemli nedeni, “1930’ lu yıllara kadar Milletler Cemiyeti’ne olan güvensizliğin , bazı önemli ve temel sorunların çözümlenmesi ile yerini güven duygusuna bırakması ve bir çok ülkenin Milletler Cemiyeti’ne ilgi duyması sonucunu doğurmasıdır”. Ancak, bütün bu gelişmelere rağmen Milletler Cemiyeti, İkinci Dünya Savaşı’nı önlemeye muktedir olamamıştır.
Milletler Cemiyeti, kuruluşunun ilk yıllarında “Galip devletler tarafından, kendi lehlerine göre oluşturulmuş bulunan statükonun korunması amacıyla kurulmuş olduğundan ve bu devletlerin Manda adı altında sömürgeciliği sürdürmeleri yüzünden” , hem Asya ve Afrika’da, hem de Amerika kıtasında bir çok ulusun ve ülkeningüvenini kazanamamıştı.
Versailles Antlaşmasını onaylamamış olan Amerika’nın , kuruluş süecinde bu cemiyete girmemiş olması da , cemiyetin etkinliğinin azalmasında ve cemiyete karşı olan güvensizliğin artmasında önemli rol oynamıştır. Cemiyetin bir diğer büyük zââfı da Musul Meselesi’nde görüldüğü gibi “büyük devletlerin milli amaç ve politikalarına vasıta” olarak kullanılmasıydı.15
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bir çok devlet, bu cemiyetin başlıca amacı olan “barışı sürdürme, silahlanma ve saldırıları önleme” yi gerçekleştiremeyeceğini anlayınca, kurum dışı faaliyetlerle bunları gerçekleştirme çarelerini aramaya koyulmuşlar ve bu girişimlerin sonucu olarak, 1925’de Lokarno, 1928’de de Briand-Kellog Paktı imzalanmıştır.
A-Milletler Cemiyeti’nin Kuruluşu
Birinci Dünya Savaşı’nın galip devletleri, bu büyük savaşın acı tecrübelerini göz önünde tutarak, bundan böyle yeni savaşları önlemek,uyuşmazlıkları barışçı yolllardan çözmek, hukuk kurallarına saygılı olmak ve uluslararası işbirliğini geliştirmek; böylece dünyada barış ve güvenliği sağlamak amacı ile evrensel bir örgüt olarak Milletler Cemiyeti’ni kurdular1 ve 10 Haziran 1919’da Milletler Cemiyeti Sekreterliği Londra’ da çalışmaya başladı.2 Son yüzyıllar içinde bu amaçlara hizmet edecek böyle bir teşkilat kurma düşüncesi, bir çok kereler ortaya atılmış olmasına rağmen3 , bu nicelik ve nitelikte uluslararası bir örgüt tarihte ilk kez ortaya konuluyordu.4
Milletler Cemiyeti Anayasası, İngiliz ve Amerikalıların müşterek çalışması ile hazırlanmış, tarafsız devletlerin fikirleri de alındıktan sonra 28 Nisan 1919’ da Paris Barış Konferansı tarafından kabul edilmişti.5 Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kurulmuş ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tasfiyeye uğrayana kadar, iki savaş arası dönemin olaylarını etkileyen ve bu olaylardan etkilenen bir kurum olarak varlığını sürdürmüştür.6
Milleyler Cemiyeti, kurulduğunda 27 kurucu üyesi vardı.7 Ancak, 1920’ de üye sayısı 43’ e ulaşmış bulunuyordu.8 Zamanla, yeni üyelerin katılımı ile teşkilat nicelik olarak genişlemiştir.
B-Milletler Cemiyeti’nin Yapısı Ve Niteliği :
Milletler Cemiyeti Anayasası’na göre, üyeler arasında ayrım yapılmış “Kurucu” ve “Davetli” olmak üzere iki kategoride toplanmıştır. Buna göre :
1. Kurucu Üyeler : Barış antlaşmalarına galip devlet statüsğ ile imza koyan devletlerdi.
2. Davetli Üyeler : Bunlar ise daha çok Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmış olan devletlerdi.9
3. Sonradan Giren Üyeler : Anayasa’da belirtilmeyen bir 3. katogori daha vardı ki, bunlar da ilk zamanlarda “Savaşın mağlubu veya onlara destek verenler” idi. Ancak, zamanla uluslararası ilişkiler ortamındaki bazı gelişmeler üzerine şartlı veya şartsız olarak, davetli veya kendi başvurusu üzerine kuruma alınan üye devletlerdi.
Cemiyet, Anayasası’na göre “Yüklenmiş olduğu görevlerden birini yapmayan bir üye, diğer üyelerin kararı ile üyelikten çıkarılabilirdi. Ayrıca, kendi isteği ile cemiyet üyeliğinden ayrılmak isteyen devlet, bunu Sekreterliğe bildirdikten iki yıl sonra üyelikten ayrılmış ve çıkmış” sayılırdı.10
Milletler Cemiyeti’nin üç önemli organı vardı. Bunlar :
a)ASSAMBLE : Cemiyete üye olan devletlerintemsilcilerinden oluşurdu. Her üye devlet, bu mecliste bir oya sahipti ve kendisini en fazla üç kişi ile temsil ettirebilirdi. Kural olarak her yıl Eylül ayında toplanan meclis, teamül olarak oybirliği ile karar verirdi.11
b)KONSEY : Konsey, başlangıçta dokuz üyeden oluşuyordu. Bunun dördünü “Daimi üye” sıfatı ile İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya ile Assamble üyeleri arasından her üç yılda bir değişmek üzere seçilen “geçici veya süreli” üyeler teşkil ederdi.12
c)GENEL SEKRETERLİK : Assamble’nin veya Konsey’in görevlerini yerine getirmek amacıyla kurulan ve bu itibarla yardımcı ve tamamlayıcı bir rolü bulunan Genel Sekreter ve ona bağlı geniş bir memurlar kadrosu vardı. Genel Sekreter’e 2 genel Sekreter Vekili, 3 tane de Genel Sekreter Yardımcısı yardımcı oluyordu. Genel Sekreterliğin bir çok şubeleri vardı ve buralarda 47 millete mensup 600 kadar memur çalışırdı.13
Milletler Cemiyeti’nin merkezi Cenevre’de bulunuyordu ve burada büyük bir saray inşâ edilmişti. Cemiyet fonksiyonunu yitirene kadar çalışmalarını burada sürdürmüştür.14
C-Milletler Cemiyeti’nin Uluslararası Politika Ve Gelişmelere Etkileri Ve Rolü
1920-1939 sürecinde Milletler Cemiyeti’nin uluslararası ilişkiler ortamındaki rolü, etkisi ve durumu iki ana devreye ayrılarak incelenebilir. Bunun en önemli nedeni, “1930’ lu yıllara kadar Milletler Cemiyeti’ne olan güvensizliğin , bazı önemli ve temel sorunların çözümlenmesi ile yerini güven duygusuna bırakması ve bir çok ülkenin Milletler Cemiyeti’ne ilgi duyması sonucunu doğurmasıdır”. Ancak, bütün bu gelişmelere rağmen Milletler Cemiyeti, İkinci Dünya Savaşı’nı önlemeye muktedir olamamıştır.
Milletler Cemiyeti, kuruluşunun ilk yıllarında “Galip devletler tarafından, kendi lehlerine göre oluşturulmuş bulunan statükonun korunması amacıyla kurulmuş olduğundan ve bu devletlerin Manda adı altında sömürgeciliği sürdürmeleri yüzünden” , hem Asya ve Afrika’da, hem de Amerika kıtasında bir çok ulusun ve ülkeningüvenini kazanamamıştı.
Versailles Antlaşmasını onaylamamış olan Amerika’nın , kuruluş süecinde bu cemiyete girmemiş olması da , cemiyetin etkinliğinin azalmasında ve cemiyete karşı olan güvensizliğin artmasında önemli rol oynamıştır. Cemiyetin bir diğer büyük zââfı da Musul Meselesi’nde görüldüğü gibi “büyük devletlerin milli amaç ve politikalarına vasıta” olarak kullanılmasıydı.15
Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bir çok devlet, bu cemiyetin başlıca amacı olan “barışı sürdürme, silahlanma ve saldırıları önleme” yi gerçekleştiremeyeceğini anlayınca, kurum dışı faaliyetlerle bunları gerçekleştirme çarelerini aramaya koyulmuşlar ve bu girişimlerin sonucu olarak, 1925’de Lokarno, 1928’de de Briand-Kellog Paktı imzalanmıştır.
Cevap : - Kurulma fikrini ortaya atan Amerikan başkanı Wilson’dur. Paris Barış Konferansı’nda kurulma kararı alınır. 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kuruldu.
- Amacı uluslararası sorunları barışçıl yollarla çözüme kavuşturmaktır. İngiltere’nin etkisinde kalması ve Musul meselesinde İngiliz yanlısı tutumundan dolayı Türkiye geç girmiştir. (18 Temmuz 1932)
- II. Dünya Savaşı’nın çıkmasını önleyemediği için etkisini yitirmiş, II. Dünya Savaşı sonrasında yerine Birleşmiş Milletler (BM veya UN) kurulmuştur.
- Amacı uluslararası sorunları barışçıl yollarla çözüme kavuşturmaktır. İngiltere’nin etkisinde kalması ve Musul meselesinde İngiliz yanlısı tutumundan dolayı Türkiye geç girmiştir. (18 Temmuz 1932)
- II. Dünya Savaşı’nın çıkmasını önleyemediği için etkisini yitirmiş, II. Dünya Savaşı sonrasında yerine Birleşmiş Milletler (BM veya UN) kurulmuştur.