İşte Cevaplar
Cevap :
Ziya Paşa gibi klasik şiiri iyi bilen, özellikle şekil ve zevk bakımından bu edebiyata geniş olarak dayanan Muallim Nâci, tam anlamı ile klasik şiire bağlı kalmamıştır.
Sanat hayatının ilerleyen döneminde Batı edebiyatını tanıdıkça Batı tecrübesi ve Batılı anlayış çerçevesinde klasik şiiri yenileme çabası içerisinde değerlendirilmektedir.
1883'te Ahmed Mithad Efendi'nin önerisiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmeye başladı.
"Mesud-ı Harabî" takma adıyla yayınladığı aruzla yazılmış gazelleriyle ün yaptı.
1884'te Ahmed Mithad'ın kızıyla evlendi. Kayınpederi tarafından Tercüman-ı Hakikat'i eski edebiyat yanlılarının sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti.
Yazılarını, Saadet, Tarik, Mürüvvet, Mirsad, İmdadü'l Midad gazeteleriyle, kendi çıkardığı Mecmua-i Muallim dergisinde sürdürdü.
Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk'ta edebiyat dersleri verdi.
Aruzla ve divan edebiyatının hemen her türünde yazdığı şiirler yüzünden eski edebiyatın temsilcisi sayıldı. Ama yeni edebiyata karşı çıkan, eskiyi savunan bir yazar olmadı, divan şiiri kurallarını da tam olarak uygulamadı.
Eleştirilerini dilbilgisi ve aruz kurallarına bağlı kalınması noktasında yoğunlaştırdı.
Recaizade Mahmut Ekrem ve çevresindeki genç şairlerle giriştiği tartışmalar, döneminde Türk edebiyatına yeni bir soluk getirdi.
Servet-i Fünun yazarlarını önemli ölçüde etkiledi.
Edebiyat tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti.
Victor Hugo, Sully Prudhomme, Alfred de Musset ve Emile Zola'dan Türkçe'ye çeviriler yaptı.
Diğer Cevaplara Gözat
ESERLERİ:
- Muallim (1887)
- Demdeme (1886)
- Heder
- Terkib-i Bend-i Muallim Naci
- Mûsâ b. Ebü'l-Gāzân yahud Hamiyyet
- Ateşpare
- Şerâre
- Fürûzan
- Sümbüle
- Zâtü'n-Nitâkayn yahud İbnü'z-Zübeyr
- Mir'ât-ı Bedây
- Yâdigâr-ı Nâcî
- Lügat-ı Naci
- Medrese Hatıraları
- Ömer'in Çocukluğu
- Osmanlı Şairleri
- İstilahât-ı Edebiyye
- Esâmi
- Muhaberat ve Muhaverat
- Şöyle Böyle
- Mektuplarım
Muallim Naci'nin Edebi Kişiliği
Tanzimat sonrası Türk edebiyatının ikinci kuşağı içerisinde yer alan şair, yetişme tarzı ve zevk bakımından klasik edebiyat (Divan edebiyatı) anlayışı dairesinde yer almaktadır.Ziya Paşa gibi klasik şiiri iyi bilen, özellikle şekil ve zevk bakımından bu edebiyata geniş olarak dayanan Muallim Nâci, tam anlamı ile klasik şiire bağlı kalmamıştır.
Sanat hayatının ilerleyen döneminde Batı edebiyatını tanıdıkça Batı tecrübesi ve Batılı anlayış çerçevesinde klasik şiiri yenileme çabası içerisinde değerlendirilmektedir.
1883'te Ahmed Mithad Efendi'nin önerisiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sayfasını yönetmeye başladı.
"Mesud-ı Harabî" takma adıyla yayınladığı aruzla yazılmış gazelleriyle ün yaptı.
1884'te Ahmed Mithad'ın kızıyla evlendi. Kayınpederi tarafından Tercüman-ı Hakikat'i eski edebiyat yanlılarının sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti.
Yazılarını, Saadet, Tarik, Mürüvvet, Mirsad, İmdadü'l Midad gazeteleriyle, kendi çıkardığı Mecmua-i Muallim dergisinde sürdürdü.
Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk'ta edebiyat dersleri verdi.
Aruzla ve divan edebiyatının hemen her türünde yazdığı şiirler yüzünden eski edebiyatın temsilcisi sayıldı. Ama yeni edebiyata karşı çıkan, eskiyi savunan bir yazar olmadı, divan şiiri kurallarını da tam olarak uygulamadı.
Eleştirilerini dilbilgisi ve aruz kurallarına bağlı kalınması noktasında yoğunlaştırdı.
Recaizade Mahmut Ekrem ve çevresindeki genç şairlerle giriştiği tartışmalar, döneminde Türk edebiyatına yeni bir soluk getirdi.
Servet-i Fünun yazarlarını önemli ölçüde etkiledi.
Edebiyat tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti.
Victor Hugo, Sully Prudhomme, Alfred de Musset ve Emile Zola'dan Türkçe'ye çeviriler yaptı.
Diğer Cevaplara Gözat