İşte Cevaplar
Cevap : Müstezat, Arapça’dan Türkçe’ye geçmiş bir kelimedir. Arapça, ziyade sözcüğünden kaynaklanır.
1) Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır.
2) Bir edebiyat terimi olarak, her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder.
Bir gazelin her dizesine bir kısa dize ekleyerek oluşturulan şiir biçimidir. Çoğunlukla aruzun “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün kalıbı kullanılarak yazılırlar. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan mef’ulü/ feûlün kalıbına uygun bir kısa dize söylenir. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir. Ziyadeler dizeden sayılmadığı için iki uzun iki kısa dizeden oluşan 4 dize bir beyit sayılır. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün oluşturur. Ziyadesi bir satırdan fazla olan müstezatlar da vardır. Tez ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” adı verilir.
MÜSTEZATIN ÖZELLİKLERİ
1. Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâdemısra da denilen kısa mısralar yer alır.
2. Gazelden türemiştir.
3. Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..
4. Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.
5. Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.
MÜSTEZAT ÖRNEĞİ
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğim tîg-i zebânın
Te’sîr-i lisânın
SERBEST MÜSTEZAT NEDİR
19. Yüzyıl sonlarında özellikle Servet-i Fünun'cuların geliştirdikleri bir nazım biçimi. Divan şiirindeki müstezat'tan şu özellikleriyle ayrılır:
SERBEST MÜSTEZATIN DİVAN ŞİİRİNDEKİ MÜSTEZATTAN FARKI
* Serbest müstezat, hem aruz, hem de hecenin çeşitli kalıplarıyla yazılabilir.
* Temel olarak alınan kalıbın çeşitli parçaları çeşitli düzenlerle bir arada kullanılabileceği gibi aynı nazım içinde yalnız bir kalıp değil, başka kalıplar ve bunların parçaları da kullanılabilir.
* Uzun ve kısa mısralar kimi zaman belli bir düzen içinde sıralanır, kimi zaman da herhangi bir düzene bağlı kalınmaz.
* Kafiye örgüsünün düzenlenişi de kurala değil, şairin isteğine bağlıdır.
* Müstezat'ın daha özgürce kullanılmış biçimdir.
* Sembolizmin yaygın olduğu bir dönemde Fransa'da ortaya çıkan bir şiir şeklidir.
* Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerince kullanılmıştır.
* Serbest müstezatta nazım nesre yaklaştırılmıştır.
Bu özellikleriyle serbest müstezat, Divan şiirindeki müstezat'ın geliştirilmesiyle oluşturulmamış, doğrudan Batı şiirinden alınmıştır. Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçünün bir örnekliliğinden kurtuluş yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim, serbest nazıma geçişte bir aşama olmuştur.
SERBEST MÜSTEZATIN ÖZELLİKLERİ
1. Bu nazım şeklinde uzun, kısa, çok kısa dizeler bazen düzenli, bazen de düzensiz olarak tekrarlanırlar.
2. Kısa mısraların ölçüsü, şiirin ölçüsünün bir parçasıdır.
3. Kafiye düzeni belirli bir kurala bağlı değildir.
4. Aruz ölçüsüyle yazılır.
5. Edebiyatımızda özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî şairlerinin kullanığı bir nazım şeklidir.
Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır.
SERBEST MÜSTEZAT ÖRNEĞİ
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
Diğer Cevaplara Gözat
1) Kelime anlamı olarak çoğalması istenilen, artmış anlamına gelir. Günümüzde bu anlamıyla fazla kullanılmamaktadır.
2) Bir edebiyat terimi olarak, her dizesine bir küçük dize eklenmiş divan edebiyatı nazım türünü ifade eder.
Bir gazelin her dizesine bir kısa dize ekleyerek oluşturulan şiir biçimidir. Çoğunlukla aruzun “mef’ulü/ mefailü/ mefailü/ feulün kalıbı kullanılarak yazılırlar. Her dizeden sonra bu kalıbın ilk ve son birimleri olan mef’ulü/ feûlün kalıbına uygun bir kısa dize söylenir. Eklenen bu kısa dizeye ziyade denir. Ziyadeler dizeden sayılmadığı için iki uzun iki kısa dizeden oluşan 4 dize bir beyit sayılır. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütün oluşturur. Ziyadesi bir satırdan fazla olan müstezatlar da vardır. Tez ziyadeli müstezatlara “sade” çitf ziyadeli olanlara ise “çift” adı verilir.
MÜSTEZATIN ÖZELLİKLERİ
1. Her beyitte uzun mısraların sonuna eklenen ve ziyâdemısra da denilen kısa mısralar yer alır.
2. Gazelden türemiştir.
3. Genellikle divanların gazelleri ve kasideleri arasında yer alır..
4. Müstezatta gazelde olduğu gibi aşk, şarap, güzellik ve aşkın ıstırabı gibi konular işlenir.
5. Divan şiirinin sanatlı ve artistik şekillerindendir. Kısa dizeler okunsa da okunmasa da beytin anlamı bir bütünlük oluşturur.
MÜSTEZAT ÖRNEĞİ
Bülbül yetişir bağrımı hûn etti figânın
Zabt eyle dehânın
Hançer gibi deldi yüreğim tîg-i zebânın
Te’sîr-i lisânın
SERBEST MÜSTEZAT NEDİR
19. Yüzyıl sonlarında özellikle Servet-i Fünun'cuların geliştirdikleri bir nazım biçimi. Divan şiirindeki müstezat'tan şu özellikleriyle ayrılır:
SERBEST MÜSTEZATIN DİVAN ŞİİRİNDEKİ MÜSTEZATTAN FARKI
* Serbest müstezat, hem aruz, hem de hecenin çeşitli kalıplarıyla yazılabilir.
* Temel olarak alınan kalıbın çeşitli parçaları çeşitli düzenlerle bir arada kullanılabileceği gibi aynı nazım içinde yalnız bir kalıp değil, başka kalıplar ve bunların parçaları da kullanılabilir.
* Uzun ve kısa mısralar kimi zaman belli bir düzen içinde sıralanır, kimi zaman da herhangi bir düzene bağlı kalınmaz.
* Kafiye örgüsünün düzenlenişi de kurala değil, şairin isteğine bağlıdır.
* Müstezat'ın daha özgürce kullanılmış biçimdir.
* Sembolizmin yaygın olduğu bir dönemde Fransa'da ortaya çıkan bir şiir şeklidir.
* Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati şairlerince kullanılmıştır.
* Serbest müstezatta nazım nesre yaklaştırılmıştır.
Bu özellikleriyle serbest müstezat, Divan şiirindeki müstezat'ın geliştirilmesiyle oluşturulmamış, doğrudan Batı şiirinden alınmıştır. Klasik nazım biçimlerinden ve tek ölçünün bir örnekliliğinden kurtuluş yeni biçimler ve ahenkler yaratmak düşüncesiyle oluşturulan bu biçim, serbest nazıma geçişte bir aşama olmuştur.
SERBEST MÜSTEZATIN ÖZELLİKLERİ
1. Bu nazım şeklinde uzun, kısa, çok kısa dizeler bazen düzenli, bazen de düzensiz olarak tekrarlanırlar.
2. Kısa mısraların ölçüsü, şiirin ölçüsünün bir parçasıdır.
3. Kafiye düzeni belirli bir kurala bağlı değildir.
4. Aruz ölçüsüyle yazılır.
5. Edebiyatımızda özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî şairlerinin kullanığı bir nazım şeklidir.
Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır.
SERBEST MÜSTEZAT ÖRNEĞİ
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap :
Gazelin her dizesine kısa bir dize eklenmesiyle oluşur; ancak bu kısa dizeler “ziyade” adını alır, yani “dize” kabul edilmez.
Örnekler: Ey şûh-ı kerem-pişe dîl-i zâr senindir Yok minnetin asla Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir Pinhân u Hüveydâ Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Baş üzre yerin var Gül goncasısın gûşe-i destâr senindir Gel ey gül-i rana Neylersen edip bir-iki gün bâr-ı cefâya Sabreyle de sonra Peymâne senin hâne senin yâr senindir Ey dil tek ü tenhâ Bir bûse-i cân bahşına ver nakd-i hayatı Ger kail olursa Senden yanadır söz yine bazar senindir Ey âşık-ı şeydâ Çeşmân-ı siyeh mest-i sitem kakülü pür-hâm Ebrûları pür-çîn Benzer ki bu dîldâr-ı cefâkâr senindir Biçâre Nedîmâ Nedim Çeşmüm acı yaş ile ağularla kanupdur Cism ise yanupdur Ol çeşm-i siyeh neyleyem efsâne sanupdur Gönlüm usanupdur Nâz uyhusına kıldı yine gözleri mu'tâd Çok eyledi bîdâd Sabr eyle dilâ vakt ola lâbüd uyanupdur Senden utanupdur La'l-i lebün ey dilber-i kattâl-i pür-âşub Ey fıtneli mahbûb Hüsn-i dil-i uşşâka ne cür'etle kanupdur Kana boyanupdur
Serbest Müstezat
1. Bu nazım şeklinde uzun, kısa, çok kısa dizeler bazen düzenli, bazen de düzensiz olarak tekrarlanırlar. 2. Kısa mısraların ölçüsü, şiirin ölçüsünün bir parçasıdır. 3. Kafiye düzeni belirli bir kurala bağlı değildir. 4. Aruz ölçüsüyle yazılır. 5. Edebiyatımızda özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî şairlerinin kullanığı bir nazım şeklidir.
Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır.
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
Örnekler: Ey şûh-ı kerem-pişe dîl-i zâr senindir Yok minnetin asla Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir Pinhân u Hüveydâ Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz Baş üzre yerin var Gül goncasısın gûşe-i destâr senindir Gel ey gül-i rana Neylersen edip bir-iki gün bâr-ı cefâya Sabreyle de sonra Peymâne senin hâne senin yâr senindir Ey dil tek ü tenhâ Bir bûse-i cân bahşına ver nakd-i hayatı Ger kail olursa Senden yanadır söz yine bazar senindir Ey âşık-ı şeydâ Çeşmân-ı siyeh mest-i sitem kakülü pür-hâm Ebrûları pür-çîn Benzer ki bu dîldâr-ı cefâkâr senindir Biçâre Nedîmâ Nedim Çeşmüm acı yaş ile ağularla kanupdur Cism ise yanupdur Ol çeşm-i siyeh neyleyem efsâne sanupdur Gönlüm usanupdur Nâz uyhusına kıldı yine gözleri mu'tâd Çok eyledi bîdâd Sabr eyle dilâ vakt ola lâbüd uyanupdur Senden utanupdur La'l-i lebün ey dilber-i kattâl-i pür-âşub Ey fıtneli mahbûb Hüsn-i dil-i uşşâka ne cür'etle kanupdur Kana boyanupdur
Serbest Müstezat
1. Bu nazım şeklinde uzun, kısa, çok kısa dizeler bazen düzenli, bazen de düzensiz olarak tekrarlanırlar. 2. Kısa mısraların ölçüsü, şiirin ölçüsünün bir parçasıdır. 3. Kafiye düzeni belirli bir kurala bağlı değildir. 4. Aruz ölçüsüyle yazılır. 5. Edebiyatımızda özellikle Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âtî şairlerinin kullanığı bir nazım şeklidir.
Not 1: Bu nazım biçiminde düşünceler, dizeden dizeye atlayarak devam eder. Nazım, giderek nesre yaklaşmış olur.
Not 2: Serbest müstezat, serbest nazıma geçişi sağlamıştır.
KIŞ
Yine kış,
Yine şems-i mesâda (akşam güneşi), ah o bakış,
Yine yollarda serseri dolaşan
Âşiyânsız tuyur-ı pür-nâliş( inleyen yuvasız kuşlar)Tehi kalan ovalar
Sükût eder sanılır mevsimin gumûmuyla
Harab olan sarı yollarda kalmamış ne gelen,
Ne giden,
Şimdi yalnız kavafil-i evrâk (yaprak yığını)
Mütemadî sürüklenir bir uzak
Ufk-ı pür-ıztırab u nermide.Yine kış, yine kış
Bütün emelleri bir ağlayan duman sarmış
Ahmet Hâşim
Cevap : Müstezat:Müstezatın sözlük anlamı “artmış çoğalmış” demektir.Edebiyat terimi olarak da gazelin her dizesine,kullanılan ölçüye uymak koşuluyla,bir kısa dize ekleyerek oluşturulan nazım biçimi anlamına gelmektedir. Yani müstezat,uzun ve kısa dizelerin art arda gelmesiyle oluşmuş özel bir gazel türüdür.
üKısa dizelere ziyade denir.
üUzun ve kısa dizeler arasında anlam bağı vardır.
üMüstezatlarda kısa dizeler(ziyadeler),dize sayılmadığı için iki uzun,iki kısa dizeden oluşmuştur dört dize,bir beyit sayılır.
üUzun dizeler gazeldeki gibi uyaklanır;kısa dizeler ya kendi arlarında ya da uzun dizelerle uyaklı olurlar.
üMüstezat,az kullanılmış bir nazım biçimidir.