Nakafi Şiirinin Türkçesi
Nasıl şerheyleyim ben derdimi, icâd nâkâfi,
Dua nâkıs, tazarru bi-eser, feryâd nâkâfi
Melekler, burclar ger kılsalar imdâd, nâkâfi,
Gamım levh-i semâya eylesem inşâd, nâkâfi!
Güler mi mâteme hiçbir sahib-i insaf?
Felâket görmemişsin, derdimi eylersin istihfâf
Felâket olsa lâyıktır, bu halka sendeki evsâf
Kifâyet gösterip ey eyleyen irâd, nâkâfi
Acep hûn-ı dil-i mecrûhumu sen mey mi zannettin?
Sadâ-yı makberi bir na’ra-i heyhey mi zannettin
Veyahut kendini alemde sen, bir şey mi zannettin?
Bugün ben yazdım, elbette yazar ahfâd nâkâfi
Evet, tarz-ı kadîm-i şi’ri bozduk, her ü merc ettik
Nedir şi’ri hakîki safha-i irfâna dercettik
Bu yolda nakd-i vakti cem’i kuvvet birle harcettik
Bize gelmişti zirâ meslek-i ecdâd nâkâfi.
Ne dersen de, eminim ben bu yolda sermediyetten
Ölür, lâkin cihânda kimse mahvolmaz hamiyetten
Gelen imdâd kâfidir bana irfân-ı milletten,
Ne rütbe olsa da tab’ımda isti’dâd, nâkâfi ( Hep Yahut Hiç, s. 129-130)
Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : NÂKÂFİ
Nasıl şerheyleyim ben derdimi, icâd nâkâfi,
Dua nâkıs, tazarru bi-eser, feryâd nâkâfi
Melekler, burclar ger kılsalar imdâd, nâkâfi,
Gamım levh-i semâya eylesem inşâd, nâkâfi!
Güler mi mâteme hiçbir sahib-i insaf
Felâket görmemişsin, derdimi eylersin istihfâf
Felâket olsa lâyıktır, bu halka sendeki evsâf
Kifâyet gösterip ey eyleyen irâd, nâkâfi
Acep hûn-ı dil-i mecrûhumu sen mey mi zannettin?
Sadâ-yı makberi bir na‟ra-i heyhey mi zannettin?
Veyahut kendini âlemde sen, bir şey mi zannettin?
Bugün ben yazdım, elbette yazar ahfâd nâkâfi
Evet, tarz-ı kadîm-i şi‟ri bozduk, her ü merc ettik
Nedir şi‟ri hakîki safha-i irfâna dercettik
Bu yolda nakd-i vakti cem‟i kuvvet birle harcettik
Bize gelmişti zirâ meslek-i ecdâd nâkâfi.
Ne dersen de, eminim ben bu yolda sermediyetten
Ölür, lâkin cihânda kimse mahvolmaz hamiyetten
Gelen imdâd kâfidir bana irfân-ı milletten,
Ne rütbe olsa da tab‟ımda isti‟dâd, nâkâfi (Hep Yahut Hiç, s. 129-130)
Kelime Grupları
nâkâfi = Çaresizlik, Umutsuzluk
dua = Yardım dileme
levh-i sema = Kadere boyun eğme
hûn-ı dil-i mecrûh = Kırgınlık ve Üzüntü
na‟ra-i heyhey = Anlamsızlık, Gevezelik
ahfâd = Gelecek
tarz-ı kadîm-i şi‟r = Gelenek
meslek-i ecdâd = Alışılmışlık
hamiyet = Kendine güvenmek
irfân-ı millet = Halktan feyiz alma
Diğer Cevaplara Gözat
Nasıl şerheyleyim ben derdimi, icâd nâkâfi,
Dua nâkıs, tazarru bi-eser, feryâd nâkâfi
Melekler, burclar ger kılsalar imdâd, nâkâfi,
Gamım levh-i semâya eylesem inşâd, nâkâfi!
Güler mi mâteme hiçbir sahib-i insaf
Felâket görmemişsin, derdimi eylersin istihfâf
Felâket olsa lâyıktır, bu halka sendeki evsâf
Kifâyet gösterip ey eyleyen irâd, nâkâfi
Acep hûn-ı dil-i mecrûhumu sen mey mi zannettin?
Sadâ-yı makberi bir na‟ra-i heyhey mi zannettin?
Veyahut kendini âlemde sen, bir şey mi zannettin?
Bugün ben yazdım, elbette yazar ahfâd nâkâfi
Evet, tarz-ı kadîm-i şi‟ri bozduk, her ü merc ettik
Nedir şi‟ri hakîki safha-i irfâna dercettik
Bu yolda nakd-i vakti cem‟i kuvvet birle harcettik
Bize gelmişti zirâ meslek-i ecdâd nâkâfi.
Ne dersen de, eminim ben bu yolda sermediyetten
Ölür, lâkin cihânda kimse mahvolmaz hamiyetten
Gelen imdâd kâfidir bana irfân-ı milletten,
Ne rütbe olsa da tab‟ımda isti‟dâd, nâkâfi (Hep Yahut Hiç, s. 129-130)
Kelime Grupları
nâkâfi = Çaresizlik, Umutsuzluk
dua = Yardım dileme
levh-i sema = Kadere boyun eğme
hûn-ı dil-i mecrûh = Kırgınlık ve Üzüntü
na‟ra-i heyhey = Anlamsızlık, Gevezelik
ahfâd = Gelecek
tarz-ı kadîm-i şi‟r = Gelenek
meslek-i ecdâd = Alışılmışlık
hamiyet = Kendine güvenmek
irfân-ı millet = Halktan feyiz alma
Diğer Cevaplara Gözat