İşte Cevaplar
Cevap :
Diğer Cevaplara Gözat
Sana senden gelir bir işte ‘dâd’ lâzımsa
Zaferden ümidin kes gayriden imdad lâzımsa.
Yüksel ki yerin bu yer değildir;
Dünyaya gelmek hüner değildir.
Bize gayret yaraşır, merhamet Allah’ındır.
Hükmü ati ne fakirin, ne de şeyhin şahındır
Namık Kemal
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Dizelerden oluşur
Divan şiirinin genel özellikleri şunlardır:
Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Daha çok tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
Şiirler, “göz için kafiye” anlayışıyla yazılmıştır.
Nazım birimi olarak ağırlıklı olarak beyit tercih edilmiş, beyte göre az da olsa dörtlük kullanılmıştır.
Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalar yoğun olarak kullanılmıştır.
Oldukça sanatlı, ağır bir dili vardır.
Anlam ve söz sanatlarına yer vermek bir hüner olarak görülmüştür.
Gazel, mesnevi, kaside ve rubai gibi Arap ve İran edebiyatı nazım şekillerinin yanı sıra Türklere ait olan şarkı ve tuyuğ nazım şekilleri de kullanılmıştır.
Şiirler konularına göre tevhit, münacat, naat, methiye, fahriye, mersiye, hicviye adlarını almıştır.
Aşk, şarap, sevgili, Allah aşkı gibi konular ağırlıklı olarak işlenmiştir.
Bütün güzelliğine değil parça güzelliğine önem verilmiştir.
Somut konulardan çok soyut konular işlenmiştir.
“Sanat için sanat.” anlayışı egemendir.
Konudan çok konunun işleniş biçimi önemsenmiştir.
Divan şiirinin İran edebiyatından aktarılmış, şaire özgürlük tanımayan bir estetiği vardır.
Duygu ve düşünceler kalıplaşmış sözlerle; yani “mazmun”larla anlatılmıştır.
Şairler, mahlaslarını son beyitte söylemişlerdir.
Bu dönemde en çok kullanılan nazım şekilleri şunlardır:
Divan şiirinin genel özellikleri şunlardır:
Aruz ölçüsü kullanılmıştır.
Daha çok tam ve zengin uyak kullanılmıştır.
Şiirler, “göz için kafiye” anlayışıyla yazılmıştır.
Nazım birimi olarak ağırlıklı olarak beyit tercih edilmiş, beyte göre az da olsa dörtlük kullanılmıştır.
Arapça ve Farsça sözcük ve tamlamalar yoğun olarak kullanılmıştır.
Oldukça sanatlı, ağır bir dili vardır.
Anlam ve söz sanatlarına yer vermek bir hüner olarak görülmüştür.
Gazel, mesnevi, kaside ve rubai gibi Arap ve İran edebiyatı nazım şekillerinin yanı sıra Türklere ait olan şarkı ve tuyuğ nazım şekilleri de kullanılmıştır.
Şiirler konularına göre tevhit, münacat, naat, methiye, fahriye, mersiye, hicviye adlarını almıştır.
Aşk, şarap, sevgili, Allah aşkı gibi konular ağırlıklı olarak işlenmiştir.
Bütün güzelliğine değil parça güzelliğine önem verilmiştir.
Somut konulardan çok soyut konular işlenmiştir.
“Sanat için sanat.” anlayışı egemendir.
Konudan çok konunun işleniş biçimi önemsenmiştir.
Divan şiirinin İran edebiyatından aktarılmış, şaire özgürlük tanımayan bir estetiği vardır.
Duygu ve düşünceler kalıplaşmış sözlerle; yani “mazmun”larla anlatılmıştır.
Şairler, mahlaslarını son beyitte söylemişlerdir.
Bu dönemde en çok kullanılan nazım şekilleri şunlardır:
Cevap : BEYiTLER
(Açıklamalı)
1. Nevbâhâran aşk ile mâh-ı muharremdir bana
Gülşenin her lâlesi bir dâğ-ı mâtemdir bana
1. İlkbaharlar aşk ile bana muharrem ayı gibidir;
Gül bahçesindeki her lâle bana kanlı bir mâtem yarası gibi gelir.
2. Açamaz gözlerini tâ seher-i mahşere dek
Seni hüsnünle gören bir gece rü'yâsında
2. Seni o güzelliğinle bir gece rüyasında gören
Mahşer sabahna kadar gözlerini açamaz.
3. Dur baş ucunda bari firâş-ı memâtımın
Bir gül dikilse çok mu şehîdin mezârına
3. Bari ölüm döşeğimin başucunda dur
Şehit mezarına bir gül dikilmiş olsa çok mudur?
4. Bir katre mâ düşünce gülün kalb-i pâkine
Nâmım yazıldı her varak-ı tâb-nâkine (Muamma)(*)
4. Gülün temiz kalbine bir damla su düşünce,
Onun parlak yapraklarının her birine benim adım yazıldı. (*)
5. Kendini ehl-i hamiyyet yâ nasıl etmez telef
Altı ayda gâib oldu altı yüz yıllık şeref
5. Namus ve haysiyetini korumaya özen gösteren insanlar nasıl kahrolmasınlar
Altıyüz yıllık şeref altı ayda yok oldu
6. Babası oğluna her gün der idi yâ veledi
Babası yâve idi oğlu dahi yâveledi
6. Babası oğluna her gün "Ey oğul" derdi.
Babası hezeyanları olan bir adamdı, oğlu da öyle oldu.
7. Rü'yâma girer her gece gurbette hâyali
Birleştiriyor şîvesi firkatle visâli
7. Gurbette hayali her gece rüyama giriyor
Edası ayrılıkla kavuşmayı birleştiriyor.
8. İki mübtelânın budur sureti
Ziyâ'nın Kemal iledir rif'ati
8. İki tutkunun görüntüsü şudur:
Ziya'nın (Ziya Paşa) yükselmesi Kemal (Namık Kemal) iledir.
9. Tesvîl-i kulûb etmeğe ruhbân ikileşti
Bir Hak yetişir gerçi ki şeytan ikileşti
9. Kalpleri aldatmak için papazlar ikileşti,
Bir tek Allah yeter gerçi ama şeytan ikileşti.
10. Edebiyât ile Hürriyet'e can versem de
Başka bir Nâmık-ı şeyda yetişir hâkimden
10. Hürriyet için edebiyat ile canımı versem de
Toprağımdan bir başka çılgın Namık yetişir.
11. Rü'yama bile girmiyar aşüfte nigâhın
Naz uykusunun aynı mıdır çeşm-i siyâhın
11. İnsanı baştan çıkaran bakışın artık rüyama bile girmiyor
Yoksa o siyah gözlerin de naz uykusunda mıdır?
12. Bîgâneye daima soğuk dur
Ol tavr ile nûr-ı müncemidsin
12. Sana ilgi göstermeyene sen de soğuk dur
o tavırla buzdan bir nur olursun.
13. Hiç sebebsiz de kıyar dilberler âşıka
Yâr olursa gayre mâil âşıkı cellâd eder
13. Güzeller aşıklarına hiç sebepsiz de kıyarlar
Sevgili başkasına meylederse aşıkını katil eder.
14. Derd ü firâkı çekmeğe yok dilde iktidâr
Ben ölmek isterim bana kat'i cevâb ver
14. Artık bu derdi ve ayrılığı çekmeye gönülde güç kalmadı
Ben ölmek istiyorum, bana kesin bir cevap ver.
15. Tatlı sözler herkesi uslandırır
Hoşça söğmeklik bile hoşlandırır
15. Tatlı sözler herkesi yatıştırır,
Tatlı tatlı küfredilmesi bile hoş gelebilir.
16. Sineme dâğ açan ağyâr değil yâr elidir
Sorma hâlim yüreğim yârelidir yârelidir
16. Bağrımdaki yarayı açan eller değil, yarin elidir
Halimi sorma, yüreğim yaralıdır, yaralıdır.
17. Kimsenin lûtfuna olma tâlib
Bedeli cevher-i hürriyettir
17. Kimseden bir lütuf kabul etme
Bedelini özgürlüğünle ödersin.
18. Âdemleri âdemler eder böyle himâyet
İnsan olanlar insanlar içün etmeli himmet
18. İnsanları insanlar korur, gözetir
İnsan olanlar insanlara yardım, iyilik etmelidir.
Namık Kemal
( 1840 - 1888 )
Namık Kemal, Türk Büyükleri Dizisi 63, S. 104-105
(*) Eski yazı ile, gül kelimesinin tam ortasına "ma" yazılırsa; "Kemal", ortaya çıkar. Böylece; gül yapraklarına düşen her su damlası, benim adımı yazmış olur. (Muamma: Gizli anlam)
(Açıklamalı)
1. Nevbâhâran aşk ile mâh-ı muharremdir bana
Gülşenin her lâlesi bir dâğ-ı mâtemdir bana
1. İlkbaharlar aşk ile bana muharrem ayı gibidir;
Gül bahçesindeki her lâle bana kanlı bir mâtem yarası gibi gelir.
2. Açamaz gözlerini tâ seher-i mahşere dek
Seni hüsnünle gören bir gece rü'yâsında
2. Seni o güzelliğinle bir gece rüyasında gören
Mahşer sabahna kadar gözlerini açamaz.
3. Dur baş ucunda bari firâş-ı memâtımın
Bir gül dikilse çok mu şehîdin mezârına
3. Bari ölüm döşeğimin başucunda dur
Şehit mezarına bir gül dikilmiş olsa çok mudur?
4. Bir katre mâ düşünce gülün kalb-i pâkine
Nâmım yazıldı her varak-ı tâb-nâkine (Muamma)(*)
4. Gülün temiz kalbine bir damla su düşünce,
Onun parlak yapraklarının her birine benim adım yazıldı. (*)
5. Kendini ehl-i hamiyyet yâ nasıl etmez telef
Altı ayda gâib oldu altı yüz yıllık şeref
5. Namus ve haysiyetini korumaya özen gösteren insanlar nasıl kahrolmasınlar
Altıyüz yıllık şeref altı ayda yok oldu
6. Babası oğluna her gün der idi yâ veledi
Babası yâve idi oğlu dahi yâveledi
6. Babası oğluna her gün "Ey oğul" derdi.
Babası hezeyanları olan bir adamdı, oğlu da öyle oldu.
7. Rü'yâma girer her gece gurbette hâyali
Birleştiriyor şîvesi firkatle visâli
7. Gurbette hayali her gece rüyama giriyor
Edası ayrılıkla kavuşmayı birleştiriyor.
8. İki mübtelânın budur sureti
Ziyâ'nın Kemal iledir rif'ati
8. İki tutkunun görüntüsü şudur:
Ziya'nın (Ziya Paşa) yükselmesi Kemal (Namık Kemal) iledir.
9. Tesvîl-i kulûb etmeğe ruhbân ikileşti
Bir Hak yetişir gerçi ki şeytan ikileşti
9. Kalpleri aldatmak için papazlar ikileşti,
Bir tek Allah yeter gerçi ama şeytan ikileşti.
10. Edebiyât ile Hürriyet'e can versem de
Başka bir Nâmık-ı şeyda yetişir hâkimden
10. Hürriyet için edebiyat ile canımı versem de
Toprağımdan bir başka çılgın Namık yetişir.
11. Rü'yama bile girmiyar aşüfte nigâhın
Naz uykusunun aynı mıdır çeşm-i siyâhın
11. İnsanı baştan çıkaran bakışın artık rüyama bile girmiyor
Yoksa o siyah gözlerin de naz uykusunda mıdır?
12. Bîgâneye daima soğuk dur
Ol tavr ile nûr-ı müncemidsin
12. Sana ilgi göstermeyene sen de soğuk dur
o tavırla buzdan bir nur olursun.
13. Hiç sebebsiz de kıyar dilberler âşıka
Yâr olursa gayre mâil âşıkı cellâd eder
13. Güzeller aşıklarına hiç sebepsiz de kıyarlar
Sevgili başkasına meylederse aşıkını katil eder.
14. Derd ü firâkı çekmeğe yok dilde iktidâr
Ben ölmek isterim bana kat'i cevâb ver
14. Artık bu derdi ve ayrılığı çekmeye gönülde güç kalmadı
Ben ölmek istiyorum, bana kesin bir cevap ver.
15. Tatlı sözler herkesi uslandırır
Hoşça söğmeklik bile hoşlandırır
15. Tatlı sözler herkesi yatıştırır,
Tatlı tatlı küfredilmesi bile hoş gelebilir.
16. Sineme dâğ açan ağyâr değil yâr elidir
Sorma hâlim yüreğim yârelidir yârelidir
16. Bağrımdaki yarayı açan eller değil, yarin elidir
Halimi sorma, yüreğim yaralıdır, yaralıdır.
17. Kimsenin lûtfuna olma tâlib
Bedeli cevher-i hürriyettir
17. Kimseden bir lütuf kabul etme
Bedelini özgürlüğünle ödersin.
18. Âdemleri âdemler eder böyle himâyet
İnsan olanlar insanlar içün etmeli himmet
18. İnsanları insanlar korur, gözetir
İnsan olanlar insanlara yardım, iyilik etmelidir.
Namık Kemal
( 1840 - 1888 )
Namık Kemal, Türk Büyükleri Dizisi 63, S. 104-105
(*) Eski yazı ile, gül kelimesinin tam ortasına "ma" yazılırsa; "Kemal", ortaya çıkar. Böylece; gül yapraklarına düşen her su damlası, benim adımı yazmış olur. (Muamma: Gizli anlam)