Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 4 yıl önce
  • 1 Cevap

Neolitik Turizm

Neolitik turizm nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-02-07 04:07:56

    Cevap :

    İnsanın geçirdiği 2, 5 milyon yılı aşan kültürel evriminde en hızlı ve önemli değişim Taş Çağı’nın sonunda olmuştur. İnsan topluluklarının ilk kez tarım yapmaya başlamışlardır ve bu da toplumların sosyo-ekonomik yapılarında devrimsel dönüşümler yaratmıştır. İnsan topluluklarının avcılık ve toplayıcılıktan tarıma ve bir daha bırakmamak üzere yerleşik düzene geçmişlerdir. Neolitik çağ adı verilen bu dönem dünya genelinde altı farklı bölgede, birbirinden etkilenmeksizin bağımsız olarak, 10 bin ile 7 bin yıl öncesinde gelişme göstermiştir. Bu bölgeler Güneybatı Asya, Güney Asya, Kuzey ve Orta Afrika ile Orta Amerika’nın, tropik ve subtropik kuşaklarında yer almaktadır.

    10000 ila 7000 yıl önce iklim koşullarının yaşama uygun olmasıyla, insan mağaralardan çıkmış, göl, nehir ve deniz kenarlarında taş, kerpiç ve sazdan evler yapmış, avcı-toplayıcı yaşamdan sonra tohumlardan ürün yetiştirmiş, hayvan evcilleştirmiş günümüz köy hayatının temelini atmıştır. Neolitik Çağ (Cilalı Taş Devri) olarak uygarlık tarihinde en önemli dönüşüm olarak kabul edilmektedir. Sadece avcılık ve toplayıcılıkla geçinen insan, bu dönemde bitki ve hayvan türlerini evcilleştirmiş, çiftçilik ve hayvancılık yapmıştır. İnsan bu dönemde günümüzde de yapımı devam eden taş temelli, kerpiç duvarlı, düz damlı evler inşa etmiş, taş aletlere ilâve olarak obsidiyenden ok ve mızrak uçları, kilden çanak çömlek yapmıştır.

    Neolitik Çağ’ın yerleşmeleri olan köyler günümüze höyükler olarak gelmiştir. Neolitik Turizm’ in en önemli unsuru olan höyükler, yerleşim katmanlarının üst üste yığılmasından tepe görünümü almıştır. Höyükler yerleşmenin birikimi ve doğal etkenlerin bunu şekillendirmesiyle oluşur. Yerleşmenin ilk kanıtlarını arayanlar için, mağaralar dışında dal örgü ve çamur sıvamayla yapılan barınaklardan çok fazla iz bulmak mümkün değildir. Tarımla birlikte sağlam konutların yapılması, taş ve kerpicin kullanımıyla neolitik dönem köyleri, yerleşmenin en önemli kanıtlarına sahiptir. Böylece höyükler, yerleşmenin ilk kanıtları olarak bilimsel öneme sahiptir. Höyük, kazıldıkça yerleşmenin ilk katlarına inilir, böylece yerleşme tarihi açısından son derece değerli bilgilere ulaşılır. Höyüklerde art arda gelen yerleşmelerin izleri, kalıntıları birikirken aynı süreç içinde doğa da etkisini gösterir. Höyük yükseltisinin yamaçları aşınarak belli bir eğim aldığı gibi, rüzgârla gelen toz, toprak, ot ve çalılar, binlerce yılın birikimine sahip yükseltiye tepe görünümü verir.

    Öncelikle prehistorik araştırmalara konu olan höyükler fiziki ve beşeri coğrafyanın ilgi alanına çeşitli yönlerden girmektedir. Yerleşmenin yer seçimini etkileyen etmenler(nehir, deniz, göl kıyısı) , yerleşmenin geçim kaynakları (toplayıcılık, avcılık, tarım) , yerleşmenin sürekliliği ile konumu arasında bağ, yerleşmenin sona ermesinin nedenleri, höyüğü şekillendiren etmenler(sel, erozyon) coğrafyanın konusudur. Neolitik yerleşmelerle ilgili araştırmalar, tarihsel coğrafyada pek çok soruya cevap olabilir. Örneğin kıyılarda kurulan neolitik yerleşmelerle ilgili araştırmalar, alüvyonlar altında kalmakla beraber eski kıyı çizgisinin kesin kanıtları olmaktadır

    Kazı yapılan höyük ve kazı yapılmayan höyük birbirinden çok farklıdır. Kazı yapılmayan bir höyük, yerleşim katmanlarının bilinmediği gizemli bir tepedir. Kazı yapılan höyük ise, kazı ilerledikçe bir kültür hazinesine dönüşmektedir. Yerleşme, sadece neolitikte kullanılıp terk edilmiş veya yerleşmeye ara verilip tekrar yerleşilmiş ya da kültürün diğer dönemlerini(mezolitik, kalkolitik, demir çağı vb. ) yaşamış olabilir. Höyükler kazıldığı zaman tepe görünümünü kaybeder, fazla yapı kalıntısı olmayanlar, kültüre ilgisiz insanlar için, kazılmış toprak alanları, toprak yığıntılarıdır. Yapı kalıntıları olanlar, yerlerinde panolarda bilgi verilmezse, yakın dönemlere ait antik kent olarak algılanır. Bunları turizmde “neolitik köyler” olarak adlandırmak, kazılan ve kazılmayanları ayrı plânlamak gerekir.

    Gezgin toplayıcı ve avcı topluluklar tarıma başlayınca, daimî yerleşme için en uygun yer olarak bu geçim faaliyetlerine uygun yerleri seçmişlerdir. Yerleşmeye en uygun yerler, tarım için alüvyal toprakları olan ovalar, avcılık ve toplayıcılık için ormana yakın yerler, su ihtiyacı için kaynak yakınları, nehir kenarları, deltalar ve göl kenarlarıdır. Eski çağlarda, höyükler çevresinde yerleşmeye uygun coğrafya günümüzde olmayabilir. Günümüz coğrafyasında iklim değişikliği ve insan etkisiyle orman yok olmuş, kenarında höyüğün kurulduğu nehir yatağını değiştirmiş, göl kurumuş, deltada kurulan höyükler için kıyı çizgisi alüvyonlarla denize doğru ilerlemiş, höyük kıyıdan birkaç kilometre içeride alüvyonla kaplanarak yüksekliğini kaybedip, ovada görünümden kaybolmuş olabilir. Yerleşmenin eski coğrafî koşulları hakkındaki en doğru bilgiyi paleocoğrafya araştırmaları vermektedir.

    İlk yerleşmenin günümüze tepe şeklini alarak gelmesinin nedeni ise, yerleşmenin yüzyıllarca aynı yerde kesintisiz devam etmesi veya kesintiye uğrasa da yeni gelenlerin aynı yere yerleşmesidir. İlk kurulurken güvenlik açısından da çevresine göre yüksekte kurulan yerleşme terk edilse de yeni gelenler, geçim kaynaklarına yakınlık, yapı malzemesi bulmak, çevreye hâkim olmak güvenlik gibi nedenlerle aynı yere yerleşmişlerdir. Bir diğer neden göl ve akarsu kıyılarında kurulan köyün, taşkınlardan kurtulmak için yüksekte kurulmasıdır. Köy yükseldikçe taşkınlardan bir ada gibi korunmaktadır. Konutların tavanından içeri girilmesi kapı ve pencere olmaması da buna bağlanmaktadır. Böylece yerleşme her kültür tabakasıyla yükselir. Yerleşme terk edildiğinde doğa da etkisini gösterir, bu yapılar yağmurla çöker rüzgârla dağılır her yıl biraz daha düzleşir, yamaçları aşınarak belli bir eğim aldığı gibi, rüzgârla gelen toz, toprak ya da otlar ve çalılar binlerce yılın birikimine sahip yükseltiye tepe görünümü verir. Yerleşmenin birikimi ve doğal etkenlerin bunu şekillendirmesiyle oluşan höyükleri şekillendiren başka etkenler de vardır. Yapılar için kullanılan malzeme ahşap ise artakalan dolgu, kerpiç ve taştan daha azdır. Yapılar taş ise yeni gelenler tarafından yapı malzemesi olarak yeniden kullanılır. Höyüğün şeklinde, yerleşme dokusunun sık veya seyrek oluşu, saray, tapınak gibi büyük yapıların varlığı da etkendir. Yamacı dik olan höyüklerde eğimi tutan bir sur ya da teras duvarı olabilir. Sürekli yerleşilen höyükler daha yüksek olur.

    Bütün bu bilgilerle höyük artık o doğal bir tepe gibi sıradan değil, çok ilgi çekici duruma gelmiştir. Çünkü turist, ovada ilk yerleşen, avlanan, toplayıcılık, tarım yapan insanlarla aynı coğrafya içindedir. Yatağını değiştirse de aynı nehir ovada akmaktadır. Kıyısında yerleşilen göl veya gölün kalıntısı vardır. Dağlar aynı heybetiyle manzarada yerini almaktadır. Bu höyük, ovada yerleşmenin en eski öyküsünün tanığıdır. Tepenin altında sanki özenle gizlenmiş gibi binlerce yıl önce yaşayan insanların evleri, eşyaları, takıları, mezarları, resimleri bulunmaktadır. Bu insanlar höyüğün yanındaki nehirde avlanmış, yüzmüş, su içmiş, ovada yürümüş ve aynı manzarayı seyretmiş ve havayı solumuştur. Höyüğün kazılmamış olmasının yarattığı gizlilik de ilgi çekicidir. Höyük kazılana kadar da bu bilgi gizli kalacaktır. Coğrafyada ovalar yer alan doğal tepeler, aşınmadan kayaçlarının direnci sayesinde kurtulmuşlardır. Ovanın eski yükseltini gösterdiğinden “tanık tepe” veya “şahit tepe” olarak adlandırılırlar. Aynı şekilde höyükler de kültürün en eski varlığına tanıklık etmektedir.

    İnsan için en zor olan zamanın derinliğini algılamaktır. Turistin varlığı 10000 yıldan fazla süreye dayanan bir köyü zaman açısından algılaması çok zordur. Yaşamı binlerce yıl öncesine yerleştiremez. Burada ilginç olan kırsal yaşam da değildir. Zaten doğru olanda kırsal yaşamın binlerce yılda fazla değişmemiş olduğudur. Burada önemli olan o kültürün kaybolmuş, yaşamıyor olmasıdır.

    10.3.1. Neolitik Turizmde Önemli Yerleşmeler

    Neolitik Çağ’a ait yerleşmeler kazılar yapılarak ortaya çıkarılmaktadır. Bunların turizme açılması için mekânsa düzenlemeler de yapılması gerekmektedir. Bunlardan en iyi örneklerden birisi İskoçya’da Orkney Adaların’dan Mainland Adası’nda Skara Brae Neolitik (CilalıTtaş Devri) Köyü, batı kıyısında yer almaktadır. Yerleşim alanı, taş yapılı evlerden oluşmaktadır. 1850 yılında gerçekleşen şiddetli bir fırtına ve bora ile yeniden gün yüzüne çıkar, tekrardan keşfedilir. Dünya Miras Listesine 1999’da alınmıştır.

    İndus Vadisi medeniyetlerine ait Mehrgarh neolitik yerleşmesi günümüzde Pakistan’da Quetta, Kalat ve Sibi kentleri arasındadır. Sibi kentinin 30km batısındadır. 1974 yılında keşfedilmiştir. 2004 yılında Dünya Miras Listesine alınmıştır.

    Çin’de Xi'an kenti doğusunda Banpo köyü yakınındaki neolitik yerleşme kazılarla açığa çıkarılmış ve buraya 1958 yılında bir müze yapılmıştır.

    Dünyada neolitik yerleşmelerde yapılan kazılar sonucu çıkarılan aletler ve eşyalar müzelerde sergilenmektedir. Metropolitan Sanat Müzesinde neolitik sanatla ilgili objeler bulunmaktadır. British Museum da “Neolitik Çin” bölümünde çok sayıda obje bulunmaktadır.

    Türkiye’de neolitik turizme en güzel örnek Çatalhöyük (Çumra) tür. Neolitik turizm için mekânsal düzenlemeleri yapılmıştır.

    Bknz: Neolitik
    Bknz: Turizm

     



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.