Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Nesir bulmaca

Bulmacada Nesir sorusunun 7 harfli cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-07-13 03:14:01

    Cevap :
    Bulmacada 'Nesir' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Nesir' sorusunun yanıtı 7 harflidir ve cevaba ise Düzyazı yazabilirsiniz.


    Diğer cevaplar:
    Düzyazı kelimesinin eş anlamlıları..
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba nesir yazabilirsiniz.
    Sözlükte Düzyazı Nedir:

    Düzyazı Tanımı Sözlük Anlamları

    1. Bir düşünceyi, duyguyu ya da konuyu, ölçü, uyak gibi kurallara bağlı olmadan dilbilgisi ve sözdizimine uygun tümcelerle yazma.
    2. Düzyazı ile yazılmış metin.
    3. Nesir, edebiyatta düzyazı sanatı. Dil kurallarından başka hiçbir ölçüye bağlı olmayan düz ve tabu anlatma yolu.

    Düzyazı yani Nesir (Özet)

    Düzyazı (nesir), dil kurallarından başka hiçbir kurala bağlı olmayan, konuşma diline yakın olan doğal anlatım yoludur. Terim olarak önceleri düzyazı yerine inşâ, düz yazı yazarına münşî denirdi. Sonradan inşa nesir, münşi nâsir oldu. Günümüzde nesir yerine düzyazı, hatta yalnızca yazı ve nâsir yerine yazar terimleri kullanılmaktadır.
     
    Yazı öncesi dönemden yakın çağlara kadar düzyazı sanat sayılmadığı için ve anlatılanları hatırda tutmak güç olduğu için, düzyazı ile sanat eseri üretilmemiştir. En eski düzyazı kalıntıları olan atasözlerinin iç uyaklı, aliterasyonlu yapısı, onların ilk ortaya çıktığı dönemlerde de şiir olabileceğini düşündürmektedir. Düzyazı bügünkü işlekleğini matbaaya borçludur. Matbaa bulununca, bütün yazılar basılarak çoğaltılmaya başlandı. Bilgiler daha çok insana ulaştı. Bu da insanlara hoşa gideni, öğrenilmesi gerekeni ezberlemek yerine, el altında bulundurularak gerektiğinde yararlanmak kolaylığı sağladı. Okuyucu kitlesinde artış oldu. Bellekler ezberleme işinden ve ezber yükünden kurtulunca, asıl işlevi olan düşünme işlevini yaptıve düşünce üretmeye başladı. Üretilen düşünceler yazılıp yayınlanarak, eser sayısı arttı. Yazılanlar tartışmalara yol açtı; tartışmalar, bilimsel doğruların çoğalmasını sağladı.
     
    Demek ki, düzyazının şiir gibi kurallı olmaması, onu değersiz kılmaz; üstelik içeriği iyi, anlatımı güzel bir düzyazı en az şiir kadar değerli sayılır.

    Düzyazı Nedir

    Düzyazı, dil kurallarından başka hiçbir kurala bağlı olmayan, konuşma diline yakın olan doğal anlatım yoludur. Kesin bir ölçü değilse de şiirle duygular, düzyazıile düşünceler daha iyi anlatılır. Yazıtların dilinin konuşma dili ile aynı olduğu görüşü yaygındır. Uygur yazmalarında bir iki yabancı sözcük, daha sonra İslâm dininin etkisi ile Farsça, Arapça sözcükler girer.
     
    Türk halkının Orta Asya'dan beri anlatımını sürdürdüğü masallar, destanlar, halk hikâyeleri, Kuran açıklamaları birer düzyazı örneği sayılabilir. Düzyazı dili Tanzimattan sonra başlatılan dilde yalınlaşma çabaları ve Dil Kurumunun çalışmaları sonucu konuşma diline yaklaştı.
     
    Göktürklerde harfler bitiştirilmez. Yazı yukarıdan aşağıya doğru yazılır. Uygur alfabesi ve Arap alfabesinde harfler başta, ortada, sonda değişik biçimler alır. Yazı sağdan sola doğru yazılır.
     
    Türklerdeki ilk noktalama işareti, Orhun Yazıtlarında kullanılan iki nokta üst üstedir (:) Uygurlar kimi zaman cümle bitimlerine nokta (.) koymuşlar. Arap yazısıkullanılırken harf ler harekelenmiş; kimi zaman cümle bitimlerine nokta (.) konmuştur. Bugünkü anlamda noktalama uygulamasında Batı edebiyatı ile tanışmanın etkisi büyüktür.
     
    Göktürk Yazıtlarında bin kadar sözcük varken, Caferoğlu'nun Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü'nün üçüncü baskısında 7500 sözcük, Divan ü Lugat-it-Türk'te bir o kadar sözcük, Türk Dil Kurumunun 1998 basımıolan Türkçe Sözlük'te bugün kullanılan 75.000 sözcük bulunması Türkçenin sözvarlığına bir ölçü olabilir.
     
    Göktürkçede cümle yapısıgenellikle basittir. Uygur Türkçesinde cümleler başıedatları, kullanılmaya başlanan zarf tümleçler ile biraz uzar. İslâmiyetin kabul edilmesinden sonra bağl açlarla cümleler uzatılır. 1928'deki harf devrimi, 1932'de Atatürk'ün çabaları ile kurulan Türk Dil Kurumu'nun çalışmaları sonucunda düzyazı anlatım dili bugünkü duruma gelmiştir.
     
    Türklerin ilk düzyazılarında konu günlük yaşam ve savaştır. Uygurlarda, İslâm uygarlığı etkisinde tıp, fal, din, tarih, sözlük, seyahatname, mektup gibi birçok konu işlenmiştir.
     
    Düzyazıda asıl önemli konu çeşitlemesi Tanzimat'tan sonra olur.
     
    Türk edebiyatının ilk düzyazı örnekleri atasözleridir. Türklerin ilk düzyazı yazarı Tonyukuk ile Yullug Tigin'dir. Uygur Türkçesiyle yazılanSekiz Yükmek, Uygur Buda dinindeki en derli toplu ilk din kitabıdır. Orta Türkçe Döneminde Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Divan-ı Lugat-it Türk adlı sözlüğü bu dönemin düzyazı örneği sayabiliriz. Dede Korkut kitabı Türk nesrinin elde bulunan önemli örneklerinden biridir.

    Düzyazı Çeşitleri Nelerdir

    Makale, Deneme, Fıkra, Öykü, Roman, Gezi Yazısı, Röportaj, Mektup, Sohbet (Söyleşi), Monografi, Biyografi, Otobiyografi, Söylev, Portre, Hatıra, Günlük, Masal

    Düzyazı Türleri ve Özellikleri

    MAKALE

    Bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği savunmak için yazılan, türlü kanıtlar ileri sürerek, bunları bilimsel biçimde inceleyen gazete ve dergi yazılarına “makale” denir. Her konuda makale yazılabilir. Düşünce yazılarının en ağırbaşlı ve en zor olanıdır. Makalelerde genel olarak bilimsel bir dil kullanılır, ciddi bir üslup vardır. Öğreticilik esas olduğu için yalın bir dil; açık, anlaşılır bir anlatım tercih edilir. Makale, edebiyatımıza Tanzimat döneminde gazete ile birlikte Batıdan giren bir türdür.

    DENEME

    Bir yazarın, herhangi bir konuyla ilgili görüş ve düşüncelerini hiçbir iddiaya yer vermeden, kesin yargılara varmadan, kanıtlama gereği duymadan anlattığı yazı türüne “deneme” denir. Denemede konu sınırlaması, belli bir biçime bağlı kalma zorunluluğu yoktur. Yazar, konu seçiminde özgürdür. Yazar, kendi kendine konuşur gibi bir anlatım rahatlığı içindedir. Bu türü, Montaigne, Essais (Denemeler) adlı yapıtıyla başlatmıştır.

    FIKRA

    Güncel, siyasal, toplumsal sorunlar üzerine yazılan, dergi ve gazete yazılarına “fıkra” denir. Fıkralarda siyasal ve toplumsal olaylar ele alınırken belgelere, kanıtlara, aşırı ayrıntılara yer verilmez. Makaleler gibi iddialı ve ispatlayıcı yönü ağırlıklı değildir. Fıkra yazarı, gazetesinde geniş kitlelere seslendiği için çoğunlukla kolay anlaşılır bir dille yazar. Nasreddin Hoca fıkraları, Bektaşi fıkraları gibi gülmece nitelikli fıkralar da olmakla birlikte yazılı kompozisyon türü olarak fıkra, düşünsel ağırlıklı kısa, yoğun, günübirlik gazete yazılardır.

    ÖYKÜ

    Yaşanmış veya yaşanması mümkün olan olayların okuyucuya okuma zevki verecek şekilde anlatıldığı yazı türüne “öykü” denir. Bu anlatı türüne eskiden hikâye denirdi. Öykü kısadır, yalın bir olay örgüsüne sahiptir. Olaya dayalı bir tür olan öyküde yer, zaman, olay ve kişi öğeleri bulunur. Öyküde temelde bir asıl olay bulunur. Olayın geçtiği yer sınırlı, anlatım özlü ve yoğundur. Öyküde belli bir zaman diliminde ve sınırlı bir mekânda yaşanan olay veya olaylar anlatıldığı için çevrenin ve kahramanların tanıtımına pek yer verilmez.

    ROMAN

    insanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî türe “roman” denir. Edebiyatımıza Fransız edebiyatından geçmiştir. Romanlarda insanların başlarından geçen veya geçmesi mümkün olan olaylar, yer ve zaman belirtilerek etraflıca anlatılır.
     
    Belli bir tarihsel ya da coğrafi çevre içindeki belli bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, bu insan ya da insanların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen ve belli bir uzunluğu aşan anlatılardır romanlar. Edebi türler içinde en yenisidir. Matbaanın bulunması ve kentsoylu bir okur kitlesinin ortaya çıkmasından sonra gelişmiştir.
     
    Romanlar, işledikleri konulara ve üslûplarına göre “tarihî roman, macera romanı, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, nehir roman” gibi çeşitlere ayrılır.
     
    Öykü ile romanın benzer ve farklı yönleri
    Öykü de roman da olaya dayalı edebi türlerdendir.
    Genellikle romanlar uzun, öykülerse kısadır.
    Romanlarda kişiler çok, öykülerde ise azdır.
    Öyküde tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı birçok olay bulunur.
    Romanlar geniş bir zaman kesitinde geçerken, öykülerde bu kesit dardır.
    Romanlardaki karakterler genellikle çok yönlü, öykülerdeki karakterlerse tek yönlüdür.
    Kahramanların ve çevrenin tanıtımına öykülerde pek yer verilmezken, romanlarda geniş biçimde yer verilir.

    GEZİ YAZISI (SEYAHATNAME)

    Yurtiçine veya yurtdışına yapılan gezilerde gezilip görülen yerlerin anlatmaya değer ilginç yönlerinin kaleme alındığı edebî yazılara “gezi yazısı” denir. Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslûpla anlatılır; gezilen yerler hakkında bilgi verilir. Okur, gezi yazısını okurken, sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur.

    RÖPORTAJ

    Herhangi bir konu ya da sorunun değişik boyutlarıyla ele alınıp işlendiği gazete ve dergi yazılarına “röportaj” denir. Röportajcı, yalnız gördükleriyle, izlenimleriyle yetinmez. Konuyla ilgili derinlemesine araştırma ve inceleme yapar, ilgililerin bilgisine başvurur. Röportajcının amacı, konuyu çarpıtmadan, kamuoyunu aydınlatmaktır. Röportaj, tek bir yazı olabileceği gibi, aynı konuda dizi yazı da olabilir.

    MEKTUP

    Bir insanın dileğini, duygu ve düşüncelerini uzaktaki birine iletmek amacıyla başvurduğu yazı türüne “mektup” denir. Bu yolla ortaya konan ürünlerin en belirgin niteliği; içten olması, bunun yanında kısa ve yoğun anlatımın seçilmesi, dilinin açık ve anlaşılır oluşudur. Mektuplar, içeriğine, amacına, dil ve anlatım özelliklerine göre “ticari mektuplar, kişisel (özel) mektuplar, yazınsal mektuplar” gibi isimler alır.

    SOHBET (SÖYLEŞİ)

    Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı gazete ve dergi yazılarına “sohbet” denir. Cümleler çoğu zaman devriktir. içtenlik, samimilik ve doğallık sohbetin önde gelen özelliklerindendir. Sohbet yazılarında herkesi ilgilendiren konular seçilir. Yazar, düşüncelerini kabul ettirmek için okuyucularını zorlamaz; kişisel düşüncelerini ileri sürer.

    MONOGRAFİ

    Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini ayrıntılarıyla ele alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına “monografi (tek yazı)” denir. Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, bir olay, bir sorun özel bir görüşle veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi bir konu üzerinde derinlemesine bir inceleme de yapılabilir.

    BİYOGRAFİ

    Bir kişinin yaşamının anlatıldığı eserlere “biyografi” denir. Biyografiye “yaşamöyküsü” de denmektedir. Tarihte ölen kişinin yaşamını ve yapıtlarını öven mezar yazıtları ve cenaze törenlerindeki konuşmalar yaşamöy-külerinin ilk örnekleri sayılabilir. Daha çok, ünlü kişilerin hayatının anlatıldığı biyografilerde kişi tüm yönleriyle tanıtılır. Biyografilerde açık, sade bir dil kullanılır. Divan edebiyatında şairleri anlatan bu eserlere, “tezkire” denirdi.

    OTOBİYOGRAFİ

    Yazarın kendi yaşamını anlattığı eserlere “otobiyografi” denir. Otobiyografilerde bir kimse kendi yaşadıklarını, başından geçen olayları anlatır. Çoğu zaman bunlarda, sanatçı kendisiyle beraber aile büyüklerinden, çevreden, aile içi durumlardan da söz eder.

    SÖYLEV (NUTUK, HİTABET)

    Bir topluluk önünde belli bir konuda yapılan etkili ve inandırıcı konuşmalara “söylev (nutuk)” denir. Dinleyenleri coşturmak ve belli bir amaca yöneltmek; onlara bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir ülküyü aşılamak; önemli açıklamalarda bulunmak temel amaçtır. Söylevler; dinleyenlerin algılama düzeylerine, hayal güçlerine, duygularına, ilgilerine göre hazırlanır. Dinleyenleri düşündürür, onlarda ilgi uyandırır, onları coşturur, onlara beklenen davranışı yaptırır.

    PORTRE

    Bir kimseyi karakteristik özellikleriyle okuyucuya tanıtmak amacıyla yazılan edebî yazılara “portre” denir. Kişinin sadece dış görünüşünün yani boyunun, yüzünün, giyinişinin, hareketlerinin anlatıldığı portreye “fiziksel portre”; iç dünyasının, alışkanlıklarının, duygularının, fikirlerinin, zayıf taraflarının anlatıldığı portreye “ruhsal portre” denir.

    HATIRA (ANI)

    Bir yazarın kendisini, yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazı türüne “anı” denir. Geçmişteki olay üzerine yazılır. Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır. Anılar, yaşandığı dönem hakkında da bilgi verir. Anılarda, yazarın kişisel bakışı söz konusudur. Anılar, aradan zaman geçtikten sonra yazılır. Anılarda o döneme ait çeşitli belgelerden, mektuplardan, dergilerden, gazetelerden yararlanabilir. Anıları ilginç yapan yönlerden biri de tarihe, topluma, sanata yön veren insanların özel bilgiler vermiş olmasıdır. Bu bakımdan anılar belge niteliği taşır.

    GÜNLÜK

    Yaşanan olayların, izlenimlerin, tarih atılarak, günü gününe yazılması ile oluşan edebi türe “günlük” ya da “ruzname” denir. Günlükler kısadır; olayı yaşayan kişi tarafından yazılır. Bu yüzden yazarın hayatından izler taşır. Bir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşüncelerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılardır günlükler.

    MASAL

    Olağanüstü kişilerin başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı yazılara “masal” denir. Masallarda yer ve zaman belli değildir; olaylar hayal ürünüdür. Kahramanlar insanüstü nitelikler gösterir. iyilerin hep iyi, kötülerin hep kötü olduğu masallarda iyiler ödüllendirilirken, kötüler cezalandırılır. Öte yandan masallarda evrensel konular işlenir ve eğiticilik esastır. Olaylar miş’li geçmiş zaman kullanılarak anlatılır.

    Şiir ile Düzyazı Arasındaki Farklar

    Kesin bir ölçü değilse de şiirle duygular, düzyazı ile düşünceler daha iyi anlatılır. Ziya Gökalp de bu görüştedir: "Şuur devrinde şiir susar, şiir devrinde şuur seyirci kalır."

    Cumhuriyet öncesi edebiyat dönemlerinde aşktan yiğitliğe, övgüden eleştiriye, mektuptan şehrengize pek çok konu şiir ile işlenmiştir. Şiir düşünce aktarımına düzyazı kadar elverişli değildir. Günümüzdeki bilgi yığınlarını anlatmak için artık şiir yetmez. Düzyazılar; bilgi ise bilgiyi, sanat ise sanatı birtakım mazmunların, söz oyunlarının arkasına gizlemeden verdiklerinden, okuyucu anlatılanlarıdaha kolay anlar. Zaten düzyazı ile yazılmış yazılardan sanat değeri olanlar dışta bırakılırsa, öğreticiliğin ağır bastığı görülür. Şiirin dizesine karşılık düzyazının cümlesi, şiirin bentlerine karşılık düzyazının paragrafı vardır.
     
    Şiirde ölçü ve uyak kaygısı olduğu için, istenilen sözcük istenilen yerde kullanılamaz; eşanlamlıları, yakın anlamlılarıkullanılır. Düzyazıda böyle bir kaygı yoktur. Yine aynı nedenden, şiirde cümle ögelerinin yerleri değiştirilebilir, sözcük öbekleri tersine çevrilebilir. Bu da şiir dilindeki düşüncenin açıklığına gölge düşürülebilir; fakat düzyazıda bunlara gerek kalmadan duygu ve düşünce daha kolay anlatılır. Okuyucu da birçok sanat oyunlarıarasına gizlenmişgerçeğe ulaşmaya uğraşmaz.
     
    Divan şiirinde birim genellikle beyit olduğundan cümle uzunluğu en çok bir beyittir. Düzyazıda cümleler daha uzun olabilir; bu da kimi zaman anlatımdaki açıklığı bozar.
     
    Düzyazı ile öncelikle bilim, sanat ve teknoloji konularında öğretici kitaplar, ders kitapları ve tezler yazılmaktadır.



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.