Cevap :

Açıklık (Ayanilik) İlkesi:

Öğrenme ve öğretme etkinliklerinde öğretilecek konunun açık olması ve öğrencinin eşya ve varlıklarla doğrudan doğruya karşı karşıya gelmesini öngörmektedir. Öğretmenin iletişim sürecinde kullandığı dil, içerik, yöntemler, değerlendirme soruları açık, net ve anlaşılır olmalıdır. Öğrenme-öğretme sürecinde kullanılan materyaller ve yapılan deneyler bu ilkenin hayata geçirilmesini kolaylaştırır. Açıklık ilkesinde temel unsur; terimler ve kavramlar öğrencilerin düzeyine uygun olmalı, açık ve net olmalı, ayrıca birden fazla duyu organına hitap etmelidir.

Açıklık ilkesinin iki anlamı bulunmaktadır:

1. Terim ve kelimelerin açık ve net olması
2. Birden fazla duyu organına hitap etmesi

1. Terim ve kelimelerin açık ve net olması:

Derste konuşulan bütün terim ve kelimelerin öğrenciler tarafından kolayca anlaşılacak şekilde açık olmasıdır. Öte yandan öğretmen ders konusunu ve düşüncelerini anlatırken, öğrencinin seviyesine uygun olarak, onun bildiği kelimelerle ve onun hemen kavrayabileceği cümle yapıları ile onun yakın çevresinden ve geçmiş bilgi ve tecrübelerinden örnekler vererek, gerektiğinde soru-cevap, tartışma, jest-mimik, canlandırma gibi teknikleri kullanarak öğretimde açıklık ilkesine uyulabilir.

2. Birden fazla duyu organına hitap etmesi:

Öğrencinin mümkün olduğu kadar fazla duyu organına hitap edilerek, öğretimin somutlaştırılmasıdır. Öğretim konuları ve öğretmenin kullanacağı yöntem ve teknikler, ne kadar çok duyu organını etkilerse öğretimde açıklık o derece artar. Bu nedenle, öğretim konularının işlenmesinde gözlem, deney gibi birçok duyuya hitap eden yöntemler kullanıldığı takdirde öğrenme kolaylaşacaktır.

Açıklık ilkesinin öğretimdeki önemini ABD’li eğitim teknoloğu Edgar Dale ortaya koymuştur. Edgar Dale yaşantılarla kavramların oluşumu arasındaki ilişkilerden yararlanarak öğretme durumlarının nasıl seçileceği ve düzenleneceği konusunda öğretmen ve eğitimcilere yardımcı olmak üzere, “Yaşantı Konisi” adını verdiği esnek bir model geliştirmiştir.

Yaşantı Konisinin dayandığı temel ilkeler şunlardır:

1. En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparak öğrenmesidir.
2. Öğrenilenlerin çoğu gözlerin yardımı ile öğrenilir.
3. En iyi öğretim basitten karmaşığa, somuttan soyuta, kolaydan zora doğru gidendir.
4. Öğrenmenin mümkün olduğu kadar öğrencinin çok duyu organına hitap etmesi öğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenme işlemine katılan duyu organlarının fazlalığıyla öğrenme seviyesi arasında doğru orantı vardır.

Yaşantı konisinden aşağı inildikçe öğrenmenin kalitesi artar. Çoklu öğrenme, birden fazla duyu organıyla öğrenilen ve kullanılan öğrenme şeklidir.

---

---

Diğer Cevaplara Gözat