Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Ömer Seyfettin “Başını Vermeyen Şehit” incelemesi

Başını Vermeyen Şehit hikayesinin özeti konusu ana fikri.

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-10-26 08:03:35

    Cevap : "BAŞINI VERMEYEN ŞEHİT" ÖYKÜSÜNÜN İNCELEMESİ
    KONUSU:Osmanlı Devleti zamanında savaşta başı gövdesinden ayrılarak şehit düşen derviş  “Deli Mehmet”in sonradan dilden dile dolaşan destansı hikayesi… ÖZET: Ömer Seyfettin’in tarihi bir hikayesi olan Başını Vermeyen Şehit’te yüz on kişilik Osmanlı mücahit gücünün savunduğu Grijgal Kalesi (1555 yıllarında) bini aşkın düşmanın saldırısına uğramıştır.Bu savaşta Deli Mehmet isimli bir derviş şehit düşmüş ve başı düşman tarafından bedeninden ayrılmıştır.Bunu gören yakın arkadaşı Deli Hüsrev “Canını verdin,başını verme!” diye bağırınca kesik başlı beden yerinden fırlamış ve kendi kellesini götüren atlı şövalyenin arkasından gidip başını almıştır.İşte bu olağanüstü olay buna şahit olan Grijgal kadısı Kuru Mehmet tarafından destansı bir hikayeyle anlatılmıştır. Yaşanmış gerçeği anlatan bu destanın yüz beyit kadarı da Peçevî Tarihi’nde yer almıştır. Usta hikâyeci Ömer Seyfettin ise (ö.1920) bu tarihî hadiseyi Peçevî’den alarak “Başını Vermeyen Şehit” adıyla on beş sayfalık güzel bir hikâye şekline çevirmiştir.

    KİŞİLER VE ÖZELLİKLERİ: Kuru Kadı: Öykünün başkahramanıdır.İncecik boyunlu,,çıkık alınlı,iri kafalı,esmer zayıf yüzlü,gayet titiz,gayet sert ve sinirli biridir. Deli Mehmet ve Deli Hüsrev: Öykünün diğer önemli iki kişisidirler.Deli Mehmet alabıyık,geniş beyaz çehreli,gök gözlüdür. Öyküde bu iki kişi şöyle betimlenir:Bunların ikisine de deli derlerdi. Deli Mehmet, Deli Hüsrev… Serhat muharebesinde hayale sığmayacak yararlılıklarıyla masal kahramanı gibi inanılmaz bir şöhret kazanan bu iki deli hiçbir nizama, hiçbir zapt u rapta girmeyen dünya şerefinde gözleri olmayan Anadolu dervişlerindendi. Her zaferden sonra kumandanları onlara rütbe hil’at, murassa kılıç gibi şeyler vermeye kalkınca, gülerler; “istemeyiz! Fani vücuda kefen gerektir. Hil’at nadanları sevindirir…”derler, Hak uğrundaki gayretine ücret, mükâfat, sabaş kabul etmezlerdi. Harp onların bayramıydı. Tüfekler, oklar atılmağa… toplar gürlemeğe… kılıçlar, kalkanlar şakırdamaya başladı mı hemen coşarlar, kendilerinden geçerler… naralar savurarak düşman saflarına saldırırlar…alevi gözlerle takip edilmeyen canlı bir yıldırım olup tutuşurlardı.”

    Öykünün diğer kişileri: Toygun Paşa, Ahmet Bey: Palankanın (küçük kale) kumandanı Çavuş, ihtiyar topçu Zigetvar kumandanı Karaçin Düşman askerleri (şövalyeler)   Mekan: Grijgal palankası (küçük kale),Zigetvar Kalesi  

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.