Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

ömer seyfettin bir kayışın tesiri adlı hikayenin isim tamlamalarını bulur musunuz yarına ödev acilllll

Bir Kayışın Tesiri
Bir zabit arkadaşımla oturuyorduk. Yanımızdaki masada iri, palabıyıklı, kocaman kalpaklı bir babayiğit, çetin bir Çerkes şivesiyle karsısında sıralanmış irili ufaklı kalpaklılara birşeyler anlatıyordu. Daha Kafkasya'dan yeni gelmiş sanılacaktı.

- Demek yollar açıldı, dedim.

Arkadaşım,

- Hangi yollar? diye yüzüme baktı.

- Hangi yollar olacak, Karadeniz yolu.

- Nereden bildin?

- Baksana su hemşeriye... İşte mutlaka yeni gelmiş olacak.

- Hangi hemşeriye?

Sağımızdaki, yanağından kan damlayan iri Çerkesi gösterdim. Arkadaşım bir kahkaha attı. Azıcık daha katılacaktı.

- Çerkes taklidi yapar!

- Güldürmek için mi?

- Hayır.

- Ya niçin?

- Kendini Çerkes zannettirmek için.

...

Tekrar koca kalpaklı babayiğide baktım. Hiç Türkçe bilmez bir Çerkes fesahatiyle başını ağır ağır sallayarak elindeki gümüş savatlı kamçıyı çizmelerinin uzun konçlarına vurarak, takır tukur konuşuyordu. Sandalyeye ata biner gibi binmişti.

- Şaka etme, dedim, bu halis muhlis Çerkes...

- Arkadaşım yemin etti:

- Vallahi değil...

- Ne biliyorsun?

- Nasıl bilmem, benim sınıf arkadaşım.

- Ne gülüyorsun?, dedim.

- Ayol o Çerkes değildir! dedi.

- Ey, lisanına ne diyeceksin?

- Zabit mi?

- Evet, fakat cuma günleri böyle Çerkes gibi giyinir.

Merak ettim:

- Çerkes değil diyorsun, Gürcü mü?

- Hayır.

- Çeçen mi?

- Hayır.

- Lezgi mi?

- Hayır.

- Ya ne?

- Türkoglu Türk!

- Nereli?

- İstanbullu... Anası Germiyanzadelerden. Babası... Mirliva olduğu halde daha dilini düzeltememiş bir Kastamonulu idi...

O halde bu Türk, niçin herkese kendini Çerkes zannettirmek istiyor? diye sordum. Arkadaşım tekrar bir kahkaha attı.




- Bak sana anlatayım niçin, dedi. Bu sahte Çerkesin adi Mahmut Beydir. İdadi ikinci sınıfa kadar hiçbir milliyet iddiası yoktu. O sene ramazan tatilinde bir arkadaşı kendisine Karamürsel'den gayet zarif bir Çerkes kayışı getirdi. Bu kayışı hepimiz gördük. Hakikaten nefisti. Gümüş savatlı tokaları ağır, kayışı siyaha yakın koyu lacivertti. Gümüşten üç büyük sarkıntısı vardı. Mahmut bey bu kayışı beline takti. O günden itibaren Türklerle konuşmamağa, hep Çerkeslerle düşüp kalkmağa başladı. Ertesi sene hiç tanıdığı olmadığı halde tezkere getirerek Karamürsel'e sılaya gitti. Harbiyeye geçtiğimiz zaman Mahmut Bey, Türk şivesini kaybetti. Büyük fedakârlıklar yaparak piyadeden süvariliğe becayiş etti. Zabit çıktığımız zaman Türkçe’yi unutmuştu. Ama, Çerkesceyi de öğrenemedi. Öğrendiği mükemmel bir Çerkes şivesiydi. Adini alay için "Çerkes Mahmut" takmıştık. O buna kızmaz, hatta iftihar ederdi. Zabitken meşhur bir Çerkes paşaya intisap etti. Onunla İstanbul'a sürüldü. Kafkasya'ya kaçtı. Milleti ile hiç münasebeti olmayan yerleri öz vataniymiş gibi gezdi, dolaştı. Bir Çerkes kızıyla evlendi. Hürriyetten sonra İstanbul'a geldi. Artık isi gücü Çerkeşlik için çalışmak oldu. Her yerde su işittiğin garip şive ile "Adige" propagandası yapmağa başladı. Kastamonulu pasa babasından kalan serveti Çerkes Tarihi'ni yazacak muharrire adadı.



Kafkasya'dan yeni gelmiş sandığım sahte Çerkes Türke tekrar baktım.

- Acaba akrabaları içinde Çerkes filan yok mu?

Arkadaşım,

- Yok be yahu! diye elini tas masaya vurdu, halis muhlis Türk diyorum! Hâlâ bir kelime Çerkesce bilmez. Sınıf arkadaşımın Karamürsel'den getirdiği Çerkes kayısında sanki bir tılsım vardı. O andan itibaren Çerkeslik sevdasına düştü.


Arkadaşım yarim saat kadar Çerkes Mahmut beyin gülünç menkıbelerini anlattı. Hali tavrı son derece babayiğitvari olan bu kahraman, meğer ömründe hiçbir muharebeye girmemiş. Son derece korkakmış. Daima tanıdıklarının iltimasıyla seferberlik zamanını geri hizmetlerde geçirmiş.

Biz konuşurken Çerkes Mahmut bey gülerek, yanındakilere Çerkesce sakalar ederek kalktı. Büfenin önünde durdu. Para veriyordu. Çantasını pantolonunun cebinden çıkarırken gördüm. Belindeki yirmi sene evvel Karamürsel'den hediye gelen kayışın savatlı gümüş sarkıntıları pırıl pırıl parlıyordu. Türklerin hariçten kendi içlerine gönüllü bir tek "Millettas" celbedecek böyle ehemmiyetsiz kayışçıkları bile olmadığını düşündüm.

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2016-01-13 05:30:55

    Cevap : Öyküdeki İsim Tamlamaları Listesi:
    Çerkes şivesi
    Karadeniz yolu
    gümüş savatlı kamçı
    koca kalpaklı babayiğit
    sınıf arkadaşım
    Çerkes kayışı 
    Gümüş savatlı toka
    Ertesi sene
    öz vatan
    Adige propagandası 
    Çerkes Mahmut
    savatlı gümüş sarkıntı
    Diğer Cevaplara Gözat
    Ahmet Atar1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2016-01-13 05:24:29

    Cevap : BİR KAYIŞIN TESİRİ ÖYKÜSÜNÜN KONUSU :  Mahmut  Beyin bir kayışın tesiri ile Türklüğünü unutup sahte bir Çerkez’e dönüşümüdür.

    BİR KAYIŞIN TESİRİ ÖYKÜSÜNÜN ÖZETİ: Anlatıcı ve bir zabit arkadaşı bir yerde oturur.  Hemen yanlarındaki masada ise iri , palabıyıklı Çerkez şivesiyle konuşan bir adam etrafındakilere bir şeyler anlatmaktadır.  Anlatıcı kişi bu adamın Kafkasya’dan yeni gelmiş olabileceğini zannederek arkadaşına Karadeniz yollarının açılmış olduğunu söyler. Arkadaşı onun söylediklerinden bir şey anlamayınca anlatıcı da yan masadaki iri adamı gösterir. Arkadaşı gülmeye başlar ve o adamın Çerkez olmadığını insanlara Çerkez olduğunu inandırmak için böyle davrandığını söyler. Anlatıcı kişi bu olaya pek bir anlam veremeyince arkadaşı anlatmaya başlar. Bu adamın kendisinin idadiden sınıf arkadaşı olduğunu söyler. Bu adamın isminin Mahmut Bey olduğunu ve onun halis muhlis Türk olduğunu söyler. Bir Ramazan tatilinde bir arkadaşı Mahmut Beye Karamürsel’den zarif bir Çerkez kayışı getirir. O kayışı taktığından beri Türklerle muhabbetini keser, Çerkezlerle dost olur. Mahmut Bey Harp Okuluna geçtiğinde tamamen Türkçeyi  unutur.  Ama Çerkezceyi de öğrenemez. Öğrendiği  aslında Çerkez şivesidir. Anlatıcı sahte Çerkez’e bakıp arkadaşına bu adamın Çerkez bir akrabası olup olmadığını sorar. Arkadaşı yeminler ederek olmadığını söyler ve Mahmut Bey’in bir kelime bile Çerkezce   bilmediğini  de  ekler. O kayış sanki tılsımlıdır ve Mahmut onu taktığı günden beri Çerkezlik sevdasına düşmüştür ve bu yolda servetini harcamıştır. Anlatıcı  Mahmut Bey’in bu hikayesini dinleyince kendi kendine Türklerin kendilerine böylesine gönüllü millettaş kazandıracak önemsiz bir kayışlarının bile olmadığını düşünür.

    KİŞİLER:
    MAHMUT BEY: İri, palabıyıklı babayiğit ve mert bir görüntüsüne rağmen son derece korkak,  bir hediye yüzünden benliğini unutan ve Çerkez gibi yaşamaya başlayan ve bu yolda babasının servetini yiyen askerlik yapan bir adamdır.
    ANLATICININ ARKADAŞI: Mahmut Bey’in idadiden arkadaşıdır. Hakkında zabit olduğundan başka bir şey bilemiyoruz.
    Anlatıcı : Hikayenin anlatıcısıdır.
    YER VE ZAMAN : Belirsiz zaman ifadeleri kullanılmıştır.
    ANLATICI : 1.tekil şahıs tarafından anlatılıyor. Bakış Açısı: Kahraman bakış açısıdır.
    Ahmet Atar1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2023-05-04 06:12:02

    Cevap :

    Fiilimsiler:

    oturmak, anlatmak, gelmek, bilmek, göstermek, sallamak, vurmak, giyinmek, düzeltememek, konuşmamak, düşüp kalkmak, getirmek, başlamak, becayiş etmek, unutmak, öğrenmek, takmak, kızmak, iftihar etmek, intisap etmek, kaçmak, gezmek, dolaşmak, evlenmek, çalışmak, işitmek, propagandayapmak.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.