İşte Cevaplar
Cevap : Çünkü Krallar ve imparatorlar ülkeyi Tanrı’nın emir ve yasaklarına uygun şekilde yönettikleri sürece meşruiyet kazanıyorlardı. Orta Çağ’da Asya ve Avrupa devletleri meşruiyetlerinin kaynağını genellikle dine dayandırmışlardı. Bu anlayışa göre iktidarı ele geçiren yöneticiler devletin tanrısal bir kurum olduğunu, onun isteğiyle kurulduğunu, kendilerinin ise tanrının yeryüzündeki temsilcileri olduğunu söylüyorlardı.
Diğer Cevaplara Gözat
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap :
Orta Çağ Avrupa devletlerinin meşruiyetlerini dine dayandırmalarının nedenleri şunlardır:
- Dini inançların güçlü olduğu bir dönemde yaşanıyordu: Orta Çağ Avrupa'sında, Hıristiyanlık güçlü bir etkiye sahipti ve insanların yaşamlarının çoğu Hıristiyan inançlarına göre şekilleniyordu. Bu nedenle, devletler de dini inançları esas alarak meşruiyetlerini kurmayı tercih etmişlerdir.
- Din, toplumun ortak bir inanç sistemine sahipti: Orta Çağ Avrupa'sında, din, toplumun ortak bir inanç sistemine sahipti ve bu inanç sistemi, devletlerin meşruiyetini de sağlıyordu. Bu nedenle, devletler, dine dayalı meşruiyetleri sayesinde toplumun güvenini kazanır ve bu sayede güçlerini sürdürürlerdi.
- Din, devletlerin güçlerini desteklerdi: Orta Çağ Avrupa'sında, din, devletlerin güçlerini desteklerdi ve devletler, dine dayalı meşruiyetleriyle güçlerini sürdürürdü. Din, devletlerin güçlerini desteklerken, aynı zamanda toplumda da güç sahibi olurlardı.
- Din, hukuki bir yapı sağlar: Orta Çağ Avrupa'sında, din, hukuki bir yapı sağlar ve devletler, dine dayalı meşruiyetleriyle hukuki bir yapı oluştururlardı. Din, devletlerin hukuki yapılarını sağlar ve bu sayede devletler, hukuki bir yapıya sahip olur ve hukuki bir yapıya sahip olma sayesinde de güçlerini sürdürürlerdi.