Orta Çağ, Avrupa için karanlık bir çağdır. İslam medeniyeti için ise altın çağ olarak yaşanmıştır. İlmi ve maddi zenginlik İslam medeniyetinde zirveye ulaşmıştır. Türk-İslam medeniyeti bilim ve teknik bakımından her zaman teşvik edici, kuşatıcı, yol açıcı ve kurucu olmuştur.

İslam kültürü, yaklaşık olarak 700 yılından 1300 yılına kadar ekonomik, sosyal ve bilimsel alanlarda büyük bir gelişme gösterdi. Bu gelişimin etkisiyle Helenistik dönem ile Rönesans arasında bir köprü görevi üstlendiğini söylemek mümkün. Bu dönemde İslam dünyası, Batı dünyasında daha avantajlı bir konuma sahipti. İslam dünyasında çok yoğun bir ticaret vardı. Böylece Çin ve Hindistan kültürüyle bağlantı kurulmuştu. Ancak XII. yüzyıldan itibaren bilim ve teknoloji alanında Avrupa gelişmeye başladı.

Orta Çağ’da Avrupa’daki skolastik düşünce bilim ve teknik alanında engelleyici, yol kapatıcı bir role bürünerek bilim insanlarını hapsetmeyi ve öldürmeyi amaçlamıştır. Kilisenin tahakkümü akıl ve mantığı ezmiştir. Türk-İslam medeniyetinde ise mantık alanında önemli eserler verilerek fikir sistemleri inşa edilmiştir. En temel farklar arasında bunlar gelmektedir.