Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Ortak miras nedir ?

Arkadaşlar Merhaba Ben Yeni Üyeyim Sosyal Bilgiler Dersinde Etkinlik Yapmalıyım.Ortak Miras Konusunu Seçtim.Sizden İstediğim Ortak Miras Nedir Ve Çeşitlerini Yazarmısınız
Teşekkürler =)

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Hypatia

    • 2015-05-13 14:56:38

    Cevap : Ortak miras ise sadece belirli bir kuşağın kendinden sonrakilere bıraktığı şeyler değil, geçmişteki bütün insanlık tarihini ve geleceği de içine alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür.


    Ortak Miras - geçmişteki bütün insanlık tarihi ve geleceği de içine alan maddi ve manevi değerlerin tümüdür.

    Ortak Mirasın Önemi:

    1. Ortak miras, günümüz insanının çevre şartlarına egemen olmasını sağlamıştır.

    2. Ortak miras ürünleri, insan yaşamını kolaylaştırır.

    3. İnsanlar, ortak miras olarak kabul edilen doğal güzellikleri gezerek, görme, dinleme, zevk alma ve güzel bir ortamda bulunma ihtiyaçlarını gidermiş olurlar.


    Ortak Mirasın Özellikleri

    1. Ortak miras, insanların yüzyıllar boyu süren birikimleri sonucu oluşmuştur.

    2. Ortak miras, tek bir ulusa ait değildir.

    3. Ortak mirasa katkıda bulunmak, tüm insanlığın yararınadır.

    4. Bütün insanlar, ortak mirasın ürünlerinden yararlanma hakkına sahiptirler.

    5. Ortak mirası korumak ve geliştirmek tüm insanların ve toplumların görevidir. Ortak mirası gelecek kuşaklara aktarmak için herkes gereken özeni göstermelidir.



    İnsanlığın Bilim Mirası
    Evreni ve evrende olan olayları konu edinen, deney ve gözleme dayanan, olaylar arasında neden-sonuç ilişkisi kurarak yasalara ulaşmaya çalışan, sistemli bilgiler topluluğuna bilim denir.

    İlk Çağ'da Babilliler, bilimsel çalışmaların ilk örneklerini vermişlerdir. Matematik ve astronomiyle uğraşmışlardır. Daha sonra bu bilgiler, tüm dünyaya yayılmıştır. İlk Çağ'ın ünlü matematikçisi Arşimet'tir.

    Yeni Çağ'da ise, Paskal, Dekart (matematik), Kopernik, Kepler, Galile (astronomi), Newton (yer çekimi) ünlü bilim adamları olarak adlarından söz ettirmişlerdir. Tabi, İslam dünyasında da daha önce isimlerini verdiğimiz, Biruni, Harezmi, Cabir, İbni Sina, Farabi gibi pek çok alimden de burada bahsetmek gerekir.

    Günümüzde ise bilimsel alanda çok daha büyük ilerlemeler kaydedilmiş durumdadır. Bu gelişmeler sayesinde dünya sanki küçülmüş, herhangi bir yerde ortaya çıkan olay bir kaç dakika sonra tüm dünya insanlarınca duyulacak hale gelmiştir.

    Bizler, bizden önce yaşamış insanlardan daha çok bilgiye sahibiz. Bizden sonra gelecekler de daha fazla bilgiye sahip olacaklar.



    İnsanlığın Sanat Mirası
    Bir duygunun, düşüncenin, doğal güzelliğin, yaratıcılık katılarak anlatılmasına sanat denir. Örneğin; mimarlık, heykel, müzik, tiyatro, roman, öykü vb. çeşitli sanat dallarıdır.

    İlk çağlarda insanların mağara duvarlarına yapmış oldukları resimler de ilk sanat ürünü olan eserlerdir. Çin, Hindistan, Mısır, Mezopotamya ve Anadolu'da kurulan uygarlıklar, bütün insanlık tarihi üzerinde etkili olan yeni uygarlıkların ortaya çıkışını hızlandırdı. İnsanlığın sanat mirasının temellerini bu eski uygarlıklar oluşturmuştur. Ayrıca, Amerika kıtasındaki İnka ve Aztek uygarlıklarının varlıkları da bilinmektedir.

    Bugün yurdumuzda örneklerini gördüğümüz bazı sanat eserleri, yüzyıllarca süren çabalar sonucu oluşturulmuştur. Bu eserleri korumak hem yurdumuz için, hem de insanlık için bir görevdir.

    Farklı kültürlerin sanat alanında ortaya koyduğu bütün eserler, insanlığın sanat mirasını oluşturmaktadır.



    İnsanlığın Edebiyat Mirası

    Olayların, düşüncelerin, duyguların ve hayallerin yazı dili aracılığıyla şekillendirilmesine edebiyat denir. Şiir, öykü, roman, tiyatro oyunları vb. edebiyat ürünleridir. Geçmişten günümüze dek uzanan ilk edbiyat ürünleri destanlardır. Gılgamış Destanı, Oğuz Kağan Destanı, İlyada ve Odesa gibi...

    Dünyaca ünlü bazı edebiyat eserleri şunlardır
    William Shakespeare (Şekspir)'in Romeo ve Juliette, Servantes'in Don Kişot, Viktor Hugo'nun Sefiller, Balzac'ın Vadideki Zambak, Dante'nin Suç ve Ceza...

    Tarih boyunca, nesillerden nesillere aktarılan bir kültür mirası vardır.Bu miras içinde edebiyattan sanata, bilimden müziğe dek herşey bulunur. Tüm bunlar ortak mirası oluşturur. Bize düşen görev bu mirası koruyup, bir sonraki nesle aktarmaktır.



    İnsanlığın Düşünce Mirası

    İlk insanlar, başlangıçta çevrelerindeki olaylardan etkilenir ve bunlara bir anlam veremezken zamanla düşünmeye, doğayı gözlemlemeye başlamıştır. Çevresinde olup bitenleri anlamaya çalışmak, olaylar arasında ilişki kurmak, insan düşüncesini geliştirmiştir.

    İnsanlar, duygu ve düşüncelerini önceleri el, kol hareketleri, sesler ve yüz ifadeleriyle anlatmışlardır. Böylelikle "dil" oluşmuş ve zamanla sözlü ifadeler yerini "yazı"ya bırakmıştır.

    İlk Çağ'ın dünyaca ünlü başlıca düşünürleri; Kofüçyüs, Buda, Tales, Heraklit, Sokrat, Eflatun ve Aristo'dur.

    Orta Çağ'da ise Avrupa, karanlık bir dönem geçirirken, İslam dünyasında bilim ve düşünce alanında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Biruni, Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Harezmi, Cabir, İmam Gazali, Uluğ Bey, Nasreddin Tusi gibi bir çok bilim adamı ve düşünür çağa ışık tutmuştur.

    15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa'da başlayan Rönesans ve Reform hareketleri insan düşüncesine yeni boyutlar kazandırmıştır. 17. ve 18. yüzyıllarda Hümanizm (insancıllık) fikri ön plana çıkmış, 1789 Fransız İhtilali ise özgürlük, eşitlik hareketleri tüm insanlığı etkilemiştir. J.J. Ruso, Makyavel Volter ve Monteskiyö fikirleriyle bu hareketlere hız kazandırmışlardır.




    UNESCO’NUN DÜNYA MİRASI LİSTESİNDEKİ TÜRK TARİHİ ESERLER
     
    TURKEY
    1985 Historic Areas of Istanbul
    1985 Goreme National Park and the Rock Sites of Cappadocia
    1985 Great Mosque and Hospital of Divrigi
    1986 Hattusha
    1987 Nemrut Dag
    1988 Xanthos-Letoon
    1988 Hierapolis-Pamukkale
    1994 The City of Safranbolu
    1998 Archaeological Site of Troy
     
    İSTANBUL TARİHİ ALANLARI
    Dünya Miras Listesine Alınmış Tarihi : 6.12.1985
    Liste Sıra No : 356
    Niteliği : Kültürel
    İ.Ö. 7. yy'da kurulan İstanbul'un kuzeyde Haliç, doğuda İstanbul Boğazı ve güneyde Marmara Denizi ile çevrile kısmı günümüzde 'Tarihi Yarımada' olarak anılmaktadır. Kent, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle tarihi boyunca kentte hüküm süren uygarlıklar için daima çok önemli olmuştur. Bu özellikleri ile kent, Roma, Bizans ve Osmanlı gibi büyük İmparatorlulara başkentlik yapmıştır. Bu görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren İstanbul, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. İstanbul'un tarihi yerleri Topkapı Sarayı, Yıldız Sarayı, Süleymaniye Camii ve Çevresi, Zeyrek Camii (Pantocrator Kilisesi) ve çevresi Kara suları, Bozdoğan Kemeri ve Haliç olarak tanımlanmıştır.

     
    The City of Safranbolu
    Şehir eski çağlarda Homeros'un İlyada destanında geçen Paflagonya bölgesinde yer almaktadır ve bilinen tarihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar gider. M.Ö. 3000 ve 4000 tarihli tümülüsler, Safranbolu'nun insan yerleşimi açısından uzun bir tarihî olduğunu göstermektedir. Şehir Flaviopolis, Theodoropolis, Hadrianopolis, Germia ve Dadibra (Dadybra) gibi antik kasabalarla yorumlanmıştır. Bölgedeki bilinen ilk medeniyetler Hititlerin komşuları olan Gaspalar ve Zalpalardır.[4] Bölgede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar (Pondlar), Romalılar (Bizans), Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.

    Şehir Selçuklular tarafından fethedildiğinde adı Dadibra idi. Safranbolu, Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan'ın oğlu Muhiddin Mesut Şah tarafından 1196 tarihinde Türklerin eline geçmiştir. Muhiddin Mesut Şah, Yunanlı-Bizanslı nüfusa savaşmadan teslim olmaları durumunda hayatlarını koruyacağına söz vermiş fakat kayıtlara göre şehir savaşla ele geçirilmiştir. Hristiyanlara ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur. 1213-1280 tarihleri arasında Çobanoğulları, 1326-1354 tarihleri arasında Candaroğulları ve 1423 yılından sonra da Osmanlı Devleti'nin elinde bulunmuştur. Şu anki Kıranköy bölgesinde, Yunanlı topluluk bulunmaktaydı. Burası daha sonra merkez Yunan mahallesi olmuş ve 1923'deki nüfus değişimi bu bölgede gerçekleşmiştir.

    Selçukluların idaresinde şehrin adı Zalifre olmuştur ve Sinop - Kastamonu - Safranbolu - Gerede - Söğüt uç bölgesi durumuna gelmiştir. Sonraki yıllarda şehir Türkmenler ve Bizanslılar arasında birkaç defa el değiştirmiştir. 1213 ile 1280 yılları arasında kasabayı, Anadolu Selçuklu Devleti'nin uç beyliği durumundaki Kastamonu ve Sinop bölgesine yerleşmiş olan Çobanoğulları Beyliği yönetmiştir. Daha sonra Çobanoğuları Moğol İlhanlılar'a vergi vermeye başlamıştır.[5]
    1326'da Candaroğulu Süleyman Paşa şehri ele geçirmiştir. 1332'de Kastamonu'ya gitmekte olan İbn Battuta ve Kastamonu paşasının oğlu vali Ali Bey ile görüşmüştür. İbn Battuta'ya göre geldiğinde, Hanefi ögretisini öğretmekte olan bir medrese bulunmaktaydı. Candaroğulları dönemiyle bölgede İslami mimari hareketlenmiştir, bu dönemde Gazi Süleyman Paşa Camii kullanılmaktaydı. Ayrıca eski bir Bizans kilisesi, iki hamam ve çeşitli çeşmeler bulunmaktaydı. Diğer benzer bir İslami yapılanma ancak 17. yüzyılda olacaktır.

    Safranbolu 14. yüzyılın ortalarında ilk defa Osmanlı kontrolüne geçmiştir ve bu tarihten 1416'da tamamen fethedilene kadar Osmanlı Devleti ile Candaroğulları arasında bir sınır bölgesi olmuştur. Bölgeye Osmanlılar Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok sayıda Türkmen göçebeyi yerleştirmeye çalışmıştır ve şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu veya kısaca Borglu ve Borlu olarak adlandırılmıştır. 18. yüzyılın ortalarında Zağfiran Borlu kullanılmaya başlanmıştır ve daha sonra 19. yüzyılın ortasında kısa bir süre için Zağfiran Benderli kullanılmıştır fakat 19. yüzyılın son çeyreğinde Zağfiran Bolu olarak değişmiştir.[5][6] En son olarak ise Zafranbolu ve daha sonra Safranbolu şekline dönüşmüştür.

    Osmanlı Devleti zamanında özellikle 17. yüzyılda İstanbul-Sinop kervan yolu üzerinde konaklama merkezi olmasıyla kültürel ve ekonomik olarak en yüksek düzeyine ulaşmıştır. Aynı devirde Osmanlı sarayı ve devlet adamları şehre önemli eserler katmıştır.

    18. yüzyıldan başlayarak, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de devam eden ve 1850'den sonra artan İstanbul'a olan belgelenmiş göç ile Safranbolulular sarayda etkili olmaya başlamışlardır. Göçmenlerin çoğunluğu fırıncılık veya denizcilik yapmaktaydılar. Xavier de Planhol'a göre 1860'dan başlayarak Safranbolulular İstanbul'da fırıncılık konusunda tekel kurmuşlardı ve fırınlarda çalışan yaklaşık her beş kişiden üçü Safranbolu bölgesinden gelmekteydi. Büyük ihtimalle mevki sahibi ve tanınmış kişiler Safranbolu'dan akrabalarını, arkadaşlarını veya müşterilerini İstanbul'a getirmekteydiler. Planhol'a göre Safranbolu'dan İstanbul'a gelen Yunanlıların büyük çoğunluğu denizcilik yapmaktaydılar.

    1939'da işletmeye alınan Karabük Demir Çelik Fabrikası ile Karabük ilgi merkezi durumuna gelmiştir ve Safranbolu 1950'lerde Anadolu'da gerçekleşen modern şehirleşmeden fazla etkilenmemiştir. Bu nedenle mimari gelenekleri, özellikle yarı ahşap, üç odalı Pontian Yunan stilinde depreme dayanıklı evleri korunmuştur. UNESCO tarafından 17 Aralık 1994 tarihinde Dünya Miras Listesi'ne alınarak "Dünya Kenti" unvanını almıştır. Dünya Miras Şehirleri Organizasyonu'nun (OWHC) aktif üyesi olan Safranbolu'da 2000 yılında OWHC yönetim kurulu toplantısı düzenlenmiştir.

    Hierapolis-Pamukkale
    Pamukkale, kaynak sularının kirecinden oluşmuş bir tepe. Türkiye'nin en tanınmış doğa harikasıdır; ve Denizli'dedir. Pamukkale 2700 metre uzunluğunda ve yüksekliği 160 metredir. Parlak beyaz rengiyle Pamukkale'yi 20 km uzaklıktan görmek mümkündür. Tepesinde antik Roma'lılardan kalma kutsal şehir Hierapolis adlı antik şehir bulunur.

    20'nci yüzyılda Pamukkale'nin güzelliğini kendi gözleriyle görmek isteyen turistlerin akınlarıyla başa çıkabilmek için gitgide daha çok oteller inşa edildi. O zamanlarda çok hasar meydana geldi. Bazı otellerin inşa edilebilmesi için antik şehir Hierapolis'in bir kısmı yıkıldı. Pamukkale'nin sıcak kaynak suyu otellerin banyolarına havuzlarına aktarıldı. Suyu kesilen Pamukkale günden güne sararıp renk degiştirmeye başladı.
    UNESCO'nun koruma altına almasıyla hasar bir miktar telafi edildi.
     
    Nemrut Dağı
    Nemrut Dağı Güneydoğu Anadolu bölgesinin Adıyaman ilinde Ankar dağları yakınında 2.150 metre yüksekliğinde bir dağdır.
    Kommagene kralı Antiochus Theos, M.Ö. 62 yılında bu dağın tepesine, pekçok Yunan ve Pers tanrısının heykelinin yanısıra kendi mezar-tapınağını da yaptırmıştır. Mezarda, bir kartalın başı gibi, tanrıların taş oymaları bulunur. Heykellerin diziliş şekli hiyerotesyon olarak bilinir.Ayrıca her heykelin boyu 10 metre kadarmış ve dünyanın en güzel gün doğumu ve gün batımı burada olduğu söyleniyor.

    Mezarda 1881 yılında Alman mühendis Karl Sester tarafından kazı çalışmaları yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda yapılan kazılarda da Antiochus'un mezarı bulunamamıştır.

    Nemrut Dağı 1987'de UNESCO tarafından Dünya mirası alanı ilan edilmiştir ve dünyanın sekizinci harikası sayılır.
    Piyanist Tuluyhan Uğurlu, 2150 metreye taşınan piyano ile 4 Eylül 2003'te Nemrut Dağı zirvesinde bir konser vermiştir.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Ortak miras nedir ?

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2015-05-13 15:12:32

    Cevap : Bu da dünya ortak mirası sunusu aşağıdan bakın indirebilirsin. Başarılar.

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    ORTAK MİRASstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibility

    2. Sayfa
    TAC MAHALstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wppt_xppt_ystyle.visibility

    3. Sayfa
    TAC MAHAL ,BİR HİNT İMPARATORU OLAN ŞAH CİHAN TARAFINDAN1631’DEYİTİRDİĞİ ÇOK SEVDİĞİ KARISI MÜMTAZ MAHAL’İN ANISINI YAŞATMAK İÇİN YAPTIRILDI.style.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibility

    4. Sayfa
    EYFEL KULESİstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wppt_xppt_ystyle.visibility

    5. Sayfa
    1889 YILINDA PARİS’TE BÜYÜK BİR FUAR DÜZENLENMİŞTİ.BU YÜKSEK EYFEL ÖZELLİKLE BU FUAR İÇİN YAPTIRILMIŞTI.style.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibility

    6. Sayfa
    PAMUKKALE TRAVERTENLERİstyle.visibility

    7. Sayfa
    PAMUKKALE TRAVERTENLERİ DENİZLİ’DE BULUNMAKTADIR.BURAYA, TURİSTLER TANINMIŞ YER OLDUĞU İÇİN AKIN ETMEKTEDİRLER.style.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibility

    8. Sayfa
    PERİ BACALARIstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wppt_xppt_ystyle.visibility

    9. Sayfa
    PERİ BACALARI NEVŞEHİRDE BULUNMAKTADIRBU PERİ BACALARI RÜZGARIN ETKİSİYLE OLUŞMUŞTUR style.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibilitystyle.visibility

    10. Sayfa
    BALIKLI GÖLstyle.visibility

    11. Sayfa
    BALIKLI GÖL ŞANLIURFA İLİMİZDE BULUNMAKTADIR.style.visibilityppt_xppt_yppt_hppt_wstyle.visibility

    12. Sayfa
    HASANKEYFstyle.visibilitystyle.rotationstyle.rotationppt_yppt_yppt_y

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.