Oyun oynama hakkı nedir
Oyun oynama hakkı nedir
Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap : ÇOCUK VE OYUN HAKKI
Oyun kavramı biz yetişkinlere çocukluğa ait ve çocukluk çağlarında kalan bir kavram olarak görünse de aslında oyuninsanlık tarihi kadar eskidir ve yaşamın tüm süreçlerine eşlik eden bir kavramdır. Johan Huizinga, Homo Ludens adlı eserinde bilim insanlarının insanoğlunu Homo Sapiens (akıllı insan) olarak tanımladıklarını ancak bu tanımın yetersiz kaldığı anlaşılınca Homo Sapiens yanına Homo Faber (imalat yapan insan) tanımını eklediklerini ancak ilk insanlığı tanımlamak için Homo Ludens (oyun oynayan insan) tanımlamasının daha yerinde olacağını belirtmiştir. Çünkü insan uygarlığı oyun içinde ve oyunla birlikte ortaya çıkmıştır.Insanoğlunun ilk faaliyetleri olan avlanma, dilin gelişimi, mitoloji, tapınma ve inanç oyun içinde gelişmiş faaliyetlerdir. Yani bir anlamda oyun kültürden çok daha eski ve kültürü yataran bir kavramdır.
Av. Özlem Akbulut Gün
KAYNAKÇA
Johan Huizinga, Homo Ludens 1995
Oktay Erdoğan, Çocuk Hakları, 2011
Bekir Onur, Müze ve Oyun Kültürü, 2013
Prof. Dr. Rona Serozan, Çocuk Hukuku, 2000
Oktay Erdoğan, Çocuk Hakları, 2011
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi, Türkiye’de Çocuk Hakları, 2010
Prof. Dr. Emine Akyüz, Çocuk Hukuku Çocukların Hakları ve Korunması, 2010
III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 20-22 Mayıs 2010 Cilt: IV
İStanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Çocuk Oyun Alanlari Üzerı̇Ne Bı̇R AraşTirma İStanbul,
Isparta, Eskı̇ şehı̇r, Erzurum, Kayserı̇, Ankara, Zonguldak Ve Trabzon İllerı̇ Örneğİ, Yıldız Aksoy
24Prof. Dr. Rona Serozan, Çocuk Hukuku, 2000, s 2 25nsan Hakları Derneği Şubesi, Çocuk Hakları, 1998, s 85
Not: Yazının tamamının bulunduğu dosyayı ekten indirebilirsiniz..
Diğer Cevaplara Gözat
Oyun kavramı biz yetişkinlere çocukluğa ait ve çocukluk çağlarında kalan bir kavram olarak görünse de aslında oyuninsanlık tarihi kadar eskidir ve yaşamın tüm süreçlerine eşlik eden bir kavramdır. Johan Huizinga, Homo Ludens adlı eserinde bilim insanlarının insanoğlunu Homo Sapiens (akıllı insan) olarak tanımladıklarını ancak bu tanımın yetersiz kaldığı anlaşılınca Homo Sapiens yanına Homo Faber (imalat yapan insan) tanımını eklediklerini ancak ilk insanlığı tanımlamak için Homo Ludens (oyun oynayan insan) tanımlamasının daha yerinde olacağını belirtmiştir. Çünkü insan uygarlığı oyun içinde ve oyunla birlikte ortaya çıkmıştır.Insanoğlunun ilk faaliyetleri olan avlanma, dilin gelişimi, mitoloji, tapınma ve inanç oyun içinde gelişmiş faaliyetlerdir. Yani bir anlamda oyun kültürden çok daha eski ve kültürü yataran bir kavramdır.
Av. Özlem Akbulut Gün
KAYNAKÇA
Johan Huizinga, Homo Ludens 1995
Oktay Erdoğan, Çocuk Hakları, 2011
Bekir Onur, Müze ve Oyun Kültürü, 2013
Prof. Dr. Rona Serozan, Çocuk Hukuku, 2000
Oktay Erdoğan, Çocuk Hakları, 2011
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi, Türkiye’de Çocuk Hakları, 2010
Prof. Dr. Emine Akyüz, Çocuk Hukuku Çocukların Hakları ve Korunması, 2010
III. Ulusal Karadeniz Ormancılık Kongresi 20-22 Mayıs 2010 Cilt: IV
İStanbul Aydın Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Çocuk Oyun Alanlari Üzerı̇Ne Bı̇R AraşTirma İStanbul,
Isparta, Eskı̇ şehı̇r, Erzurum, Kayserı̇, Ankara, Zonguldak Ve Trabzon İllerı̇ Örneğİ, Yıldız Aksoy
24Prof. Dr. Rona Serozan, Çocuk Hukuku, 2000, s 2 25nsan Hakları Derneği Şubesi, Çocuk Hakları, 1998, s 85
Not: Yazının tamamının bulunduğu dosyayı ekten indirebilirsiniz..
Diğer Cevaplara Gözat
Sunum İçeriği
Cevap : Günümüzde çocuk hakları sözleşmesinde bile kendine yer bulan oyun oynama hakkı çocukların yasama eğitim sağlık hakları gibidir yani her çocuğun kendine özel oyun oynama alanı ve oyun oynama halk vardır mesela çocuk parkları belediyenin bir hediyedir diyebiliriz bu konuda çocuklar oyun oynama konusunda ozgurlerdir yani kısacası oyun oynamak her çocuğun yapabileceği doğal haktır.
Cevap : Çocuğun büyütülmesinde oyunun önemi büyüktür. Çocuk masalları duyarak hayal gücünü geliştirir, oyunlarla yaşamını şekillendirmeye başlar ve böylece zihninde imgeler anlamlı hale gelir. Çocuğun yetişkinliğe hazırlanmasında oyun son derece etkili bir faktördür. Teknolojinin insan yaşamını şekillendirmesiyle birlikte çocukların oynadıkları oyunların mekânı ve şekli değişerek gerçek alandan sanal alana taşınmıştır. Çocuğun sanal ortama kayarak bilgisayarlar, oyun makineleri ve cep telefonları aracılığıyla oyun oynamasıyla birlikte sosyalleşmesi ve yetişkinlikte kullanacağı materyalleri tanıması, anlaması engellenmektedir. Böylece temel bir çocuk hakkı olan oyun oynama hakkı fiili olarak ortadan kaldırılmaktadır. Oyunlar gerçek mekânlarda icra edilememekte ve sanal elektronik ortamlarda taklidi ve sanal bir biçimde kültürel retorik bağlarından koparılmak suretiyle oynanmaktadır.
Bu makalede çocuğun oyun oynama hakkı ele alınarak oyunun gerçek alanlardan sanal alanlara taşınması suretiyle bu hakkın engellendiği üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla çocuğun bilişsel, fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimleri aşamaları incelenerek gerçek oyunlar ile sanal oyunların bu aşamalara etkisi üzerinde durulmuş ve ortaya çıkan farklılıklar irdelenmiştir. Böylece çocuğun oyun oynama etkinliğindeki dönüşümlerin yetişkinliğe hazırlanmasındaki olumsuz etkileri ortaya konmuştur. Bu makalede nitel bir araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre sanal oyun ortamlarının çocuğun yetiştirilmesine olumsuz katkıları olduğu ve gerçek oyun mekânlarının önemi ortaya çıkmaktadır.
Bu makalede çocuğun oyun oynama hakkı ele alınarak oyunun gerçek alanlardan sanal alanlara taşınması suretiyle bu hakkın engellendiği üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla çocuğun bilişsel, fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimleri aşamaları incelenerek gerçek oyunlar ile sanal oyunların bu aşamalara etkisi üzerinde durulmuş ve ortaya çıkan farklılıklar irdelenmiştir. Böylece çocuğun oyun oynama etkinliğindeki dönüşümlerin yetişkinliğe hazırlanmasındaki olumsuz etkileri ortaya konmuştur. Bu makalede nitel bir araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre sanal oyun ortamlarının çocuğun yetiştirilmesine olumsuz katkıları olduğu ve gerçek oyun mekânlarının önemi ortaya çıkmaktadır.