Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Pavlov deneyleri nedir ? Pavlov Deneylerindeki amaç nedir ?

Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2016-01-27 05:37:51

    Cevap : 1. PAVLOV’UN BU DENEYİ YAPMAKTAKİ MAKSADI:
    Deney öncesinde köpek kendisine getirilen eti görür görmez salya akıtmaya başlıyor. Halbuki normalde etin köpeğin ağzına konduğu andan itibaren salyanın çıkması gerekirdi. İşle Pavlov bunun nedenini ayrıntılı ve bilimsel bir şekilde açıklamak için bilenen deneyini yapmaya karar veriyor.
     
    2. DENEY DÜZENEĞİ
    Deneyden önce köpeğin ağzının yan tarafı ameliyatla alınarak ağzındaki salya miktarı kolaylıkla ölçülebilecek duruma getirilmiştir. Daha sonra sesten yalıtılmış bir laboratuarda kaçamayacak biçimde tespit edilmiş, ve bu duruma alıştıktan sonra deneye başlanmıştır. Köpeğin duyabileceği yerde bir zil çalmış ve zilden birkaç saniye sonra köpeğe et verilmiştir. Zil çaldığında köpek hiçbir salgılamada bulunmamıştır. Fakat et verildiğinde köpek normal salgılamasını yapmıştır. Bu düzen defalarca tekrar edildikten sonra yalnız zil çaldığında sanki kendisine et verilmiş gibi köpek salgılamada bulunmuştur.

    3. DENEY DÜZENEĞİNİN ANALİZİ
    Pavlov deney öncesinde köpeğin yanağının bir kısmını küçük bir ameliyatla alıp köpeğin ağzına , çıkan salyanın düzenekte yerleştirilmiş dereceli tüpe kolayca akabileceği bir ucu tüpte bir ucu köpeğin ağzında olan bir hortum yerleştiriyor. Bu işlemi yapmasının amacı; salya miktarını ölçebilmektir; çünkü tüp derecelidir, bu yüzden salya miktarı da kolayca ölçülebiliyor.
    Ayrıca deney düzeneği sesten yalıtılmış bir ortamdadır. Pavlov’un bundaki amacı: köpeğin dikkatini sadece zil sesinde odaklamasını sağlamaktır. Çünkü köpek başka bir ses duyarsa eti o sesle özdeşleştirebilir. Ayrıca köpeğin zil sesi ile eti özdeşleştirmesi sağlanmayabilir. Bu nedenle deney düzeneğinde köpeğin duyabileceği tek ses zil sesi olmalıdır.
    Pavlov zil sesinden hemen sonra et veriyor. Bunun nedeni köpeğin zil sesi ile eti özdeşleştirmesini sağlamaktır. Pavlov zil ve hemen sonra etin verilmesi işlemini defalarca tekrar ediyor, bundaki maksat ise köpeğin zil sesi ile eti özdeşleştirmesini iyice pekiştirmektir.
    Köpek tüm bu işlem ve aşamalardan sonra sadece zil sesini duyar duymaz salya salgılıyor. Bunun nedeni köpeğin zil sesi ile eti özdeşleştirmiş olmasıdır. Yani köpek, kendisine zil sesinden sonra et verilmesine alışık olduğu için zilden hemen sonra kendisine et verileceğini sanıyor ve bu nedenle salya akıtıyor.
    Köpek deney düzeneğinde hiçbir yöne hareket edemeyecek sabit bir konumdadır. Bundaki maksat deney sırasında verilecek uyarıcılara bet tepki gösterebilmesini sağlamak ve deneyle öğrenilmek istenen konuların sonucuna daha kısa zamanda ve net olarak varmaktır.

    Koşullanmadan önce:
    Koşullu uyarıcı (zil ) ya hiç tepki yoktur ya da ilgisiz bir tepki var.
    Doğal uyarıcı (et) ve doğal tepki yani salgılama var.
    Koşulama süresinde:
    Koşullu uyarıcıya (zil) doğal tepki (salgılama) var.
    Doğal uyarıcıya (et) doğal tepki (salgılama) vardır.
    Koşulamadan sonra:
    Koşullu uyarıcıya yani zile koşullu tepki yani salgılama vardır.

    4. DENEY EĞİTİME UYARLANMASI
    Bu deneyden hareketle eğitimde ödülün önemini kavramış bulunuyoruz. Eğitimde ödül direk not olabileceği gibi, bazen kalem, kitap, çukulata, bazen de öğrenciyi taktir etme, başarısını övme ona tatlı bir gülümseme şeklinde soyut, manevi bir ödül şeklinde verilebilir. Bu öğrencilerin tek tek psikolojik yapılarına ve başarı durumlarına göre, bazen istenilen davranış gösterilince hemen, bazen de aynı nedenlerden dolayı geniş bir zaman süresince ödülün maddi ve manevi değerini yükselterek verme şeklinde uygulanabilir. Örneğin: Sınıftaki utangaç ve derse pek çalışmayan bu nedenle de başarısız bir öğrenciyi tespit ettik. İlk aşamada onun kesinlikle cevaplayabileceği, cevabı kısa olan bir soru sorarız. Çocuk cevaplayınca ona bir artı veririz ve güzel bir söylemle onu takdir ederiz. Aynı davranışları sergileyişinin sonunda aldığı birkaç artıya karşı ona yüz veririz yada ona güzel bir kalem verip, önemle, başarısına karşı bunu hak ettiğini belirtiriz. Böylece bu yöntemle çocuğun hem utangaçlığını yenmesini hem de derslere etkin bir şekilde katılımını sağlarız.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Pavlov deneyleri nedir ? Pavlov Deneylerindeki amaç nedir ?

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    KLASİK KOŞULLANMA

    2. Sayfa
    IVAN PAVLOV KİMDİR?Bir köy papazının oğlu olan Ivan, daha küçük yaşta okumaya, öğrenmeye olağanüstü ilgi gösteriyordu. Çocuğun bu ilgisini fark eden ailesi, onun iyi bir eğitim alması yolunda adeta seferber oldu. Orta öğretim yıllarında, seminerine katıldığı bir öğretmeninin teşvikiyle, Ivan bilime yöneldi ve araştırma merakı giderek onda yaşam boyu sürecek bir tutkuya dönüştü.Genç araştırmacı liseyi bitirir bitirmez St. Petersburg Üniversitesi Doğa Bilimleri Fakültesi'ne başvurdu. Fizyolojiye duyduğu özel ilgi nedeniyle yüksek öğrenimini tıp alanında tamamladı, ama hekim olarak çalışmadı. Tek amacı kendi eliyle kurduğu bir laboratuvarda araştırmalarını sürdürmekti. Ancak parasal olanakları kısıtlıydı. Sonunda özel bir klinikle ortaklaşa küçük bir laboratuvar kurmayı başardı.

    3. Sayfa
    Pavlov, donanımı yetersiz olan bu yerde tek başına çalışmaya koyuldu. Uzun süre bir asistan bile tutamadı. Ne var ki, genç bilim adamı kararlıydı. Çok geçmeden deneyleriyle bilim çevrelerinin dikkatini çekmeyi başardı ve böylece Tıp Akademisi'ne profesör olarak atandı.Bir süre sonra da yeni kurulan Deneysel Araştırma Enstitüsü'nün başkanlığına getirildi. Özellikle sindirim sistemi üzerindeki araştırmasıyla adı uluslararası bilim çevrelerinde duyulan Pavlov, 1904'de Nobel Ödülü'nü kazandı. İşlediği ana tez, sindirim dahil, bedensel tüm fonksiyonların sinir sisteminin denetiminde olduğuydu. (o zaman hormonların sindirim sürecindeki rolü henüz bilinmiyordu).

    4. Sayfa
    Son derece sabırlı, kendine güvenen, coşku dolu bir bilim adamı olan Pavlov, eskiden beri ilgilendiği bir konuya dönmeye karar verdi. Bu konu, onun daha sonra "koşullanmış refleks" adını vereceği, alışkanlığa bağlı davranışlardı. Pavlov, sindirim sistemi üzerindeki çalışmalarında olduğu gibi, bu yeni çalışmasında da denek (kobay) olarak köpekleri kullandı.Bilindiği üzere, yiyecek (örneğin bir kemik ya da et parçası) gördüklerinde köpeklerin ağızları sulanır, kimi hallerde salyaları akar. Aslında bu doğal refleks, derece farkıyla insanlarda da görülen bir olaydır. Ayrıca insanların ağzının sulanması için, doğrudan yiyecek görmeleri de gerekmemektedir. Yatılı okul öğrencileri, öğle yemeği öncesi zilin çalmasıyla ağızlarının nasıl sulandığını çok iyi bilirler.

    5. Sayfa
    VİDEOPavlov, aynı koşullanmanın köpeklerde de olup olmadığını ortaya koymak istedi. Yaptığı deney basitti: Odasında tuttuğu köpeğe bir zil sesinden sonra yiyeceğini verdi. Bu uygulama düzenli olarak birkaç hafta sürdürüldükten sonra köpeğin ağzının sulandığını gördü. Hayvan doğrudan yiyeceğe gösterdiği refleksi artık zil sesine de göstermekteydi.Başka bir deneyinde Pavlov, zil sesi yerine uyarıcı olarak biri çembersel, diğeri oval biçimde iki ışık kullandı. Köpeğe, yiyeceğini çembersel ışıktan sonra verip, oval ışıktan sonra vermemeye başladı.

    6. Sayfa
    Bir süre sonra köpeğin çembersel ışığa refleks gösterdiğini, oval ışığa ise göstermediğini; ancak, oval ışığı çembersel ışığa dönüştürme süreci başlayınca, hayvanın ayırt etme sıkıntısına düştüğünü ve çok geçmeden hırçınlaşarak sağa sola koşup havlamaya başladığını saptadı (Neyse ki Pavlov, koşullanmayı çözme yöntemiyle köpeği içine düştüğü bunalımdan kurtarmıştır!).Bu sonuç kuşkusuz, hayvanların da insanlar gibi deneyimler yoluyla refleksler kazanabilecekleri anlamına gelmektedir.

    7. Sayfa
    Klasik Koşullanmada Geçen Temel KavramlarUyarıcı : Organizmayı harekete geçiren iç ve dış olayların tümüdür.Tepki : Bir uyarıcının organizmada meydana getirdiği psikolojik ve fizyolojik değişme Nötr Uyarıcı : Herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcıdır. Örn: Gündelik hayatta köpek zil sesi duyduğunda SALYA salgılamaz… Şartsız Uyarıcı : Öğrenme olmaksızın organizmada tepkiye yol açan uyarıcıdır. Örn: Gündelik hayatta köpek et gördüğünde öğrenme olmaksızın SALYA salgılar. Şartsız Tepki : Organizmanın şartsız uyarıcıya karşı DOĞAL olarak yaptığı tepkidir. SALYA… Şartlı Uyarıcı : Daha önce tepki gösterilmeyen bir uyarıcıya yaşantı sonucunda bir tepki gösterilmeye başlanmışsa bu uyarıcıya ŞARTLI UYARICI adı verilir. ZİL… Şartlı Tepki : Şartlandırma işleminden sonra şartlı uyarıcıya gösterilen tepki. SALYA…

    8. Sayfa
    Klasik koşullanma, Koşulsuz Uyarıcılar veKoşullu Uyarıcı olmak üzere ikiye ayrılır.

    9. Sayfa
    1. Koşulsuz UyarıcılarKoşulsuz uyarıcılar, her zaman aynı tepkisel davranımı uyandıran uyarıcılardır. Pavlov'un deneyinde, daha koşullanmadan önce bile, köpeğin ağzına konan yiyecek salya salgılama davranımına neden olmuştur. Bu davranıma neden olan uyarıcı koşulsuz uyarıcı olur. Yani burada koşulsuz uyarıcı yiyecektir.

    10. Sayfa
    2. Koşullu UyarıcıKoşullu uyarıcı, öğrenilmiş olan bir uyarıcıdır. Başlangıçta etkisiz olan, fakat koşulsuz bir uyarıcıyla eşleştirilmesi sonucu koşullu davranımı uyandırır hale gelen uyarıcıdır. Pavlov'un deneylerinde, zil daha önce öğrenilmiş koşullu uyarıcıdır. Çünkü o koşulsuz uyarım olan yiyecek uyarımı ile birleştirilip koşullu uyarım haline sokulmuştu. Bu bileşke klasik koşullanmanın anahtarıdır. Köpeklerin salgılama yapmak için zil sesine tepki göstermeleri doğuştan değildir.Bunu, uyarıcı - tepki olayı sonucu öğrenirler. Pavlov, köpeklerin yiyeceklere karşı gösterdikleri doğal tepkileri koşullanmamış tepkiler olarak tanımlarken, köpeklerin zil sesine karşı gösterdikleri tepkileri koşullu tepkiler olarak tanımlar. Koşullanmış uyarıcıların tepki üretmesi için uzun süre geçmesi gerekmez.

    11. Sayfa
    Klasik Koşullanma Temel İlkeleri

    12. Sayfa
    1.Genelleme:Pavlov'un köpekleri özel bir zile koşullandırıldıkları halde, ayrı tonda herhangi bir zil sesi duyduklarında hemen salgı yapmaya başlıyorlardı. İnsanlarda da durum böyledir. Bebek bıyıklı bir adam tarafından korkutulmuş ise daha sonra gördüğü tüm bıyıklı adamlardan korkabilir. Sobada bir kez eli yanan çocuk, ısı yayıcı ev aletlerinin tümünden korkabilir.

    13. Sayfa
    2.Geçiş (Transfer): Bisiklet kullanmayı bilen bir kimsenin motosiklet kullanmayı daha kolay öğrenmesi gibi (olumlu geçiş). İki parmak daktilo yazmayı öğrenmiş bir kişi, on parmak daktilo yazmayı öğrenmede çok büyük güçlükler çekebilir (olumsuz geçiş).

    14. Sayfa
    3.Ayırt etme: Bazı durumlarda genelleme yapamayız. Örneğin; bir öğle yemeği zili ile derse giriş zilini birbirine karıştırmayız. Bu iki benzer sesi ayırt etmeyi öğreniriz. Çevremizdeki birçok nesnenin farklılıklarını ayırt etmeyi öğreniriz. Ayırt etme genellemenin tam tersidir. Elektriğe çarpılmış bir kişinin çarpılma nedenini araştırması ve tellerin izolesiz olduğunu görmesi sonucunda izoleli tel dışındaki tellere çıplak elle dokunmaması gibi.

    15. Sayfa
    4.Deneysel Çözülme (Sönme): Acaba, sürekli olarak zil sesinden sonra köpeğe besin verilmezse durum ne olur? Pavlov bunu denemiş, her zil sesinden sonra salgılama uyarımı zayıflamış ve zamanla kaybolmaya başlamıştır. Köpekler gereksiz zil ve sinyallerin hepsine tepki göstermemektedir. Bu durum koşullu öğrenmede söndürme şeklinde açıklanmaktadır. Psikologlar, söndürmeyi, işlemler sonucunda koşullanmış davranımda görülen zayıflama olarak tanımlar.

    16. Sayfa
    Gölgeleme İki koşullu uyarıcı birlikte verildiğinde koşullanma daha çok dikkati çeken koşullu uyarıcıya karşı meydana gelmekte, diğeri ise etkisiz kalmaktadır. Örneğin hem karanlıktan hem de şimşekten korkan bir çocuğun şimşekten korkmanın etkisiyle yorganının altına saklanması gibi.

    17. Sayfa
    KLASİK KOŞULLANMA İLE İLGİLİ BİR SORUstyle.visibility

    18. Sayfa
    KLASİK KOŞULLANMA İLE İLGİLİ ÖRNEKLERHarward üniversitesinde bir öğrenci sabahları uyandıktan sora eline 1 adet düdük bir torba da kuşyemi alıyor ve üniversitenin stadyumuna doğru gidiyor. stadyumun etrafında koşup yemleri etrafa döktükten sora düdüğü öttürüp evine gidiyor. bu davranışını birkaç ay boyunca hemen her gün tekrar ediyor. Aylar sora okulun turnuvaları başlıyor ve ilk maç... Seyirciler tribünde futbolcularda sahadaki yerlerini alıyorlar. hakem santra noktasına geliyor ve ilk vuruşu yapmak için düdüğünü çalıyor. Hakem düdüğünü çalar çalmaz yüzlerce kuş resmen stadyumu işgal ediyorlar. Bizim harvardlı da tezi olan klasik koşullanmayı canlı seyretmek için maça geliyor tabi. maç bu yüzden erteleniyor ama çocuğun tezi tutuyor. ve üniversitede hocaları tarafından deli gibi ilgi görüyor

    19. Sayfa
    Bir akvaryumun içine, hem av hem de avcı olan balıklar yerleştiriliyor fakat akvaryumu ortasından ikiye ayıran bir cam bulunuyor. Av olan balıklara saldırmaya çalışan avcı balıklar her seferinde cam tarafından durduruluyor. Ve bir süre sonra balıkların cama hiç çarpmadan sadece kendi alanlarında hareket ettikleri gözlendi. İşte önemli olan unsur tam bu anda ortaya çıkacaktı. Cam akvaryumdan alındı ve balıklar sanki cam varmışçasına kendi alanlarında hareket ediyor hiçbir şekilde saldırma girişiminde bulunmuyorlardı.

    20. Sayfa
    Anne bebeğini dışarı çıkaracağı zaman onu bebek arabasına bindirmektedir. Bir süre sonra bebek çocuk arabasına her oturduğunda dışarı çıkılacakmış gibi sevinç göstermektedir.

    21. Sayfa
    Hindistan’da yabani bir fil yavrusu yakalandığında kalın bir zincir ile bir ağaca bağlanırmış.Yavru fil kaçmaya çalışır ama kaçamazmış.Zamanla kaçma denemelerini de bırakır ve o ağaçtan hiçbir zaman kurtulamayacağına inanırmış.Esareti öğrenirmiş yani.Bu aşamada ayağındaki zinciri ağaçtan söküp odun parçasına bağlamışlar.Fil nereye gitse hep o odunun peşinden geldiğini görünce hala o ağaca bağlı olduğunu ve hiçbir zaman ağaçtan kurtulamayacağını düşünür ve kaçma girişiminde bulunmazmış.Başlangıçta yavru filin kaçma inancı var ama imkanı yok,sonrasında imkanı var ama inancı yoktur artık.Sahte de olsa çaresizliği öğrenmiş ve kurtulmasının kendi elinde olmadığına inanmıştır.

    22. Sayfa
    Öğretimde Klasik Koşullanmanın Yeri Ve ÖnemiÖğrencilerin okulla ilgili duyuşsal özelliklerinin oluşmasında klasik koşullanma rol oynayabilir. Bazı öğrencilerin okula, öğretmene ya da belli bir derse yönelik kaygıları ve yersiz korkuları olduğu gözlenmektedir. Bunlara okul içi ve okul dışı yaşantıları sırasında meydana gelen koşullanmalar neden olmuş olabilir. Örneğin öğreniminin ilk yıllarında matematik öğretmeninin sevmeyen bir öğrenci, öğretmeni değiştikten sonra da bu dersi sevmemeye devam edebilir. Okul arkadaşı ile kavga eden bir öğrenci okula gitmemek isteyebilir. Bu örneklerden birincisinde öğrencinin asil olumsuz tepki gösterdiği obje öğretmen olmasına rağmen, öğrenci matematik dersi ile öğretmenini birleştirmiş ve öğretmenine karşı duyduğu duyguları derse karşı da duymaya başlamıştır. İkinci örnekte ise öğrencinin olumsuz tepkisi kavga ettiği arkadaşına yönelik olduğu halde, olay okulda meydana geldiği için okula gitmek istememektedir.

    23. Sayfa
    Okulda bu tür olumsuz koşullanmaların meydana gelmemesi için okul ve sınıf ortamının öğrencinin hoşuna gidebilecek biçimde düzenlenmesi, okulda öğrencinin olumsuz yaşantı geçirmesine neden olacak durumlardan kaçınılması gerekir. Ayrıca öğrencilerin geçmiş yaşantılarında kazandıkları olumsuz koşullanmalar varsa, bu davranışlar söndürülmeye çalışılmalıdır.

    24. Sayfa
    Davranışçı yaklaşım öğrenmeyi mekanik ve basit olarak tanımladığı için eleştirilmiştir. Oysa, insanin öğrenmesi, klasik koşullanma (hatırlama ya da alışkanlık) ve edimsel koşullanmayı ele alarak karmaşık düşünme süreçlerini de içermektedir. Bugün pek çok davranış kuramcıları bilişsel öğrenme süreçlerini daha fazla dikkate almaktadır.

    25. Sayfa
    Geleneksel ve günümüz davranışçı görüşleri sadece okullarda değil, endüstride ve sağlık sektöründe de oldukça geçerlidir. Günümüz eğitim programlarında etkisini sürdüren davranışçı kuramlardan hala vazgeçilmediğini, gelecekte de etkilerini sürdüreceklerini söyleyebiliriz.

    26. Sayfa
    DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİZ HAZIRLAYANLAR:GÖKHAN KASAPYASİN BEDİRYUSUF DEMİR

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.