İşte Cevaplar
Cevap : Pisagor, M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış ünlü bir matematikçi, filozof ve mistikti. Hayatı hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte, doğum yerinin Samos adası olduğu ve Mısır, Babil, Hindistan gibi yerleri gezdiği sanılmaktadır. Pisagor, matematik ve felsefe alanında önemli katkılar yapmıştır. Özellikle sayılar teorisi, geometri ve müzik arasındaki ilişkileri keşfetmiştir.
Pisagor'un en bilinen eseri Pisagor teoremidir. Bu teorem, dik üçgenin kenarları arasındaki ilişkiyi ifade eder. Pisagor teoremi şöyle der: Dik üçgenin hipotenüsünün karesi, dik kenarların karelerinin toplamına eşittir. Bu teoremin kanıtı için birçok yöntem vardır. Pisagor'un kendisinin nasıl kanıtladığı bilinmemektedir.
Pisagor'un bir diğer önemli eseri de Pisagor bağıntısıdır. Bu bağıntı, bir doğru parçasının iki parçaya bölündüğünde, bütünün parçalara oranının en uyumlu olduğu durumu belirtir. Pisagor bağıntısı şöyle der: Bir doğru parçasını a ve b olmak üzere iki parçaya bölelim. Bütünün parçalara oranı olan (a+b)/a ile büyük parçanın küçük parçaya oranı olan a/b eşit olduğunda, bu oran altın oran olarak adlandırılır. Altın oran yaklaşık olarak 1.618'dir.
Pisagor'un müzikle ilgili de çalışmaları vardır. Pisagor, müzikteki seslerin yüksekliklerinin tellerin uzunluklarına bağlı olduğunu fark etmiştir. Ayrıca müzikteki armoniyi matematiksel oranlarla açıklamıştır. Pisagor'a göre müzikteki en güzel aralıklar oktav (2/1), beşli (3/2) ve dörtlü (4/3) aralıklarıdır.
Pisagor'un felsefi görüşleri de ilgi çekicidir. Pisagor'a göre evrenin temeli sayılardır. Sayılar hem nicelik hem de nitelik bakımından her şeyi belirlerler. Pisagor ayrıca ruh göçüne inanmıştır. Ruhun ölümsüz olduğunu ve bedenler arasında dolaştığını savunmuştur. Pisagor'un kurduğu okulda öğrencileriyle gizli bir öğreti paylaşmıştır. Bu öğretiye göre evren iki karşıt ilke olan sınırlı ve sınırsız arasındaki uyumdan oluşur.
Pisagor'un hayatı ve eserleri matematik, felsefe ve müzik tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Pisagor'un düşünceleri daha sonraki pek çok düşünürü etkilemiştir.
Diğer Cevaplara Gözat
Pisagor'un en bilinen eseri Pisagor teoremidir. Bu teorem, dik üçgenin kenarları arasındaki ilişkiyi ifade eder. Pisagor teoremi şöyle der: Dik üçgenin hipotenüsünün karesi, dik kenarların karelerinin toplamına eşittir. Bu teoremin kanıtı için birçok yöntem vardır. Pisagor'un kendisinin nasıl kanıtladığı bilinmemektedir.
Pisagor'un bir diğer önemli eseri de Pisagor bağıntısıdır. Bu bağıntı, bir doğru parçasının iki parçaya bölündüğünde, bütünün parçalara oranının en uyumlu olduğu durumu belirtir. Pisagor bağıntısı şöyle der: Bir doğru parçasını a ve b olmak üzere iki parçaya bölelim. Bütünün parçalara oranı olan (a+b)/a ile büyük parçanın küçük parçaya oranı olan a/b eşit olduğunda, bu oran altın oran olarak adlandırılır. Altın oran yaklaşık olarak 1.618'dir.
Pisagor'un müzikle ilgili de çalışmaları vardır. Pisagor, müzikteki seslerin yüksekliklerinin tellerin uzunluklarına bağlı olduğunu fark etmiştir. Ayrıca müzikteki armoniyi matematiksel oranlarla açıklamıştır. Pisagor'a göre müzikteki en güzel aralıklar oktav (2/1), beşli (3/2) ve dörtlü (4/3) aralıklarıdır.
Pisagor'un felsefi görüşleri de ilgi çekicidir. Pisagor'a göre evrenin temeli sayılardır. Sayılar hem nicelik hem de nitelik bakımından her şeyi belirlerler. Pisagor ayrıca ruh göçüne inanmıştır. Ruhun ölümsüz olduğunu ve bedenler arasında dolaştığını savunmuştur. Pisagor'un kurduğu okulda öğrencileriyle gizli bir öğreti paylaşmıştır. Bu öğretiye göre evren iki karşıt ilke olan sınırlı ve sınırsız arasındaki uyumdan oluşur.
Pisagor'un hayatı ve eserleri matematik, felsefe ve müzik tarihi açısından büyük önem taşımaktadır. Pisagor'un düşünceleri daha sonraki pek çok düşünürü etkilemiştir.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Pisagor, M.Ö. 6. yüzyılda yaşamış ünlü bir matematikçi, filozof ve mistikti. Hayatı hakkında kesin bilgiler olmamakla birlikte, doğum yerinin Samos adası olduğu ve gençliğinde Mısır ve Babil'de matematik, astronomi ve din öğrendiği sanılmaktadır. Daha sonra Kroton'a yerleşen Pisagor, burada bir okul kurmuş ve kendisine bağlı bir topluluk oluşturmuştur. Bu toplulukta hem matematiksel hem de ahlaki kurallar vardı. Pisagorcular, sayıların evrenin temeli olduğuna, ruhun ölümsüz olduğuna ve bedenler arasında göç ettiğine inanıyorlardı. Ayrıca müzik ve geometri ile ilgileniyor, bitkisel besleniyor ve ortak bir yaşam sürüyorlardı.
Pisagor'un matematik alanındaki en önemli katkısı ünlü Pisagor teoremidir. Bu teorem, dik üçgenin kenarları arasındaki ilişkiyi ifade eder: hipotenüsün karesi, dik kenarların karelerinin toplamına eşittir. Bu teoremin kanıtını Pisagor'un kendisinin mi yoksa öğrencilerinden birinin mi bulduğu bilinmemektedir. Ancak bu teorem sayesinde Pisagorcular, geometrik şekillerin alanlarını ve çemberin çevresini hesaplayabiliyorlardı.
Pisagor'un müzik alanındaki katkısı ise müzik seslerinin sayısal oranlarla ifade edilebileceğini keşfetmesidir. Pisagor, bir çekiçle çeşitli ağırlıklardaki demir parçalarını vurarak farklı sesler elde ettiğini gözlemlemiş ve bu sesler arasındaki uyumun demir parçalarının ağırlıkları arasındaki oranla ilgili olduğunu bulmuştur. Böylece müzik seslerinin frekanslarını sayılarla göstermiş ve müzikteki armoniyi matematiksel olarak açıklamıştır.
Pisagor'un astronomi alanındaki katkısı ise Dünya'nın küre şeklinde olduğunu ve Güneş etrafında döndüğünü ileri sürmesidir. Bu görüş o dönemde kabul görmemiş ve Pisagor'un öğrencisi Filolav tarafından yazılı olarak kaydedilmiştir. Pisagor ayrıca gezegenlerin de Güneş etrafında döndüğünü ve her gezegenin kendine özgü bir ses çıkardığını iddia etmiştir. Bu seslere "gök kürelerinin harmonisi" adını vermiştir.
Pisagor'un hayatı ve eserleri, antik çağın en etkili düşünürlerinden biri olduğunu göstermektedir. Matematik, müzik ve astronomi gibi farklı alanlarda yaptığı çalışmalarla evrenin düzenini ve güzelliğini ortaya koymuş ve insanlığa büyük bir miras bırakmıştır.
Pisagor'un matematik alanındaki en önemli katkısı ünlü Pisagor teoremidir. Bu teorem, dik üçgenin kenarları arasındaki ilişkiyi ifade eder: hipotenüsün karesi, dik kenarların karelerinin toplamına eşittir. Bu teoremin kanıtını Pisagor'un kendisinin mi yoksa öğrencilerinden birinin mi bulduğu bilinmemektedir. Ancak bu teorem sayesinde Pisagorcular, geometrik şekillerin alanlarını ve çemberin çevresini hesaplayabiliyorlardı.
Pisagor'un müzik alanındaki katkısı ise müzik seslerinin sayısal oranlarla ifade edilebileceğini keşfetmesidir. Pisagor, bir çekiçle çeşitli ağırlıklardaki demir parçalarını vurarak farklı sesler elde ettiğini gözlemlemiş ve bu sesler arasındaki uyumun demir parçalarının ağırlıkları arasındaki oranla ilgili olduğunu bulmuştur. Böylece müzik seslerinin frekanslarını sayılarla göstermiş ve müzikteki armoniyi matematiksel olarak açıklamıştır.
Pisagor'un astronomi alanındaki katkısı ise Dünya'nın küre şeklinde olduğunu ve Güneş etrafında döndüğünü ileri sürmesidir. Bu görüş o dönemde kabul görmemiş ve Pisagor'un öğrencisi Filolav tarafından yazılı olarak kaydedilmiştir. Pisagor ayrıca gezegenlerin de Güneş etrafında döndüğünü ve her gezegenin kendine özgü bir ses çıkardığını iddia etmiştir. Bu seslere "gök kürelerinin harmonisi" adını vermiştir.
Pisagor'un hayatı ve eserleri, antik çağın en etkili düşünürlerinden biri olduğunu göstermektedir. Matematik, müzik ve astronomi gibi farklı alanlarda yaptığı çalışmalarla evrenin düzenini ve güzelliğini ortaya koymuş ve insanlığa büyük bir miras bırakmıştır.