İşte Cevaplar
Platon varlığı ikiye ayıracak. Birisi duyusal şeyler dünyası, diğeri de akılsal şeyler dünyası. Akılsal şeyler dünyasın da ikiye ayrılır.
AKILSAL ŞEYLER DÜNYASI
Matematiksel akıl yürütme dünyasında zihin görünen şeyler dünyasının kopyalarının asıllarını hareket noktası olarak alır ve onları varsayımlar olarak kullanarak onlardan sonuçlarına gider. Burası çıkarımlar dünyasıdır. (dianoia)
Saf akıl dünyasında ise zihin bir varsayımdan sonuçlara değil, kendisi hiçbir varsayım içermeyen ilkeden yükselir. Onları varsayım olarak ele almaz, kelimenin gerçek anlamıyla var kabul eder. Burası kavrayış dünyasıdır (noesis)
DUYGUSAL ŞEYLER DÜNYASI:
Ahlak dünyasında cesur adamların üzerinde ve onlardan farklı olarak her zaman kendisiyle aynı kalan, değişmeyen bir cesaret İdeası varsa, duyusal dünyadaki duyusal üçgenlerin, dörtgenlerin dışında ve onlardan ayrı olarak yine kendisiyle aynı kalan, bozulmayan, nesnel üçgen, dörtgen vardır. Kendisi de matematikçi olan Platon’u idealar teorisine götüren unsur olan matematiğin rolü böylece açığa çıkmaktadır.
KISACA: Platon öncesi filozoflarda varlığa yönelik düşünceler varlığın değişimi konusunda farklılık göstermektedir.
Platon, varlığın değişimini kabul ve reddeden düşüncelerden yola çıkarak “idealar kuramı” olarak isimlendirilen varlık anlayışını oluşturmuştur.
Platon’a göre gerçek varlık, değişmeden kalabilen olmalıdır; aksi hâlde bilgisine ulaşılamaz. Platon’un varlık anlayışının temelinde akılla kavranabilen, değişmeyen, kendi kendinin nedeni olan gerçek varlıklar, idealar vardır. İdealar duyusal alanın dışındadır. Duyusal olana bağlı olan varlıklar ise idealardan pay alarak var olan fenomenlerdir. Bu varlıklar, ideaların yani gerçeğin birer kopyasıdır.
Diğer Cevaplara Gözat