İşte Cevaplar
Platon'un idealar kuramının en iyi örneği “mağara benzetmesi” dir.
İDEALAR KURAMI ve BİLGİ KURAMI
Biz insanlar gerçek şeyler evreninde değil, gölgeler evreninde yaşarız. Ancak yine de biz gerçek bir evrenin de var olduğunu biliriz, hissederiz ve bu gerçek evren ile ilgili az çok bir bilgi sahibiyiz. Böylece Platon’un insan ile ilgili, bir başka deyişle, insan ruhu ile ilgili görüşlerine ulaşmış bulunuyoruz. İnsan ya da insan ruhu, başlangıçsız ve sonu olmayan ideler evreni ile ölümlü olan eşya evreni arasında bulunur. Ancak insan, idelerin var olduğunu acaba nereden biliyor?
Platon bu sorunun yanıtını çeşitli örnekler üzerinde araştırır. Söz gelişi karşımda duran bir objeyi güzel buluyorum. Acaba daha önceden güzelliğin ne olduğunu bilmeseydim, şimdi onu, yani güzeli, tanıyabilir miydim? Şayet bende bir güzellik ideali bulunmasaydı ve karşımda duran bu objeyi bu ideale göre ölçmeseydim, onun güzel olduğunu kavrayabilir miydim?
Tek tek eşyanın güzel olduğunu kavrayabilmem için mutlaka güzelin ne olduğunu daha önceden bilmem gerekir. Karşımdaki obje bende güzellik düşüncesi uyandırabilir. Fakat bunun için, benim daha önceden, uyku durumunda bile olsa, güzellik idesini tanımam gerekir.
İki objenin bir birine eşit olduğunu, birbirine benzediğini ya da birbirinden farklı olduğunu söyleyebilirim. Acaba bu “eşitliği, benzerliği ve farklılığı” objeleri gördüğüm gibi görebilir miyim? Kuşkusuz göremem, bunları yalnızca bilirim. Ancak bu iki objenin eşit, benzer ya da farklı olduklarını kavrayabilmek daha önceden eşitlik, benzerlik ya da farklılık konusunda bir fikre sahip olmam gerekir.
Bu tür bilgiler dışımızdaki objeler tarafından uyarılabilirler, fakat bunların zihnimizde canlandırılabilmesi için, bizde önceden var olmaları gerekir. Sonra objeleri (2) ya da (10) diye sayarım. Sayabilmek için de önceden 2’nin ve 10’un ne olduğunu bilmem gerekir. Şayet bende önceden sayılar ile ilgili bir imaj bulunmasaydı, saymama imkan olmazdı.
Sonuç olarak her türden bilme, bende bilinç dışında bile olsa, birtakım bilgilerin var olmasını şart koşuyor. Güzelin ve çirkinin, iyinin ve kötünün ne olduklarını bilmeseydim, bir değer yargısında bulunamazdım. Benzerliği, farklılığı bilmeseydim, karşılaştırma yapamazdım. (2)’nin ve (10)’un ne olduğunu bilmeseydim sayamazdım.
Böylece her türden bilgi için belli kavramların içeriği konusunda önceden bilinçdışı da olsa bir bilgiye sahip olmamız gerekir. Çünkü bilgide algıladığımıza başka bir şey ekleniyor. Bu eklenen şey, bizim kendimizde taşıdığımız şeydir.
Platon, doğuştan getirdiğimiz bilgiyi, doğuştan bilgiyi bilgi problemine temel yapan ilk düşünürdür. Platon’a göre doğuştan bilgi vardır. Şayet bu tür bilgilerimiz olmasaydı, bilgi de olmazdı. Platoncuların bugüne bu doğuştan bilgi konusu, felsefe tarihinde sürekli tartışılmıştır. Bu konuda farklı iki eğilim daha vardır: Bilgiyi yalnızca algılardan ibaret sayanlar, algılanana ya da deneye bir de doğuştan olan şeyleri ekleyenler.
Diğer Cevaplara Gözat