İşte Cevaplar
Cevap : Renklerin İnsan Fizyolojisine Olan Etkileri
Renk ses gibi bir titreşim olayıdır. Rengi belirlemek için;
1 Işık
2 Görünen yüzey
3 Gören göz üçlemesi gerekir.
Işık ve renk bir enerjidir. Renk gözle algılanan bir ışık olayıdır. Işığın eşya üzerine çarpması ile yansıyan ışınlarda göz yoluyla duyumsanıp algılanabilen bir “elektromanyetik” olaydır.
Işık tayf renklerinden meydana gelmiş bir enerjidir. Işık aslında beyaz bir ışık değildir. Güneş ışığı tayf renkleri halinde birbirine girişmiş olarak objeler üzerine düşer ve onu aydınlatır.
İngiliz fizikçisi Ishak Newton 1670’ de güneş ışığını elmas bir prizmadan geçirdi. Karanlık bir odada ince bir delikten ışık geçirip ışığı tıpkı gökkuşağındaki “yedi” renge ayırdı ve renk bilgisinin temelini ortaya attı.
Gözlerimiz ve kulaklarımız belli frekanstaki titreşimlere sahiptir. Kızıl ötesi ve mor ötesi dalga boyları arasındaki moleküler titreşimleri algılamaktayız. Renklerin kırılma açılarına göre spektrumdaki dizilimleri; 1. Kırmızı 2. Turuncu 3. Sarı 4. Yeşil 5. Mavi 6. Lacivert ve 7. Mor’dur.
İnsan bedeninde 7 çakra vardır.
Bunlar şu şekildedir:
1.Kök çakra; rengi kırmızıdır.
2. karın çakrası; rengi turuncudur.
3. Solar Pleksus çakrası; rengi sarıdır.
4. Kalp çakrası; rengi yeşildir.
5. Boğaz çakrası; rengi mavidir.
6. Üçüncü göz çakrası; rengi laciverttir.
7. Taç çakra; rengi mordur.
İnsan bedeni biorobotik bir yapıya sahip olduğundan elektromanyetik bir alana yani auraya sahiptir. Ve dışarıdan gelen foton (ışık) auraya değdiğinde kırılarak bedenimizin belirli yerlerine yansır. Bedenimizin enerji merkezlerinden (çakralarından) dolayı ışık, kirlian fotograflarında farklı renklerde görülmektedir. Bu fotograflardaki renklere baktığımızda hangi renk yoğunsa, o bölgedeki çakraya enerjinin yoğun geldiğini anlıyoruz. Diğer renklerin az olması ise, o bölgede ‘enerji tıkanıklığı’ olduğunu, enerji zamanla o bölgede kristalleştiğinden dolayı, o bölgelere enerjin yoğun gelemediğini görüyoruz.
Sağlığımız ve organlarımızın dengede olması, organlarımızın kendilerine özgü bir titreşim frekansı içinde bulunmalarını gerektirir. Hastalık sırasında bu “özgün titreşim” hali sapmalar gösterir. Nasıl bio manyetik etkiler dengeler kurarak, sonunda şifa bulan tedaviler yapıyorsa, renklerde taşıdıkları ya da yayınladıkları titreşim frekansıyla organizmada tedaviler yapabilmektedir. Renk tedavisi, hastalığı meydana getiren titreşimleri değiştirerek organizmanın normal işlevine kavuşmasını sağlar. Titreşimlerin düzensizleşmesinin temelinde ise negatif düşünceler yatar. Bu düşünceler vücuddaki belli bölgelerde, enerjinin kristalize olmasına sebep olur ve oralardaki enerji akışı yavaşlar. Bu da daha sonra stres halinde kendini gösterir. Bu stres giderilmediği takdirde de kronikleşebilen rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Diğer Cevaplara Gözat
Renk ses gibi bir titreşim olayıdır. Rengi belirlemek için;
1 Işık
2 Görünen yüzey
3 Gören göz üçlemesi gerekir.
Işık ve renk bir enerjidir. Renk gözle algılanan bir ışık olayıdır. Işığın eşya üzerine çarpması ile yansıyan ışınlarda göz yoluyla duyumsanıp algılanabilen bir “elektromanyetik” olaydır.
Işık tayf renklerinden meydana gelmiş bir enerjidir. Işık aslında beyaz bir ışık değildir. Güneş ışığı tayf renkleri halinde birbirine girişmiş olarak objeler üzerine düşer ve onu aydınlatır.
İngiliz fizikçisi Ishak Newton 1670’ de güneş ışığını elmas bir prizmadan geçirdi. Karanlık bir odada ince bir delikten ışık geçirip ışığı tıpkı gökkuşağındaki “yedi” renge ayırdı ve renk bilgisinin temelini ortaya attı.
Gözlerimiz ve kulaklarımız belli frekanstaki titreşimlere sahiptir. Kızıl ötesi ve mor ötesi dalga boyları arasındaki moleküler titreşimleri algılamaktayız. Renklerin kırılma açılarına göre spektrumdaki dizilimleri; 1. Kırmızı 2. Turuncu 3. Sarı 4. Yeşil 5. Mavi 6. Lacivert ve 7. Mor’dur.
İnsan bedeninde 7 çakra vardır.
Bunlar şu şekildedir:
1.Kök çakra; rengi kırmızıdır.
2. karın çakrası; rengi turuncudur.
3. Solar Pleksus çakrası; rengi sarıdır.
4. Kalp çakrası; rengi yeşildir.
5. Boğaz çakrası; rengi mavidir.
6. Üçüncü göz çakrası; rengi laciverttir.
7. Taç çakra; rengi mordur.
İnsan bedeni biorobotik bir yapıya sahip olduğundan elektromanyetik bir alana yani auraya sahiptir. Ve dışarıdan gelen foton (ışık) auraya değdiğinde kırılarak bedenimizin belirli yerlerine yansır. Bedenimizin enerji merkezlerinden (çakralarından) dolayı ışık, kirlian fotograflarında farklı renklerde görülmektedir. Bu fotograflardaki renklere baktığımızda hangi renk yoğunsa, o bölgedeki çakraya enerjinin yoğun geldiğini anlıyoruz. Diğer renklerin az olması ise, o bölgede ‘enerji tıkanıklığı’ olduğunu, enerji zamanla o bölgede kristalleştiğinden dolayı, o bölgelere enerjin yoğun gelemediğini görüyoruz.
Sağlığımız ve organlarımızın dengede olması, organlarımızın kendilerine özgü bir titreşim frekansı içinde bulunmalarını gerektirir. Hastalık sırasında bu “özgün titreşim” hali sapmalar gösterir. Nasıl bio manyetik etkiler dengeler kurarak, sonunda şifa bulan tedaviler yapıyorsa, renklerde taşıdıkları ya da yayınladıkları titreşim frekansıyla organizmada tedaviler yapabilmektedir. Renk tedavisi, hastalığı meydana getiren titreşimleri değiştirerek organizmanın normal işlevine kavuşmasını sağlar. Titreşimlerin düzensizleşmesinin temelinde ise negatif düşünceler yatar. Bu düşünceler vücuddaki belli bölgelerde, enerjinin kristalize olmasına sebep olur ve oralardaki enerji akışı yavaşlar. Bu da daha sonra stres halinde kendini gösterir. Bu stres giderilmediği takdirde de kronikleşebilen rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Diğer Cevaplara Gözat
Sunum İçeriği
Cevap : İlginç bir örnek:
Renklerin insan davranışına etkilerinden söz ederken en çarpıcı ömeklerden biri de Baker-Miller pembesi ismiyle bilinen (Benjamin Moore 1328 ile hemen hemen aynı) renktir, olgunlaşmamış karpuzun pembesi olarak da tarif edilebilir. Bu renk özellikle hapishanelerde daha saldırgan hükümlülerin sakinleştirilmesi için kullanılmıştır. Dr. Alexander Schauss, (Plı.D., director of the American Institute for Biosocial Research in Tacoma Washington) bunu ilk yayınlayan kişi olup, öfkenin bastırılması ve anksiyeteye karşı kullanmıştır. Ve diyor ki: "eğer kişi öfkeli ve agresif olmak istese bile bu pembenin varlığında olamıyor, kalp kasları daha fazla çalışamıyor, açıkça trankilizan etkisi var ve enerjinizi emiyor.
Renk körü olan hastalar bile bu pembe odalarda trankilize olmaktadır". Ama ne yazık ki etkisinin uzun süreli olmadığı, vücut bunu dengeleyince eski duruma dönüldüğü de bilinmektedir. Bu arada aynı etkiden faydalanmak üzere ve konuk takım oyuncularını trankilize etmek amacıyla Amerikan futbolunda, konuk takım soyunma odasının duvarları sözünü ettiğimiz pembe ile boyanmak suretiyle kullanılmıştır. Ama etkinliği anlaşıldıktan sonra duruma hemen bir çözüm bulunmuştur. Şu anda geçerli Western Athlethic Conference (WAC) kurallarına göre ev sahibi takımın odasının rengi neyse, misafir takımın da öyle olması zorunludur
Renklerin insan davranışına etkilerinden söz ederken en çarpıcı ömeklerden biri de Baker-Miller pembesi ismiyle bilinen (Benjamin Moore 1328 ile hemen hemen aynı) renktir, olgunlaşmamış karpuzun pembesi olarak da tarif edilebilir. Bu renk özellikle hapishanelerde daha saldırgan hükümlülerin sakinleştirilmesi için kullanılmıştır. Dr. Alexander Schauss, (Plı.D., director of the American Institute for Biosocial Research in Tacoma Washington) bunu ilk yayınlayan kişi olup, öfkenin bastırılması ve anksiyeteye karşı kullanmıştır. Ve diyor ki: "eğer kişi öfkeli ve agresif olmak istese bile bu pembenin varlığında olamıyor, kalp kasları daha fazla çalışamıyor, açıkça trankilizan etkisi var ve enerjinizi emiyor.
Renk körü olan hastalar bile bu pembe odalarda trankilize olmaktadır". Ama ne yazık ki etkisinin uzun süreli olmadığı, vücut bunu dengeleyince eski duruma dönüldüğü de bilinmektedir. Bu arada aynı etkiden faydalanmak üzere ve konuk takım oyuncularını trankilize etmek amacıyla Amerikan futbolunda, konuk takım soyunma odasının duvarları sözünü ettiğimiz pembe ile boyanmak suretiyle kullanılmıştır. Ama etkinliği anlaşıldıktan sonra duruma hemen bir çözüm bulunmuştur. Şu anda geçerli Western Athlethic Conference (WAC) kurallarına göre ev sahibi takımın odasının rengi neyse, misafir takımın da öyle olması zorunludur