Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

  • Tarih
  • 4 yıl önce
  • 1 Cevap

Sakarya meydan muharebesi ve milli mücadele

Sakarya meydan muharebesi ve milli mücadele

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Mehmet Akbaba

    • 2020-05-12 23:11:16

    Cevap : Sakarya Meydan Muharebesi ve Milli Micadele için önemini şu şekilde özetleyebilirim.

    Türk Ordusu'nun işinin bittiğini, kaynaklarının tükendiğini zan eden Yunanlılar, Türk Ulusunun Başkomutanın emirlerine inançla uyacağını, kadın ve çocukların bile silah taşıyacaklarını düşünmemişlerdi. Yunanlılar Türk Ordusu'na son darbeyi indirmek ve yok etmek amacıyla 14 Ağustos'tan itibaren ileri harekâta başladılar. 17 Ağustos'ta Türk Ordusu ile temasa geldiler. Bu Türk birliklerinin görevi Yunan Ordusu'nu oyalamak ve geciktirmekti. Bu sebeple bu birlikler yavaş yavaş geri çekildiler. Kazım Karabekir Paşa, Başkomutan ‘a yolladığı telgrafla yapılan İstiklal Savaşı için moral verdi. Türk Ordusu arkasını Karadeniz dağlarına dayadı ve cephesi doğudan batıya doğru uzanıyordu Ankara yolu açıktı. Durumu gören Halide Edip (Onbaşı), M. Kemal'e, düşmanın Ankara’ya gideceğini endişeyle söylemesi üzerine, M. Kemal Paşa, "İyi yolculuklar dilerim. Arkalarından vurarak onları Anadolu'nun boşluğunda mahvederim." yanıtını verdi. Yunanlılar durumu gördükleri için Ankara'ya yürümediler ve bütün güçleri ile 23 Ağustos'ta Türk Ordusu'nun sol kanadına yüklendiler. 24, 25 Ağustos günleri çok kanlı çatışmalar oldu. İsmet Paşa çekilmeyi önerdiyse de Fevzi Paşa, adım adım savunma ile düşmanın yıpratılacağını ve başarılı olunacağını belirterek kabul etmedi. 31 Ağustos'ta Yunan Ordusu'nun saldırısı başarılı biçimde gelişti. Türk Ordusu yer yer geri çekildi. Bu çekilişin ordu üzerinde moral çöküntü yaratmaması ve çekildikleri yerde yeniden cephe kurulmasını sağlamak için Mustafa Kemal Paşa büyük tarihi bildirisini yayınladı: "Hatt-ı müdafaa yoktur. Sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. (Savunma hattı yoktur. Savunma alanı yardır. O alan bütün vatandır.) Yurdun her karış toprağı, yurttaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana bırakılamaz. Onun için, küçük büyük her birlik ilk durabildiği noktada, yeniden düşmana karşı cephe kurup savaşı sürdürür. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler ona uymaz, bulunduğu mevzide sonuna dek dayanmaya ve direnmeye mecburdur." Türk Ordusu'nun silah ve cephanesi tükenmişti. Silah, cephane, Erzurum, Diyarbakır gibi uzak yerlerden deve kervanları ile geliyordu. Bu cephelerden gelen takviye kuvvetleri, uzun yürüyüşten sonra, aç, yorgun, uykusuz, bitkin, hasta bir vaziyette dinlenmeye vakit bulmadan savaşa katılıyorlardı. Asker birçok yerde cephanesi tükenmiş ve süngüsü olmadığı için tüfeğinin dipçiği ile döğüştü. Bu arada M. Kemal Paşa atından düşüp kaburgalarını kırdı. Asker kaçağı sayısı 40.000'e çıkmıştı. Bütün bu olanaksızlıklara rağmen ordu direnişini yılmadan sürdürdü.

    Fevzi Paşa, Başkomutan ‘a Yunan Ordusu'nun zor duruma düştüğünü müjdeledi. Yunanlılar 4-5 Eylül günleri yeniden taarruz ettiler, fakat büyük kayıplar verdiler ve taarruzları durduruldu. Bu tarihten itibaren taarruz güçlerini kaybederek savunma durumuna geçtiler. Türk Ordusu 8 ve 10 Eylül tarihlerinde iki taarruz yaptı. 12 Eylül'de Türk Ordusu'nun saldırısı karşısında Yunan Ordusu bozularak perişan bir durumda kaçmaya başladı. 22 gün 22 gece süren bu büyük meydan savaşını Türk Ordusu, bütün olanaksızlıklarına rağmen kazandı. 13 Eylül tarihinde T.B.M.M.'ne Türk zaferini bildiren M. Kemal Paşa aynı gün genel seferberlik ilan etti. Türk Ordusu'nun bu savaşı kazanmasında en küçük erinden, Baş Komutanı’na kadar inançla, yılmadan savaşması, Türk Ulusunun varını yoğunu orduya vermesi, Türk Kadınının sırtında cepheye silah, cephane ve cephede yaralananları geriye taşımakla fedakârlık göstermesi etken oldu. Fevzi Paşa'nın ve İsmet Paşa’larını cephede, Refet Paşa'nın cephe gerisinde, ordunun gereksinimi olan malzemenin gönderilmesinde hizmetleri oldu. Subaylar ölümü hiçe sayarak, askerin, yanında savaşa katıldılar. Yunanlılar "Büyük Yunanistan", Türkler ise "Vatan ülküsü" için döğüştüler.

    1683'de Viyana önlerinde başlayan Türk bozgunu, Haçlı düşüncesini ve gücünü Sakarya'da kırdı. Sakarya Savaşı'nın kazanılması ile büyük tehlike yenildi. Ankara'nın boşaltılıp, Kayseri'ye taşınmak için başlatılmış olan çalışmalar, birçok ailenin yollara düşmesi bu tehlikenin boyutlarını göstermektedir. Başkomutan M. Kemal, Paşa'nın iradesiyle kazanılan bu zaferden sonra, Meclis Fevzi ve İsmet Paşalar tarafından verilen önergeyi kabul ederek, kendisine l9 Eylül'de Gazilik Unvanı ve Mareşallik rütbesi verdi. Erzurum'da geri iade ettiği Osmanlı rütbe ve unvanının yerine şimdi Meclis, O'na hakkı olan unvan ve rütbeyi veriyordu.

    Türk Ordusu bu savaşta çok subay kaybetti. Yedi tanesi Tümen Komutanı olan şehit sayısı 3.288, yaralı 13.618, tutsak 415 idi. Yunan Ordusu, Türk Ordusu'nu yenemeyince kinini sivil halktan alıyordu. Yunan Ordusu'nun kaybı çok ağırdı, subay ve er 15.000 ölü verdiler. Yaralı sayısı 25.000 kadardı. Ordularının üçte birini yitirmişlerdi.

    Yunan Kralı ve Başbakanı, ordularının moralini yükseltmeye çalıştılarsa da komutanları yenilgiyi çok iyi anlamışlardı. Yunan azminin, Türk azmi karşısında yenildiğini itiraf ettiler. Yunan Ordusu geri çekilirken, Türk Ordusu düşmanı izleyebilecek durumda değildi. Yeterince silah ve yedek kuvvetleri ve hızlı araçları yoktu. Yunan Ordusu saldırı başladığında 85.000 tüfek ve üstün top sayısına sahipti. Oysa Türk Ordusu'nun er sayısı, gelen yardımlarla 92.660'a ulaşmıştı. Ama tüfek sayısı ancak 47.342 idi. Ölen ve yaralanan askerin tüfeğini başkası alarak savaşıyordu· Sakarya Zaferi, ulusun ve ordunun sarsılmış olan moralini yükseltti.

    Ulusun orduya inancı ve M. Kemal Paşa'ya güveni bir daha sarsılmayacak şekilde yerleşti. Bu tarihe kadar Padişah ve İstanbul Hükümeti'nin etkisiyle oluşan karşı çıkmalar ve asker kaçağı olayları durdu. Ulus, Ulusal Mücadele ile birleşti. Firari sayısı 40.000'den 3.000 dolaylarına düştü. Saldırı üstünlüğü Türk Ordusu'nda idi. Yunan Ordusu savunma durumuna girip, bulunduğu cephede yığınak yapmaya başladı.

    Batılı ülkelerin Yunan Ordusu'na güveni yıkıldı. Türk Ordusu'nun er geç kazanacağı anlaşıldı. İngiliz Dışişleri Bakanı, İngiltere ile Türkiye arasında barış yapılması gerektiğini söylerken, Yunan Başbakanı'na da aynı öneriyi yapıyordu. İngiliz Başbakanı Lloyrd George, Yunanistan'a para ve ekonomik yardım yapamayacağını bildirdi. Avrupa'dan yardım istemeye giden Generis, eli boş dönünce, Küçük Asya'yı terk etmeleri gerektiğini, büyük devletlerin kendilerini bir maceraya attıklarının anlaşıldığını açıklıyordu. Fransa, Türkiye ile anlaştı ve İtilaf Devletleri bloku parçalandı.

    Atatürk bu muharebe için "Sakarya Melhame-i Kübrası" yani kan gölü, kan deryası demiştir.

    Uzun zamandır Rusya'da bulunan ve bir fırsat bularak Anadolu'ya girmek ve Meclis içindeki ve Trabzon'daki İttihatçıların desteği ile M. Kemal Paşa'nın yerine geçmek isteyen Enver Paşa, M. Kemal'in başarısı üzerine Buhara taraflarına gitti. Burada Kızıl Ordu’ya karşı savaşırken öldü.

    Kafkas Devletleri (Gürcistan, Ermenistan, Azerbeycan) Sovyetlerin teşvikiyle 13 Ekim 1921'de Türkiye ile Kars Antlaşması'nı imzaladılar. Daha sonra 2 Ocak 1922'de Ukrayna ile bir dostluk antlaşması imzalandı. Sovyet-Türk dostluğu kuvvetlendi. Bu arada Londra'da başlayan, fakat uygulanmayan esir mübadelesi konusu gündeme geldi ve İngiltere ile Türkiye arasında 22 Ekim 1921'de İstanbul'da esirlerin değiş-tokuşu antlaşması imzalandı. Malta sürgünleri serbest bırakıldılar.



    Sakarya destanı Türk ulusunun kanıyla yazıldı

    Takvimler 22 Temmuz 1921’i gösterirken, Türk ordusu Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilemeye başladı. Yunan birlikleri ise taarruz pozisyonu için 9 gün boyunca yürüdü. Bu yürüyüşün hangi yöne olduğu Türk keşif birliklerince tespit edildi ve cephe komutanlığına bildirildi. Böylece Yunan taarruzu baskın olma özelliğini kaybetti.
    Yunan ordusu 14 Ağustos’ta harekâta geçti, 23 Ağustos’tan itibaren ise kuşatıcı taarruza başladı. İlk olarak Mangal Dağı’nı ele geçirdiler. Ardından kurdukları köprüde gece yarısı yaptıkları baskınla Sakarya Nehri’ni geçtiler. Muharebenin 3. gününde Mangal Dağı ve Türbetepe Yunanların elindeydi. Türk savunmasının temel direği adeta çökmüştü. 4. gün Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Milli Savunma Bakanı Refet Bey’e telgraf çekerek Meclis’in Kayseri’ye taşınmasını istedi.
    7. günde ise Yunan birlikleri tüm cephelere taarruz etti. Türk ordusunun mevzilerini kahramanca savunmaları sonucunda, Yunan birliklerinin tasarladığı kuşatma harekatı başarılı olamadı. Düşman taarruzları karşısında yaşanan tehlikelere rağmen, savunmasını başarı ile devam ettiren Türk ordusu, Yunan taarruzlarını kırarak cephe bütünlüğünü korudu.
    14. günden sonra Türk cephesinin merkezine yapılan Yunan saldırıları giderek azaldı. Kaybedilen toprakların geri alınması için taarruza başlandı. Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ve Türk ulusunun kanıyla yazılan Sakarya destanı, 22 gün 22 gece sürdü. Savaş, Yunanların Sakarya doğusunu tamamen terk etmesiyle 13 Eylül’de sona erdi.
    Sakarya Zaferi neler sağladı?

    İki tarafın da çok ağır kayıplar verdiği Sakarya Meydan Muharebesi, Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktalarından biriydi.
    Tarihin en kanlı savaşlarından olan muharebede, Türk ordusu 5 bin 713 şehit verdi, 18 bin 480 asker ise yaralandı. Yunan ordusunda ölen asker sayısı 3 bin 958, yaralanan asker sayısı 18 bin 955’ti.
    Binlerce askerin şehit olduğu, kanla, ateşle, süngüyle kazanılan bu zaferden sonra, Türk milletinin orduya güveni ve geleceğe ümidi arttı. İstanbul’a yapılan baskıyı durduran savaş, Batı Cephesi’nin güçlenmesini sağladı. Yunan ordusu, çok kayıp verdiği için savaş gücü azaldı, taarruz üstünlüğü Türk ordusuna geçti. Aynı zamanda, İtilaf Devletleri’nin Yunanlara güveni azaldı.

    MİLLİ MÜCADELE AÇISINDAN SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ÇOK ÖNEMLİ SONUÇLAR DOĞURDU :

    1. Sakarya Meydan Muharebesi’nin kazanılmasıyla Türk Milleti’nin Kurtuluş Savaşı’nı kazanacağı inancı artmıştır.
    2. Ankara’ya mesafeli olan İstanbul’da ki basında çok sevinçle karşıladı ve Türkiye lehine propagandalar başladı.

    3. Sakarya Meydan Muharebesine kadar ki dönemde Atatürk ve silah arkadaşlarına kısmen güvenmeyen 40.000 e yakın kaçak asker muharebenin kazanılmasıyla silah altına girdi ve Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasın da büyük rol oynadı.

    4. Uluslar arası toplumun özellikle İngiltere’nin Ankara TBMM’ye bakışı değişti ve Yunanlılardan desteğini çekti.

    5. II. Viyana kuşatmasıyla başlayan geri çekilme 13 Eylül 1921 de son buldu ve Anadolu Tamamen Türk topraklarının olmuş oldu.

    6. Sovyetlerle Antlaşmalar yapıldı ve Doğu cephesinde de baskı azaldı.

    7. Türk Milletinin orduya olan güveni arttı.

    8. İtilaf devletleri ile anlaşma sağlanmasının önü açıldı.

    Bu sebeplerdendir ki Sakarya Meydan Muharebesi kaybedilseydi Milli Mücadele ruhunun şahlanması imkansız olacaktı.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Sakarya meydan muharebesi ve milli mücadele

    Sunum İçeriği

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.