Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Semantik ödünçleme nedir

semantik ödünçleme nedir

Bu soruya 3 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    gokturk

    • 2020-11-23 09:23:09

    Cevap :

    Gerçek – işlevsel semantik

    Gerçek – işlevsel semantik Alfred Tarski tarafından 1944 yılında “sistematik bir süreç olarak resmileştirilmiştir”. Gerçek – işlevsel semantik bir cümlenin anlamını bir cümlenin gerçekliği sorununa bağlamıştır, çünkü bir gerçekliğin tasarısının kavranması, anlamın tasarısının kavranmasından daha kolaydır. Gerçek – işlevsel semantik “anlam” kavramını dilsel ifadeler ile dünya arasında bir işlev olarak anlayan ve bu ifadelerin gerçekliğini, bunların anlamlarına ölçüt olarak kullanan bir semantiktir.

    Model-kuramsal semantikte bu konu işlenmektedir.


    Diğer Cevaplara Gözat
    Zeus1 Takipçi
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2020-11-23 09:37:04

    Cevap :

    Anlambilimsel (Semantik):
    Anlambilimsellik söylemleri, sözcük ve cümlelerin dilbilimsel anlamlarıyla ilişkilendirmek suretiyle açıklamayı içermektedir. Anlambilim, metnin veya söylemin içinde ve dışında yer alan bütün anlam ilişkilerini inceleyen bir bilim dalıdır. Anlambilimde bu inceleme yapılırken metin ile kullanıcısı arasındaki ilişkiler de göz önünde tutulmaktadır.

    Söz Dizinsel (Sentaks): Söz dizinsellik, sözcükleri gerek cümle içinde gerekse ifadenin tamamında aldıkları yere göre anlamlandırmayı hedeflemektedir. Bir sözcüğün cümlenin başında veya sonunda yer alması veya bir cümlenin ifadenin ortasında veya sonunda bulunması o ifadenin anlamlandırılmasında farklılıklar ortaya çıkarmaktadır.

    Göstergebilim (Semiyoloji): Göstergebilim, söylemin analiz edilmesinde simgelerden yararlanmayı amaçlar. Göstergebilim bir metni ya da söylemi çözümlerken, kendi içersinde tutarlı, metnin anlam evrenine, yüzeysel ve derin düzeylerdeki yapısına açıklık getirmeye yönelik bir sistematik izlemekte, kullandığı çözümleme araçlarıyla belirlediklerini hep denetlemektedir (Baş ve Akturan, 2008).

    ÖDÜNÇLEME
    Ödünçleme, bir dilin kendisinde olmayan kelime ve yapıları bir başka dilden alarak kullanım alanına koymasıdır. Alınan dil öğeleri bazen özümsenerek alındığı dilin ses ve şekil yapısına uydurulmaya çalışılırken, bazen de hiçbir değişiklik yapılmadan olduğu gibi kullanım alanına dahil edilir.Her yeni kavram yeni bir isimlendirmeyi zorunlu kılmakta, bu isimlendirme de çoğunlukla uydurma yolu ile olup, kavramın yaratıldığı ülkenin dilinde olmaktadır. Bu isimlendirilişte kavramın bulunduğu ülke önem taşımaktadır. Çünkü kavram hangi dilin konuşulduğu coğrafyada bulunduysa isimlendirme de o dilde olacaktır. Bulunan kavram büyük olasılıkla diğer dillere ödünçleme yoluyla geçecek ve kullanıma girecektir. Bu şekilde dilimize geçmiş; ama aslı uydurma olan kimi kelimeler şu şekildedir:

    totalitaire (totaliter)
    fascisme (faşizm)
    nazi (Nazi)
    nylon (naylon)
    néon (neon)
    plastic (plastik)
    Télévision (televizyon)
    astronautique (astronotik)
    Aspirin (aspirin)
    Google (Google)
    électron (elektron)
    métabolisme (metebolizma)
    vitamine (vitamin)
    pénicilline (penisilin)
    électrochoc (elektro şok)
    radio (radyo)
    pick-up (pikap)
    stratosphére (stratosfer)
    Heroin (eroin)
    Frisbee (Frizbi)

    Ödünçlemenin yönünün çoğunlukla ekonomik, siyasi, kültürel alanda gelişmiş bir ülkeden ona yönelen diğer ülke diline doğru olduğunu söylemekle birlikte tersinin de mümkün olabildiğini gözden kaçırmamak gerektiğini belirtmeliyiz. Nitekim bunu örnekleyen pek çok kelime de bulunmaktadır.

    Örneğin Kristof Kolomb‟un Haiti‟de gördüğü ve salıncak yataklar anlamına gelen bir Kızıldereli kelimesi olan „hamaka‟, tüm dünyaya yayılmış ve ispanyolcada „hamaca‟, Fransızcada „hamac‟, Almancada „hängematte‟, Türkçede „hamak‟ biçiminde kullanılmaya başlanmıştır.


    Ödünçleme yapılan kelimelerin bazıları olduğu gibi alınırken, bazıları da Türkçenin ses dizgesine uyarak dile yerleşmiştir.Türkçedeki Almanca kökenli kelimelere

    örnekler: dekan, kuruş, mavzer(mucidi olan Wilhelm von Mauser'in adından), otoban, revir, şablon, zeplin, balata, bitter, aparat, dizel, fön, gen, general, gestapo, horst, graben, gnays, hamburger, kakalak, kaput, laborant, panzer, trafo, vokal, şalter, şablon, moment vb.
    Hurra! (Schlag! Lo 's): Haydi vur! (Vurha) Aga: Efendi, ağa. Altin: Altın, eski Rus bakır parası. Askaris: Asker, Arapça askar‟i (Türkçe üzerinden Almancaya geçmiştir). Bugün bir polis terminolojisidir. Atabeg: Atabey. Beglerbeg: Beylerbeyi. Derwisch: Derviş.Sandschak: Sancak.Döner: Döner. Efendi,Effendi: Efendi Hadschi: Haci. Hamam: Hamam. Hammal: Hamal. Hodcha: Hoca. Joghurt: Yoğurt. Kebab: Kebap Sandal: Sandal. Schalwar: Şalvar.

    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2020-11-23 09:41:41

    Cevap : Türk diline Araçadan ödünçlenen cezâ sözcüğü Kur’an’da “geribildirim” anlamına gelmektedir. Sözcüğe çokanlamlılık kazandıran ise bağlamdır. Olumlu bağlamda kullanıldığı zaman “ödül” anlamını veren sözcük, olumsuz bağlamda kullanıldığında ise “olumsuz yaptırım” anlamlarını kazanmaktadır. Türklerin İslâmiyeti kabul ettiği dönem olan Karahanlı Türkçesinin eserleri incelendiğinde sözcüğün Kur’an çevirileri yoluyla Türk diline girdiği anlaşılmaktadır. Türk dilinde bu dönemde “geribildirim” anlamına gelen ve oldukça yüksek kullanım sıklığına sahip bulunan yanut sözcüğü, Arapçadan ödünçlenen cezâ sözcüğü ile hemen hemen aynı anlam alanına sahiptir. Ayrıca, tıpkı bu sözcük gibi bağlama dayalı olarak “ödül” ve “ceza” anlamlarını kazanabilmektedir. Ödünçlemeden sonra Türk dilinde bu bağlamsal anlamlarıyla kullanılan sözcük daha sonra alıcı dilde anlam daralmasına uğrayarak yalnızca “olumsuz yaptırım” ifade eder hâle gelmiştir. Bu anlam değişmesi hadisesinde bir dil-içi faktör olarak ödünçlemenin rolü olduğu görülmektedir. Türk dilinde yaygın olarak kullanılan ve kendisiyle hemen hemen aynı semantik alana sahip olan yanut gibi bir rakibi olduğu göz önüne alındığında cezâ sözcüğünün bir prestij ödünçlemesi olduğu iddia edilebilir. Aynı semantik alana sahip olan iki sözcüğün girdiği etkileşim meydana gelecek semantik değişimin niteliğini belirlemiştir. Cezâ sözcüğü kutsal kitap kaynaklı bir prestij ödünçlemesi olması hem de bağlama dayalı olarak kazandığı “olumsuz” yaptırım anlamına itilmesi sayesinde ödünçlendiği dilde tutunabilmiştir. Bu itilmede ana rol, kaynak metin Kur’an’da ortaya çıkan olumsuz konotasyona aittir. Bu çalışmada, ilgili sözcüğün Türk dilinde uğradığı semantik değişimin başlamasında bir ödünçleme faktörü olarak yanut sözcüğüyle girilen etkileşimin rol oynadığı ve bu sürecin anlam daralması ile neticelenmesinin ana sebeplerinden birisinin de kaynak metin Kur’an’da bağlam, sıklık, söylem gibi bazı unsurların etkisiyle sözcüğün olumsuz konotasyon bildirmesi olabileceği ileri sürülecektir.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.