İşte Cevaplar
Cevap : SERGÜZEŞT MEKÂN VE ÖZELLİKLERİ:
İlk olarak anlatıma esirciye sayılacağı yerin tasviri ile başlanır. Buralar ise: Tophane Meydanı, Çakmakçılar Yokuşu, Beyazıt Meydanı, Aksaray gibi. Daha sonra yazar Dilber’in satıldığı evin tasvirine geçer. “odada bir hücrenin içinde bir küçük şilteden ve bundan 50–60 yıl evvel yapılmış bir hücrenin içinde Çanakkale testisi ile bir bardaktan başka bir şey yoktu.” Asaf Paşa’nın Moda’daki konağı da bir hayli geniş bir tasvirle anlatılmıştır. “Avrupai binanın deniz tarafındaki manzarayı göstermesine karşılık kara tarafındaki çınarı kestane, zeytin gibi insanı düşündüren ve esirlik içindeki hayale, lacivert göğü gösteren yüksek ışıkları, güneşin ışığını dalgalandırarak uzun gölgeleri ve hoşlukları hiçbir tarafla bağlantısı olmayan bahçeye ruhun aradığı rahat ve huzuru veriyordu…” (15 s) Bu mekân tasviri Halid Ziya’dan önce Türkçe’de rastlamadığımız en güzel örnektir. Sezai’nin bütün ömrü Avrupai tarzda dekore edilmiş köşklerde geçtiğinden yazar, güzel ve rahat bir üslupla okuyucuyu sıkmadan en küçük ayrıntıyı bile ihmal etmez. Dekor para ve yaşayış tarzı ile yakından ilgilidir. Avrupai bir hayat tarzını, bütünü ile benimsemiş olan Asaf Paşa ailesi, dekorda da batılı tarza önem vermiştir.
Diğer Cevaplara Gözat
İlk olarak anlatıma esirciye sayılacağı yerin tasviri ile başlanır. Buralar ise: Tophane Meydanı, Çakmakçılar Yokuşu, Beyazıt Meydanı, Aksaray gibi. Daha sonra yazar Dilber’in satıldığı evin tasvirine geçer. “odada bir hücrenin içinde bir küçük şilteden ve bundan 50–60 yıl evvel yapılmış bir hücrenin içinde Çanakkale testisi ile bir bardaktan başka bir şey yoktu.” Asaf Paşa’nın Moda’daki konağı da bir hayli geniş bir tasvirle anlatılmıştır. “Avrupai binanın deniz tarafındaki manzarayı göstermesine karşılık kara tarafındaki çınarı kestane, zeytin gibi insanı düşündüren ve esirlik içindeki hayale, lacivert göğü gösteren yüksek ışıkları, güneşin ışığını dalgalandırarak uzun gölgeleri ve hoşlukları hiçbir tarafla bağlantısı olmayan bahçeye ruhun aradığı rahat ve huzuru veriyordu…” (15 s) Bu mekân tasviri Halid Ziya’dan önce Türkçe’de rastlamadığımız en güzel örnektir. Sezai’nin bütün ömrü Avrupai tarzda dekore edilmiş köşklerde geçtiğinden yazar, güzel ve rahat bir üslupla okuyucuyu sıkmadan en küçük ayrıntıyı bile ihmal etmez. Dekor para ve yaşayış tarzı ile yakından ilgilidir. Avrupai bir hayat tarzını, bütünü ile benimsemiş olan Asaf Paşa ailesi, dekorda da batılı tarza önem vermiştir.
Diğer Cevaplara Gözat