Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Ses oluşumu, özellikleri ve yayılması

sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2022-10-21 09:56:11

    Cevap :

    SESİN OLUŞUMU

    1. Ses, fiziksel bir terim olarak, dalga şeklinde hava boyunca ilerleyen bir vibrasyon biçimidir.
    2. Fizyolojik olarak, elastik bir ortamda işitme duyusunun algılayabildiği küçük basınç dalgalanmalarının ya da değişimlerinin oluşturduğu duyuma ses denir.
    3. Sesin oluşumu için titreşen bir ses kaynağına ve basınç dalgalanmalarının içinde yayılacağı kütlesi olan elastik bir ortama gereksinim vardır. Örneğin vakumda ya da boşlukta sesin yayılması olanaksızdır. Elbette bu basınç dalgalanmalarını ses olarak algılayacak bir algılayıcının gerekliliği de açıktır.
    4. Genelde hava, sesin tanımında referans ortam olarak kullanılmakla birlikte ses dalgaları çelik, beton vb., katı maddelerle su vb., akışkanlar içinde bu ortamların elastik olmaları nedeniyle yayılabilmektedir.

    SESİN OLUŞUMU ve YAYILIMI:

    Sesin oluşumu ve yayılışı
    1. SES KAYNAĞI→İLETİCİ ORTAM→ALICI
    sesin oluşumu ve yayılışı
    1. Bu üç öğeden birisinin eksik olması halinde sesin varlığından söz edemeyiz.
    2. Ses oluşumunun kaynağı her ne olursa olsun ses katı,sıvı ve gaz ortamlarında belli değişiklikler göstererek ortama göre bir yayılma prensibi oluşturur.
    3. Hava molekülleri bir yanındaki molekülü ittikten hemen sonra geri dönerler,yani ilerleyen hava molekülleri değil bu moleküllerin taşıdığı dalga hareketleridir.
    4.  

    BASİT HARMONİK HAREKET:

    1. Bu tip bir hareketin olabilmesi için, kuvvet uygulanan cismin inertia (atalet) ve elastisite özelliklerine sahip olması gereklidir.
    2. Elastik özelliğinden ötürü cisme, restoring force olarak adlandırılan bir kuvvet etki ederken, kütlesi nedeniyle de atalet kuvveti etki eder.
    3. Bu tip titreşime basit harmonik hareket denir çünkü salınım kendi kendini aynı oranda tekrar etmektedir.

    BASİT HARMONİK HAREKET



    SESİN YAYILIMI

    1. Diyapozon titreştirildiği zaman ses üretir çünkü diyapozonda meydana gelen titreşimler çevredeki hava moleküllerine iletilir.
    2. Hava moleküllerinin istirahat halindeyken aralarında mevcut olan basınca atmosferik basınç denir.
    3. Compression, hava basıncının atmosferik basınçtan daha fazla olması durumu iken, rarefaction, hava basıncının atmosferik basınçtan daha düşük olması durumudur.

    sesin yayılımı

    SES DALGALARI

    Transvers Dalgalar

    Transvers dalgalarda moleküller dalganın ilerlediği doğrultuya dik olacak şekilde hareket ederler.

    Transvers dalgalarda moleküller dalganın ilerlediği doğrultuya dik olacak şekilde hareket ederler.

     

    Longitudinal Dalgalar

    Longitudinal dalgalarda moleküller dalganın ilerlediği doğrultuyla aynı doğrultuda salınım gösterirler. (Ör: ses dalgaları)



    KOMPLEKS DALGALAR

    İki veya daha fazla saf ses bir araya getirildiğinde meydana gelen dalga kompleks dalga olarak adlandırılır.

    İki veya daha fazla saf ses bir araya getirildiğinde meydana gelen dalga kompleks dalga olarak adlandırılır.

    PERİODİK DALGALAR

    1. Belirli bir zaman içerisinde kendini tekrar eden dalga periodik dalga olarak adlandırılır.
    2. Belirli bir zaman içerisinde kendini tekrar etmeyen dalga aperiodik dalga olarak adlandırılır.
    NOT:  Bu sunumun devamını aşağıdan POWERPOINT (PPTX) formatında indirip kendinize göre düzenleyebilirsiniz..

     




     



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Zeus

    • 2022-10-21 10:05:27

    Cevap :

    Ses oluşumu, özellikleri ve yayılması Sunum / Slayt:

    Aşağıdan indirebilirsiniz...

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    SES VE YAYILIMI

    2. Sayfa
    SES VE SESİN OLUŞUMUSes, fiziksel bir terim olarak, dalga şeklinde hava boyunca ilerleyen bir vibrasyon biçimidir. Fizyolojik olarak, elastik bir ortamda işitme duyusunun algılayabildiği küçük basınç dalgalanmalarının ya da değişimlerinin oluşturduğu duyuma ses denir.Sesin oluşumu için titreşen bir ses kaynağına ve basınç dalgalanmalarının içinde yayılacağı kütlesi olan elastik bir ortama gereksinim vardır. Örneğin vakumda ya da boşlukta sesin yayılması olanaksızdır. Elbette bu basınç dalgalanmalarını ses olarak algılayacak bir algılayıcının gerekliliği de açıktır.Genelde hava, sesin tanımında referans ortam olarak kullanılmakla birlikte ses dalgaları çelik, beton vb., katı maddelerle su vb., akışkanlar içinde bu ortamların elastik olmaları nedeniyle yayılabilmektedir.

    3. Sayfa
    SESİN OLUŞUMU VE YAYILIMISES KAYNAĞI→İLETİCİ ORTAM→ALICIBu üç öğeden birisinin eksik olması halinde sesin varlığından söz edemeyiz.Ses oluşumunun kaynağı her ne olursa olsun ses katı,sıvı ve gaz ortamlarında belli değişiklikler göstererek ortama göre bir yayılma prensibi oluşturur.Hava molekülleri bir yanındaki molekülü ittikten hemen sonra geri dönerler,yani ilerleyen hava molekülleri değil bu moleküllerin taşıdığı dalga hareketleridir.

    4. Sayfa
    BASİT HARMONİK HAREKETBu tip bir hareketin olabilmesi için, kuvvet uygulanan cismin inertia (atalet) ve elastisite özelliklerine sahip olması gereklidir.Elastik özelliğinden ötürü cisme, restoring force olarak adlandırılan bir kuvvet etki ederken, kütlesi nedeniyle de atalet kuvveti etki eder. Bu tip titreşime basit harmonik hareket denir çünkü salınım kendi kendini aynı oranda tekrar etmektedir.

    5. Sayfa
    BASİT HARMONİK HAREKET

    6. Sayfa
    SESİN YAYILIMIDiyapozon titreştirildiği zaman ses üretir çünkü diyapozonda meydana gelen titreşimler çevredeki hava moleküllerine iletilir. Hava moleküllerinin istirahat halindeyken aralarında mevcut olan basınca atmosferik basınç denir.Compression, hava basıncının atmosferik basınçtan daha fazla olması durumu iken, rarefaction, hava basıncının atmosferik basınçtan daha düşük olması durumudur.

    7. Sayfa
    SES DALGALARITransvers DalgalarTransvers dalgalarda moleküller dalganın ilerlediği doğrultuya dik olacak şekilde hareket ederler.Longitudinal DalgalarLongitudinal dalgalarda moleküller dalganın ilerlediği doğrultuyla aynı doğrultuda salınım gösterirler. (Ör: ses dalgaları)

    8. Sayfa
    SES DALGALARIKOMPLEKS DALGALARİki veya daha fazla saf ses bir araya getirildiğinde meydana gelen dalga kompleks dalga olarak adlandırılır.PERİODİK DALGALARBelirli bir zaman içerisinde kendini tekrar eden dalga periodik dalga olarak adlandırılır.Belirli bir zaman içerisinde kendini tekrar etmeyen dalga aperiodik dalga olarak adlandırılır.

    9. Sayfa
    SES DALGALARININ FAZI

    10. Sayfa
    SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)Ses dalgasının yüzeye çarptığı noktadaki açı ile yansıyan dalganın yüzey ile yaptığı açı birbirine eşittir.Yüksek frekanslı sesler bir engel ile karşılaştığında, engele çarpıp geri dönerler yani yansırlar. Alçak frekanslı sesler ise bir engel ile karşılaştığında, engeli aşıp yollarına devam ederler, yansımazlar.

    11. Sayfa
    SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)

    12. Sayfa
    SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)

    13. Sayfa
    SES DALGASININ REFLEKSİYONU (YANSIMASI)

    14. Sayfa
    SES DALGASININ REFRAKSİYONUSes dalgalarının kırınımı, dalgaların bir ortamdan başka bir ortama geçişi sırasında meydana gelmektedir.Kırınım sırasında dalgaların hızında ve dalga boyunda değişiklikler meydana gelir.Frekans ve periyotta herhangi bir değişiklik meydana gelmez.Ses dalgasının doğrultusu değişedebilir değişmeyedebilir.

    15. Sayfa
    SES DALGASININ DİFRAKSİYONUİlerledikleri yol üzerinde bulunan bir engel ya da açıklıktan geçerken ses dalgalarının doğrultularında meydana gelen değişikliktir.

    16. Sayfa
    SES DALGASININ DİFRAKSİYONUDifraksiyon nedeniyle ses dalgasının herhangi bir özelliği değişmez.Frekansı, hızı, periyodu ve dalga boyu aynı kalır.Sadece ses dalgasının doğrultusunda değişiklik meydan gelir.

    17. Sayfa
    SES DALGASININ ABSORBSİYONUSes enerjisi, fiziksel bir cisim ile temas ettiği zaman enerjisinin bir kısmını kaybeder. Bir ses dalgası bir duvara çarptığı zaman enerjinin bir kısmı duvar tarafından absorbe edilirken geri kalan enerji yansıtılır.Farklı yapı ve nesnelerin farklı absorbsiyon katsayıları ve yansıtma özellikleri vardır.

    18. Sayfa
    SES DALGASININ ABSORBSİYONUMaddeEmilme KatsayısıTuğla0.02Boyalı Beton0.07Beton Blok0.29Ahşap Zemin0.07 at 1kHz but 0.15 at 125 HzCam0.12 at 1khZ, 0.35 at 125 HzYüksek Perde0.72 at 1kHz, 0.14 at 125 HzFiberglas ( 4" derinliğinde )1.00 at 1kHz, 0.8 at 125 Hz Farklı yapı ve nesnelerin farklı absorbsiyon katsayıları ve yansıtma özellikleri vardır.

    19. Sayfa
    SES DALGALARININ ENTERFERANSIAynı ortamda ilerleyen iki dalga birbiriyle etkileşim halinde olacaktır.Bu etkileşim yapıcı (constructive) olabildiği gibi yıkıcı (destructive) de olabilir.

    20. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMISes iletimini açık ortamda şu faktörler etkiler:Hava sıcaklığı,Hava Basıncı ( Statik Olarak )Hava Yoğunluğu (Nem)Ortamın fiziksel koşullarıAçık ortamda ses dalgasındaYansımaAbsorbsiyonDifraksiyonRefraksiyonEnterferans meydana gelebilir.

    21. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMISes hızı sıcaklığın kareköküyle ters orantılıdır. Isı arttıkça ses hızı artacaktır, çünkü sıcaklık, ortamdaki moleküllerin daha fazla titreşmelerini sağlayarak onların esnekliğini etkiler. Ses sıcak havadan soğuk havaya geçerken yayılma doğrultusunu değiştirir.Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan eserse ses zemine doğru yönlenir. Rüzgar önden eserse, ses zeminden yukarı doğru yönlenir. Rüzgarın ses dalgasıyla aynı doğrultuda ya da karşı doğrultuda esmesi de ses dalgasının ilerleyişini etkiler. Herhangi bir alanda, rüzgar arkadan eserse ses zemine doğru yönlenir. Rüzgar önden eserse, ses zeminden yukarı doğru yönlenir.

    22. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMIGece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkı havanın nemini (yoğunluğunu) etkiler. Nemli hava daha yukarı itildiğinden dolayı gündüz ses dalgaları dikey doğrultuda yayılma eğilimi gösterir . Bu nedenden dolayı yatay doğrultuda sesimizi duyurmak için daha şiddetli (yüksek sesle) bağırmamız gerekir. Oysa gece gün ışığı çekildiğinden ortamdaki nem miktarı fazlalaştığı için sesimizi karşımızdaki kişiye daha rahatlıkla gönderebilmekteyiz. Gündüz, zemin ısındığı için ses dalgaları ısı etkisi nedeniyle yukarı doğru yönelir. Gece, zemin soğuduğu için ses dalgaları daha uzağa gidecektir ve aşağıya doğru yönelir.Denizde suyun yapısı yansıtıcı bir yüzey oluşturmaktadır. Bu nedenle denizde ses sakin bir ortamda 4-5 km. kadar uzağa gidebilir.

    23. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMIAmfitiyatroların basamak basamak yapılmasının iki nedeni bulunuyordu. Bunlardan ilki, birim alana daha fazla insanın sığabilmesi; ikincisiyse, en alt kademede konuşan kişinin sesinin en üst noktadan bile duyulabilmesini sağlamaktı. O yıllarda elektrikli amplifikatörler ve hoparlörler olmadığı için ses dalgalarının çok iyi biçimde yayılması gerekiyordu. Bunun için Eski Yunanlılar bu açık hava tiyatrolarında yüzlerine deri veya tahtadan yapılmış maskeler geçiriyor ve sesin daha küçük bir delikten çıkarak dalgalarının daha uzak mesafelere yayılmasını sağlıyorlardı. Ses  dalgalarının yükselmesini sağlamak için de, yapılan her basamağın boyu ve genişliğinin, sesi en iyi şekilde yansıtabilecek ve en az düzeyde de kıracak şekilde olması gerekiyordu.

    24. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMISesin en aşağıdan en üst düzeye ulaşabilmesi için, tiyatronun bakışı, yüksekliği, basamaklarının  yüksekliği ve genişliği, kullanılan malzemenin çeşidi de çok önemliydi. Örneğin, bu tiyatrolar hakim rüzgarların esiş yönüne doğru yapılırdı. Çünkü rüzgar sahnenin arkasındaki kapıdan geçerek, sahneye ulaşır ve buradaki sesi alarak yukarıya doğru taşırdı. O yüzden sahnenin arkasında her zaman bir kapı bulunurdu. Sesin yansımasını sağlamak için de tiyatronun yapımında mermer, granit gibi çok sert taşlar kullanılıyordu. Ahşap gibi yumuşak malzemelerse sesi emdikleri için, sesin yansımasını ve yayılmasını engelliyor, bu nedenle de bu tip yapılarda ahşap kullanılmaktan kaçınılıyordu. Sesin daha iyi yansıması ve ortada toplanması için yan duvarlar kalın yapılırken, arka duvarlar da içbükey olacak şekilde inşa ediliyordu.

    25. Sayfa
    SES DALGASININ AÇIK ORTAMDA YAYILIMIBu tip yapılarda tavan olmamasının nedeniyse, yükselen sesin tavana çarpıp sahneye geri dönmesini ve sonuçta oluşacak gürültüyü engellemekti. Eğer bu tiyatrolar günümüzdeki gibi daire şeklinde olmayıp merdiven şeklinde ve düz bir enlemde yapılmış olsaydı, sahneden gelen ses sadece tiyatronun belli bir kısmında iyi şekilde duyulabilecekti.

    26. Sayfa
    SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMIKapalı ortamda ses dalgasındaYansımaAbsorbsiyonDifraksiyonRefraksiyonEnterferans meydana gelebilir.Kapalı ortamda ses yayılımından bahsedildiği zaman iki fenomen karşımıza çıkmaktadır. Bunlar:ReverberasyonEko

    27. Sayfa
    SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMIReverberasyon, kapalı bir ortamda yüzeylerden yansıyan seslerin bir araya gelmesine denir.Sonuç olarak kişi, farklı doğrultulardan gelen çok sayıda sesin olduğunu zanneder.Orijinal sesin farkındadır ancak kaynağını belirlemekte güçlük çeker.

    28. Sayfa
    SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMIReverberasyon, sıklıkla genişliği, uzunluğu ve yüksekliği 17 metre veya daha küçük olan kapalı ortamlarda meydana gelmektedir.Peki neden 17 metre?İnsan beyni sesi hafızasında 0.1 saniyeye kadar tutabilir. Eğer bir ses meydana geldikten sonra bu sesin yansımış olan hali 0.1 saniye içerisinde tekrar kulağa ulaşırsa kişi bu sesi uzamış ya da yankılanmış olarak hisseder.17 metrelik bir odada sesin meydan gelip sonra yansıyıp tekrar kulağa gelmesi için 17+17=34 metrelik bir yol alması gerekir. Sesin oda sıcaklığında hızı 340 m’sn olduğundan 340m/s’nin 34 metreye bölünmesiyle 0.1 s’ye elde edilir.

    29. Sayfa
    SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMIReverberasyon süresi,sesin çıkış anından itibaren, yansıyan ses enerjisinin başlangıçtaki ses enerjisinin milyonda birine düştüğü ana kadar geçen süredir, bir ortamda en iyi işitme şartı için bunun 1<x<2 sn arasında olması istenir. Ancak bu durum hacmin büyüklüğüne göre değişir. Örneğin konuşma hacimlerinde, dersliklerde, konferans salonlarında nispeten kısa reverberasyon süresi uygunken, konser salonlarında daha uzun, 2 sn seviyesinde ve hatta daha uzun süreler olumlu sonuç verir. Reverberasyon süresi, sesin başlangıçta sahip olduğu şiddet seviyesinden 60 dB düşük olan şiddet seviyesine ulaşıncaya kadar geçen süre olarak da ifade edilmektedir.

    30. Sayfa
    SES DALGASININ KAPALI ORTAMDA YAYILIMIYansıyan ses dalgaları ekoya neden olurlar. Eko, reverberasyondan farklıdır.Orijinal sesin kulak tarafından duyulmasını takiben, yansıyan sesler 0.1 sn’den daha uzun bir süre sonra kulağa ulaşırlarsa eko meydana gelir. Birbirini takip eden iki ses dalgası arasındaki zaman 0.1 sn’den daha uzun ise ilk ses duyulduktan sonra ikinci ses duyulacaktır. Böylece takip eden ses, birinci sesin uzaması olarak değil ikinci bir ses olarak algılanacaktır. Bu da reverberasyon değil ekodur.

    31. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİSes dalgasının kendisini yinelemesi için geçen süreye peryot denir.Şekildeki basit harmonik ses dalgasının peryodu, dalganın peşpeşe birbirinin aynısı iki konuma, örneğin iki tepe noktasına, ulaşması arasında geçen süredir.Peryot, genellikle saniye cinsinden ifade edilir. Bir peryotluk süre içinde kalan dalga kısmına ise dalganın devri denir.

    32. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİBasınç dalgalanmalarının birim zamandaki (genellikle bir saniyede) devir sayısı frekans olarak tanımlanır.Diğer bir ifadeyle frekans, basınç dalgalanmasının birim zamanda kendini yineleme sayısı olarak da nitelendirilebilir.Frekans, bir saniyede tamamlanan dalga devir ya da peryot sayısı olarak da tanımlanır.Frekansın birimi Hertz ya da cps (cycle per scond) olarak ifade edilir. Eğer hava basıncı her bir saniyede bir devirlik hareket gösteriyorsa 1Hz, iki devirlik hareket gösteriyorsa 2Hz, dört devirlik hareket gösteriyorsa 4Hz’lik frekans oluşturur.

    33. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİSes dalgasının frekansı ile peryodu arasında; f=1/T şeklinde bir ilişki vardır.Buradan alçak frekans seslerin peryotlarının uzun, yüksek frekans seslerin peryotlarının ise kısa olduğu anlaşılmaktadır.

    34. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİBir ses dalgasının bir peryoduna eşit bir süre içinde aldığı yola sesin dalga boyu adı verilir.Dalga boyu,  ile gösterilir. Dalga boyu, uzunluk birimleriyle (metre, milimetre…) gösterilir. Ses dalgalarına özgü olarak sesin yayılma hızı ile dalga boyu ve frekansı arasında c= f. şeklinde bir ilişki vardır.

    35. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİBu tür bir ilişki ses dalgaları gibi yayılma hızları frekanstan bağımsız olan ya da frekans ile değişmeyen tüm dalga oluşumları için geçerlidir. Bu ilişkiden alçak frekans seslerin dalga boylarının uzun, yüksek frekanslı seslerin dalga boylarının ise kısa olduğu anlaşılır.İşitme aralığının alt sınırı olarak kabul edilen 20 Hz frekansındaki bir ses dalgasının dalga boyu 17 m, üst sınırı olan 20000 Hz frekansındaki bir ses dalgasının dalga boyu ise 17 mm’dir.

    36. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİBasınç dalgalanmalarının büyüklüğünü ifade etmek için amplitüd (genlik) terimi kullanılır.Şekilde elastik ortam içindeki sabit bir noktada ya da konumda zamanla değişen basit bir harmonik dalganın amplitüdü gösterilmiştir. Denge basıncı etrafında ölçülen en büyük sapma ya da değişim değeri olarak tanımlanabilen dalga amplitüdü, deciBel (dB) cinsinden ifade edilir.

    37. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİDesibel ölçeği logaritmiktir; çünkü ses şiddeti aralığı öyle geniştir ki ölçülmesi yada gözlenmesi gereken tüm sesleri lineer bir ölçeğe sığdırmak imkansızdır.İnsan kulağı sese inanılmaz derecede geniş bir aralıkta tepki verebilmektedir.Üst sınırda, yani acı sınırındaki bir ses, duyulabilen en kısık sesin tam on milyon katı büyüklüğündedir.Bu on milyonun bire oranı ancak logaritmik olarak gösterilebilmekte ve 140 dB ile noktalanmaktadır.Desibel özelliğindeki bir başka özellik de, iki farklı sesin ses basıncı seviyelerinin aritmetik olarak toplanmamasıdır.Örneğin 60 dB’lik bir ses, 60 dB’lik bir başka ses ile toplandığında, artış sadece 3 dB olacaktır; yani toplam 120 dB değil 63 dB olacaktır.Dahası eğer iki farklı seviyede ses söz konusuysa, düşük olanın büyüğe katkısı fark azaldıkça azalır.Eğer ikisi arasındaki seviye farkı 10 dB’in üzerinde ise, düşük seviyeli sesin hiç bir etkisi olmaz.

    38. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİVerilen bir noktada sesin büyüklüğü anlık amplitüd olarak adlandırılır ve sadece o an için geçerlidir.Ses dalgasının toplam ortalama amplitüdü ise daha farklıdır.Anlık amplitüdlerin lineer toplamı toplam ortalama amplitüdü vermez çünkü bu değerlerin lineer toplamı 0’dır.Toplam ortalama amplitüd için başka bir hesaplama yöntemi gereklidir. Bu yönteme root-mean-square (RMS)denir.

    39. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİRMS, şu şekilde hesaplanır:Dalga üzerindeki tüm pozitif ve negatif değerlerin karesi alınır böylece tüm değerler pozitif olur.Karesi alınan bu değerler için bir ortalama hesaplanır.Bu ortalama değerin kare kökü alınarak RMS değeri hesaplanır.RMS amplitüd değeri sayısal olarak tepe noktası amplitüdünün 0.707 katı, tepe noktasından tepe noktasına olan amplitüdün ise 0.354 katıdır.

    40. Sayfa
    SESİN AKUSTİK ÖZELLİKLERİSes şiddeti, sesin dalga hareketi sırasında birim alandan geçen sesin gücü olarak tanımlanır ve I= P/A olarak formüle edilir.Birimi MKS sisteminde W/m2 ya da cgs sisteminde W/cm2 olarak belirtilir. Ses şiddetinin anlık değeri, ses basıncı ile hava parçacık hızının çarpımına eşittir.Belli bir konumda oluşan ortalama ses şiddeti ise anlık değerlerin zamana göre ortalaması alınarak elde edilir. İnsan kulağını uyarabilen en düşük ses şiddet seviyesi, 10-12 W/m2 veya 10-16 W/cm2’dir. Ses basıncı, birim alana uygulanan kuvvet miktarı olarak ifade edilebilir ve P=F/A olarak formüle edilir.Birimi MKS sisteminde N/m2, cgs sisteminde ise dynes/cm2 ‘dir. 1N/m2 = 1 Pascal, 1 dynes/cm2 = 1microbar İnsan kulağını uyarabilen en düşük ses basınç seviyesi, 2.10-5 N/m2 veya 2.10-4 dynes/cm2’dir.

    41. Sayfa
    SESİN PSİKOAKUSTİK ÖZELLİKLERİTINI (PITCH)Tını, frekans ile ilgilidir. Bir sesin bas ya da tiz olduğu ile ilgili bireysel subjektif ifadeleri açıklamak amacıyla kullanılan bir terimdir.Frekans arttıkça hissedilen tını da tizleşir (en azından 20-20000 Hz arasında)Subjektif bir kavram olan tını, mel olarak isimlendirilen bir birim kullanılarak ölçülebilir.1000 mel, 40 dB SPL’de 1000Hz’lik bir sesin tınısıdır.

    42. Sayfa
    SESİN PSİKOAKUSTİK ÖZELLİKLERİGÜRLÜK (LOUDNESS)Gürlük, sesin fiziksel şiddetinin subjektif ifadesidir.Sesin şiddeti arttıkça gürlüğü de artmaktadır.Sesin durasyonu ve frekansı gürlüğün hissedilmesine katkıda bulunur.Gürlük frekansa göre değişiklik göstermektedir.Gürlük seviyesinin birimi, phon’dur.Gürlük birimi, sone’dur. Farklı şiddetlerde 1000 Hz’lik bir sesin gürlüğünün karşılaştırılmasını ifade eder.Bir sone, 40 dB SL’de 1000 Hz’lik bir sesin gürlüğüdür.

    43. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSes basıncı ve ağırlıklanmış ses düzeylerinin ölçümünü yapan cihazlara sound level meter denir.Bu cihazlar temelde ses dalgalarını algılayarak elektrik sinyaline dönüştüren bir mikrofon, mikrofondan gelen sinyalleri güçlendiren amplifikatör, elektronik olarak ağırlıklama ve filtreleme yapmaya olanak sağlayan devreler, karasız gürültü düzeylerinin ölçümünü sağlayan devreler ve ölçülen değerlerin okunduğu gösterge ile ilgili donanımdan oluşmaktadır.Analog ve dijital SLM’ler mekanizma ve ölçüm yöntemi açısından birbirlerine benzemektedirler.SLM, odyometrelerin ve işitmeyi test eden diğer cihazların kalibrasyonlarının kontrolünde ve gerekiyorsa yeniden yapılmasında, çeşitli amaçlar doğrultusunda gürültü düzeyinin belirlenmesinde kullanılmaktadırlar.

    44. Sayfa
    SOUND LEVEL METER

    45. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSLM, çeşitli ölçüm özelliklerine sahiptir.SLM’nin mikrofonu kendi hassasiyet aralığında bulunan frekanslarda mevcut olan tüm sesleri toplar.SLM linear setting’te olduğu zaman, mikrofon tarafından toplanan tüm sesler için overall SPL değerini ölçer.Linear setting’e ilaveten SLM’ler ağırlıklanmış filtrelere veya oktav-band ya da third-octave band filtrelere göre de ölçüm yapabilmektedir.

    46. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSLM’ler ağırlıklanmış filtrelere (weighting filters) sahiptirler.Ağırlıklanmış filtreler, spektrumda belirli frekans bölgelerine verilen vurguyu artırırken belirli frekans bölgelerine verilen vurguyu azaltırlar.Burada ağırlıklama terimi, ölçülen fiziksel basınç dalgalanmasının frekansa bağımlı olarak değiştirilmesi işlemini simgelemek için kullanılmaktadır.Elde edilen ses düzeyleri ise uygulanan ağırlıklama (A,B,C gibi) ya da biçimlendirme işleminin tipine bağlı olarak dBA, dBB, dBC cinsinden ifade edilmektedirler.

    47. Sayfa
    SOUND LEVEL METERYandaki şekilde mikrofon vasıtasıyla SLM’ye giren orijinal bir sesin ağırlıklanmış filtreleme ile değiştirilmesi gösterilmektedir.0 dB’deki A horizontal çizgisi, ağırlıklanmış filtreleme olmadığında sesin nasıl olacağını göstermektedir. Bir başka ifadeyle 0 dB ‘değiştirilmemiş’ anlamına gelmektedir ki bu durum SLM’nin linear setting’te yaptığı ölçüm ile aynıdır.Negatif değerler, herbir frekansta SLM tarafından ağırlığı ya da vurgusu azaltılan ses seviyesinin miktarını göstermektedir.

    48. Sayfa
    SOUND LEVEL METERA ağırlıklı filtrelemede, alçak frekansların vurgusu azaltılır.A ağırlıklı ses düzeyleri, işitme sisteminin düşük şiddetlerdeki seslere karşı davranışını temel almaktadır.A ağırlıklama işlemi, işitme sistemin duyarlı olduğu frekans aralığındaki (1 kHz ile 5 kHz) seslerin bileşenlerinin etkisini vurgulamakla birlikte bu aralık dışında kalan frekanslardaki seslerin toplam düzeye olan etkisini işitme sisteminin özelliklerini de dikkate alarak azaltmaktadır.B ağırlıklı filtrelemede de esas olarak alçak frekans bölgesindeki vurgu azaltılır ancak A ağırlıklı filtreleme kadar bun yapılmamaktadır.C ağırlıklı filtreleme, linear bir ölçümden çok az farklılık göstermektedir.Bu filtreler ile yapılan ses seviye ölçümleri, dBA, dBB ve dBC ağırlıklı ses basınç seviyeleri olarak ifade edilmektedirler.

    49. Sayfa
    SOUND LEVEL METERdBA’da yapılan ölçümler, alçak frekansların etkilerinin ölçümden uzaklaştırılmak istendiği durumlarda kullanılmaktadır.Kişilerin gürültüden kaynaklanan işitme kaybı hasarlarının değerlendirilmesinde A ağırlıklı ses düzeyleri kullanılmaktadır.Gürültü denetim ve gürültüden etkilenim çalışmalarında ise B ve C ağırlıklı ses düzeyleri kullanılmaktadır.

    50. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSLM’ler oktav band filtrelere de sahiptirler. Buradaki amaç tüm frekanslar yerine SLM’nin belirli bir frekans ranjındaki seslere odaklanmasını sağlamaktır.Oktav band filtreleme sayesinde analiz tüm frekans ranjı boyunca değil seçilen frekans aralığında yapılmış olmaktadır.Oktav band, merkez frekansına göre isimlendirilir. Ancak merkez frekans üst ve alt sınırı oluşturan cutoff frekansların artimetik ortalaması ile değil geometrik ortalaması ile elde edilir.

    51. Sayfa
    SOUND LEVEL METERÇok daha hassas bir ölçüm yapılmak isteniyorsa third-octave band filtreler kullanılmaktadır. Burada herbir filtre bir oktav genişliğinin üçte biri kadar bir genişliğe sahiptir.Örneğin 500 Hz third-octave band filtre, 450 ile 560 Hz arasını; 4000 Hz third-octave band filtre ise 3550 ile 4500 Hz arasını içerir. Oktav band ve third-octave band filtreler, daha dar bir frekans ranjında diğer frekansların etkisi olmaksızın ölçüm yapmak istediğimizde oldukça kullanışlıdır.1000 Hz’lik bir sesin ölçümünü merkez frekansı 1000 Hz civarında olan bir oktav band filtre ile yapmak, linear setting’te yapmaya göre daha anlamlıdır.

    52. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSLM ile yapılan ölçümden elde edilen oktav band ya da 1/3 oktav band seviyesinden sesin overall seviyesine ulaşmak mümkündür. Yapılan işlem, iki sesin şiddetleri arasındaki farkı belirlemek, bu farka denk gelen artım miktarını grafikten bulmak ve büyük ses şiddet seviyesinin üzerine eklemektir.Örneğin bir ses 80 dB ve diğer ses 76 dB olsun. Aradaki fark 4 dB olacaktır. Tabloda 4 dB’nin karşılığı 1.4 dB’lik artım miktarına denk geliyor. Büyük olan ses şiddet seviyesinin üzerine ekleyince 81.4 dB elde edilir. Böylece overall ses şiddet seviyesi 81.4 olarak bulunur. İkiden fazla ses olursa sesleri çift çift ele almak ortaya çıkan sonuçları da kendi arasında işleme tabi tutmak gerekir.

    53. Sayfa
    SOUND LEVEL METERAynı yöntem sayesinde oktav band seviyeleri ile A ağırlıklı ses seviyeleri elde edilebilir. Sadece düzeltme faktörünün herbir oktav band seviyesine uygulanması gerekmektedir.125 Hz oktav band seviyesi 60 dB olsun. Tabloya göre 125 Hz’te dBA düzeltme faktörü -16.1 dB’dir. 60 dB- 16.1 dB= 43.9 dBA olacaktır.

    54. Sayfa
    SOUND LEVEL METERSLM’de kararsız gürültü düzeylerini ölçebilmek için gösterge biriminin iki ayrı F (fast) ve S (slow) yanıt özelliklerini taşıması ilkesi göz önünde tutulmuştur.İlgili düğme F’ye getirildiğinde kararsız gürültü düzeyleri hızlı olarak izlenebilmektedir.Eğer gürültü kararlı ise başka bir ifadeyle düzeylerde büyük sapmalar yoksa ilgili düğme S konumuna getirilerek ölçüm yapılmaktadır. Bazı özel SLM’ler F ve S’nin dışında F’den daha hızlı üçüncü bir yanıt özelliğine sahiptirler. I olarak gösterilen bu yanıt özelliğinde darbe türü gürültülerin ölçümü yapılmaktadır.

    55. Sayfa
    SOUND LEVEL METERGelişmiş SLM’ler, ses düzeylerinin zamana göre integralini almaya olanak sağlayan elektronik devreler ile donatılmıştır. Bu tür SLM’ler vasıtasıyla, Eşdeğer Sürekli Ses Düzeylerini (Leq) ve Ses Etkilenim Düzeylerini (SEL) ölçüm olanağı bulmaktadır. SEL ölçümü için, gürültü çıkaran işlem ya da araç gürültü yaymayı sürdürdüğü sürece ölçüm alınır.Leq için ise genellikle belli bir süre için örneğin 5 dakika sürdürülür.

    56. Sayfa
    MİKROFONLARSes ölçme sistemleri, ses basınç varyasyonlarını elektrik analoglarına çevirmek için mikrofon kullanmaktadırlar. Mikrofonlar, akustik enerjiyi elektrik enerjisine çeviren cihazlardır.Mikrofon, gürültü ölçüm sisteminin en önemli parçasıdır.Transduser olarak işlev görmektedir.Akustik ölçümlerde kondansatör, elektret veya piezoelektrik mikrofon kullanılmaktadır.

    57. Sayfa
    MİKROFONLARGenellikle aşağıdaki mikrofon tipleri kullanılmaktadır. Dinamik (Manyetik,Bobinli) Mikrofonlar, Şeritli Mikrofonlar, Karbonlu Mikrofonlar, Kondansatörlü (Kapasitif) Mikrofonlar, Elektretli MikrofonlarPiezoelektrik (Kristalli) Mikrofonlar

    58. Sayfa
    MİKROFONLARMikrofon seçiminde dikkat edilecek faktörler, mikrofonun kullanıldığı yere ve amaca göre dört kısma ayrılır. Bu faktörler;Empedans, Duyarlılık, Frekans Karakteristiği, Yön Karakteristiğidir.

    59. Sayfa
    Kondansatör (Kapasitif) Mikrofon Statik elektriklenme esasına göre çalışan mikrofon tipidir. Şekilde görüldüğü gibi kapasitif mikrofonlarda ses dalgalarının basıncı, ince metal diyaframı etkiler. Diyaframın esnemesiyle kondansatör gibi çalışan düzeneğin kapasitesi değişir. Bu değişim sesin özelliğine göre çıkışta elektrik sinyalleri oluşturur. Bu tip mikrofonlar yüksek kalite istenilen yerlerde kullanılır.

    60. Sayfa
    Kondansatör (Kapasitif) Mikrofon Avantajları;Frekans cevabı iyidir (50-15000 Hz)Yeterli hassasiyet vardırFarklı ebatlarda olabilirKendi sesi azdır, bu nedenle dinamik aralığı iyidir.Mekanik vibrasyona hassasiyeti azdır.Ne kadar küçük olursa yüksek frekans cevabı da o kadar iyi olur.Dezavantajları;KırılgandırGüç desteği gerekirNeme hassastır

    61. Sayfa
    ELEKTRET MİKROFONHalka biçimindeki ince bir yarı iletken maddenin iki yüzü, üretim aşamasında elektrostatik yöntem kullanılarak artı (+) ve eksi (-) ile yüklenir. Bu elektrik yükü yarı iletken maddenin özelliğinden dolayı yıllarca aynı değerde kalır. Elektret kapsül, kristal mikrofonlarda olduğu gibi diyaframa bağlanmıştır. Diyafram titreştiğinde, elektret de hareket eder. Bu da kapsülün moleküler yapısını değiştirerek elektrotlar arasında bir gerilim oluşmasını sağlar.

    62. Sayfa
    ELEKTRET MİKROFONKondansatör mikrofonun bir varyantıdır.En büyük avantajı yüksek nem koşullarında çalışabilmesidir.Dış polarizasyon voltajına dolayısıyla güç kaynağına gereksinim yoktur.Kondansatör mikrofonun diaframı yerine ince elektret tabaka vardır.Elektret mikrofonların teknik özellikleri:Dirençleri (empedansları) yüksektir.Boyutları küçük olduğundan yaka mikrofonu olarak kullanılmaya uygundur.Hassasiyetleri yüksektir.İlave bir DC üreteciyle besleme yapmaya gerek duymazlar.Frekans bantları geniştir. Yani alçak ve yüksek frekanslı sinyalleri dengeli olarak algılarlar.

    63. Sayfa
    PİEZOELEKTRİK (KRİSTAL) MİKROFONKuartz (quartz), roşel (rochelle) tuzu, baryum, turmalin gibi kristal yapılı maddelere basınç uygulandığında üzerlerinde elektrik akımı oluşur. Bu akım, basıncın kuvvetine ve frekansına göre değişir. İşte bu esastan yararlanarak kristal mikrofonlar yapılmıştır. Kristalli mikrofonlarda, kristal madde çok ince iki metal elektrot arasına yerleştirilmiş ve bir pin (küçük çubuk) ile diyaframa tutturulmuştur. Ses titreşimleri diyaframı titreştirince kristal de titreşmektedir. Kristaldeki titreşim ise AC özellikli sinyallerin oluşmasını sağlamaktadır.

    64. Sayfa
    PİEZOELEKTRİK MİKROFONKristal mikrofonların bazı teknik özellikleri I. Kaliteleri yüksektir.II. Hassas yapılıdır.III. Kristalin ürettiği gerilimin değeri çok küçük olduğundan mikrofonun içine mini bir ön yükselteç (preanfi) monte edilir.IV. Mikrofonun yapımında kullanılan kristal, nem, sıcaklık ve güneş ışığından uzak tutulmalıdır.V. Kristal, sarsıntı, düşürme ve çarpmalardan dolayı bozulabileceğinden, bu tip mikrofonların özenle kullanılması gerekir.

    65. Sayfa
    DİNAMİK (MANYETİK) MİKROFONLARŞekilde iç yapısı görülen dinamik mikrofonun diyafram (membran, kon, esnek zar) adı verilen kısmına gelen ses titreşimleri bu elemanın salınım yapmasına neden olur. Titreşen diyafram ise kendisine tutturulmuş olan çok hafif hareketli bobini titreştirir. Silindirik yapılı bir doğal mıknatısın içine yerleştirilmiş olan bobin ise gelen ses dalgalarının frekansında (AF: alçak frekans) elektrik sinyalleri üretir. Üretilen elektrik sinyallerinin değeri son derece küçük olup, 1-10 mV düzeyindedir.

    66. Sayfa
    KARBON TOZLU MİKROFONLARKarbon tozlu mikrofonlar şekilde görüldüğü gibi bir hazne içinde doldurulan karbon tozu zerrecikleri ve esnek diyaframdan oluşmuştur. Ses dalgaları alüminyum diyaframa çarpınca bu eleman titreşerek karbon zerreciklerinin sıkışıp gevşemesine yol açar. Tozlar sıkışınca akımın geçiş yolu kısalacağından direnç azalır. Tozlar gevşeyince ise akımın geçiş yolu uzayacağından direnç yükselir. İşte bu işlem esnasında sesin şiddetine göre karbon tozlarından geçen akım değişken özellik gösterir. Karbon tozlu mikrofonların çalışabilmesi için bir DC besleme kaynağına gereksinim vardır. Bu tip mikrofonların empedansları 50 ohm dolayında olup çok küçüktür. Ayrıca, kömür tozları zamanla özelliğini kaybettiğinden mikrofonun hassasiyeti bozulmaktadır. İşte bu nedenle günümüzde çok kullanılan bir mikrofon tipi olmayıp, eski tip telefonlarda vb. karşımıza çıkmaktadır.

    67. Sayfa
    ŞERİTLİ MİKROFONLARŞekilde görüldüğü gibi  manyetik alan içine yerleştirilmiş ince bir alüminyum ya da kalay levhaya ses sinyalleri çarpınca, manyetik alan içinde hareket eden levhada ses frekanslı akım oluşur. Şeritli mikrofonların empedeansı çok düşük, kaliteleri yüksektir. Sarsıntıdan, rüzgârdan olumsuz etkilendiklerinden kapalı ortamlarda kullanılırlar.

    68. Sayfa
    MİKROFONLARMikrofonlar, polar cevap paternlerine göre de sınıflandırılmaktadırlar. Polar cevap paterni, mikrofonun farklı yönlerden ya da açılardan gelen sesleri nasıl aldığını ifade etmek için kullanılır. Bunlar;Omnidirectional mikrofonlarUnidirectional mikrofonlarCardioid mikrofonlarSubcardioid mikrofonlarSupercardioid mikrofonlarHypercardioid mikrofonlarShotgun mikrofonlarBi-directional mikrofonlar

    69. Sayfa
    OMNIDIRECTIONAL MİKROFONLAROmnidirectional mikrofonlar, basınç (pressure) prensibine göre çalışırlarken, diğer mikrofonlar basınç eğilimi (pressure gradient) prensibine göre çalışırlar.Omnidirectional mikrofonlar, tüm yönlerden gelen sesleri alırlar. Hangi yönden gelirse gelsin sesler bu mikrofonlarda ‘reject’ edilmezler.Polar cevap paterni, yandaki şekilde gösterilmektedir.En doğal ses bu mikrofonlar vasıtasıyla elde edilir.

    70. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLARBu tip mikrofonlar belirli yönlerden gelen sesleri alırlarken diğer yönlerden gelen sesleri almazlar.Cardioid mikrofon, polar cevap paterni kalbe benzediği için bu ismi almışlardır.Önde gelen seslere maksimum hassasiyet gösterirlerken, arkadan gelen sesleri almazlar.

    71. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLARSupercardioid mikrofonlar, cardioid’e göre önden gelen sesler için daha dar bir ses alımına sahipken arkadan gelen seslere de biraz hassasiyet göstermektedir. Diğer yönlerden gelen sesleri almadıkları için en sık vokal veya konuşma mikrofonlarında kullanılmaktadırlar.

    72. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLARHypercardioid mikrofonlar, supercardioid’e göre önden gelen sesler için daha dar bir ses alımına sahipken arkadan gelen seslere biraz daha fazla hassasiyet göstermektedir. Diğer yönlerden gelen sesleri almadıkları için en sık vokal veya konuşma mikrofonlarında kullanılmaktadırlar.

    73. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLARBi-directional mikrofonlar esas olarak önden ve arkadan gelen sesleri eşit olarak alırlarken diğer yönlerden gelen sesleri almazlar.Şeritli mikrofonların cevap paternleri bu şekildedir.

    74. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLARShotgun mikrofonlar, yüksek oranda ‘directionality’ özelliğine sahiptirler.Arkadan ve yanlardan gelen seslere daha az hassasiyet gösterirken önden gelen seslere maksimum düzeyde hassasiyet gösterirler.Belirli bir mesafedeki sesleri almak için kullanılırlar.Sıklıkla TV, film ve vahşi hayat belgesellerinde kullanılırlar.

    75. Sayfa
    UNIDIRECTIONAL MİKROFONLAROmnidirectional mikrofonlara göre daha dar bir cevap paternine sahiptirler. Önden ve yanlardan gelen seslere daha fazla hassas iken arkadan belirli bir mesafeden sonra gelen sesleri almazlar.

    76. Sayfa
    MİKROFONLAR

    77. Sayfa
    MİKROFONLARKAYNAKÇA:Gelfand A.S. (2001) Essentials of Audiology, acoustics and sound measurement, syf 1-36.Martin F.N. ve Clark J.G. (2003). Introduction to Audiology, sound and its measurement, syf 23-65.www.google.com internet arama motoruKatz, J. (2002). Handbook of Clinical Audiology, psychacoustics, syf 33-50.Belgin, E ve Çalışkan, M. (2004). Çalışma yaşamında gürültü ve işitmenin korunması, gürültü: kavram ve yaklaşım, 17-25.

    78. Sayfa
    DİNLEDİĞİNİZ İÇİNTEŞEKKÜR EDERİM

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.