Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Şiir ve Gelenek Nedir

Şiir ve Gelenek Nedir

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-12-08 07:58:22

    Cevap : Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.
    Bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen kültürel değerlere, alışkanlıklara bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir. Düğün geleneği, mevlid geleneği, bayram geleneği… gibi.

    Şiir geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Geleneği oluşturan şairler arasında sanat anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydın, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır.
    Örneğin Murat Çobanoğlu, geleneği Türk edebiyatının başlangıç tarihine dayanan halk edebiyatının bir temsilcisidir. O, dörtlüklerle ve hece vezniyle şiir kozasını oluştururken içinde yaşadığı kültürel ortamın etkisiyle farklı kavramlara ve kelimelere yer vererek geleneğin içinde özgünleşmiştir.

    Türk edebiyatında üç şiir geleneği vardır:

    1. Halk Şiiri Geleneği ve Özellikleri
    Halkın içinden yetişmiş ve çoğu okur-yazar olmayan sanatçılar tarafından oluşturulmuştur.
    Şiirler, sade bir halk Türkçesiyle söylenmiştir.
    Nazım birimi olarak dörtlük kullanılmıştır.
    Hece vezni kullanılmıştır.
    Kafiyeye önem verilmiştir.
    Aşk, tabiat, tasavvuf, yiğitlik gibi konular işlenmiştir.
    Şiirler hazırlıksız olarak söylenmiştir.
    Genellikle yarım kafiye kullanılmıştır.
    Gelenek usta-çırak ilişkisiyle bugüne kadar gelmiştir.
    Koşma, semai, varsağı, destan, ilahi, nefes, mani, türkü gibi nazım şekilleri vardır.
    Halk şiiri geleneğinin en güçlü temsilcileri Karacaoğlan, Âşık Seyrani, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu, Yunus Emre, Kaygusuz Abdal, Erzurumlu Emrah ve Gevheri’dir.
    Bu geleneğin son dönem temsilcileri arasında Âşık Veysel, Murat Çobanoğlu, Âşık Reyhani, Âşık Şeref Taşlıova ve Âşık Mahzuni’nin önemli bir yeri vardır.

    Örnek: 
    Avşar Elleri  
    Kalktı göç eyledi avşar elleri
    Ağır ağır giden eller bizimdir
    Arap atlar yakın eyler ırağı
    Yüce dağdan aşan yollar bizimdir
    Belimizde kılıcımız kirmani
    Taşı deler mızrağımın temreni
    Hakkımızda Devlet Vermiş Fermanı
    Ferman padişahın dağlar bizimdir
    Dadaloğlum yarın kavga kurulur
    Öter tüfek davlumbazlar vurulur
    Nice koç yiğitler yere serilir
    Ölen ölür kalan sağlar bizimdir
    Dadaloğlu

    2. Divan Şiiri Geleneği ve Özellikleri
    Divan edebiyatı, saray ve çevresinde gelişen ve aydın zümreye hitap eden bir edebiyattır. “Klasik Türk Edebiyatı” ismiyle de anılır.
    Bu döneme ait şairlerin, şiirlerini topladıkları “divan” adı verilen birer defterleri vardır. Her şairin bir divanı olduğu için, divan edebiyatı ifadesi daha yaygındır.
    Divan şiirinin dilinde Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalar sıkça görülür. Bu dönemin Türkçesine “Osmanlı Türkçesi” denir.
    Nazım birimi beyittir.
    Aruz vezni kullanılmıştır.
    Şiirlerde aşk, tabiat, din, tasavvuf gibi genellikle ferdi konular işlenmiştir.
    Şiirlerde konu bütünlüğüne ve bütün güzelliğine değil, beyit güzelliğine yer verilmiştir. Yani en güzel şiiri yazmak değil, en güzel beyti yazmak amaçlanmıştır
    Kaside, gazel, mesnevi, murabba, terkib-i bend, rubai, şarkı gibi nazım şekilleri vardır.

    Örnek:
    Gazel
    Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın kâfir
    Aman dünyayı yaktın ateş-i sıızan mısın kâfir
    Nedir bu gizli gizli ahlar çak-i giribanlar
    Aceb bir şuha sende âşık-ı nalan mısın kâfir
    Sana kimisi canım kimi cananım deyü söyler
    Nesin sen doğru söyle can mısın canan mısın kâfir
    Niçin sık sık bakarsın öyle mirat-ı mücellaya
    Meğer sen dahi kendi hüsnüne hayran mısın kâfir
    Nedim-i zarı bir kâfir esir etmiş işitmiştim
    Sen ol cellad-ı din ol düşmeni iman mısın kâfir
    Nedim

    3. Modern Şiir Geleneği ve Özellikleri
    Bu şiir geleneğinde şiirde ölçünün, nazım biriminin ve kafiyenin şart olmadığı savunulmuş ve ölçüsüz ve kafiyesiz şiirlerin örnekleri verilmiştir.
    Sanatlı söyleyişin yerine yalın ve tabii söyleyiş benimsenmiştir.
    Her türlü konu işlenmiştir.
    Nazım birimi kullanılmamıştır.
    Serbest şiir tarzı benimsenmiştir.
    Şiirlerde sözcük dizilişi ve iç ahenk ön plandadır.

    Örnek:
    Anlatamıyorum
    Ağlasam sesimi duyar mısınız, 
    Mısralarımda; 
    Dokunabilir misiniz, 
    Gözyaşlarıma, ellerinizle?
    Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, 
    Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
    Bu derde düşmeden önce.
    Bir yer var, biliyorum;
    Her şeyi söylemek mümkün;
    Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
    Anlatamıyorum.
    Orhan Veli KANIK

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.