Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Sosyal ödevi : Kılık kıyafet inkılabından önce-sonra

Bu Sosyal ödevi : Kılık kıyafet inkılabından önce-sonra resimleri ve 1 cümle anlatımları ...Vee resimmlii olsun lütfen resimsizleri kabul etmeyeceğim.

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-11-23 14:02:59

    Cevap : Ekteki sunumda gayet güzel resimleriyle anlatılmış.

    Cumhuriyetin ilanından önce kılık kıyafet
    Osmanlı devri kadınlarının kıyafetleri sokak ve ev içi giyimi olarak ayrılıyordu. 16.yüzyıl başlarından itibaren kadınlar sokak kıyafeti olarak ferace, yaşmak ve peçeyi kullandılar. Kışın yünlü, yazın ipekli kumaşlardan yapılan feraceler kolları ve bedeni bol, önden açık ve yere kadar inen bir giysi türüydü. 18. yüzyıldan itibaren feracelere yakalar takılmış ve bu yakalar II. Mahmud döneminde topuklara kadar uzamıştı. 19. yüzyılın ikinci yarısında ön etekler yuvarlak kesimli, tek düğmeli, yakalar kırmalarla süslenmişti. Feracelerin renklerinden giyenin Müslüman veya gayrimüslüm olduğu anlaşılıyordu.
    Müslümanlar kırmızı, mavi, yeşil renklerde, gayrimüslimler ise daha açık renklerde ferace giyiyorlardı.Yaşmaklar ise ince, beyaz, yumuşak kumaştan, başın etrafına sarılarak kaşa kadar örten üst parça ve yüzün alt kısmını burna kadar örten alt parçadan oluşuyordu. 1872’den sonra feracenin yanı sıra kullanılmaya başlanan çarşaf Suriye’den gelmişti. Osmanlı’da kadınlar; şalvar ve entarinin üzerinde kuşak ve kemer kullanılırdı.
    Dokuma kumaşlardan yapılmış kemerler kullanıldığı gibi, madeni kemerler de bele takılırdı Şalvarı bele bağlayan bütün kuşağa uçkur adı verilmekte idi. Uçkur bağlandıktan sonra belden aşağı sarkıtılan uçkurun uçlarına, güzel işlemeler yapılırdı. Şalvarın üzerine, bürümcük adı verilen kumaştan yapılmış gömlekler giyilir, bürümcük kumaşlar ipek ipliği ile pamuk ipliği de kullanılarak dokunurdu.
    Kadınlar ayaklarına evde ve sokakta yün ve pamuktan yapılmış çoraplar giyerlerdi. Köylerde, elde beş şişle örülen köylü çorapları çeşitli renklerden yapılmış motiflerden oluşmaktaydı. Varlıklı ailelerde, ayaklara mercan terlik, deriden yapılmış kısa ve uzun konçlu çizme, sedef kakmalı nalınlar giyilirdi. Halk arasında ise, keçe, çizme, çarık, dolak sade nalınlar ve yemeniler giyilmekteydi. Ancak sokakta Müslüman ve gayrimüslim kadınların ayırt edilebilmesi için için ferace ve ayakkabılarını statülerini belirleyici renklerde giymeleri öngörülmüştü. Müslümanlar sarı, Ermeniler kırmızı, Rumlar siyah, Museviler mavi ayakkabı giyerlerdi. Müslüman kadınlar kırmızı yeşil mavi gibi renklerde ferace giyerken gayrımüslümlerin eraceleri daha açık renklerde olurdu; yeşil renk giymeleri ise özellikle yasaklanmıştı.
    Erkekler ise ayaklarına tulumbacı yemeni veya ökçeli, altı kalın köseleli, çivili yemeni adı verilen arkaları basık ayakkabılar giyerlerdi. Burun kısmı sivri kesilen deriden yapılan, topuk ve yan kısımlarına ip geçirilerek ayak gibi şekil verilen çarık, köylü halk arasında giyilirdi. Çarık, cumhuriyet döneminde de bir süre daha çobanlar tarafından keçeden yapılmış, kebe ile birlikte giyilmiştir. Erkek giyiminde daha çok bele kuşak takılarak, potur ve ağlı şalvar giyilmiştir. Elbiselerin üzerine bölgelerin farklılıklarına göre, camadan, fermene, kolsuz camadan, kavuşturmalı yelek, mintan, salto giyilir, başı örtmek için fes kullanılırdı. Potur; karapınar, rusçuk, tek gözlü ve kulaklı olmak üzere dört çeşittir.

    Cumhuriyetten Sonra
    Cumhuriyet’in ilan edildiği 1920’lı yıllar değişimi ve umudu simgeliyordu.
    Hemen hemen her konuda yapılan hızlı ve radikal değişimler modada da etkisini göstermiş, kılık-kıyafet devrimi yapılmış, Batılı çizgi benimsenmişti.
    Erkek giyiminde İngiliz tarzı örnek alınıyordu.
    O dönem erkeklerin hayatındaki pantolon askısının yerini kemer aldı. Türk erkeği şort, bere ve pijama ile tanıştı.
    Mayo ve güneşlenme şortları da adeta ‘trend’ oldu.
    Ama giyimdeki değişim asıl kadını etkiledi. Çünkü yaşanan radikal bir değişimdi. O dönem Batı’dan gelen akımla uzun saçların yerini kısa saç aldı.
    Osmanlı döneminden kalma “beyaz tenli kadın makbuldur” düşüncesi de yerini “bronz ten”e bıraktı. Türk kadını güneşlenmeye ve yanmaya özen gösterdi. Yine aynı dönem jartiyerli çoraplar ve kısa saçın üzerine takılan ‘cloche’ şapkalar Türk kadınının hayatına girdi.
    Atatürk Türk kadını için belirlediği Batı kadını imajını ilk önce eşi Latife Hanım’la Türkiye’ye gösterecekti.
    1930’lu yıllarda dün dünyayı vuran ekonomik kriz modaya da sadeliği getirdi. Uzun saçlı olmayı engelleyen cloche şapkaların modası geçmeye başladı…
    1940’lı yıllara gelindiğinde ise Türk kadını naylon çorapla tanışacaktı.
    1950’li ve 60’lı yıllarda moda rüzgarlarının yönü Avrupa’dan çok Amerika’ydı… 50’li yıllar Türkiye’nin çok partili hayata geçişi ve Amerika’yla kurulan yeni ilişkiler etkisini giyim kuşamda da gösterdi.
    Hollywood filmleriyle tanışan Türk halkı da “Amerikan Rüyası”ndan etkilendi. Etek boyları kısaldı. 1950’li yılların kadını göğüslerini kaldıran, belini incelten, vücudunun siluetine hükmeden korselere adeta aşıktı.

    Ancak 1960’lara gelindiğinde modadaki değişim rüzgarından Türk kadını da etkilendi. O dönem etek boylarında kısalma ve bedende belirli bir rahatlamaya yol açan çuval elbiseler kadınların hayatındaki yerini aldı.
    1960 darbesiyle sonuçlanan sürecin ardından Türkiye 61 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamını yaşıyordu. Bu dönem tasarımlar ”ultra modern”likle tanıştı.
    Yeni ve daha özgür bir görünüme ulaşmanın yolu açıktı: Etekleri kısaltmak.
    1960’ların sonlarına gelindiğinde dünyada başkaldırının, kadın, azınlık ve çevre hareketlerinin tohumlarının atılıyordu. Türkiye ise bu akımdan ancak 70’li yılların başında etkilenecekti.
    Avrupa’daki öğrenci hareketleri Türkiye’yi de etkiledi. Genel ahlak kurallarındaki özgürleşme modaya da yansıdı. O dönem eteklerin boyu kalça hizasına kadar çıktı. Gözler bu kısalığa alıştı, pek çok Türk kadını da mini eteğe dolabında geniş yer ayırdı.
    O dönem dize kadar çıkan botlar, geniş kemerler, büyük omuz çantaları, bilek hizasında eldivenler, yapay mücevherler ve çok büyük gözlükler moda oldu.


    Diğer Cevaplara Gözat

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    Geçmişten Geleceğe1. Geçmişte kullanılan kıyafetler hakkında neler biliyorsunuz ? Söyleyiniz.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    2. Sayfa
    Geçmişten GeleceğeCumhuriyetten önce kadınlar ; Çarık , çarşaf , peçe gibi giysiler giyerlerdi.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    3. Sayfa
    -Cumhuriyetten önce erkekler ;Yemeni , cebken , fes , şalvar gibi giysiler giyerlerdi.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    4. Sayfa
    Cumhuriyetten Sonra Yapılan Yenilikler1. Fes , çarık , çarşaf , şalvar gibi kıyafetler kaldırıldı. Günümüzdeki modern giysiler giyilmeye başlandı.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    5. Sayfa
    -2. Medreseler kapatıldı. Günümüzdeki modern okullar açıldı.3. Arap harfleri kaldırıldı. Yerine Türk Alfabesi kabul edildi.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    6. Sayfa
    -4. Soyadı Kanunu çıkarıldı.5. Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.Bunların yanında Atatürk önderliğinde birçok alanda yenilikler yapılmıştır.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    7. Sayfa
    Değerlendirme 1. Geçmişte kullanılan kıyafetlerle günümüzdeki kıyafetler birbirine benziyor mu ? Açıklayınız. 5- 7 cümle ile defterinize yazınız.ZİYA FIRINCIOĞULLARI

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.