Sosyolojinin bağımsız bir bilim dalı haline gelmesinde etkili olan faktörler nelerdir
sosyolojinin bağımsız bir bilim dalı haline gelmesinde etkili olan faktörler nelerdir sorusunun cevabı nedir?
Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
İşte Cevaplar
Cevap :
Sosyoloji' nin Bağımsız Bir Bilim Oluşu:
Sosyolojinin felsefeden ayrılarak bağımsız bir bilim haline gelmesi 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Sosyolojinin ortaya çıkmasında en etkili olan olay sanayi devrimidir. Sosyolojinin ortaya çıktığı zemine baktığımızda artan bir toplumsal değişmenin, buhranın açıklanması üzerine teşekkül ettiğini görüyoruz. Batı’da ortaçağ döneminde çeşitli kurumlar mevcuttu. Bunların, ortaçağda siyasi sistemlerini feodal beyler, ekonomik sistemlerini burjuvazi, dini sistemlerini kilise, yerleşim biçimlerini ise köyler oluşturuyordu. Bu kurumlar özellikle yaşanan Rönesans, Reform, Sanayi Devrimi, Fransız İhtilali gibi süreçlerden etkilenerek tam bir değişme yaşadı. Siyasi sistemleri feodal beylerden ulus devletlerine, ekonomide, insanlar özellikle sanayi devrimiyle beraber şehirlere göç etmesiyle beraber, sanayi tesislerinde çalıştılar. Dolayısıyla burjuvazi gücünü kaybetti. Din alanında özellikle reform ile beraber kilise sarsıldı, Protestanlık ortaya çıktı. Bu süreçte insanlar kiliselerden uzaklaştilar. Zaten insanların sürekli çalışması da kiliseye gitmelerinin önünde bir engel teşkil ediyordu. Yerleşim biçimleri de doğal olarak değişmişti, bu süreçte. Köylerde yaşayan nüfus şehirlere göç ediyordu. Şehirleşme çok büyük bir ivme kazanıyordu.
Diğer Cevaplara Gözat
Sosyoloji' nin Bağımsız Bir Bilim Oluşu:
Sosyolojinin felsefeden ayrılarak bağımsız bir bilim haline gelmesi 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. Sosyolojinin ortaya çıkmasında en etkili olan olay sanayi devrimidir. Sosyolojinin ortaya çıktığı zemine baktığımızda artan bir toplumsal değişmenin, buhranın açıklanması üzerine teşekkül ettiğini görüyoruz. Batı’da ortaçağ döneminde çeşitli kurumlar mevcuttu. Bunların, ortaçağda siyasi sistemlerini feodal beyler, ekonomik sistemlerini burjuvazi, dini sistemlerini kilise, yerleşim biçimlerini ise köyler oluşturuyordu. Bu kurumlar özellikle yaşanan Rönesans, Reform, Sanayi Devrimi, Fransız İhtilali gibi süreçlerden etkilenerek tam bir değişme yaşadı. Siyasi sistemleri feodal beylerden ulus devletlerine, ekonomide, insanlar özellikle sanayi devrimiyle beraber şehirlere göç etmesiyle beraber, sanayi tesislerinde çalıştılar. Dolayısıyla burjuvazi gücünü kaybetti. Din alanında özellikle reform ile beraber kilise sarsıldı, Protestanlık ortaya çıktı. Bu süreçte insanlar kiliselerden uzaklaştilar. Zaten insanların sürekli çalışması da kiliseye gitmelerinin önünde bir engel teşkil ediyordu. Yerleşim biçimleri de doğal olarak değişmişti, bu süreçte. Köylerde yaşayan nüfus şehirlere göç ediyordu. Şehirleşme çok büyük bir ivme kazanıyordu.
Tüm bu gelişmelerin neticesinde birtakım toplumsal problemler ortaya çıkmaya başladı. Batı toplumunun bu süreçlerden önce bilmiş oldukları sistem çöktü. Bunun neticesinde Saint Simon, August Comte, Durkheim gibi kimseler bu toplumsal problemlere cevap üretip yeni bir sistem oluşturmaya çalıştı. İşte modern sosyoloji böyle bir ortamda doğdu. Yani sosyolojinin doğduğu zemin bir kriz ve buhran dönemidir. Bu krizleri çözmek için böyle bir ilme ihtiyaç duyulmuştur.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap Yaz Arama Yap