Stelyanos Hrisopulos Gemisi adlı öykü, Sait Faik Abasıyanık’ın ilk baskısı 1936 yılında yapılmış olan Semaver adlı öykü kitabındaki on dokuz hikâyeden biridir.

Burgaz Ada'da fakir, yaşlı bir Rum balıkçısının torunu olan Trifon bir metre uzunluğunda, beyaza boyalı yelkenli gemi yapmıştır. Burgaz Ada'da yaşayan diğer çocuklar Trifon’un yaptığı bu gemiye hayranlıkla ve kıskançlıkla bakmaktadır. Trifon  bu gemiye büyükbabasının adı olan Stelyanos Hrisopulos Gemisi adını vermiştir.

Trifon bir gün bu gemisini denize indirmeye karar verir.  Burgaz adanın diğer kıskanç çocukları ise pusuya yatmışlar hatta Trifon gemiyi denize indirdiğinde batıracak şekilde bir de tuzak hazırlamışlardır. Trifon gemiyi denize indirir. Gemi hafif yana yatmış bir şekilde  pupa yelken  giderken, soba borusundan yapılmış bir top, çamların içinden patlar. Atılan bu taş geminin yanına isabet eder. Arkasından gemiye doğru bir taş yağmuru başlar ve bu güzelim gemi bu çocuklar tarafından batırılır..

Stelyanos Hrisopulos Gemisi’nde birbirine oldukça bağlı bir dede ve torunu anlatılır. Stelyanos Hrisopulos bir balıkçı, Trifon ise ona yardım eden torunudur. Sait Faik’in deniz ve balıkçılara olan ilgisini bu hikâyede görebiliriz. Yazar emekçi

Stelyanos’u hikâye boyunca tasvir eder. Deniz hem Stelyanos için hem de torunu Trifon için oldukça önemlidir. Denize müthiş bir şekilde bağlıdırlar. Bunu Sait Faik’in hikâyelerinde oldukça sık görebiliriz. “Hrisopulos ailesi bütün ölüleri ve iki tek canlısıyla güzel bir aileydi.” 

Bu cümle ile yazar, bu aileden yalnızca dede ve torununun kaldığını belirtir.