Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Tavsanlarda gelisim

Bu sorunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz.

Bu soruya 7 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Poseidon

    • 2017-03-10 14:10:43

    Cevap : Yavru tavşanlarda gelişme son derece hızlı olduğu için besin madde ihtiyaçları da son derece hızlıdır. Asla unutulmaması gereken bir şey var ise oda yavru tavşanın ergenliğe doğru ilerlerken asla ama asla sağlıksız beslenmemesi gerektiği olduğudur. Aşağıdaki yer alan listede bir yavru tavşanın büyüme grafiğidir. Elbette her yavru tavşanın bu grafiğe uyacak değildir.Beslenme alışkanlıkları, yaşam alanı, iklim, tavşan ırkı gibi pek çok etmen vardır. 8 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 155 gr. ağırlaşmaktadır. 10 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 169 gr. ağırlaşmaktadır. 12 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1359 gr. ağırlığında ve haftalık 127 gr. ağırlaşmaktadır. 14 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1812 gr. ağırlığında ve haftalık 113 gr. ağırlaşmaktadır. 16 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 84 gr. ağırlaşmaktadır. 18 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 70 gr. ağırlaşmaktadır. Bir yavru tavşan uygun bir şekilde beslenirse, 1. haftada doğum ağırlığının 2 katına ve 2 aylıkken sütten kesildiği zaman da doğum ağırlığının 28 katına çıkmaktadır. Bu çok hızlı bir gelişmedir.


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    hiranurparlak

    • 2017-04-02 06:21:53

    Cevap : 8 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 155 gr. ağırlaşmaktadır. 10 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 169 gr. ağırlaşmaktadır. 12 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1359 gr. ağırlığında ve haftalık 127 gr. ağırlaşmaktadır. 14 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1812 gr. ağırlığında ve haftalık 113 gr. ağırlaşmaktadır. 16 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 84 gr. ağırlaşmaktadır. 18 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 70 gr. ağırlaşmaktadır. Bir yavru tavşan uygun bir şekilde beslenirse, 1. haftada doğum ağırlığının 2 katına ve 2 aylıkken sütten kesildiği zaman da doğum ağırlığının 28 katına çıkmaktadır. Bu çok hızlı bir gelişmedir. Eğer bir yavru tavşan düzenli olarak beslenilmesi sonucunda hızlı bir büyüme gösermiş ise bundan korkulmamalıdır.
    Cevap Yaz Arama Yap

    ByDoğukan41

    • 2018-02-22 07:05:47

    Cevap : Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.


    Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml. , yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alama duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.

    Cevap Yaz Arama Yap

    ByDoğukan41

    • 2018-02-22 07:08:14

    Cevap :
    Eğer evde beslemek iin bir tavşan almaya karar verdiyseniz, onun çok hassas bir ev dostu olduğunu bilmelisiniz. Tavşan alırken dikkat etmeniz gereken önemli noktalar vardır. Tavşan seçerken mutlaka cinsiyetini bilerek alın, eğer satıcı size tavşanın cinsiyetini garanti edemiyorsa tavşanınız hamile olabilir, bu riski göze almayın. Tavşanınızı seçerken hasta görünümlü olmamasına dikkat edin, satıldığı kafesin çok fazla kalabalık ve kirli olmamasına özen gösterin. Tavşanınızın gözleri parlak olmalıdır, gözlerinde bir akıntı olmamalıdır, tüyleri temiz, burnu ise hafif nemli olmalıdır. Ayrıca cinsel organı ıslak ve kirli olmamalıdır. Tavşanların 6-8 haftalıktan önce satışa sunulmaması gerektiğini unutmamanızda fayda var. Tavşanınızın ortalama 5-10 yıl yaşayacağı düşünülürse, ona mümkün olduğunca dikkatli bakmak gerektiğini söylemeliyiz. Bu da düzenli besleme ve kafes temizliği anlamına gelmektedir. Tavşanlar da tıpkı kedi ve köpekler gibi bazı hastalıklara karşı aşılanırlar. Eğer tavşanınızı aldığınız yer size aşısız bir hayvan satıyorsa mutlaka veterinere başvurup gerekli aşıları yaptırmalısınız. 

    TAVŞAN BAKIMI 
    * Tavşanın kafesi rüzgara ve güneş ışığına maruz kalmamalıdır. 
    * Kafesi oda sıcaklığında barındırın. Kaloriferin yanına koymayın. 
    * Kafese bol bol talaş koyun. 
    * Suya ve yemine rahatlıkla erişebilmesi için suluğunu ve yemliğini uygun yerlere koyun. 
    * Onu özel yemleri ile besleyin. 
    * Özel tavşan aksesuvarları alın, böylece tavşanınız hareketsiz kalmaz, bu oyuncaklarla oynar. 


    Tavşan Beslenmesinde Dikkat Edilecek Nokta


    Tavşanların sindirim sistemi 6-8 aylığa kadar anca gelişir.Bu yüzden pet shoplardan alınan tavşanlar çiftliklerden gelmektedir.Bu yüzden ilk tükettikleri gıda kuru yemlerdir ve böylece sindirim sistemleri kuru yeme dayalı bir şekilde gelişir.Bundan sonrada kuru yem ile devam edilmelidir.Sebze-meyve gibi su içeriği yüksek gıdalar almaya başladıkları zaman sindirim sisteminde rahatsızlıklar oluşur.Bunun en belirgin özelliği dışkı yumuşaması veya ishal olmasıdır.



    Bu sulu yiyecekleri her tükettiklerinde ishal olacaklar diye bir durum söz konusu değildir.Ama ishal olma ihtimalleri vardır.Ve tavşanlar ishal olduktan sonra 24 saat içerisinde hekim desteği almalıdırlar.Bu olgu çok basit gibi gözükse de büyük şehirlerimizde alınan yavru tavşanların ancak %20'si hayatta kalabilmektedir.Bu çok büyük bir kaybın genel nedenini de beslenme ve bakım hastalıkları oluşturmaktadır.



    Tavşan besleyen kişilere tavsiyem onlar erişkin olmadıkça sebze ve meyve vermemeleridir.Ancak büyüdükleri zaman( 6-8 aylık) sadece haftada 1 kez bu gibi gıdaları verebilirler.Ama bu gıdaları vermenin herhangi bir mecburiyeti yoktur.çünkü onlar için üretilen yemler,onların günlük almaları gereken bütün gıdaları içermektedir.eğer bir sorun ile karşılaşıyorsanız yemini değiştirmek en iyi çözümdür.

    » Tavşanlarda Tırnak Bakımı


    Tavşanlarda tırnak bakımı periyodik yapılması gereken işlerden birisidir.Doğada tavşanların ayakları sürekli sert zemine bastığından ve kazınma hareketi yaptığından tırnakları aşınmaktadır.Ancak evimizde bu durum tam tersi bir durum gösteriyor.Bu yüzden zamanla tavşanımızın tırnakları uzamaktadır.Bu yüzden belirli sıklıklarla tavşanımızın tırnağını kesmemiz gerekmektedir.Kesmediğimiz takdirde normalden fazla bir uzama göstericek, zamanla yanlış yere basma ve tırnak kırılmaları sonucu ortopedik problemler ortaya çıkacaktır.Ayrıca uzun tırnaklar bize de zarar vercektir. 

    Tavşanlarımızın tırnaklarını incelediğimizde gözlenen iki bölüm vardır.Bunlar canlı ve ölü kısımların olduğu bölümlerdir.tırnak kesimi yapacağımız zaman canlı dokunun 0.5-1 cm önünden makasla kesilmesi uygundur.Burada gabiotan tipte tırnak makasları kesim açısından uygundur.

    » Tavşanlarda Beslenme


    Tavşanların sindirim sistemi diğer evcil hayvanlarımızdan farklılık göstermektedir. Bu farklılık onların besinlerden, özellikle sekumlarında ki fermentatif karakterli mikroorganizmalar sayesinde yararlanmalarından kaynaklanmaktadır.Tavşanların besinlerden optimum yarar sağlayabilmeleri için sekumlarında istenilen düzeyde bir mikroorganizma topluluğun sağlanmış olması gerekmektedir.Bu topluluğun sağlanması da yavru tavşanların sütten kesilmesinden hemen sonra başlar.Yani sütten kesimden sonraki yavru tavşanların beslenmesi onların hayatının geri kalanını direkt etkilemektedir.Bu dönemdeki herhangi bir yanlış beslenme geri dönüşü olmayan defektlere yol açar.Diğer evcillerimizin mama çeşitlerine bakıldığı zaman,erişkin ve yavru hayvanların mamalarının farklı olduğunu görürüz.Aynı durum tavşanlarda da söz konusudur.Bu yüzden tavşanlara mama alınırken onun yaşı göz önünde bulundurulmalıdır. 



    Tavşanlara verilecek gıdalardan bahsedecek olursak,sütten kesilen yavrulara verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır.Bunun nedeni yine sekumlarında ki mikroorganizma topluluğu ile ilişkilidir.Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların sekumlarında daha farklı mikroorganizmaların gelişmesine sebep olmakta ve istenilen mikro flora düzeyi gelişememektedir.Bunun sonucunda tavşanlarda ishal gelişmektedir.Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında yavruların kurtulma şansı çok düşük.Bu yüzden sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot ( kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.



    Beslenmede kaba yemin ( kuru ot ) önemi çok fazladır.Bunun birkaç nedeni vardır.Bunlardan biri ; tavşanların mideleri incelendiği zaman kas yapılarının çok zayıf olduğu gözlenmektedir.Bu nedenle midede biriken yem bloğu barsaklara kolayca itilememektedir.Bu bloğun barsaklara itilebilmesi için mideye yeni bir yemin girmesi gerekmektedir.Bu durumda tavşanlar sürekli bir beslenme içindedirler.Mideye sürekli pelet yem girişi de sindirim sistemini yormaktadır.Burada devreye ağırlıkça hafif hacimce yüksek kapasiteli kuru otlar girmektedir.Kaba yemlerin sekumda fermente edilmesi ile de, vitamin ( özellikle B ve K ) ve protein emilimi sağlanır.Tavşanlar kaba yem olarak kuru yoncayı büyük bir iştahla tüketirler.Kuru yoncanın diğer bir avantajı da vitamin A açısından zengin oluşudur.Vitamin A’ da yavruların gelişim dönemlerinde ki en önemli elemanlarından biridir.Asla unutulmaması gereken olgu,bu otların yaş olarak verilmemesidir. 



    Tavşanların diğer yem ihtiyacı yukarıda da belirttiğim gibi pelet yemlerdir.Hayvanlarda pelet yem verilmesinin nedenlerinin en başında,yemin homojen bir şekilde dağılmış olmasıdır.Tabii bu da dengeli bir beslenme demektir.Tavşanlara karışık yem verildiğinde içerisinden hoşuna gidenleri seçerek yediği gözlemlenebilir.Bu durum sadece tavşanlara özel değil,bütün evcillerde gözlenen bir durumdur.Kedi-köpek mamaları da bu yüzden homojen bir yapıya sahiptir.Son olarak, tavşanlara günlük taze su verilmesi unutulmamalıdır. 

    Tavşanlarda Diş Problemleri


    Tavşanlar bilindiği üzere kemirici evciller arasında yer almaktadır.Bu özellikleri ile de diş sağlığı onlar için hayati bir önem taşımaktadır.Tavşanları diğer evcil hatta kemirgenlerden ayıran bir özellik ise dişlerinin sürekli uzamasıdır.Bu diğer evcil hayvanlarda sadece ergin döneme kadar devam etmektedir.Bu yüzden gelişim çağında ki tavşanlarda çene yapısı hayatının geri kalan kısmındaki beslenmesinde direkt etkilidir.Dişlerin sürekli uzamasına bağlı tavşanlarda iç güdüsel bir kemirme olgusu ortaya çıkar.Bu kemirme sayesinde ön dişlerdeki düzenli aşınma,dişlerin sabit bir pozisyonda kalmasını sağlar.Bu kemirme hareketleri esnasında arka dişlerde birbirine sürterek aşınmış olur.Eğer çene yapısında bir bozukluk var ise,ön dişlerde cisimlerin kemirilmesi ile aşınma devam ederken arka dişlerde ki istenilen aşınma gerçekleştirilemez ve böylelikle arka dişlerde sürekli bir uzama gözlenir.Bunun sonucunda çene tam olarak kapanamaz.Çenenin tam olarak kapanmamasına bağlı olarak zaman içerisinde ön dişlerde gerekli kemirme pozisyonunu kaybeder.Ön dişlerde arka dişler gibi sürekli uzamaya devam ederken üst-alt dudak ve damağa baskı uygulayarak buralarda yaralanmalara sebep olur.Böyle bir durumdaki tavşanın yem ve su ihtiyacını karşılaması çok güçleşir.



    Yukarıda ki bu durumu anlatmamın sebebi,tavşanlarda bu durumun çok geç fark edilmesindendir.Çünkü dudaklar bu durumu fark ettirmeyecek kadar dişleri kamufle edebilmektedir.Eğer belirli periyotlarda beslediğimiz tavşanların dişlerini evimizde kontrol edebilirsek onları bu problem ile karşılaşmamalarını sağlamış oluruz.

    » Tavşanlarda Tuvalet Eğitimi


    Tavşanlarda tuvalet eğitimi olur mu acaba diye bir çok kişi düşünebilir. Evet böyle bir eğitim verebilmek mümkün. Öncelikle burada tavşanımızın yaşı da önem kazanıyor. Tavşanlar 3 aylıktan önce aldıkları eğitimleri tam alamıyorlar. Yani iyi bir eğitimin verilebilmesi için tavşanımızın 3 aylık bir yaşı geçmesi gerekiyor. Bu yaştan önce tabii alıştırmalara devam etmeliyiz. Ama eğitimin sonuçlarını 3 aylık bir yaştan sonra alabiliriz. 



    Tavşanlara tuvalet eğitimi verirken bilmemiz gereken bazı şeyler var. Tavşanlar stres olduklarında dışkılama eğilimi göstermektedirler. Onu kafesinin dışındayken fazla strese sokmamalıyız. Bize alışması için zaman tanımalıyız. Özellikle başlangıçta bize gelmekten, kucağa alınmaktan hoşlanmayabilirler. Bu yüzden o bize gelmeden, kucağımıza çıkmayı kendi istemeden onu zorlamamalıyız. Bir süre sonra zaten kendisi bize gelmeye çalışacaktır. Aksini yaptığımız sürece tavşanımız strese girecek ve olduğu bölgeye dışkılamaya çalışacaktır. 



    Normalde tavşanlar kafeslerinde bir bölgeye tuvaletlerini yapma eğilimindedirler. Ona bir tuvalet kabı aldıktan sonra içine bir miktar talaş koymalısınız. Daha sonra kafesinin içindeki dışkıları bu kaba koyun. Ayrıca bir kısım talaşı da idrarı ile ıslatarak bu tuvalet kabının içine koyun. Bu uygulamayı tuvalet kabına yapıncaya kadar uygulamalısınız. Tavşanınız ilk olarak size geldiğinde tuvalet eğitimini tam almadıkça, kafesinin dışarısında fazla dolaşmasına izin vermeyin. Mesela günlük olarak kafesinin kapısını açık bırakın 1-2 saat, kafesinden dışarı çıkması içinde onu zorlamayın, bırakın o istediği zaman dışarı çıksın. 



    Tavşanınızın kafesinde de yemliği biraz yüksek bir yere takın. Yoksa tuvaletini bu kaba yapma eğilimine girebilir. Eğer tuvaletini buraya yapmaya başladı ise, bu kabı tuvalet kabı olarak kullanmaya devam edin. Yem koymak için başka bir kap kullanmaya başlayın.
    Cevap Yaz Arama Yap

    ByDoğukan41

    • 2018-02-22 07:19:42

    Cevap : TAVŞANLAR HAKKINDA


    TAVŞAN BİLDİRİSİ  ('.')

    1) Ömrüm cinsime ve bakımıma göre değişir ama ortalama 7-12 yıl yaşarım, bana en az 10 yılınızdan güzel anlar ayırmalısınız.
    2) Asla kürküm ve etim için beni almayı, iş kurmayı düşünmeyin, ben; kedi ve köpek gibi sizin dostunuzum..
    3) Diğer hayvanlar gibi canım acıdığında bağıramam, hasta olduğumda söyleyemem, fazla bir tepki veremem ama çok narinim, bana lütfen çok iyi davranın ve unutmayın ben bir hayvanım, asla sizin gibi olamam ve benim de sizler gibi haklarım var..
    4) Doğam gereği sürekli kemirmek zorundayım, bunun için bana evinizde uygun bir yaşam alanı sunun ki sonradan cezalandırmaya kalkmayın.. Ben katiller, dolandırıcılar gibi suç işlemem.. Kabloları, gazeteleri, kağıtları, kartonları, naylon torbaları, evdeki bitkileri, battaniyeleri, kazakları, kumaş parçaları, çarşafları ölmemem için benden mutlaka uzak tutun..
    5) Her canlı gibi ben de su içerim, hem de çok içerim, büyüklüğüme göre günde 300-600 ml tüketirim, susuz kalırsam ölürüm, bana mutlaka petshoplarda satılan özel tavşan suluklarından alın, mümkünse 1 lt'liklerden alın, suyumu hergün yenilemeye, suluğumu düzenli temizlemeye özen gösterin, siz de kirli bardaktan su içmezsiniz değil mi?
    6) Her gördüğüm yiyeceğe saldırabilirim ama sakın bana herşeyi vermeyin, ben otçul bir hayvanım, Petshop, Mısır Çarşısı gibi yerlerde satılan özel tavşan yemlerinden alın, içinde bol tahıl (Buğday, tuzsuz çekirdek, kabak çekirdeği, mısır, pirinç, darı, mercimek çeşitleri, çedene, yulaf...) ve kurutulmuş sebze (Havuç,bezelye..) de bulunmalı, günde 2 defa belli bir ölçüde yem vermeniz yeterli, ayrıca hergün bir sebze veya meyvenin çeyreğini de verin çünkü fazlası beni ishal yapar ve ölmeme sebep olur.. Önümüzde ise sürekli kuru ot ve samanımız olmalı, kuru yonca da çok severiz ve ana besinlerimizdendir, bir öğünümüzün %75' inin saman ve kuru otlardan oluşması, %25'inin ise diğer taze meyve ve sebzeler ile düşük oranda palet yemlerden oluşmalıdır. Büyüklüğüme göre günde 150-300 gram palet yem tüketirim. Havuç, içindeki şeker oranı fazlalığından, lahana da fazlasının guatr hastalığı yaptığından çok az verilmesi (2 günde bir yarım ve ıslak olmayan havuç ve ya bir yaprak lahana) gereklidir. Tavşanlar 3-6 kg arası olmalıdır.. Bizim sindirim sistemimiz atlarınkine benzer.. Bana fazla yemek verirseniz çatlayarak ölürüm..
    7) Doğam gereği tuvaletimi hep aynı yere yaparım böylece doğadaki düşmanlarımdan saklanırım, siz de bunu düşünerek tuvaletimi yaptığım yere alçak ve içine rahatça girebileceğim, yıkanabilen bir tuvalet kabı yerleştirin, içine de bol talaş koyun, zamanla onun içine tuvaletimi yaptığımı göreceksiniz. Talaşımı da hergün değiştirmelisiniz.. Kedi kumları bizim içn çok zararlı ve ölümcüldür, tel üzerinde dolaşmamız ise bize acı verir ve patilerimizi yaralar, biz talaşsız yapamayız..
    8) Nerden geldiğimi bilmiyorsanız mutlaka parazit ve kuduz aşımı veterinerde yaptırın.. Aşı takvimi şöyledir; tavşanlara yılda bir kuduz, iki ayda bir parazit aşısı ve pire, keneye karşı koruma yapılmaktadır.
    9) Tırnaklarımı asla siz kesmeye kalkmayın, kanatıp canımı acıtabilirsiniz, veterinerime bırakın.. Tırnaklarım 2 ayda bir kesilmelidir.
    10) Tavşanların çene ve dişleri maksimum 6 ayda bir veteriner hekim tarafından kontrol edilmelidir, Tavşanlarda dişler sürekli uzamaktadır, bu yüzden beslenme tavşanlarda çok önemlidir. Çünkü tavşanların ön dişlerinde düzenli aşınma olması gerekmektedir. Ayrıca arka dişler de ön dişler gibi sürekli uzamaya devam etmektedir. Eğer tavşanın çene yapısında bir bozukluk varsa ön dişler kemirme sonucu kısalırken, arka dişler aşırı uzar ve buna bağlı olarak ön dişlerde de kemirme olayı yapılamaz, üst-alt dudak, damak yaralanmaları oluşur..
    11) Evde özellikle kediniz varsa beni beslemeyi düşünmeyin, kedilerin bir küçük tırmığı bizim belki o an, belki de 3 ay sonra ölümümüze yol açacaktır. Farklı odalarda, hiç karşılaşmadan bakarım diyorsanız belki olur ama o zaman da sevginizi tam veremezsiniz, kediler bizi fare sanıp parçalayabilir ve yiyebilirler.. Evinizde başka hayvan varsa da ben pek mutlu olamam, doğam gereği doğada av pozisyonunda olduğumdan diğer hayvanınızdan korkup kalp krizi geçirip ölebilirim.. Beni balkonunuza direkt koyarsanız başka kediler ve kuşlar tarafından öldürülebilirim, ayrıca oda sıcaklığı dışında bir yerde pek yaşayamam..
    12) Çok hızlı üreyen bir hayvanım, tek ya da hemcinsimle yaşamayı daha çok severim, çiftleştirirseniz çok hızlı ürerim ve başedemezsiniz, o yüzden beni çiftleştirmeyin..
    13) Ağaç dalları, temiz ve çivisiz ahşap kasalar, boyasız ve cilasız ahşap tahta parçaları, kozalaklar, tavşanlar için özel satılan kemirme oyuncakları, vitaminli kemirme eşyaları benim oyuncaklarımdır.. Gün boyu onları kemirip oyalanır, dişlerimin aşırı uzamasını engellerim..
    14) Diğer hayvanlardan bana pire geçebilir, mayt da olabilir.. Bana asla kedi-köpek pire tasması takmayın, o hayvanlara kullanılan pire tozundan serpmeyin yoksa ölürüm, kaşınıyorsam veterinerime danışıp bana uygun olan bir ürün alın..
    15) Beni asla yıkamayın, ben kediler gibi gün boyu temizlik yapar, yalanırım, mis gibiyim ben..
    16) Ayaklarımı yere hızlıca ve sertçe vuruyorsam hoşlanmadığım bir durum vardır, kızmışımdır, strese girmişimdir, tehlike vardır, artçı şok olmuş olabilir.. Arka ayaklarım çok kuvvetlidir..
    17) Ben bir oyuncak değilim, beni hediye olarak almayınız, küçük çocukların eline tutuşturmayınız, ben çok narin bir hayvanım, çocuğunuzun o yaşta bir tavşan katili olma psikolojisi ile büyümesini istemezsiniz değil mi?
    18) Ara sıra gelip sizi hafifçe kıtlayabilirim, beni fazla sıkıştırısanız uzun tırnaklarımla kedi gibi çizebilirim, bana çok kibar davranın.. Gelip elinizi, yüzünüzü yalıyorsam sevginize ihtiyacım vardır.
    19) Tüylerim uzun ise hergün özel fırçamla taramalısınız, yoksa çitişip açılamazlar, veterinerde kestirmek zorunda kalırız.. Taranmak çok hoşuma gider..
    20) Ben küçücük bir kafeste veya taşıma kabında yaşayamam, sizi öyle bir yere tıksalar ne hissedersiniz? Benim bir odam veya kapalı sıcak bir balkonum, salonda çitle-çocuk koruma güvenliği ile çevrili geniş bir alanım ya da evde geniş bir kümesim olmalı..Bir kafese kapatıp sadece yemimi ve suyumu vererek asla tavşan beslememelisiniz. Stres, tavşanlarda hastalıkların ortaya çıkmasında en önemli hazırlayıcı faktörlerden birisidir. Bu şekilde hapis hayatı yaşayan bir tavşan mutlu bir tavşan değildir, stres altındadır ve hastalıkların ortaya çıkması çok daha kolaydır..
    21) Ben eve gelmeden önce mutlaka evinizin yakınında benden ve hastalıklarımdan anlayan bir veteriner olup olmadığını araştırın..
    22) Eğer ishal olursam sadece bol su ve kuru ot, saman, tahıl verin, mutlaka da veterinere götürün belki iğne veya serumluk bir durum olabilir.. Üzerime asla su gelmesin, soğukta bırakmayın..
    23) Zoonoz hastalıklar denilen, hem tavşanlarda hem de insanlarda görülebilen bazı hastalıklar vardır. Zoonoz hastalıkların başlıcaları; tüberküloz, tularemi, toxoplazmozis, listeriyozis, tripanozomiyazis, pseudotüberküloz hastalıklarıdır. Bu hastalıkların bulaşmasında, özellikle fare ve sıçanlar ile sağlıklı tavşanların bu hastalıkları taşıyan tavşanlarla bir araya getirilmesi önemli rol oynar. Genel hijyenik tedbirleri aldığınız ve evinizde fare yada sıçan bulunmadığı taktirde çok fazla endişelenmenize gerek yoktur. Kuduz hastalığı da zoonoz bir hastalık olmakla birlikte, tavşanınızın kuduza yakalanması için kuduz hastalığına yakalanmış bir hayvan tarafından ısırılması gerekmektedir. Yabani tavşanlar kuduz hastalığı için risk taşıyabilse de, evimizde beslediğimiz tavşanlar için bu risk son derece azdır.
    24) Sütten kesilen tavşan yavrularına verilecek gıdaların nem oranı çok düşük olmalıdır. Bunun nedeni körbağırsaklarında bulunan mikroorganizmalardır. Yüksek nem içeren gıdalar tavşanların  ishal olmasını sağlar. Özellikle genç yaşlarda beslenme bozukluğuna bağlı gelişen ishal olgularında, yavruların kurtulma şansı çok düşüktür. Bu sebeple sütten kesimden sonra nem oranı çok düşük kuru ot (kuru yonca-kuru saman) ve pelet yem verilmesi gerekmektedir.
    25) Beslenmemizde sebze ve meyve vermenin zamanı çok önemlidir. Bu besinler sulu gıda olduklarından sebzelerin 3 aylık, meyvelerin ise 6-7 aylık yaştan önce verilmeleri uygun olmaz. Çünkü sindirim sisteminin gelişimi tam olarak gerçekleşmemiştir.
    26) Yeni aldığınız tavşanınız çok küçükse ve yeterince anne sütü ememediyse, yavrunun süt ihtiyacı var diye inek sütü verilmemelidir. Çünkü inek sütü ile tavşan sütü içerik açısından büyük farklılıklar içerir ve bu farklılıklar yavru tavşanlarda ishale sebep olur.
    27) Bizi stresten uzak tutmak, beslenmemize dikkat etmek, hasta tavşanlarla bir araya getirmemek ve düzenli aralıklarla tavşanınızı veteriner hekiminize götürerek paraziter tedavilerini ve genel kontrollerini yaptırmak, bu tür hastalıklardan büyük oranda koruyacaktır..
    28) Tavşanların temizlenmek için kendilerini yalamaları sonrasında yuttukları tüyler, mide ve bağırsaklarında birikerek trichobezoar denilen kıl yumaklarını oluşturur. Özellikle tüy değiştirme dönemlerinde tüylerin yutulması ihtimali daha fazladır. Tavşanlar kusamadıkları için bu tüyleri kusarak çıkartamazlar, ancak dışkıları ile çıkartabilirler. Tüylerin dışkı ile atılabilmesi için bağırsaklardaki besinlerin su oranı ve sindirim sisteminin haraketliliği çok önemlidir. Eğer tavşanınız yeterli miktarda su alamaz ise; bağırsaklarındaki besinler yeterince sulandırılamayıp kuruyacak, tüyler birbirine kaynaşıp sindirim sistemini tıkayarak içindeki gıdaların haraketliliğini azaltacak ve sonuçta tıkanmalara sebep olacaktır. Mide tıkanmasının en önemli sebebi uygun olmayan beslenmedir. Tavşanınızın diyeti, yüksek oranda selüloz, çok fazla olmayan karbonhidrat oranı ve yeterli miktarda su içeriyorsa, sindirim sistemi iyi çalışacaktır. Ancak tavşanınızın diyetindeki karbonhidrat oranı çok fazla ve selüloz oranı düşük ise sindirim sisteminin hareketliliği normalin altına düşer. Özellikle pelet halinde satılan konsantre tavşan yemleri bu gruba girer. Tavşanların sindirim sistemindeki hareketliliğin azalmasının en önemli sebeplerinden birisi de, tavşanınızı sadece yüksek oranda karbonhidrat ve düşük oranda selüloz içeren bu pelet yemlerle beslemektir.
    29) Yavru bir tavşan 1 aylıkken sütten kesildiği zaman ortalama 400 - 600 gr canlı ağırlığa sahip olur. Onu aldığımızda ağırlığını kontrol ederek erken sütten kesilip kesilmediğini anlarız. Erken sütten kesilen bir yavruya daha özenli yaklaşılmalıdır.
    30) Yeni doğmuş bir tavşana bir yabancı dokunmuşsa elinin kokusu bebeğin üzerine siner ve anne tavşan o bebeği evlatlıktan reddeder. Bebek tavşanlar gözleri kapalı ve tüysüz doğarlar.
    31) Ben asla pis kokmam, yaşam alanım, tuvalet kabım temizlenmezse onlar koku yapabilir.
    32) Beni asla kulaklarımdan tutup kaldırmayın, canım çok acır, sizin acımaz mıydı?
    33) Biz insanların etrafında olmayı çok severiz ama kucağa alınmaktan pek hoşlanmayız.
    34) Anatomik yapımız çok hassastır, doğru tutulmazsak ve çok yüksekten bırakılırlarsak bel kemiklerimiz kolayca kırılabilir.
    35) En iyi anlaştığımız hayvanlar guinea pigs olarak bilinse de en son yapılan bir araştırmaya göre beraber bakılan guinea pig ve tavşanların davranışlar gözlenmiş ve birbirlerinden oldukça rahatsız oldukları tespit edilmiştir.
    36) Sessiz, sakin, gürültüden uzak bir yaşam alanı sağlanmasını isteriz.
    37) "Beni de diğer hayvanlar gibi asla terk etmeyiniz.." Astımım var, yurtdışına gidiyorum, çalışıyorum evde kalamıyorum, eşim hamile, sağlık nedenlerinden ötürü gibi yalanları yemem ben! Siz hiç çocuğunuzu terk etmeyi düşündünüz mü, ben de ailenizin bir bireyiyim! Benimle bir hayatı paylaşmadan önce iyi düşünün.. Beni ormana, adaya atarsanız evcil olduğumdan beslenemem, barınamam, sokaktaki ve ormandaki hayvanlar tarafından parçalanır, öldürülürüm, avcılar tarafından avlanırım, sıcacık evimden sonra soğukta donarak ölürüm, ya da doğanın ekolojik dengesini bozabilirim..  Bunları bana yapacaksınız ne olur benden uzak durun!
    38) Tüm bunları yapabilecekseniz benim sahibim değil, dostum olun, çünkü ben sizin minik ponpon kuyruklu dostunuzum..

                                                  Tawşi  ('.')





    TAVŞANLARA EN ÇOK YAPILAN YANLIŞLAR






    Su vermemek,  suyunu tazelememek, suluk kullanmamak
    Banyo yaptırmak, yıkamak, yüzdürmek,
    1 yaşından küçük tavşanlara çok fazla ve ıslak sebze, meyve vermek,
    Doğada bulunmayan, işlenmiş gıdaları vermek,
    Et ve beneri gıdalar vermek,
    Çok fazla havuç ve lahana vermek,
    Kuru ot, uzun saman, kuru yonca vermemek,
    2 ayda bir veterinerde tırnaklarını kestirmemek
    Veterinerde diş kontrolü yaptırmamak, dışkı tahlili yaptırmamak,
    İğne yaptırmak,
    Pirelere karşı kedi ve köpek pire tasması takıp, pire tozu, pire spreyi kullanmak
    Kedi ve köpeklerle temas ettirmek, kedinin tırmalaması, köpeğin ısırması, boğması,
    Kafesini temizlememek,
    Bir tuvalet kabı ve talaş kullanmamak, tuvaletinde kirlenen talaşı hergün değiştirmemek,
    Gazete, karton, renkli kağıt, kumaş, plastik, naylon poşet kemirttirmek
    Böcek ilaçlarından uzak tutmamak
    Yazlıkta sitenin sinek ilaçlamasında dışarda tutmak, ertesi gün zehirli otlar üstünde gezdirmek veya bu zehirli otları yedirtmek,
    Güneşte bırakmak, güneşsiz ama çok sıcak ve havasız ortamda bırakmak,
    Klima veya vantilatörle direkt temas ettirmek,
    Çok uzun süre kafeste tutmak, strese sokmak,
    Dışkısını yemesini engellemek,
    Kafesinin zeminine tel döşemek,
    Bilinçsizce çiftleştirmek,
    Böcek ısırma ve sokmalarına maruz bırakmak,
    Tasmasız ve çok sıcak, güneşli, yağmurlu havalarda bahçeye, parka, benzer ortama çıkarmak,
    Vurmak, korkutmak, şoka sokacak hareketler yapmak,
    İstemediği halde zorla kucağa almaya çalışmak,
    Kulaklarından tutmak, yakalamak,
    Kendinden büyük ve kilolu hemcinsiyle aynı ortamda bırakmak,
    Vücudunda bir değişim görüp veterinere götürmemek, tedavide geç kalmak,
    Günde 2 kezden daha fazla palet yem ve tahıl vermek.




    TAVŞAN ALMADAN ÖNCE



             


                  Neden bu yazıyı yazıyorum çünkü son günlerde evine bir kilo patates alır gibi tavşan alıp sonra bana "Tavşanlar su içer mi?"  gibi bolca garip soru yağdığı için.. Ama bu yazıyı soru soranlar için değil, üzüldüğüm tavşanlar için yazıyorum. En azından birkaç tanesini belki kurtarırım diye..
              Eğer bir tavşanla yaşamaya karar verdiyseniz, önceden de kedi, köpek, kuş gibi canlılar beslemeniz sizin için daha iyi olacaktır çünkü tavşanlar çok hassas hayvanlardır. Yüksek yerden düşünce beli kırılır, bir kedinin en ufak bir tırmığında hayatını kaybedebilir, daha neler neler.. O yüzden gözünüzü dört açmalısınız, öncelikle böyle bir sorumluluğu alabilecek misiniz?
               "Alırım ne var?" derseniz demek kolay ama bakamazsanız, yeterince vakit ayıramazsanız, aileniz istemezse zavallı kedi köpekler gibi onu sokağa, barınağa da atamazsınız çünkü tavşan hemen ezilir veya kedi, köpek, kuşlara yem olur, ya da bir caninin biri alıp kesip yer. Tavşanlar asla sokakta yaşayamaz!
                Diyelim bu sorumluluğu almaya karar verdiniz, ailenizle yaşıyorsanız onlar da buna olumlu bakıyor ama önceden hiç tavşan beslemediniz. O zaman lütfen önce internet başına oturup biraz tavşanlarla ilgili bilgi edinin. Onların da birer memeli hayvan olduğunu, her canlı gibi bolca su içtiklerini, çizgi filmlerden görüldüğü gibi sadece havuç yemediklerini, tahıl karışımı ve palet yeme ihtiyaç duyduklarını, kuru saman yemezlerse ölebileceklerini, yavru tavşanların çok daha farklı beslendiklerini, kedi ve köpeklerin tavşanınızı bir av olarak gördüklerini, regl olmadıklarını, kendi dışkılarını yemezlerse ölebileceklerini, evde yalnız kalmaktan hoşlanmadıklarını, küçücük bir kafeste asla yaşayamayacaklarını, bir çiftleşmede en az 5-6 yavru doğacağı ve hızla üreyecekleri gibi daha yüzlerce bilgiyi lütfen biryerlerden bulup okuyun. Yoksa küçük bir hatanızda tavşanınız ölebilir.
               








    TAVŞAN TÜRLERİ

    American cavy American fuzzy lop American sable Angora english Angora french Angora giant Angora satin Aslan kafa Belgian hare Beveren Beyaz rex Californian Champagne d'argent Checkered giant Chinchilla giant Chinchilla medium Creme d'argent Dwarf hotot English spot Flemish giant Florida white Harlequin Havana Himalayan Hotot Kaşmir lop Lilac Lop english Lop french Lop holland red Mavi rex Mini lop Mini rex Nederland drawft Polish Rex red Silver fox Silver marten Silver Tortsportt












    TAVŞANINIZ EVE GELMEDEN ÖNCE





                                        

    -Tavşanınız gelmeden önce mutlaka kalacağı yeri hazırlayın, kafes yerine geniş bir oyun alanı tasarlayın. Tavşanınız büyüdükçe daha da yükseğe zıplayacaktır, ona göre düşünün.. Ve koşuşturacak büyük bir alana ihtiyacı vardır..
    -Evde kedi, köpek gibi başka hayvanlar varsa, tavşanınızı her zaman onlarda uzak tutun be bir an bile temas ettirmeyin. Bu yüzden odası ayrı olmalıdır.
    -1 litrelik suluğunu, samanını, kuru otlarını, kuru yoncasını, tahıl yemlerini, palet yemlerini, sebze ve meyvelerini, kemirme tahtalarını, kemirme kasasını, tuvalet kabını, talaşını, yiyecek kabını, talaş küreğini, taşıma kabını önceden hazırlamalısınız.
    -Talaş dolu tuvalet kabını, tuvaletini yaptığı köşeye yerleştirin ve hergün temizleyin, yeni talaş koyun, kabı da sık sık yıkayın. Asla kedi kumu düşünmeyin, zarar vericidir.
    -Evin içinde gezerken tehlike olmaması için tüm kablolarınızı yok edin.
    -Battaniye, kumaş örtü, çarşaf, plastik poşet, gazete kağıdı, renkli karton, plastik nesneler, boyalı ahşap, kesici aletler gibi şeyleri kaldırın.
    -Bitkilerinizi asla uzanamayacağı yerlere kaldırın, bitkiler tavşanları zehirliyebilir.
    -O evde serbestken gözünüz hep bir bebek gibi üzerinde olsun..
    -Günde sadece 2 kere yiyecek verin, belli bir ölçüde karışık tahıl, 1 meyve veya sebzenin çeyreği, ve önünde her zaman duracak sınıırsız ot ile taze suyu en güzel menüdür.
    -Samanı ve kuru diğer otları yatacak yerine 1 karış kalınlığına serin, böylece hem sıcak kalacak hem de devamlı bu otları kemirecektir.
    -Veterinerde tırnaklarını kısalttırmalısınız... Asla kedi-köpek pire tasması takmayın, onların pire tozunu dökmeyin.. Veterinerden kuduz aşısının ve diğer parazit aşısının tavşanları öldürebileceğini öğrendim..
    -Tavşanınızı hergün 2 kere taramalısınız, bu hem hoşuna gidecek, hem aranızdaki sevgiyi arttıracak hem de en önemlisi bağırsalarında tüy birikmesini önleyip ölmesini engelleyecektir.
    -Tavşanınızı 3 ayda bir veterinere götürüp check-up yaptırın.
    -Bahçeniz yoksa tavşanınızı güzel havalarda güneşin tehlikeli olmadığı vakitlerde tasma ve kayışıyla tehlikesiz park ve bahçelere götürün
    -Tavşanınızı çiftleştirmeyin..
    -Tavşanınıza asla vurmayın..
    -Evde uzun saatler yalnız bırakmayın..
    -Doğada olmayan, mevsimi olmayan, şekerli tuzlu, aşırı karbonhidratlı, sırf paletten oluşan yemler vermeyin. Çok fazla sebze ve meyve de vererek ishal olup ölmesini sağlamayın..
    -Beli kırılmaması için yere yüksekten bırakmayın, havaya doğru atmayın.



    Tawşi'nin geçici alanı





    TAVŞAN KAFESİNİN YERİ VE ODA SICAKLIĞI


            Tavşanların ortam sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi, 30 derecenin üstüne çıkmaması gerekmektedir. Tavşanlar için en uygun sıcaklık 15-25 derecedir. Balkonda bakılan tavşanların ise yazın kulaklarının çok hafif nemli bezle ıslatılması gerekmektedir. Balkonda asla direkt güneşin altında, yağmurda bırakılmamalıdır. Tavşanlar ısıya çok duyarlıdır. Bu tür termal ısı değişikliklerinde tavşanların vücut ısıları yükselir ve solunum güçlükleri başlar. Bu durumda acilen veterinere gitmek gerekmektedir. Tavşanı serin ıslak havluya sarıp, serin ortama alıp, bol su vermek gerekir        Tavşanınızın kafesi evin içinde de direkt pencere kenarında güneşe koyulmamalıdır. Klima altına, tam karşısına, direkt kalorifer-soba karşısına ve altına koyuması ölümcüldür.. Ayrıca kafses gürültüden ve diğer hayvanlardan da uzak olmalıdır.





    TAVŞANLARI NASIL TUTMALIYIZ?
                   Tavşanların nasıl tutulacağı konusunda söylenmesi gereken ilk söz "Tavşanlar Kesinlikle Kulaklarından Tutularak Kaldırılmaz" olmalıdır. Böyle bir tutuş şekli tavşanınızın canını yakacağı gibi kulaklarada fazla ağırlık yüklenmesi sebebiyle zarar verecektir. Daha tehlikeli olan nokta ise; canı yanmış ve korkmuş olan bir tavşan kulaklarından tutulurken kaçmaya çalışır ve takla atarsa, bütün vücut ağırlığı boyun üzerine yükleneceği için boyun kırılması sonucu ölüm oluşabilir.               Tavşanınızı belinden veya göğüs altından tutarak kaldırabilirsiniz. Ancak tavşanınızın kaçmasını istemiyorsanız; tavşanınızı daha fazla sabitleyici bir yönteme ihtiyacınız vardırBunun için; bir elinizle tavşanınızın omuz bölgesinin derisini tuttuktan sonra diğer elinizle tavşanınızın kalça bölgesinin altından kavrayabilirsiniz. Bu sırada tavşanınızın ayaklarınında resimdeki gibi kolunuzun üzerinde olmalarına ve boşta kalmamalarına dikkat etmelisiniz.               Tabiki tüm bunları yaparken mümkün olduğunca sakin olup tavşanınızı korkutmamakta fayda var. Muhtemelen bir süre sonra tavşanınız sıkılmaya başlayacaktır. Bu durumda fazla ısrarcı olmadan yavaş bir şekilde tavşanınızı yere bırakmakta fayda var.









    TAVŞANLARIN VÜCUT DİLİ

               Tavşanlar ile iletişimin yolu onları gözlemlemek ve vücut dilini çözmektir.Tavşanlar sessiz olmalaeına rağmen kendilerini mükemmel ifade edebilen varlıklardır. Duygularını, hislerini anlatmak için kullandıkları hareketleri öğrenince tavşanın aslında anlatacak ne kadar da çok şeyi olduğuna şaşıracaksınız:


    1) BEN MUTLUYUM HAREKETLERİYalamak: Bir sevgi göstergesidir. Tavşanlar kendi aralarında da hoşlanma ve sevgi göstermek için birbirlerini yalarlar, bu tavşan dilince öpücük manasına gelir. Not. Bazen tavşanınızı severken yeri yaladığını görebilirsiniz, ama aslında bu yere değil size yapılmış bir jesttir.

    Diş gıcırdatma: Genellikle okşanıp sevilirken dişlerini gıcırdatmaları kedilerin zevkten mırıldamaları ve gırlamalarına eş değer bir göstergedir ve çok hoşlandıklarına işarettir.

    Hoplama (Binky): Koşarken veya dururken havada ani hoplamalar ve sıçramalar neşeden dans ettikleri anlamına gelir. Bazen kendi etraflarında havada 180 derece dönerler. Bu çok minik kısa ve yoğun bir “ben çok mutluyum şu an”ifadesidirKafayı hızlı hızlı sallamak: Bu dansın mini versiyonudur, heyecanlandıklarında ve mutlu olduklarında kafa ve kulaklarını hızlı hareketlerle sallarlar. 

     
    Arka ayaklarını uzatarak yere yatma (Bunny flop): Neredeyse bir L harfi gibi görünürler. Biz buna Cleopatra pozisyonu diyoruz. Bu yatış şekli dünyanın en mutlu ve huzurlu tavşanı olduğunun göstergesidir, keyfi kesinlikle yerindedir.

    Sırtüstü uzanmak: Cleopatra pozisyonunun ikinci evresi sırtüstü olacak şekilde yuvarlanmaktır. Bu da olabilecek en huzurlu ve mutlu ifadelerden biridir. Bazen kendilerini bu şekilde transa sokabilirler.

    Severken kafalarını tamamen yere yapıştırmaları: Adeta bir “teslim” ve kabul belirtisidir. “Beni seviyorsun, tamam sev peki, izin veriyorum” manasına gelir.




    2) BEN SİNİRLİYİM ENDİŞELİYİM KIZGINIM HAREKETLERİ
                    Bu bir şeye gösterilen kızgın bir tepki olabilir (“Beni neden bu odaya getirdin, ben salonda koşup eğlenmek istiyordum öf” gibi). Veya tavşanlar kendi aralarında haberleşmek be birbirlerini uyarmak için arka ayaklarını yere vururlar, bu korktuğunun ifadesi olabilir. İki şekilde de mutlu olmadığından emin olabilirsiniz.Homurdanmak: Ses ile pek iletişim kurmasalar bile bazen homurdanma sesi çıkartırlar, bu da hoşnutsuzluk belirtisidir.

    Bağırmak: Tavşanlar acı çektiklerinde veya ölürlerken bağırırlar. Homurdanmadan çok daha yüksek ve tiz bir sestir.Isırmak: Ne demek olduğu çok belli olsa bile tavşanların flört ederlerken birbirlerini yavaşça ısırdıklarını da eklemek istiyorum. Bu ısırmaktan çok “diş atma” şeklinde olur. Kanatmaya, fazla acıtmayan minnacık ısırıklardır. Belki aslında bunu “ben mutluyum hareketlerine” yazmam gerekirdi, çünkü ısırma bazen “senden çok hoşlanıyorum” anlamında bir jesttir Tavşanca makas almaya tekabül eden bir harekettir.
    Ayrıca, tavşanlar kendi aralarındaki hiyerarşilerini göstermek için birbirlerini yavaşça ısırabilirler, bu “ben senden üstünüm, burada benim sözüm geçer” demektir ve tavşanlar bazen sahiplerine de tavşan yerine koyarak olara sınıf farkını anlatmak için durup dururken ısırırlar.
    Isırıldığında yüksek sesle tepki verilmesi gerekir, “Ay” veya “Hayır” diye bağırılırsa tavşan doğru olmayan bir şey yaptığını ve birilerinin canını yaptığını anlayacaktır. Bunun dışında ısırma çok açık, malum bir tepkidir. Isırma ve diş atma arasındaki farkı diş atıldıkça ve ısırıldıkça daha iyi anlayacaksınız:Size arkasını dönmesi: "Şu an hiç işim olmaz şimdi seninle, umurumda değilsin, gidebilirsin" demek oluyor bu maalesef. Bazen de bir şey yaparken gidip arkasını dönüp size arkasını dönüp arkadan siz ona bakıyor musunuz diye size bakıyorsa, bu da bir kızgınlık, ufak bir küsme ifadesidir, popüler ifadesi ile 'trip atma' pozisyonudur..

    Bir iletişim aracı olarak kulaklar.. Bu kocaman kulaklar sadece duymaya yaramıyor, daha ne marifetleri var.. Tavşanlar hislerinin bir kısmını bizim mimiklerimizi kullandığımız gibi kulaklarıyla anlatırlar. Kulakları izlemeyi ihmal etmeyin.

    Kulaklar geriye yatırılmış: "Stres altındayım, çok da rahat değilim".

    Kulaklar dimdik: Kafa havada ve kulaklar dimdik olarak durması tavşanın tehlike sezinlemiş olması ve tetikte olması anlamına gelir.

    Kulaklar iki yana açılmış, kulakların içi ve yüzü size dönük: Bu çok komik bir ifade. Benim favorim. Kafa hafifçe öne inmiş, kulaklar V harfi şeklinde açılmış, dikkatli, ters bir bakış ve efe bir ifade hiç kuşkusuz şu manaya gelir: "Kızmaya başlıyorum bak ona göre". (Resimde Topi Hanım büyük bir ihtimalle fotoğrafını çekiyor oluşuma kızmış, "Yapmam gereken bu kadar çok önemli şey varken sen tutmuş fotoğrafımı çekiyorsun. Şunu kesip derhal yolumdan çekilmezsen sonuçlarına katlanırsın canım" ifadesi ile tehditkâr ve sert sert bakıyor. Çok korktum aman!


    Bunun dışında:
    Eşyalara çene sürme: Tavşanların çenelerinin altında kedilerdeki gibi özel ter bezeleri bulur vebizim asla ayırt edemeyeceğimiz bir koku salgılarlar. Çenelerini sürdükleri şeylere, bu koku ile işaretleyip “Bu eşya benimdir” derler.
    Burunlarıyla dokunma: “Merhaba, benimle ilgilenirsem sevinirim” demektir, hemen ilgi gösterilmelidir.

    Gezdiği yerde kaka bırakma: Hansel ve Greatel hikâyesindeki gibi yabancı gittikleri yerde yollarını bulmak ve “Buraya ilk ben geldim, benimdir” demek için minik kakalar bırakırlar.
    Tüy Yolma (Yalancı Hamilelik): Bu kısırlaştırılmamış dişi tavşanlarda görülen bir harekettir. Tavşan tüylerini yolup bir yere toplamaya, adeta bir “yuva” yapmaya başlar. Bu aslında hamile tavşanların doğmamış bebekleri için yaptığı yuva ve minik yataklardır çünkü tavşanlar tüysüz doğarlar. Topladığı ve bir kenara yığdığı tüyler aslında doğacak yavruları için hazırladığı minik bir yataktır. Bu proje ile birkaç gün uğraşacaktır ve bu sırada yuvasının bozulmaması gerekir. Bir iki gün içinde doğurduğunu sanıp rahatlayacak ve normale dönecektir.
    Burun hareketleri: Tavşanların burunları pek durmaz aslında. Ama hareketler bir şey ilgilerini çektiklerinde, heyecanlandıklarında veya tedirgin olduklarında daha hızlı olacaktır Ve o an çok sakin olmadığının bir göstergesi olabilir.






    TAVŞANLAR VE KÖPEKLER


             










                      Tawşi biraz hava alsın diye sabah yazlık evimizin önünde bulunan çim alana tasmayla çıkardım. Etrafta köpek filan da yoktu. Birden teyzemin köpeği Kanka'nın, plajdan koşarak yanımıza geldiğini gördüm. Kanka Border Colie kırması kocaman bir köpek. Çok ağır kanlı bir hayvan olmasına rağmen öyle bir koşuyordu ki onu ilk defa böyle gördüm. Hemen Tawşi'yı kucağıma aldım, tasmasında sıkı sıkı tuttum. Tawşi kucağa alınmayı hiç sevmez ve anında feci şekilde tırmalar. Göze almak zorundaydım. Kanka geldi ve kucağımdan zorla tavşanımı almaya çalıştı. Tawşi'yi kucağıma aldım, o da fazla tırmalamadı ve hemen kendimi eve attım. Kalbi küt küt  atıyordu. Sanırım onu burada bir daha dışarı çıkarmayacağım. Kıssadan hisse, en uysal, en küçük en şirin köpeğe bile kanmayın, tavşanınızı her zaman koruyun, her zaman gözünüz tavşanınızda olsun ve tavşanınızı köpeklerden uzak tutun










    TAVŞANLAR HAKKINDA ANSİKLOPEDİK BİLGİ


    Tavşangiller (Leporidae)
         Yaşadığı yerler: Antarktika hariç, hemen hemen bütün dünyada. Lepus harici cinslerin tüm üyeleri genel olarak ada tavşanı olarak adlandırılır. Ada tavşanları başka hayvanların yuvalarında veya kendi kazdıkları yuvalarda barınırken, tavşanlar uzun ot ve çalıklarda yaşar. Tavşanlar arasında en çarpıcı özelliklere sahip olan beyaz tüylü sera tavşanı 21. yüzyıla damgasını vurmuştur.
         Tavşangiller familyası yaklaşık elli türü içine alır. Kuyrukları uzun kıllarla örtülüdür. Kulaklar ve arka bacaklar uzamıştır. Bir kısmı toprak altında oyuklarda yaşar. Familya üyelerine tavşan veya ada tavşanı adı verilir. Tavşangiller, Ochotonidae familyasını oluşturan pikalardan tüylü küçük kuyrukları, uzun kulakları ve arka ayakları ile ayrılır.
         Yabani olanları dağlarda, kırlarda yaşar. Özellikleri: Gözleri iri, arka bacakları ön bacaklarından daha uzun, kuyruğu kısa, kulak ve bıyıkları uzun, otçul memelidir. Yabani veya evcil olarak yaşarlar. Ömrü: 5-12 yıl. Çeşitleri: adi tavşan (Lepus europaeus), ada tavşanı (Cuniculus oryctologus cuniculus), kar tavşanı (Lepus timidus) Ünlülarıdır.
       Tavşangiller (Leporidae) familyası türlerine verilen genel ad. Kulakları ve arka bacakları uzun, ön bacakları daha kısa olan, karada yaşayan otçul memelilerdir. Kuzey kutup dairesinden çöller bölgesine kadar hemen hemen dünyanın her yerinde bulunurlar. Hepsi kısa kuyrukludur. Bazıları kazdıkları tünellerde barınır. Bir kısmıysa asla tünel kazmaz. Satıhta barınır. Hepsinin keskiye benzeyen ve daimi süren dişleri vardır. Kesici ön dişlerle azı dişleri arasında boşluk bulunur. Bu hususta onlar kemiricilere benzerler. Uzun süre kemiriciler takımında sınıflandırıldı. Şimdiyse Lagomorpha (Tavşanımsılar) takımının çiftdişliler (Duplicidentata) alt takımında incelenirler. Bunları Rodentia (Kemiriciler) takımından ayıran en önemli özellik; üst çenelerindeki kemirmeye yarayan bir çift kesici dişlerinin iç kısmında bir çift daha küçük dişlerin bulunmasıdır. Adi tavşanlar, Ada tavşanları ve pikalar (Islıklı tavşanlar) bu takımın en iyi tanınan türleridir. Yalnız Antarktika'da bulunmazlar. Ağırlıkları genellikle 1-3 kg kadardır. Yokuş yukarı çok iyi koşarlar. Pikalar tamamen kaya altlarında barınırlar. Asya ve Amerika'da yaşarlar. Tombul vücutları ve kısa, yuvarlak kulakları vardır. Gündüz faaliyet gösterirler. Kış uykusuna yatmazlar. Fakat kuru otları kış için biriktirip kayalar altında depolarlar.
         Ada tavşanlarının boyları 35-45 cm ve ağırlıkları 2-2,5 kg kadardır. Sırt ve yanları kızılımtrak sarı, karın ve ayaklarının içleri beyazdır. Çok ürkek bir hayvandır. Tehlike sezince mırıldanır gibi bir çığlık atar ve şiddetle ayaklarını toprağa vurur. Yumuşak topraklarda eştikleri tünellerde barınırlar. Yuvaları karmaşık tünellerden meydana gelir. Birkaç çıkışı, havalandırma delikleri ve daha geniş olan ana doğum odası mevcuttur. Yabani ada tavşanı çoğu defa adi tavşanla karıştırılır. Ada tavşanı yuvasını toprak altına yapar. Yavrularını postundan yolduğu tüyler üstünde gözleri kapalı ve tüysüz olarak doğurur. Koşarken sıçramalarla yol alır. Kırkar gün aralıklarla yılda 4-8 defa yavrular. Her doğumda 4-12 yavru doğurur. Yavrularını 20 gün kadar emzirir. Bir aylık olunca kendi başlarına bırakır. Yavrular on ayda tam ergenliğe kavuşurlar. 5-7 yıl kadar yaşarlar.
         Adi tavşan (Lepus europaeus) ise daha iri ve daha ince uzundur. Siyah uçlu kulakları ve uzun arka bacakları ve sarımtrak kahverengi tüyleriyle ada tavşanından ayrılır. 70 cm boyunda ve ağırlığı 3-6 kg gelenleri vardır. Yuvalarını çukur ve kuytu yerlere yaparlar. Tünel kazmazlar. Yalnızca yeri biraz eşeler ve orada kurumuş çimenlerin üzerinde iskan ederler. Dağlarda, kırlarda ve ormanlarda bulunurlar. Orta ve Güney Amerika ile Avustralya'da rastlanmaz.
         Koştuğunda uzun değnekle yürüyen canbazları andırır. Bu yürüyüşü onu sıçramalarla hareket eden ada tavşanından ayırır. Münzevi, yalnız bir hayvandır. Fakat ilkbahar başlangıcında toplu görülürler. 2-4 yavru doğurur, yavrular gelişimleri ilerlemiş vaziyette, vücutları tüylü, gözleri açık ve ayaklarını derhal kullanabilecek kabiliyette doğarlar. 2-3 hafta süt emerler. Gebeliği 5-6 hafta olup, yılda 4-5 defa gebe kalabilirler. 8-12 yıl kadar yaşarlar. Postu kürkçülükte kullanılır. İnsana çabuk alışırlar.
         Soğuk memlekette yaşayanların mevsime göre rengi değişir. adi kutup tavşanı (L.areticus) ve kar tavşanı(L.timidus) kutup ve dağlık yurtlarında kışın tüy değiştirerek beyaza dönüşür.
        Ada tavşanları yiyecek aramak için akşamları yuvalarından çıkarlar. Besinleri çeşitli otlar, kök, sürgün ve ağaç kabuklarıdır. Etleri yenir, postu kürkçülükte kullanılır. Etleri gayet lezzetliyse de tünellerde yaşadıkları için avlanmaları çok zordur. Sekiz tanesi bir koyunun yediği kadar ot yer. En önemli düşmanları, tilki, gelincik ve salgın olan “Myxomatosis” hastalığıdır. Bir çift ada tavşanından üç yılda dokuz milyon tavşan üreyebilir.
        On sekizinci yüzyılda Avustralya'ya götürülen iki çift ada tavşanından 2 milyardan fazla üremiş ve mer'aları koyunlarla paylaşmış, ziraat için bir afet olmuşlardır. Bunlara karşı dışardan tilki getirilmişse de bunlar yalnız yaşlı ve hasta tavşanları avlayabilmişlerdir. Bunun üzerine genel bir tavşan avı başlatılmış, buna paralel olarak konservecilik ve tavşan deri sanayiinde büyük gelişmeler olmuştur.
       Adi tavşanla çiftleştirilerek elde edilen melezine leporidi denir. En önemli evcil ırkı beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanıdır. Asıl ada tavşanından başka yarım metre boyunda “iri bataklık ada tavşanı” (Limnologus palastrigs) ile “su ada tavşanı” (L.aquaticus) vardır. İlki Güney Amerika'da ev kenarlarında, ikincisi Mississippi'de yaşar. Suya dalarlar. 6-7 yavru doğururlar.
    Evcil ada tavşanı: Yıllarca süren çalışmalar sonucu birçok evcil ırklar üretilmiştir. Bunlar etleri, derileri,  tüyleri veya süs için yetiştirilir. Laboratuvarlarda deney hayvanı olarak kullanılanları da vardır.
    Ankara tavşanı: Beyaz ve kırmızı gözlü olan Ankara tavşanı en önemli evcil ırktır. Beyaz tüylüdür ve 2,5-3 kg gelir. Tüyü için yetiştirilir. Postu uzun ve sık tüylerle örtülüdür. Tüyleri gayet makbul olup pamuk gibi yumuşaktır. Her kırkımda 300 gr tüy çıkar. 9 sene kadar yaşar. Her doğumda 8 yavru verir. Ankara tavşanı denmesinin sebebi tüylerinin Ankara keçisi gibi beyaz ve makbul olmasıdır. Tüyünden istifade edilen tavşanların çoğunlukla yumurtalıkları çıkartılır. Çünkü yumurtalıkları olmayan tavşanların tüyleri daha sık ve çok olur.
    Alman, Belçika ve Normandiya ırkları et için beslenir. Post için yetiştirilenlerin en önemlisi Çinçilyalardır. Postu beyaz ve siyah lekeli olan İngiliz kelebeği tavşanı, süs için beslenir. Yine postu beyaz ve kahverengi, kulakları sarkık olan Japon ırkı da süs için beslenir. Siyah-beyaz Hollanda tavşanı dayanıklı ve arkadaşlığa uygun yaradılışta olduğundan evlerde çocuklara oyun hayvanı olarak yetiştirilirler.
    Tavşanlar, yedikleri nebati besinleri en az iki defa sindirimden geçirirler. Gece çıkardıkları nemli ve yumuşak dışkılarını çiğnemeden yeniden yutarak tekrar sindirirler. Kalın barsakta sindirim bakterilerinin hazırladığı ve birinci dışkıyla atılan B vitaminlerinin zayi olmasına mani olurlar. Bu sindirim özelliğiyle yaprak ve otlardan en iyi şekilde faydalanmış olurlar. Gündüz, dışkıları katıdır. Gece, dışkısını doğrudan doğruya anüs (makat)ten alındığı için ağzıyla makat bölgesini kaşıdığı sanılır. 45 günlük bir deneyde, boyunlarına tasmalık takılarak dışkılarını yemeleri önlenen tavşanların iştahlarının düştüğü, hızla zayıfladıkları, kulaklarının içlerinde ve gözlerinin çevrelerinde yaraların meydana geldiği görülmüştür.
    Tavşanlar genellikle gündüzleri dinlenir. Sabahın erken saatlerinde ve akşam vakitlerinde beslenmek için aktiflik gösterirler. Tarlalara büyük ziyanlar verirler. Tabii düşmanları tilki, gelincik, puma, kartal gibi hayvanlardır. Mykomatosis hastalığı tavşanların aşırı artışlarını önemli derecede önler.
    Tavşanların sınıflandırılması Tavşanların evcilleştirilmesi diğer çiftlik hayvanlarına göre oldukça yakın bir dönemde gerçekleşmiş ve bugünkü ırklar ve populasyonların büyük çoğunluğu son 200-300 yıllık dönemde geliştirilmiştir. Yirminci yüzyılın başından beri tavşan genetik, üreme fizyolojisi ile diğer araştırmalarda deneme hayvanı olarak kullanılmıştır. Fakat 1950’de Venge’nin çalışmaları ile tavşanlarda doğum ağırlığının maternal etkileri konusundaki kantitatıf genetik çalışmalarına kadar konu önem kazanmamıştır (Lebas ve ark, 1986). Bu çalışma et üretimi amacıyla tavşanların kullanılması konusundaki genetik ıslah çalışmalarına bir başlangıç oluşturmuştur. Fransada (INRA) bilim adamları kendi bölgelerinde araştırma ve geliştirme çalışmalarına 1961 yılında başlamışlar ve bunları diğer ülkelerde yapılan çalışmalar izlemiştır.
    Fransada 1970-1980 yılları arasında tavşanlarda seleksiyonla elde edilen başanlara ait sonuçlar yayınlanmıştır (Rouvier, 1981). Bununla birlikte Avrupa’da elde edilen başarılı sonuçlar doğrudan gelişmekte olan ülkelere transfer edilememiştir. Bu ülkelerde seleksiyon çalışmalarında yöresel tavşan ırkları yanında, ithal edilen tavşan ırklan da kullanılarak genetik varyasyon yaratılmıştır. Araştırmalar aile tipi ve kırsal kesimdeki tavşancılık olarak başlatılmıştır. Bu küçük, entegre olmamış üretim birimleri düşük yatırımlı ve yerel kaynak kullanarak oluşmuşlardır. Bu işletmeler kabul edilebilir bir verimlilik düzeyi elde edebilmişlerdir.
    Sınıflamanın alt sırasında yer alan ırk tanımlaması değişik şekillerde yapılmış olmakla birlikte en ıyi tanımlama; bir tür içerisinde belirli morfolojik ve fizyolojik özellikler bakımından farklılaşmış, bu özelliklerini kendi döllerine geçirme kabiliyetinde olan ve kendi aralarında çiftleştikleri zaman döl verebilen hayvanlar olarak yapılabilmektedir.
    Değişik ırkların genetik özelliklerinin değerlendirilmesinde en uygun yol bunlar üzerinde çalışmalar yapmaktır. Bir ırk doğal ve yapay seleksiyonun etkileri sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Tavşan ırkları veya populasyonları aynı zamanda gen frekansları ile de tanımlanabilir. Bu genler görüntülerini ebeveyn veya döllerde ortaya çıkarabilirler. Döllerde renk dağılımı ve kıl yapısı ayrılabilir özellikler olarak sınıflandırılmaktadır. Genlerin etkisiyle oluşan kan grupları, biyokimyasal özellikler ve protein polimorphizmi ile kalıtsal anormallikler şu anda bilinen diğer belirleme faktörleridir.
    Tavşan populasyonları aynı zamanda yetiştirme stoklarının büyüklüğü, doğal seleksiyon baskısı, orijin ve coğrafik bölgelere göre de tanımlanabilir, Ayrıca ırkların özelleşmiş alt grupları; soylar, akrabalı yetiştirilmiş hatlar ve bölgesel populasyonlar olarak ele alınmakta olup etkilen çok sayıda gen çiftine dayanan kantıtatif karakterleri ile değerlendirilmektedir. Tavşanların kromozom yapıları 2n=44 gen tarafindan determine edilir. Genlerın 70 lokusta yerleşmiş olduğu ve 6 bağlantılı gruptan oluştuğu bilinmektedir. Bilinen lokuslar arasında yaklaşık üçte birinin kıl (renk ve yapı), üçte birinin kan grupları ve antijenlerin üretimi, diğerlerinin kalıtımla ilgili hastalıkları oluşturduğu bilinmektedir.
    ABD’de ırklar, seleksiyon çalışması yapanlar, amatörler, ve zevk için bu üretim dalı ıle uğraşanlar tarafindan geliştirilmışlerdir. Fransa’da yayınlanan bir kıtapta 44 adet tavşan ırkına ait özellik belirlenerek standart ırk tanımlamaları yapılmıştır. Bu ırklar lokal veya bolgesel populasyonlardan veya ırklar arasında yapılan melezlemelerden yada mutasyonlar vasıtasıyla renk ve kıl gelişimindeki farklılıklardan ortaya çıkmışlardır. Cüsse büyüklüğü ve vücutta morfolojik özellikler yönünde yapıları kitle seleksıyonu ıle bu ırklar kendi içerisinde ağır (in cusseli), orta ağır, hafif ve çok hafif ırklar olmak üzere ayrılmışlardır. Aynca kıl uzunluğu da bir ırk sınıflandırma kriteri olarak kullanılmıştır.
    Hayvanlann ırk standartları vücut ağırlığı, kompakt bır yapı gösterip göstermemesi, kıl rengi ve yoğunluğu, kulak uzunluğu gibi özelliklerdir. Bunlar hayvanlarda vücut sıcaklığının oluşmasında, dolayısıyla değişik iklimlere adaptasyonda önemli etkenlerdir. Kıl rengi ve yapısı genelde tavşan ırklarının geliştirilmesinde en fazla etken olmuştur.
    Kıl Rengi ve Yapısı: Evcil tavşanların genetığı konusunda yayınlanan kitaplarda kıl rengi üzerinde 6, kıl şeklinde 2, kıl yapısında 3, abdomınal yağın yeşıl rengi üzerinde 1 ve bunlarla bağlantılı 2 mutant genin etkisi tanımlanmıştır. Değişik mutasyonların etkilerini ortaya koymanın en uygun yolu tavşanların yabani renklerinin belirlenmesidir. Post üzerinde 3 değişik kıl vardir: Daha uzun olan üst kıllar, orta kıllar ve alt kıllar. ilenkı yaşlarda alt kıllar esas yapıyı oluşturur ve kürk tavşanlannda önem arzederler. Yabani tavşanlarda kürk rengi aguti (Amerikan tavşanının kıl rengi) olarak isimlendirilmiştir ve gri sırt ıle yanlarda daha uzun beyaz kıllardan oluşmuştur. Uzun koruma kılları siyah, daha derinlerde sarı, derinin hemen üst kısmında ise maviye doğru değişmektedir. Kırkılan kıllar renkli bölgedeki sıyahtan sarıya kadar değişen kılları ifade eder. Kürkün alt kısmındakı elyaflar temelde mavimsi, üstte sarı ile karışıktır. Renk dağılımında temel olarak siyah ve sarı pigmentlerin dağılımı kil renginde özellikle de kırkılan kıl renginde etkili olmaktadır. Değişik renklerin oluşmasında mutasyonların etkisi bölgeden bölgeye farklılıklar göstermektedir.
    Kıl Rengi Mutasyonları A geni agutı (Amerikan tavşanı); aguti olmayan mutasyon (a) geni ise kürkte san renkli bandın oluşmamasını ve daha açık renklilik kazanmasını sağlar. Bunların renkliliği bir örnektir. A gem a üzenne dominanttır Bu lokus üzerinde üçüncü bir allel gen olan a geni belirlenmiş olup bu gen Aya resesif aya domınant etkilidir. 13 geni, siyah, b alleli ise kürk üzerinde siyah renk yerine çikolata renginde kahverengı pigment oluşmasına neden olmaktadır. Bu mutasyonun varlığı 1900lü yıllarda keşfedilmiştir.
    C geni kürkte, deride, gözlerde pigmentlerin gelişmesi ve renkliliğın dağılması için gereklidir. Resesif c geni ise renkliliğin gizli kalmasına, homozigot cc geni albinoluğa neden olur. Bu lokus üzerinde birçok allel gen vardır. Bunların değişik etkileri aşağıda ızah edilmiştir. C: Renkliliğin tam oluşmasını sağlar.cck: Şinşilla rengi olup, kürkte bant şeklindeki rengin örtülmesini sağlar.ch: Himalaya rengi. Sadece vücut kısımlarında kıl beyazdır. Bu genın etkisi çevre sıcaklığına bağlı olarak değişir.c: Albinoluk.
    Albinoluğu sağlayan gen renk geni üzerinde epistatik etkiye sahiptir. cc genotipine sahip olan hayvanlarda diğer genler üzerindeki etkiler nedeniyle renklilik tamamen örtülmektedir. Renk açıcı D ve d genleri; resesif mutant d geni pigmentasyonun yoğunluğunu etkiler. Pıgment oluşumunun açılmasına sebep olur. Dominant D alleli normal pigmentasyon yoğunluğu sağlar. Resesif homozigot dd alleli mavı (siyah maviye açılmıştır) veya bej rengi (san bej rengine açılmıştır) genotipte tavşanların oluşmasını sağlar.Siyahın normal oluşumu (E) veya san (e) rengi; e gen mutasyonu san pıgmentin artmasına neden olur. Gri, siyah veya kahverengı ırklar E genine sahiptirler. San ve kırmızı ırklar resesif ee geni bakımından homozigotturlar.
    Alacalı (benekli) kürk oluşumu; bu mutasyonlar için lokus üzerinde En, en (Ingilizcede) veya Du, du(Hollanda’da) genleri bulunmalıdır. Papillon tavşanı En en heterozigot genotipindedir. En geni sürekli dominant etkiye sahip değildir. En En homozigot genotipleri heterozigotlardan daha beyaz iken resesif homozigotları daha siyahtır. Papillon tavşanının renk genotipi tam olarak belirlenemez. Diğer taraftan du du genotipli Hollanda tavşanlarında beyaz deri üretimi sağlanmaktadır.
    Kıl Yapısı Mutasyonları:Angora: Bu resesif mutasyon uzun kıl üretimini sağlar. Yün üretimi için normal kıl üretimini sağlayan L dominant geninin 1 geni ile mutasyonu gereklidir. İki Angora tavşanın çiftleştirilmesi ile sürekli Angora döller elde edilir. İki normal kıl uzunluğuna sahip tavşan çıftleştirildiğinde eğer onlar LI heterozigot genotiplerini taşıyorlarsa Angoranın bazı fraksıyonları gerçekleşebilir.Rex: Bu resesif mutasyon zıt etkili bir fonksiyona sahiptir ve nadiren kısa kıl üretır. Rex geninin sembolü r ve domınant alleli R dir.Kılsızlık: Bu resesif bir mutasyon tarafından oluşturulur ve genellikle letal etkilidir.Tavşan ırkların da kıl rengi ve yapısı bu lokuslar bilindiği taktirde önceden tahmin edilebilir. Şimdiye kadar vücut rengi ve ırk karakterleri arasında çok fazla gen interaksiyonu bulunmadığı tespit edildiği halde bu konudaki araştırmalar oldukça yetersizdir.Angora ve Rex genlerinin fonksiyonu ile kaliteli kürk ve tavşan yünü üretimi mümkün olabilmektedir.4.2. Ergin Ağırlıklarına Göre Tavşan Irklarının ÖzellikleriKonu Başlığı Önceki Konu Sonraki KonuTavşan ırklarının ortaya çıkmasında çok değişik etkenler rol oynamıştır Sınıflandınlmalarında da çok değişik faktörler dikkate alınmaktadır.1) Primitif veya yöresel ırklar: Bu ırklar bugün üretimi yapılan modern ırkların oluşmasında kullanılmışlardır. Sürekli uygulanan yapay seleksiyon yöntemleri ile elde edilen ırklar: Bunlar içerisinde en önemlileri Burgundy Fawn, Beyaz Yeni Zelanda, Kırmızı Yeni Zelanda ve Şaınpanya tavşanları sayılabilir. Cüce Hollanda tavşanı da, Hollandaya ithal edilen Polonya tavşanından seleksiyon yoluyla elde edilerek üretilmiştir. Sentetik soylar: Bunlar değişik ırklar arasında planlanmış melezleme yöntemleri ile elde edilmişlerdir. Beyaz Bouskat ve Kaliforniya tavşanları bunlar arasındadır. Kırmızı Yeni Zelanda tavşanı, 1910 yılında Kaliforniya da Belçika tavşanı ile Golden Fawn tavşanının melezlenmesi ile elde edilmiştir.2) Mutasyon veya belirli yeni karakterlerin fiksasyonu ile elde edilmiş ırklar. Mutasyonla elde edilen ırklara örnek olarak Satin, Reks ve Japon tavşanları verilebilir.Genel olarak tavşan ırkları cüsse büyüklüğü, verim yönü, kürk ve sergi gibi özellikleri dikkate alınarak sınıflandırılmaktadır.1. Cüsse büyuklüğü ve kıl uzunluğuna göre tavşanların sınıflandırılması:a. Büyük cüsseli ve normal kıl uzunluğuna sahip olan tavşan ırkları.b. Orta cüsseli ve normal kıl uzunluğuna sahip olan tavşan ırkları.c. Küçük cüsseli ve normal kıl uzunluğuna sahip olan tavşan ırkları.d. Uzun kilit ırklar.e. Kısa kıllı ırklar.f. Diğer ırklar.2. Verim yönlerine göre tavşanların sınıflandırılması:a. Et tavşanları.b. Kürk tavşanları.c. Yün tavşanları.d. Sergi tavşanları.3. Kürk ve Sergi özelliklerine göre tavşan ırklarının sınıflandırılması:a. Sergi ırklarıb. Kürk ırkları
    -Normal kürk ırkları.-Reks ırkları.
    Bu sınıflandırma sistemleri içerisinde en geçerli olanı verim yönlerine göre yapılmış olan sınıflandırmadır. Ancak hemen hemen yetiştirilmekte olan tavşanların tamamının eti ve derisinden yararlanılmaktadır. Bu nedenle ırk sınıfları arasında kesin bir sınıflama yapmak mümkün değildir.
    Irkların ergin canlı ağırlıklarına göre gruplandırılması da özellikle yetiştirme sistemlerine uyum açısından uygun bir smıflandırmadır. Çünkü ergin canlı ağırlık gelişme ve cinsi olgunluk yaşı gibi karakterlerle ilişkilidir.
    Ağır ırklar Ergin canlı ağırlıkları 5 kg‘dan daha fazladır. Ağır ırkların gelişme potansiyeli çok iyidir. Özellikle melezlemelerde bu daha da etkendir. Beyaz Dev Bouskat, Fransız Lop Tavşanı, Flemish Dev Tavşanı, Fransız Kelebeği gibi ırklar bunlara örnektirler. Lop tavşanlarının vücut yapıları kaliteli et verimi oluşturacak şekilde gelişmiştir. Bununla birlikte, bu ırk Fransa’da sadece küçük işletmelerde bulunduğu için gösteri amaçlı kullanılmaktadır. Bu ırk Almanya ve Danimarka gibi Avrupa ülkelerinde daha fazla öneme sahiptir.
    Beyaz Dev Bouskat tavşanı sentetik albino ırklardandır. Geleneksel Fransız tavşan yetiştiricileri içensinde döl verimi ve hızlı gelişmesi bakımından tanınan en büyük yapılı tavşandır. Flemısh Dev Tavşanı Belçika’dan orijin almış değişik renkli tavşanlardandır. Bu tavşan en büyük yapılı ırktır (ergin canlı ağırlığı 7 kg). Bu ırk diğer ırkların gelişme özelliklerinin ıslahında kullanılacak büyük bir potansiyele sahiptir, bu yüzden saf olarak yetiştirilmesine çalışılmaktadır.
    Orta Ağır Irklar Ergin canlı ağırlıkları 3.5-4.5 kg. arasında değişmektedir. Bunlar Batı Avrupa’da et üretimi amacıyla entansif yetiştiricilikte kullanılan temel ırklardır ve sayılan oldukça fazladır. Bunlar içerisinde Gümüşi tavşanlar çok değişik ülkelerde bulunmaktadır. Bunlar Şampanya tavşanlarından ergin canlı ağırlık ve renk bakımından oldukça farklıdır Burgundy Fawniardan elde edilen Şampanya tavşanlarıda bu gruba giren ırklarındandır. Uzun yıllar Fransa’nm Şampanya bölgesindeki populasyondan seleksıyonla elde edilmiştir. Bu ırk kürk verimi yanında diğer verimleri bakımından da üstündür. Döl verimi yüksek, hızlı  gelişen, kas gelişmesi ve et kalitesi iyi ırklardandır. Ergin canlı ağırlığı 4-4.5 kg. dır. Fransa’da çiftliklerde genellikle yerde yetiştirilirler. Şampanya tavşanlarının entansif yetiştirilmeleri konusundaki çalışmalar sürdürülmektedir.
    Burgundy Fawn aynı zamanda yöresel bir özelliğe de sahiptir. Fransa’nın tamamında ve bazı Avrupa ülkelerinde (Italya, Belçika, Isviçre) yayılmıştır. Bu ırka ait özellikleri belirlemek amacıyla Burgundy Fawn tavşan derneği kurulmuş ve ırk içi seleksıyon çahşmalan sürdürülmektedir.
    Kırmızı Yeni Zelanda tavşanlan ilk defa Kaliforniya’da melezleme yoluyla elde edilmiştir. Fakat bu tavşanlar kafes sistemine adapte olma bakımından da seleksiyona alındıkları ıçin daha fazla yayılma alanı bulmuşlardır. Bu ırktan seleksiyonla elde edilen Beyaz Yeni Zeillanda tavşanları gerek gelişme özellikleri, gerekse kafes yetıştiriciliğine adaptasyonu neilenıyle popüler bir ırk olarak bütün dünyaya yayılmıştır. Bu tavşan ırkı Kırmızı Yeni Zelandalamın albıno olanlanmn seçimi ile elde edilmiştir. Fazla  miktarda et üretimine sahip olan özellikle Güney Kaliforniya’da döl verimi, analık kabiliyeti, hızlı gelişme ve vücut konformasyonu gibi özellikler bakımından önem kazanmıştır. Bu özellikleri ile 56 günlük yaşta fazla ağır olmayan bır karkas venmine sahiptir. Beyaz Yeni Zelanda tavşanlarının ergin canlı ağırlıkları (4 kg) olup, Kaliforniya tavşanlarından daha fazladır. Bu tavşan ırkı ilk defa Kaliforniya’da bir araştırma enstitüsünde kullanılmış, I960’larda Batı Avrupa’ya hızla yayılmış, kafes tavşancılığının gelişmesi ile birlikte en fazla yetiştirilen ırk haline gelmiştir. Bugün de et üretiminde kullanılan tavşanların önemli bır miktarını oluşturmaktadır.Kaliforniya tavşanları sentetik Amerikan ırkındandır. İlk defa 1928’de Kaliforniya’da bir et ve kürk hayvanı olarak ortaya çıkarılmıştır. Ergin canlı ağırlıkları 3.6-4 kg. arasındadır. İri Şinşilla tavşanı Almanya orijinli ve Avrupa’da yetiştiriciliği yapılan bir ırktır. Ergin canlı ağırlıkları ortalama 4.5 kg. dır. Et ve kürk üretimi amacıyla kullanılmaktadır.
    Tavşan Irkları Hafif Irklar Bu ırklar 2.5-3 kg ergin ağırlığa sahiptirler. Bunların en tanınmışları Himalaya, Küçük Şinşilla. Hollanda ve Havana tavşanlarıdır. Rus veya Himalaya tavşanları beyaz ve siyah arasında değişik renklere sahiptirler. Orijinal olarak Çin’de bulunmaktadırlar ve buradan Rusya ve Polonya’ya yayılmışlardır. Himalaya tavşanları Ch mutant genini taşırlar. Bu tavşanlara ait bir soy Fransız tavşan yetiştiricileri tarafından hızlı ovulasyon düzeyi bakımından yetiştirilmiştir.Hafif ırklar genellikle hızlı gelişirler ve analık vasıfları iyidir. Bunlar orta ve ağır ırklara göre daha az yem tüketirler ve hafif karkas elde etmek amacıyla (1-1.2 kg) kullanırlar.
    Küçük Irklar Bu ırklar yaklaşık 1 kg. civarında ergin canlı ağırlığa sahiptirler. Bunlar ilk olarak Polonyalı tavşan yetiştiricileri tarafından tanıtılmış, değişik kürk rengine sahip hayvanlardır. Düşük canlı ağırlık yönünde yapılan seleksıyon döl veriminin düşmesine ve gelişme düzeyinin aşırı azalmasına neden olmuştur. Bu ırklar et üretimi amacıyla kullanılamaz. Gösteri, laboratuvar ve kürk üretimi amacıyla kullanılmaktadırlar.
    Lokai Populasyonlar ve Soylar: Saf ırklar genellikle küçük gruplar halinde yetiştirilir. Bu ırklar lokal populasyonlann geliştirilmesinde özel öneme sahiptirler. Ticari et üretimi için yetiştirilen tavşanların çoğunluğu bu temel populasyonlara dayanmaktadır. Bu populasyonlarda genelde ikili melezlemelerle ticari amaçlara ulaşılmaya çalışılır. Bu ırklar bazen birbirine hiç benzemeyen ırklardan oluşmaktadır. Bunlar gri, benekli veya beyaz tavşanlar olarak genelleşmış ve planlanmış melezlemeler sonucunda ortaya çıkmışlardır. Bunlar lokal populasyonlar olarak kabul edilebilir. Gelişmekte olan ülkelerde yer alan lokal populasyonlara örnek olarak Sudan’ın Baladi ırkı, Tunus’un Maltase ırkı ve Guadelupun Creole tavşanları verilebilir. Tavşan üretimini geliştirmeye yönelik ülkesel planlar ilk olarak bu lokal populasyonlann yaygınlaştırılması ve bunların biyolojik özellikleri, ıslah özellikleri ve adaptasyon kabiliyetlerirnin belirlenmesi üzerine oluşturulmalıdır.
    Son olarak üretimi yapılan tavşanlar soylardır. Soylar genetik olarak kapalı bir grubu ifade eder ve birkaç generasyon akrabalık yetiştirme programı uygulanmıştır. Soyların özellikleri yetiştirilen hayvanların sayısına bağlıdır. Özel yetiştiriciler tavşan soylarının seleksiyonla geliştirilme çalışmalarına tavukçulukta hat yetıştiriciliğinin pratikte uygulandığı 1930’lu yıllardan beri başlamışlardır. Ayrıca bazı yetiştiriciler belirli bir amaç takip etmeksizin soyların oluşmasında etken olmuşlardır. Bazı araştırma kuruluşları akrabalı yetiştirilmiş tavşan soyları ve hatlarını laboratuvar hayvanı olarak geliştirmişlerdir.
    Tavşan türleri ve özellikleri İri Cüsseli Flandır Tavşanı 18. asırdan beri bilinmekte olan bu tavşan ağır cüsselı ırklar arasında yer almaktadır. Erkeklerde baş dikdörtgen şeklinde, dişilerde ise narin ve uzunca bir yapı arz etmektedir. Vücut uzunluğu ortalama 80 cm kadardır. Gözler genellikle kılların renginde olup iricedir. Kulaklar geniş ve 15-18 cm uzunluğundadırlar. Dişilerde gerdan orta derecede gelişmiş olup ön ayaklar üzerine doğru uzanmış haldedir, erkeklerde ise gerdan dişilerde olduğu gibi gelişmemiştir. Ön ayaklar çok kuvvetli, arka ayaklar da uzun ve sağlam yapılıdır. Tırnaklar kürk renginde, kuyruk dik ve uzuncadır. Kürklerinin rengi yabani tavşan kürklerinin renginde olup aranılan bir kürk rengine sahiptirler. Kürkü kaplayan kıllar siyah ve pigmentlidir Karın, ayak ve kuyruk allı beyazdır. Bu hayvanların beyaz, siyah ve kırmızı renkte olanları da vardır. Vücudu kaplayan kıllar oldukça kısadır. Erken gelişen bir ırktır. Yavruları 2 aylık olduklarında 2,5 kg, ergin yaştaki erkekler 6-8 kg, dişiler ise 6,5-8 kg kadar gelmektedirler. En önemli kusurları etlerinin lifli olması, uzun sinirler ihtiva etmesidır. Et kalitesi iyi olan ırklarla melezlendikleri zaman hem et kaliteleri düzelmekte, hemde gelişme hızı daha iyi olan hayvanlar elde edilmektedir.
    Burgogn Kızıl Tavşanı Orta büyüklükte karkasa sahip olan bir tavşan ırkıdır. Diğer saf ırklarla yapılan melezlemelerden oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. Et kaliteleri ıyi olan bu tavşan ırkı Fransa ve diğer birçok Avrupa ülkelerinde yayılmıştır. Erkeklerde baş büyuk ve genişçe, dişilerde ise biraz uzun ve narin bir görünümü  vardır. Kulaklar bombeli, açık ve uzunlukları 13 cm kadardır. Gözler kestane-kül renginde, göz bebekleri koyu mavi renktedır. Boyun oldukça kısa ve kalındır. Bacaklar kısa ve kuvvetli, kuyruk sağrıya yapışmış gibidir. Vücudu örten kil örtüsü genellikle kızıl renkte olmakla birlikte açık ve koyu tonda olanları da vardır. Kıl örtüsü parlak, yumuşak ve homojen bır renklilik gösterir. Sağlam yapılı ve döl verimleri iyi olan hayvanlardır. Etleri lezzetli, ette lifler oldukça ince yapılıdır. Gelişme hızları diğer ırklara göre daha düşüktür. Canlı ağırlıkları ortalama erkeklerde 4 kg olmakla birlikte dişilerde biraz daha yüksektir. Üç aylık yavrular 2-2.5 kg kadar gelmektedirler.
    Büska Beyaz Tavşan Erken gelişen ve kaliteli kürkler veren iri vücutlu hayvanlardır. Melezlemelerde canlı ağırlık artışı ve erken gelişmeyi sağlamak için kullanılırlar. Baş kuvvetli, kulak
    Cevap Yaz Arama Yap

    Rabia Rabia

    • 2017-03-10 14:45:05

    Cevap : Yavru tavşanlarda gelişme son derece hızlı olduğu için besin madde ihtiyaçları da son derece hızlıdır. Asla unutulmaması gereken bir şey var ise oda yavru tavşanın ergenliğe doğru ilerlerken asla ama asla sağlıksız beslenmemesi gerektiği olduğudur. Aşağıdaki yer alan listede bir yavru tavşanın büyüme grafiğidir. Elbette her yavru tavşanın bu grafiğe uyacak değildir.Beslenme alışkanlıkları, yaşam alanı, iklim, tavşan ırkı gibi pek çok etmen vardır.

    i8 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 155 gr. ağırlaşmaktadır. 10 haftalık bir yavru tavşan ortalama 906 gr. ağırlığında ve haftalık 169 gr. ağırlaşmaktadır. 12 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1359 gr. ağırlığında ve haftalık 127 gr. ağırlaşmaktadır. 14 haftalık bir yavru tavşan ortalama 1812 gr. ağırlığında ve haftalık 113 gr. ağırlaşmaktadır. 16 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 84 gr. ağırlaşmaktadır. 18 haftalık bir yavru tavşan ortalama 2265 gr. ağırlığında ve haftalık 70 gr. ağırlaşmaktadır. Bir yavru tavşan uygun bir şekilde beslenirse, 1. haftada doğum ağırlığının 2 katına ve 2 aylıkken sütten kesildiği zaman da doğum ağırlığının 28 katına çıkmaktadır. Bu çok hızlı bir gelişmedir. Eğer bir yavru tavşan düzenli olarak beslenilmesi sonucunda hızlı bir büyüme gösermiş ise bundan korkulmamalıdır.

    i
    Cevap Yaz Arama Yap

    Rabia Rabia

    • 2017-03-12 09:27:22

    Cevap : 1- Tavşanlar otoburdur. Yalnızca yeşillik ve sebzeyle beslenirler.
    2- Ömürleri en fazla 9 yıl sürer. Yaşam koşulları kötü olan Tavşanlar, 4-5 yaşlarında ölebilmektedir.
    3- Tavşanlar, aynı Kediler gibi kısırlaştırılabilir.
    4- Tavşanlar sanıldığı gibi “kemirgen” sınıfında değildir. Tavşangiller ailesine aittir.
    5- Tavşanlar, Hamsterlar gibi geceleri aktif olur, gündüz vakitlerinde uyur.
    6- Tavşanlar çok hızlı bir şekilde ürer. Bu nedenle bazı ülkelerde nüfüs patlaması yaşayarak, çeşitli sorunlara neden olmuşlardır.
    7- Tavşanların yalnız yaşaması tavsiye edilmemektedir. En az 2 Tavşan olacak şekilde beslemek strese girmelerine engel olur.
    8- Tavşanlar kucağa alınmaktan ve aşırı ilgiden pek hoşlanmazlar.
    9- Tavşanlara Kedilerde olduğu gibi tuvalet eğitimi verilebilir.
    10- Tavşanlar kendilerini sesli olarak değil, vücut dilleriyle ifade ederler.
    11- Tavşanlara taze sebze ve yeşilliklerin yanında bir kap içerisinde mutlaka su verilmelidir. Bazı yanlış düşüncelerin aksine, Tavşanlar su içer.
    12- Tavşanlar, zarar verebilme ihtimallerine karşı Kedi-Köpek gibi hayvanlardan uzak tutulmalıdır.
    13- Tavşan yavruları, gözleri kapalı ve tüysüz bir şekilde doğar. İlk birkaç ay boyunca dış dünyaya karşı savunmasız olarak, korunmaya muhtaç bir halde olurlar.
    14- Bilinen Tavşan türü sayısı 50’ye yakındır.
    15- Tavşanlar, çok hassastırlar. Sevmek için kucağa alındığında ani hareketlerden kaçınılmalı, doğru bir şekilde tutulmalıdır.
    16- Tavşanlar sadece canları acıdığında, çiftleşme dönemlerinde ve hoşnutsuz olduklarında ses çıkarırlar. Bunun dışında, ses telleri bulunmasına rağmen herhangi bir şekilde ses çıkarmazlar. Çiftleşme döneminde gark-gurk, canları acıdığında ise, tiz bir ses çıkarırlar.


    – Tavşanlar pek tavsiye edilmemekle beraber kısırlaştırılabilir.
    – Ömürleri, bakım şartlarına bağlı olarak 5-10 yıl arasındadır.
    – Tavşanlar yalnız bakılmamalı en az bir çift olarak beslenmelidir. Sosyal canlılar olduklarından dolayı tek başlarına strese girebilirler.
    – Otoburdurlar. Beslenmelerinin çoğu yeşillik ve sebzelerden oluşur.
    – Çok hassas canlılardır. Sürekli olarak ele alınmaktan hoşlanmazlar.
    – Yavrular, tüysüz ve gözleri kapalı olarak doğar. Gözleri açılıp yürüyünceye dek annelerine muhtaçtırlar.
    – Yavrulara büyüyünceye dek dokunmamak gerekir. Ele alındıklarında kokumuz onlara geçeceği için, annesi yavrusunu dışlar ve ölüme terkeder.
    – Yine önemli bir özellikleri de tuvalet eğitimini kolayca kazanabilmeleridir.
    – Tavşanlar, bilinenin aksine kulaklarından tutarak kaldırılmamalıdır. Bu durum çoğu zaman yapılan bir yanlıştır.
    – Tavşanlar aynı kafes içerisinde sadece kendi türleriyle beslenmelidir. Başka türlerle birlikte yaşadıklarında huzursuz olabilirler.
    – Tavşanlara sebze ve yeşilliğin yanında kuru gıdalar da verilebilir. Tohumlar, Tavşanların beslenmelerinde önemli bir yere sahiptir. Bu üç çeşidi, haftalık olarak belirli bir denge içerisinde vermek gerekir.
    – Taban malzemesi olarak talaş en ideal tercihtir.
    – Kafeslerinde her zaman temiz ve taze su bulundurulmalıdır. İştahsız ve güçsüz Tavşanlar için belirli aralıklarla (haftada bir) sularına vitamin damlatılabilir.





    Tavşanlar sıcakkanlı hayvanlar olup memeli gurubunda yer almaktadırlar. Yapı olarak çoğu memelinin tersine gündüz uyuyup gece aktiftirler. Yaşam süreleri 7-9 yıl ile sınırlı olmasına rağmen ticari amaçlı yetiştirilen tavşanlar en fazla 4-5 yıl yaşamaktadırlar. Beslenmelerine gelince otçul(herbivor) hayvanlardır. Özellikle yoncayı tercih ederler.Yavrulara sulu gıda (marul vb.) verilmesinden kaçınılmalıdır.Tavşanların gebelik süresi 28-33 gün olması ve yılda 5-8 doğum yapabilmeleri ve her doğumda da ortalama 4-10 yavru vermeleri bir tavşan sürüsünü bir yılda inanılmaz rakamlara ulaştırır.Tavşanın yaşadığı yerin sıcaklığının 10 derecenin altına inmemesi gerekmektedir.Üst sıcaklık limiti ise 30 derecedir.Tavşanın yaşadığı yerde gürültülü seslerin çıkarılması hayvanı strese sokmaktadır.


    Erişkin bir tavşan ırklara göre farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 3-6 kg. civarındadır. Buna paralel günlük tükettikleri su 300-600 ml.  yem ise (pelet) 150-300 gr civarında olmaktadır. Koku alama duyuları çok iyi gelişmiştir. Üreme ilkbahar ve yaz öncesi çok yüksek sonbaharda çok düşüktür.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.