İşte Cevaplar
Cevap : genelde yaprım çünkü karşımızdaki kişiyle dogru iletişim kurmamız gerekir aksi halde iletişimde kopukluk olur aşagıdaki gibi eylemler iletişimde kopukluga neden olur;
İletişimi Koparan Unsurlar
Emir verme: İnsanlar emir almaktan hoşlanmazlar. Örneğin üst birinin, “arkadaşlar şu işi biran önce yetiştirmemiz lazım” gibi tabirler kullanması daha faydalı olabilir.
Nasihat: Dikte etme, ukalalık, öğretici üslup, sen bilmezsin ben bilirim, bak sana söylüyorum gibi tavırlar iletişimi zayıflatır veya koparır.
Mümkün olduğunca rol yapmamak ve karşıdakinin de kendisi olmasına izin vermek gerekir. Uyarma: Sert uyarılardan hiç birimiz hoşlanmayız. Hatta Kur’an-ı Kerim’de Resulullaha hitaben “Sen onlara katı yürekli olsaydın, etrafında kimseyi bulamazdın” buyrulmaktadır. Hatta Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in abdesti doğru alamayan birine “Bak bakalım hangimiz doğru abdest alıyoruz?” diyerek ona dolaylı yoldan abdesti öğretmeleri güzel bir örnektir. Tehdit: Mümkün olduğunca yerli yersiz tehditten kaçınmak gerekir. Bu konuya hem iş hem de ev ortamında dikkat etmemiz gerekir. Alay etmek: Alay, insanların hiç kaldıramayacağı çok kötü bir iletişim şeklidir. Bu arada insanları çok güldüren bir tip olmaktan da sakınılmalıdır. Bu da insanın vakarını ve ciddiyetini zedeler. İnsanlar sizi kaale almamaya başlar. Eleştiri: Eleştiri, yıkıcı değil yapıcı şekilde olmalıdır. Tahrip edici tenkit iletişimi kopartır. Bunun yerine motive edici şevklendirici bir üslup kullanmak çok çok faydalı olur. Avutma: Hikaye anlatmayın. Örneğin Nasrettin Hoca’nın yün hikayesi gibi; “Buraya çalı dikeceğiz, sonra buradan koyunlar geçecek, yünleri bu çalılara takılacak, götürüp pazarda satıp borcumuzu ödeyeceğiz” avutmaları yapmayın. Sorgulama: Sorgulayıcı sorular sormayın. Bu tartışmalara yol açar. Onun yerine çözüme yönelik adımlar atın.
Yerinde olmayan istek ve taleplerden kaçının. Karşıdakine kaldıramayacağı yükü yüklemeyin. Bu ümitsizliğe yol açar. Uygun hedefler belirleyin. Sağırlar diyaloğundan kaçının.
Diğer Cevaplara Gözat
Mümkün olduğunca rol yapmamak ve karşıdakinin de kendisi olmasına izin vermek gerekir. Uyarma: Sert uyarılardan hiç birimiz hoşlanmayız. Hatta Kur’an-ı Kerim’de Resulullaha hitaben “Sen onlara katı yürekli olsaydın, etrafında kimseyi bulamazdın” buyrulmaktadır. Hatta Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in abdesti doğru alamayan birine “Bak bakalım hangimiz doğru abdest alıyoruz?” diyerek ona dolaylı yoldan abdesti öğretmeleri güzel bir örnektir. Tehdit: Mümkün olduğunca yerli yersiz tehditten kaçınmak gerekir. Bu konuya hem iş hem de ev ortamında dikkat etmemiz gerekir. Alay etmek: Alay, insanların hiç kaldıramayacağı çok kötü bir iletişim şeklidir. Bu arada insanları çok güldüren bir tip olmaktan da sakınılmalıdır. Bu da insanın vakarını ve ciddiyetini zedeler. İnsanlar sizi kaale almamaya başlar. Eleştiri: Eleştiri, yıkıcı değil yapıcı şekilde olmalıdır. Tahrip edici tenkit iletişimi kopartır. Bunun yerine motive edici şevklendirici bir üslup kullanmak çok çok faydalı olur. Avutma: Hikaye anlatmayın. Örneğin Nasrettin Hoca’nın yün hikayesi gibi; “Buraya çalı dikeceğiz, sonra buradan koyunlar geçecek, yünleri bu çalılara takılacak, götürüp pazarda satıp borcumuzu ödeyeceğiz” avutmaları yapmayın. Sorgulama: Sorgulayıcı sorular sormayın. Bu tartışmalara yol açar. Onun yerine çözüme yönelik adımlar atın.
Yerinde olmayan istek ve taleplerden kaçının. Karşıdakine kaldıramayacağı yükü yüklemeyin. Bu ümitsizliğe yol açar. Uygun hedefler belirleyin. Sağırlar diyaloğundan kaçının.
Diğer Cevaplara Gözat