Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Tiyatroda bir oyun türü bulmaca

Bulmacada Tiyatroda bir oyun türü sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-09-01 14:28:02

    Cevap :
    Bulmacada 'Tiyatroda bir oyun türü' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Tiyatroda bir oyun türü' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba TRAJEDİ yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba DRAMA yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba KOMEDİ yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba OPERA yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba PANTOMİM yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba TULUAT yazabilirsiniz.
    7. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba OPERET yazabilirsiniz.
    8. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba MÜZİKAL yazabilirsiniz.
    9. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba BALE yazabilirsiniz.
    10. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba REVÜ yazabilirsiniz.
    11. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba SKEÇ yazabilirsiniz.
    12. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba MODERN yazabilirsiniz.
    13. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba MELODRAM yazabilirsiniz.
    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Ağlatı yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Tragedya yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Facia yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba Dram yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba Güldürü yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 10 harfli ise cevaba Vokal Müzik yazabilirsiniz.
    7. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 10 harfli ise cevaba Sözsüz Oyun yazabilirsiniz.
    8. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba Doğaçlama yazabilirsiniz.
    9. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 9 harfli ise cevaba Eğlenceli yazabilirsiniz.
    10. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 13 harfli ise cevaba Bale:Müziksiz yazabilirsiniz.
    11. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Oyunca yazabilirsiniz.
    12. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Çağcıl yazabilirsiniz.
    13. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Çağdaş yazabilirsiniz.
    TRAJEDİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Ağlatı (6 harfli)
    2. Tragedya (8 harfli)
    3. Facia (5 harfli)
    DRAMA kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Dram (4 harfli)
    KOMEDİ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Güldürü (7 harfli)
    OPERA kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Vokal Müzik (10 harfli)
    PANTOMİM kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Sözsüz Oyun (10 harfli)
    TULUAT kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Doğaçlama (9 harfli)
    OPERET kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Eğlenceli (9 harfli)
    BALE kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Bale:Müziksiz (13 harfli)
    SKEÇ kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Oyunca (6 harfli)
    MODERN kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Çağcıl (6 harfli)
    2. Çağdaş (6 harfli)
    Sözlükte TRAJEDİ Nedir:
    Trajedi (Tragedya): [Özet] Yunanca "tragoidia"dan gelen bir sözcük­tür. Trajedi, tragos (keçi) ve oidie (türkü) sözcüklerinin birleş­mesiyle "keçilerin türküsü" anlamında kullanılır. Günümüzdeki anlamıyla yaşamın acıklı ve hüzünlü yönlerini ortaya koyan manzum tiyatro eserleridir. Konusunu seçkin kimselerin haya­tından, tarihten ya da mitolojiden alır. Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kişilerdir. Kusursuz bir üslubu vardır. Kaba sözlere yer verilmez. Öldürme, yaralama gibi çirkin olaylar, se­yircinin gözü önünde canlandırılmaz, sahne arkasından seyir­ciye hissettirilir. Oyunda koroya yer verilir. Üç birlik kuralına (yer-zaman-olay birliği) uyulur.

    Trajedi Nedir Kısa Kısa


    Trajedi: Kişilere korku, heyecan ve acindirma telkinleriyle ders vermek amaci güden en eski tiyatro çeşididir. Nazim halinde yazilmasi ve degişmez kaidelere bagli olmasi sebebiyle öbür tiyatro çeşitlerinden kolayca ayrilir. Trajediler genellikle beş perdelik oyunlardir. Eski yunan’da,çok oynanan bu eserler 3 ve ya 6 perdelik de olabilirdi. o zamanki tiyatrolarda dekor bulunmaz,ancak sahnenin bir köşesinde olaylarin sebep ve sonuçlarini anlatan bir koro yer alirdi. Kahramanlar; kral, kraliçe, prenses, eski yunan’ın tanrı ve yarı tanrıları gibi en üst tabaka kişilerden seçilmiştir. Orta tabaka ve basit halk adamlarına rastlanmaz. kahramanları arasında geçen olaylar insanların ruhi zayıflıklarını, ihtiraslarını, iradeye bağlı yüce davranışlarla çarpıştırır. Trajedilerde; olay,zaman ve çevrede birlik demek olan ”üç birlik kuralı” benimsenmiştir. Trajedilerde iç içe girmiş karışık olaylar bulunmaz. ayrıntıya girmeden tek bir olay gösterilir. Olayın ön ve son tarafları, sebepleri ve sonuçları gerektikçe konunun ağzından halka duyurulur. Buna “olay birliği” denir. Trajedi olayının bir günde (24 saat) olup bitmiş gibi gösterilmesine “zaman birliği”, tek bir şehrin Belli bir köşesinde başlayan olayin yine orada bitmesine de “çevre (mekan) birligi” denir. Trajedilerde parlak nutukları andıran yüksek ve asil bir üslup kullanılır. Kaba, çirkin ve niteliği düşük sözler bulunmaz. Trajedi şairleri mısralarının derin manalı ve hikmet dolu olmasına önem vermişlerdir. Trajedilerde kadere,ahlak,töre ve geleneklere üstün bir değer verilmiştir. Trajedinin maksadının “insani acılarının ifade edilerek seyircilerin ruhunda korku ve merhamet uyandırılması” olduğu kabul edilmektedir.

    Trajedi (Tragedya)


    [Detay] bu sözcük Yunanca tragoidia’dan gelir; tragos (keçi) ve oidie (türkü) sözcüklerinin birleşmesiyle "keçilerin türküsü" anlamına kullanılır. Dionysos şenliklerinde koro, tanrının ona bağlı kölelerini simgeliyordu. Tanrının çevresinde hep doğanın yabancı güçlerini temsil eden teke ayaklı satyrler bulunduğu için ilk başlarda, koro da satyrlerin biçimine giriyordu; ilk dönemlerde, korodaki oyuncular teke derileri (tragoi) giyerek oyun alanına çıkıyorlardı. Tragedya türü de tragos'ların şarkılarından doğdu. Tragedyanın konu kaynağı efsanelerdi. Zaten efsaneler Yunan şiirinin de kaynağı olmuştu. Kendisinden sonra gelen yazarların bitmez tükenmez hazinesi olan Homeros efsaneleri güzel bir üslûp içinde tekrarlanmıştı. Ancak dram sanatı, bu efsanelerden yepyeni bir biçimde esinlendi. Efsaneler geleneksel bir süsleme sanatı gibi, tekrarlanmanın batağına tam düşecekken, dram sanatı bu efsanelere yeni bir soluk getirdi ve geniş bir ufuk açtı. Çünkü efsanelerde idealize edilerek ya da süslenerek anlatılan olaylar ve bu olayların içindeki kahramanla dram sanatı yoluyla Atina halkının özelliği ve tavrı oluverdi; efsaneler yoluyla önemli gerçekler üzerinde duruldu. Yunan tragedyasının özellik gösteren düşünce düzeyinden biri “gururlanma günahı” ve bu günahın kaçınılmaz cezasıydı. Grekler bu cezayı tanrıça Nemesis'e bağlarlardı. Nemesis, başarıları ve sürekli zenginlikleri yüzünden tanrıları unutan insanların kırbacı, onları cezalandıran bir yüce güçtü. Yunan seyircisi için hiçbir şey gurur kadar kahramanın kötü bir duruma düşmesindeki acıya, gölge düşüremezdi. Yunan tragedya yazarları, oyunlarında tekrar tekrar bu günah-ceza kavramları üzerinde dururlardı. Hele Aiskhilos bu dinsel kavramlara her zaman dikkat etmişti. Ancak antik tragedyadaki günah kav-ramı bugünkünden değişikti: bazen günah hafif olur, unutulurdu; bazen günahı işleyen farkına bile varmazdı; bazen da günahı işleyen cezaya çarptırılan değil, onun babası ya da atası olurdu. Tragedya kahramanları günahlarından dolayı vicdan azabı çekmezlerdi. üezgldie Yunan tragedyasının yapısı konuşmalı ve şarkılı bölümlerle kuruludur. Konuşmalı bölümler üçe ayrılır:

    1. Progolos


    Progolos(Tragedyanın başlangıcı) Koronun ortaya çıkmasından önce söylenen bölümdü. Oyun üzerine bazı açıklamaların yapıldığı yerdi. Bu bölüm yalnız bir kişi tarafından seyirciye doğru söylenirdi. Bir çeşit anlatıcının bölümüdür. Bu başlangıç bitince koro oyun alanına girer ve oyun bitinceye kadar kalırdı.

    2. Epeisodion


    Epeisodion'lar Bunlar koronun şarkıları arasındaki bölümlerdi. MÖ 5. yüzyıldan itibaren her oyunda üç Epeisodion'un olması bir kural durumuna geldi.

    3. Eksodos


    Eksodos (tragedyanın bitişi) İlk dönemlerde koronun dışarı çıkması sırasında söylenen lirik bir şarkıydı.

    Trajedinin Özellikleri


    1. Koro, trajedinin temel öğesidir. Halkı temsil eder, eyleme karışmaz. Kentin yaşlıları ya da kadınlarından oluşur. İnsanlara öğüt verir, yol gösterirler. Konular mitoloji ya da tarihten alınır. 2. Erdeme ve ahlaka değer verilir. 3. Kahramanları, sıradan insanlardan değil; doğa üstü varlıklar ( Tanrılar, Tanrıçalar…), yüksek tabakadan kişilerden ( kral, soylular) oluşturu­lur. 4. Eser, baştan sona kadar ciddi bir hava içinde geçer. 5. Acı veren; vurma, yaralama, öldürme gibi olaylar sahnede seyirciye gösterilmez. Yalnızca bu olayların öyküsü anlatılır. 6. Sahnede basit ve sıradan bir üslup kullanılmaz. 7. Kaba saba sözlere yer verilmez. 3 Şiir biçiminde yazıiır 9. Sahnede üç birlik kuralına ( yer.zaman, olay) uyulur. 10. Trajedi birbiri ardından süren diyolog ve koro bölümlerinden oluşur, 11. Korolar Ürik, diyologiar dramatik bölümlerdir. 12. Koralar şarkı ve danstan oluşur. 13. Trajedi bir bütün halinde aralıksız oynanır. Korolar, dramatik bölümlerin arasında perde aralarını gösterir.

    Klasik Trajedinin Özellikleri


    1. Trajedilerde erdem ve ahlaka her şeyin üstünde yer verilir. 2. Trajedi, konularını tarih ve mitolojiden alır. (17. yüzyıla kadar) 3. Trajedilerde; çirkin sayılan vurma, yaralanma, öldürme gibi olaylar, sahnede, seyircilerin gözleri önünde sergilenmez, bu olaylar sahne gerisinden duyurulur. 4. Trajediler, manzum olarak yazılır. 5. Beş perdeden oluşur. 6. Kahramanlar olağanüstü varlıklar veya soylulardır. Tanrılar, tanrıçalar, yarı tanrılar; krallar, kraliçeler… 7. Trajedilerde üç birlik kuralı vardır. Bir eserin zaman, mekan(yer), olay birliği içinde verilmesine üç birlik kuralı denir. • Zaman birliği : Eserin konusunu oluşturan olay, 24 saat içinde geçer. Eserin konusu, olayın sonuca en yakın yerinden seçilir. • Yer birliği : Olayın baştan sona kadar aynı yerde geçmesidir. • Olay birliği : Piyesin tek bir ana olay çevresinde gelişmesidir.

    Tragedya Yazarları


    En ünlü tragedya yazarları; Eski Yunan'da Aiskhylos, Euripides. Sophokles; Klasik Fransız edebiyatında Corneille ve Racine'dir.

    Grek Tragedyasının Yapısı


    Konuşmalı ve şarkılı bölümlerle kuruludur. Konuşmalı bölümler üçe ayrılır: Prolog, yani başlangıç. Koronun ortaya çıkmasından önce söylenen bölümdü. Oyun üzerinde bazı açıklamaların yapıldığı yerdi. Bu bölüm yalnız bir kişi tarafından seyirciye doğru söylenirdi. Bir çeşit anlatıcının bölümü. Bu başlangıç bitince koro oyun alanına girer ve oyun bitinceye kadar kalırdı. Epeisodion’lar: Bunlar koronun şarkıları arasındaki bölümlerdi. İ.Ö. V. YY. dan itibaren her oyunda üç epeisodion’un olması bir kural durumuna gelmiştir. Eksodos: Tragedyanın bitişiydi. İlk dönemlerde koronun dışarı çıkması sırasında söylenen lirik bir şarkıydı. Bu bölümlerde tragedyanın başı, ortası ve sonu, yani bugünkü terimlerle ,serim bölümü,gelişim (çatışam,düğüm) bölümü ve çözüm bölümü ortaya çıktı. Koronun söylediği lirik parçalar iki çeşitti. Parados: Koronun içeri girerken söylediği şarkılar Stasima: Epeisodionlar arasında söylenen lirik parçalardı. Grek tragedyası dinsel bir tören niteliği taşıyordu. Ayrıca bir tiyatro oyunundan çok operaya ya da müzikli oyuna yakındı. Tragedyalardaki dinsel hava seyirciyi etkilerdi. Antik tragedya ile iki düzeyde gelişirdi seyirci; oyun kişileriyle kişisel duyguya yönelirdi, koro ise bu kişisel duyguyu genelleştirir ve dinsel bir hava içine sokardı. Grek tragedyasının anahtarı, seyircide kişisel duygunun dinsel bir duyguya doğru gelişmesiydi.

    Trajedi (Tragedya) Tanımları


    * Tanrı dionyssos şerefine söylenen şarkıların (dithyrambos) gelişmesinden doğan tragedya kelimesinin etimolojisi satyr (keçi görünümlü) kılığındaki korodan gelmektedir. Eski hellence tragos+ode tragos =keçi ,ode= şarkı .. * Klasik tanimlamasinda, yüceltilmis sözlerle konusulan, yüceltilmis bir kahramanin iyi bir durumdan kötü bir duruma düsmesiyle seyircinin korku ve acima duygularina yönelmesi ve böylece entelektüel arinmaya gittigi oyun türü. Çagdas tanimi için da, sirdan bir kisinin gerçekçi bir çevre içinde toplumsal çeliskilerini hissetmesiyle ortaya çikan bir oyun türü.
    Sözlükte DRAMA Nedir:

    Drama (Özet)

    Şiirsel, anlatisal ya da diyaloglar halinde yazilan ve yazinsal metnin, oyun kisilerinin söyleminden olustugu edebiyat türü. Drama; yalnizca bati tiyatrosunun yüzyillardir ürettigi; tiyatro yazininda kendini kabul ettirmis yapitlarin ortak özelligi degil, her çesit tiyatro ürününün ortak özelligini gösteren bir terim olarak ele alinmalidir.

    Drama Nedir

    Drama : Oyuncular için yazılan bölümleri duygusal - kurgu ile canlandırma sanatıdır.

    Drama Sözcüğünün Kökeni

    Anadolu kavmi Luwi” lerin dillerinden gelmektedir. Sözcük Adra/Odra ismiyle ilişkili olup Anatanrıçanın kocasının halkı anlamındadır. Burada dra=adra/odra; erkek,koca,eş, anatanrıçanın kocası (u)m=…..lıalar,ardalılar yani “tanrının insanları” anlamındadır.
     
    Drama sözcüğünün tam bir Türkçe karşılığı bulunmamaktadır. Sözcük olarak Yunanca “dran”dan türetilmiştir.
    Dran: yapmak,etmek,eylemek anlamını taşımaktadır.
    Drama: eylem adını taşıyan yine Yunanca “dromenon “ seyirlik olarak kullanımıdır. Yunanlılarda drama doğrudan doğruya “yaşamak” anlamında kullanılırdı.
     
    Oxford sözlüğünde drama sözlüğünün karşılığı olarak “bir sahne oyunu, dramatik sanat yazmaktadır".
     
    Redhose’de “bir sahne oyununda olduğu gibi geçen hayat olayları“ anlamında kullanılmaktadır.
     
    Yunanca’daki başka bir anlamı da oynamaktır. Antik tiyatronun gelişmesinden bu yana bu sözcük “herhangi bir kimsenin herhangi bir şey yapması” değil “belli bir kimsenin katılanlara anlamı olan bir şey yapması”dır İnsanların tasarımlarını eyleme dönüştürdüğü bir yoldur.İnsanın her türlü eylem ve edinimde var olan durumlar bütünüdür.
     
    En kabul gören bir tanıma göre drama; bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı, bir tümceyi, bir fikri ya da yaşantıyı veya bir olayı, tiyatro tekniklerinden yararlanarak oyun ya da oyunlar geliştirerek öyküleştirmektir. Yunanca'da anlamı hareket anlamına gelen “dran” eyleminden çekimlenmiştir. Çocuk Psikolojisi'nde ise drama, yaşamı, hayatı tanıtmak anlamına gelir.
     
    Dramalar medyanın çeşitliliğinde canlandırılabilir: canlı performans, film veya televizyon için özel dramalar. “closet dramas (tr:okunmak için yazılmış)” oyunlar gibi aynı formlarda (diyalogla, sahnelerle, sahne yönetimiyle) yazılır ama sahneye konulmasından çok okunması hedeflenir. Örnek olarak Seneca'nın oyunları, Byron'un Manfred'i ve Percy Bysshe Shelley'nin Prometheus Unbound'unu verebiliriz. Imaginary Conversations of Walter Savage Landor'da olduğu gibi bazı dramatik edebiyat eserleri hiçbir şekilde oyunların canlandırılmış şekillerine benzemeyebilir. Drama, baştan başa müzikal içinde diyalogların ve şarkıların olduğu operada veya müzikal ahenge sahip oyunlarda örenğin Japon Noh dramasında oldu gibi müzik ve dansla sık sık birleştirilir.
     

    Dramanın yapısı

    Ünlü Rus yazarı ve edebiyat kuramcısı Belinski 'dramada uzun öykülerin olmaması ve her kelimenin mutlaka bir dramatik eylemde söylenmesi olağan üstü bir öneme sahiptir.', diyor ve şöyle devam ediyor: 'Dramanın doğanın basit bir şekilde kopya edilişi biçiminde olmaması gerektiği gibi, çok güzel olsalar bile, birbirinden ayrı sahnelerin bir araya toplanmış hali de olmaması gerekmektedir. Drama her kişinin kendi amacı doğrultusunda ve yalnız kendisi için hareket ettiği ve de ister istemez, kendisinin dahi bilmediği nedenlerden dolayı, yapıtın genel dramatik eylemine uygum sağlayabildiği bir dünya, yani kendine özgü ayrı dünyasını oluşturmalıdır. Fakat böyle bir şey, dramanın ancak ve ancak belirli bir düşüncesinin içinde doğup geliştiği hayal ürününden rastgele kurgulanmadığı zaman meydana gelebilir...'

    Dramanın Yararları

    Drama yönteminde bütün duyu organları etkin bir şekilde kullanıldığı için çocuğun dikkat, algılama, dinleme, konuşma, bedenini de kullanarak anlatma ve yorumlama gibi iletişim becerileri gelişir. Böylece çocuk kendini ve sorunlarını ifade edebilmeyi ve yorumlamayı öğrenir. Drama, çocuğun utangaçlık, çekingenlik vb. olumsuz duygulardan arınmasını sağlar.

    - Drama oyun oynayarak yapıldığından soyut ve teorik olay ve kavramların anlaşılıp somutlaştırılmasına yardımcı olur. Böylece olaylar karmaşık bile olsa çocuk kolayca anlar ve yorumlar, çatışmalarla olumlu biçimde baş etmesini öğrenir.
    - Çocuğun düş gücünü geliştirir ve zenginleştirir. Bilim ve teknolojideki buluşların, onları bulan kişilerin öncelikle düş güçlerinin bir ürünü olduğunu düşünürsek dramanın çocukların düş gücünü geliştirmesinin ne kadar önemli olduğu kolayca anlaşılacaktır. Ayrıca sanatın ve sanat eserlerinin oluşturulmasında da düş gücü olmazsa olmaz bir koşuldur. Drama, çocukların sanatçı ruh taşıyan bireyler olarak yetişmesinde de önemli rol oynar.
    - Çocuklarda estetik duygusunun ve bilincinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocuk iyi, güzel, doğru gibi kavramları daha sağlıklı algılar ve yorumlar.
    - Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Çocuk, olaylara ve hayata eleştirel bir gözle bakmayı, yorumlamayı öğrenir. Böylece çocukta olay, olgu ve kavramları bir mantık süzgecinden geçirme yeteneği oluşur ve kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi kabullenmeden araştırıcı olmaya yönelir.
    - Drama çok önemli bir öğrenme yoludur. Drama arcılığıyla çocuk, olaylar ve durumları, bunların arasındaki bağlantıları kolayca öğrenebilir. Böylece çocuğun problem çözme yeteneği gelişir ve kendi ayakları üzerinde durabilme becerisi kazanır.
    - Drama grupla yapılan bir etkinlik olduğundan çocuğun işbirliği yapma, sosyal ilişkiler, iletişim kurma gibi sosyal yönlerinin gelişmesine katkıda bulunur, çoğun sosyal gelişimini hızlandırır.
    - Yapılan etkinlikler sırasında duygular da yansıtıldığından çocuğun duygusal gelişimini olumlu yönde etkiler ve gelişmesine katkıda bulunur. Çocuğun günlük sıkıntılardan kurtulup deşarj olmasını sağlar.
    - Çocuk drama etkinlikleri içinde kendini ve çevresini, çevresindeki insanları daha iyi tanır. Böylece çocuğun empati kurma becerisi gelişir ve çevresindeki diğer bireyleri ve olayları anlaması kolaylaşır.
    - Yapılan etkinlerde ele alınan konuların içeriği bakımından çocukta ahlaki, milli ve manevi değerlerin gelişmesi sağlanabilir.
    - Dramanın öncelikli amacı çocukları eğlendirmek olmasa da, drama etkinliği sırasında çocuk eğlenir ve mutlu olur. Drama çocukları neşelendirir, umut ve iyimserlik duyguları yaratır.
    - Drama çocukta iyi bir edebiyat deneyimi oluşturur. Ayrıca çocukta sanat eğilimlerini başlatır ve sanatı özellikle de tiyatroyu sevmesine katkıda bulunur.
    - Drama yukarıda sayılan yararların hiçbirini sağlamasa en azından çocukları eğlendirir, hoşça vakit geçirmelerini sağlar.

    Drama Türleri

    Psikodrama

    Psikodrama Jakop Levy Monero’nun ilk kez Viyana’da anneleri ya da bakıcılarıyla parklara gelen çocukları izlerken onların bu alanda bir öğretmene ihtiyaç duyduğunu belirlemesi ve çevresine toplanan çocuklara şaşırtıcı ve düş gücünü yakalayan masallar anlatmasıyla kavram olarak ortaya çıkmıştır.

    Monero çocukların birbirlerine olan düşmanca kıskançça duygularından bu öyküler ve hayallerini doğal olarak oynayarak kurtulduklarını görür ve dramanın bir terapi olduğuna karar vererek (Teather Of Spentanity) ‘Doğallığın Tiyatrosu’ adını verdiği tiyatrosunu kurar ve bu tiyatro Psikodrama Tiyatrosuna öncülük eder.

    Psikodrama kişilik, kişiler arası ilişki, çatışma ve duygu sorunlarının özel dramatik yöntemlerle keşfedildiği bir grup yöntemidir. İnsanların çoğu yaşamları boyunca bir şey söylüyor, başka bir şey düşünüyor, üçüncü bir şeyi hissediyor ve sonuçta bu üçüyle de ilişkisi olmayan bir şey yapıyor. Bunun sonucu insan ruhu hırpalanıyor, stres ve parçalanmaya geliyor. Psikodramanın amacı insanların söz düşünce ve davranışlarında tutarlı olmalarına yardımcı olmaktır. Bir başka amacı da kendimize ve başkalarına karşı açık ve tutarlı olmayı kolaylaştırmaktır.

    Psikodramanın en önemli amaçlarından biri de bireylerde katarsis elde etme ve içgörü kazanmaları yoluyla psikolojik gelişimlerinin sağlanması ve böylece tedavi edilmeleridir. Psikodramanın, bir terapi tekniği olarak uzman kişilerce, özellikle bu konuda eğitim almış psikologlar tarafından uygulanması gerekir.(5)

    Eğitici Drama

    Pedagojik drama olarak da adlandırılır. Çocuğun hemen her konuda eğitiminde kullanılan bir tekniktir. Bu nedenle diğer iki drama türünü de belirli oranlarda içine alır. Çünkü eğitici drama, çocuğun psikolojik yapı ve psikolojik yaşantılar konusunda bilinçlenmesini de, özel bir yetenek olarak yaratıcılığı kazanmasını da amaçlar. Eğitici drama ile yaratıcı drama arasındaki en önemli fark, eğitici dramanın amacının oyun yaratmak olmaması ve çocukların konuya eğitim amaçlı olarak katılmalarıdır.(6)

    Yaratıcı Drama

    Çocukların yaratıcılık özelliğini geliştirmek ve oyun yoluyla düş güçlerini harekete geçirmek için çocuklarla yapılan drama etkinliklerine yaratıcı drama denir.

    Çocuklar da yetişkinlerin yaşadığı dünyada yaşamaktadırlar ve onların da yetişkinler gibi duyguları, düşünceleri ve tarzları vardır. Bunların oluşumunda hiç kuşkusuz çevresindeki yetişkinleri örnek alırlar. Oysa çocukların yetişkinleri örnek almasından çok yaşam konusunda deneyime ihtiyaçları vardır. İşte bu noktada çocukların en çok yaptıkları şey, oyun, çok önemli bir yere sahiptir. Çocuklar yaşama dair birçok şeyi oyun oynarken öğrenirler ve bu öğrenmeler yaparak-yaşayarak olduğu için de son derece etkili ve kalıcı olmaktadır.

    Araştırmacı Arthur T. Jershild, çocukların oyun sırasında oyunlar aracılığıyla kendi güçlerini sınadıklarını, atılıma giriştiklerini, kendi çizdikleri sınırlar içinde rekabet ettiklerini, oyunda kaybetseler bile bunu kabullendiklerini, bu nedenle oyunların toplumsallaşma sürecinde önemli etmen olduğunu vurgulamaktadır.

    Yaratıcı drama, oyunlar kurarak çocuğa yaşantılar yoluyla yeni durumlara ve olaylara sağlıklı tepki vermesi ya da uyum sağlaması konusunda yardım etme sürecidir. Bu bakımdan yaratıcı drama çocuğun oyunlar yoluyla edindiği yaşama dair deneyimlerin doğru ve yerinde deneyimler olması için kontrol altında, önceden tasarlanmış ve bu konuda deneyimli kişiler tarafından yönlendirilerek yapılan bir etkinlik olmalıdır.

    Drama İle Tiyatro Arasındaki İşbirliği

    Drama, planlanmış bir etkinlik olmasına rağmen sonuç ve değerlendirme aşaması etkinliğe katılan bireylerin kişisel özelliklerine bağlı olarak her uygulamada farklı sonuçlar verebilir. Çünkü etkinlik süreci katılımcılar için bir etkileşim sürecidir. Tiyatroda oyun yazılı bir metindir ve ona uyulur. Dolayısıyla verilen mesajlar genelde her uygulamada aynıdır ya da benzer mesajlardır. Tiyatroda sunum yani sergileme-gösteri önemlidir. Oysa dramada sunum hiç yapılmasa da katılımcılar doyum sağlarlar.

    Dramanın Aşamaları

    Isınma ve Rahatlama : Çeşitli yöntemlerle beş duyuyu kullanma, gözlem yetisinin geliştiği, bedensel ve dokunsal alıştırmaların yapıldığı, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum özelliklerini katılımcıya kazandıran ve oldukça kesin kurallarla belirlenen, grup liderinin yönlendiriciliğinde yapılan çalışmadır.
    Oynama (Pandomim ve rol oynama): Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun kurma ve geliştirme çalışmalarından oluşur. Yaratıcılık bu aşamada oldukça önemlidir.
    Doğaçlama: Saptanan bir tema üzerinden yola çıkılarak, bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireyselliğin ve yaratıcılığın ön plana çıktığı çalışmalardır.
    Oluşum ve Değerlendirme : Grup etkinliği gerçekleştirdikten sonra kendi kendine değerlendirme yapar. Grup lideri bu aşamada katılımcıları soru sorarak yönlendirir ve onların oyun ve yaşantı esnasında neler hissettiklerini ifade etmelerini sağlar.

    Dramanın Ana Unsurları

    Drama Lideri : Grubun yapacağı drama etkinliğini önceden planlayan lider grup bireylerinin fiziksel ve psikolojik olarak etkinliğe ısınmasını sağlar, grubu yönetir ve yönlendirir.
    Drama Grubu : Etkinliğe katılmaya istekli bireylerden oluşur.
    Materyaller : Etkinlik yapılırken kullanılan oyuncak, top, yastık vb.
    Uygun ortam : Drama etkinliğinin yapılabilmesi için vücut hareketlerinin rahat ve sağlıklı bir şekilde yapılmasına elverişli, dış dünyanın gürültüsünden yalıtılmış, kapalı ortamlar daha uygun ortamlardır. Drama etkinliği planlanırken etkinliğin yapılacağı ortam dikkate alınmalıdır.

    Eğitimde Yaratıcı Dramanın Önemi

    Dramanın öncelikli amacı çocukları eğlendirmek olmasa da, drama etkinliği sırasında çocuk eğlenir ve mutlu olur.
    Hayal gücünü geliştirir
    Bağımsız düşünebilmeyi sağlar
    İş birliği yapabilme özelliğini geliştirir
    Sosyal ve psikolojik duyarlılık yaratır
    Dört temel dil becerisini ( konuşma , dinleme, okuma ,yazma ) kazandırır,dilin kullanım alanlarını ve kalitesini zenginleştirir
    Sözel olmayan iletişimin öğrenilmesini sağlar.
    Yaratıcılık ve estetik gelişimini sağlar.
    Etik değerlerinin gelişmesine olanak sağlar.
    Kendine güven duyma ,karar verme becerilerinin gelişmesini sağlar.
    Kaslarını hareket ettirirken yeni yöntemleri bulmayı,denemeyi ve bedenini çok yönlü geliştirmeyi sağlar.
    Çevresindeki canlı ve cansız varlıkları tanıma ve algılamayı öğretir.
    Hata yapma korkusu olmaksızın yeni davranışlar geliştirmeyi sağlar.
    Drama sanat formlarına duyarlılık göstermeyi sağlar. Çocukta sanat eğilimlerini başlatır ve sanatı özellikle de tiyatroyu sevmesine katkıda bulunur.
    Duygunun sağlıklı bir şekilde boşalımından yararlanmayı sağlar Duygunun denetlenmesi ,onun bastırılması anlamına gelmez. Bütün insanlar zaman zaman hissettikleri öfke,korku,kaygı,kıskançlık,dargınlık gibi duygularını bu temaların ifade edildiği oyunlarda rol alarak boşaltabilir ve gerilimden kurtulabilirler.
    Çocuğun eleştirel düşünme yeteneğinin gelişmesine katkıda bulunur. Böylece çocukta olay, olgu ve kavramları bir mantık süzgecinden geçirme yeteneği oluşur ve kendisine sunulan her şeyi olduğu gibi kabullenmeden araştırıcı olmaya yönelir.
    Öncelikle öğrencinin kendini tanımasını sağlar
    Kendinde bulunan özelliklerle başkalarını karşılaştırabilmeyi sağlar.
    Başkaları ile benzerliklerini keşfetmesini sağlar.
    Kendinde geliştirmek istediği yanlarıyla ilgilenmesini ,kendini eleştirebilmesini sağlar.
    Kendini ifade etmede gerek duyduğu kaynaklara ulaşma gerekliliğini fark ettirir.
    Bilgiye ulaşmaya ve onu kullanmaya istekli duruma gelir.
    Kendini ifade etmede güven kazanır.
    Farklı olay ve durumlarla ilgili deneyim kazandırır.
    Yapılan etkinlerde ele alınan konuların içeriği bakımından çocukta ahlaki, milli ve manevi değerlerin gelişmesi sağlanabilir.

    Drama Oyun İlişkisi

    Drama ve Oyun Arasındaki Farklılıklar

    Dramada belli eğitsel, sanatsal v.b. hedef ve amaçlar vardır ve bunlar lider ya da öğretmen tarafından belirlenir. Oyunda çoğunlukla belli bir amaç olmayabilir.
    Drama bir grup yaşantısıdır. Oyun tek başına da oynanabilir.
    Drama da çok kesin kurallar yoktur. Kurallar esnektir. Katılımcıların kendilerinden bir şeyler katmalarına izin verilir. Ödül veya yanlış yapma söz konusu değildir. Oyunlarda en basitten karmaşığa kadar birtakım kurallar vardır. Kurallara uymayanlar oyun dışında bırakılabilir.
    Dramanın bir başlangıç ve sonuç bölümü olmayabilir. O anda yaratılır. Ortaya çıkan ürün ilk kez oluşur. Oyunda bir başlangıç ve sonuç vardır. Çoğunlukla bir başarı söz konusudur.
    Dramada doğru – yanlış, güzel – çirkin v.b. yoktur. Sonuç değil, süreç önemlidir. Oyunlarda çoğunlukla sonuç önemlidir.
    Drama da bir lider (öğretmen) vardır. Grubun kendini keşfetmesine, geliştirmesine, kendini ortaya koymasına rehberlik eder. Oyunda yönlendirici yoktur. Bu görevi daha çok oyunculardan biri üstlenir.
    Eğitimde drama da, hiçbir zaman, bir şeyi olduğu gibi kabul etme, öykünme söz konusu değildir. Çocuk oyunlarında öykünme vardır.
    Drama da tekrar vardır. Ancak yapısal anlamda farklılaşma yoktur.
    Drama da estetik kaygı belirgindir. Bunun için sürecin içinde ve sonunda estetik biçimlere ulaşılabilir. Oyunda estetik kaygıdan çok, rahatlama, enerji boşalımı gibi öğeler yer alır.
    Drama sürecinde gözden geçirme ve tartışma yer alır. Oyunda ise bu öğeler yer almaz.

    Yaratıcı Drama Nedir

    Bir sözcüğü, bir kavramı, bir davranışı,bir tümceyi, bir fikri bir yaşantıyı veyabir olayı; doğaçlama, rol oynama gibi tiyatro ya da drama tekniklerindenyararlanarak, bir grup çalışması içindeoyun veya oyunlar geliştirerek, eskibilişsel örüntülerin yardımıyla yenidenyapılandırmaya yönelik etkinliklersürecidir(San;1991).

    Yaratıcı Dramanın Hedefleri

    Günümüz eğitim sistemi içinde, yaratıcı dramanın hedeflerinden bir bölümü şöyle sıralanabilir (Adıgüzel 1993 ve Üstündağ1998): Yaratıcılığı geliştirme, estetikgelişimi sağlama, eleştirel düşünme yeteneği kazandırma, birlikte çalışma alışkanlığı kazandırma, sosyal gelişimi sağlama, kendine güven duyma ve kararverme becerilerini geliştirme, dil veiletişim becerilerini kazandırma, soyut kavramları ya da yaşantıları somutlaştırma,imgelem gücünü, duygularını ve düşüncelerini geliştirme.

    Yaratıcı Dramanın İçeriği

    Yaratıcı drama çalışmaları, sanat eğitimi alanı başta olmak üzere eğitim bilimlerinin tüm anabilim dallarından yararlanır. Fotoğraftan müziğe, heykelden şiire, öyküye, kitle iletişim araçlarının eğitim açısından etkilerinden resme,eğitimin psikolojik temellerinden sosyolojiye olduğu gibi pek çok alandan kendine içerik oluşturabilir (Üstündağ;1998).

    Yaratıcı Dramanın Yöntemleri

    Yaratıcı drama uygulamalarında genellikle 4 tür uygulama aşaması vardır.
    Isınma ve Rahatlama Çalışmaları: Çeşitli yöntemlerle 5 duyuyu kullanma, gözlemyetisini geliştirme, bedensel ve dokunsal çalışmaların yapılması, tanışma, etkileşim kurma, güven ve uyum sağlama gibi özellikleri katılımcıya kazandıran, grup liderinin yöneticiliğinde yapılan çalışmadır.
    Oyunlar: Belirlenmiş kurallar içinde özgürce oyun oynama ve bu oyunları geliştirme çalışmalarından oluşur. Kimi zaman bilinen çocuk oyunlarından yararlanılır.
    Doğaçlama: Daha az kesin olarak belirlenmiş bir süreç olup, saptanan konu yada temadan yola çıkılır veya saptanan bir hedefe doğru belli aşamalarla yol alınır. Bireysel ve grupsal yaratıcılığın en çok ön plana çıktığı çalışmalardır.
    Oluşum: Bu süreç kimi zaman önceden hiç belirlenmemiş bir çıkış noktasından, kimi zamanda bir nesne, resim, fotoğraf, heykel vb. ile iletişim kurma ile başlar. Sürecin nasıl gelişeceği ve nereye varacağı önceden belirsizdir.

    DRAMA PLANI ÖRNEĞİ

    Yaratıcı drama çalışmaları için hazırlanacak olan planlar, drama uygulaması yapılacak olan grubun yapısı veözellikleri dikkate alınarak hazırlanmalıdır. Katılımcıların yaşları, gelişim özellikleri, meslekleri varsa diğer özellikleri, daha önce bir drama yaşantısı geçirip geçirmedikleri göz önünde bulundurularak hedefler belirlenmelidir. Belirlenmiş olan hedeflere uygun olarak içerik oluşturulmalıdır. Aşağıda hedefleri belirtilen bir drama ders planı verilmiştir. Hazırlanmış olan bu plan 3 saatlik (150 dakika) vebir oturumluk drama dersi için oluşturulmuştur.
     
    DERS: Yaratıcı Drama
    SÜRE: 150 dakika
    GRUP: 18 yaş üstü, 20 kişi.
    KONU: Duyu, dokunma çalışmaları, heykel ve form oluşturma.
     
    HEDEFLER:
     1. Drama ilkelerini, drama etkinliklerinde doğru uygulayabilme.
     2. Dokunmaya yönelik oyunlarla duyularını geliştirebilme.
     3. Bir temadan yola çıkarak, doğaçlamalar oluşturabilme.
     4. Bir konu ya da temayı bedenini kullanarak ifade edebilme.
     5. Yaratıcılığını ortaya koyma ve geliştirmede hayal gücünün kullanabilme.
     6. İmgesel anlatım gücünü geliştirebilme.
     7. Grupla çalışmaya istekli oluş.
     8. Drama etkinliklerine katılmaktan ve izlemekten zevk alış.
     
    İŞLENİŞ:
    Isınma: Gruptan müzik eşiğinde ritimle yürümeleri istenir. Daha sonra liderin verdiği yönergelere göre ayak parmaklarının ucunda, topuğuna basarak, ayakların dış yanına basarak, ayakların iç yanına basarak yürünür (5’).

    Oyun

    Önde Turna 1-2-3 oyunu

    Katılımcılardan bir ebe seçilir. Diğer katılımcılar alanın bir başka köşesindedururlar. Ebe yüzü duvara dönük bir şekilde “önde turna 1-2-3” diye sayarken katılımcılar ona doğru ilerlemeyeçalışırlar, ebe saymayı bitirdiğinde katılımcılar donacaktır. Ebe, saymayı bitirdiğinde arkasına doğru dönerekdiğerlerini hareket halinde yakalamaya çalışır. Ebenin hareket halinde gördüğü kişi oyun dışı kalır. Ebenin tamarkasına gelindiğinde ona en çok yaklaşmış olan kişi, sırtına dokunarak gruptan kalan diğerleriyle birlikte geriyedoğru kaçarlar. Ebenin yakaladığı kişi yeni ebe olur. Eğer ebe herhangi birine dokunamamışsa yeniden ebe olur.Bir başka turda yere en az bir kez dokunmadan ebeye dokunulmayacaktır yönergesi ile tekrarlanır (10-15’).
     

    Don - Kurtul oyunu

    Gruptakilerden bir ebe seçilir. Diğerleri kaçarlar. Ebenin dokunduğu kişi, ebe ona hangi pozisyonda dokunmuşise o şekilde donar. Gruptaki diğer üyelerden herhangi biri, donmuş durumda bulunanlardan birinin karşısınageçerek aynı biçimi alırsa, donmuş olan kurtulur. Bu sırada ebeye yakalanmamaları gerekecektir. Ebe tümkatılımcıları yakalayıncaya kadar oyun sürdürülür(10’).(Aynı oyun ikinci oyuncunun arkadaşını kurtarmak içinonun hareketini zıt yönde yapmasıyla da denenir).


    Sözlükte KOMEDİ Nedir:

    Komedi Tanımı

    1. tiyatro. Güldürü.
    2. Gülmeye neden olan olay veya olaylar.
    3. mecaz. Yalan ve yapmacık söz veya davranış.
    4. komedi   Fr. Comédie : İnsanların ve olayların gülünç taraflarını ortaya koyan sahne eseri. (bk. Acıklı k. Baletli k. Büyükler k. Çoban k. Eski klasik k. Lirik k. Orta klasik k. Parçalı k. Sınıf k. Son klasik k. Tarih k. Töre k.) (KOMEDİLİ, Comique).

    Komedi Nedir

    Komedi: kişilerin,olay ve adetlerin gülünç,eglendirici,yönlerini göstermek amaciyla ders vermeyi ve hoşça vakit geçirtmeyi hedef edinen tiyatro çeşididir.
     
    Dalkavukluk (çıkar sağlamak için birine aşırı saygı gösteren kimse), korkaklık, cimrilik, dalgınlık, ukalalık gibi insanlar için birer kusur olan huy ve alışkanlıklar dev aynasında büyütülerek ve abartılarak seyirciyi güldürecek tarzda sahneye konulur. Bu kusurlar derece derece pek çok insanda bulunduğundan bir bakıma seyirciyi kendi kendine güldürmüş olur. böylece seyirciye ince bir ders vermek istenir.
     
    Komedilerde de konu, çevre, zaman birliği (üç birlik kuralı)benimsenmiştir. Konuları günlük hayattan alınan komedilerde kahramanlar rasgele kişilerdir. Çevre belli bir yerdir. Trajedilerin aksine kaba şakalar,kelime oyunları, kötüleyici imalar önemli yer tutmuştur. molier’in komedileri üslup bakımından daha topludur.
     

    Komedi Çeşitleri

    Her zaman ve her yerde rastlanan insan kusurlarını belli tiplerde göstererek gülünç eden komedilere “karakter komedi”, belli bir toplumu ve ya bütün insanlığı alarak bozuk ve aksak yanlarını hicveden komedilere “töre komedisi”, edebi hicvin sahneye uygulanmış şekline “yergi komedisi”, bir derinliği olmayan, sırf güldürmek için yazılan komedilere de “entrika komedisi” denir.

    1. Entrika komedisi

    Belli bir entrika üzerine kurulmuş bulunan komedilerdir. Dış aksiyona dayanır, herhangi bir psikolojik ve moral değeri olmayan hafif, neşeli eserlerdir. Entrika komedisine şu örnekler verilebilir:
    Yanlışlıklar Komedyası (Shakespeare), capin’in Dolapları (Moliere)

    2. Karakter Komedisi

    Çeşitli devirlerin ve ülkelerin insanlarındaki ortak karakter özelliklerinin aksayan yanlarını, çirkinliklerini gülünç tablolar halinde sergiler. Bu türün en güzel örneklerini Moliere vermiştir.

    3. Töre komedisi

    Herhangi bir çağın veya yörenin, herhangi bir topluluğun gülünecek duruma gelmiş olan örf ve adetlerini konu edinir. İşlerliğini kaybetmiş bulunan batıl inançlar ve duyuşlar, bu komedi türünün temel malzemesidir. Örneğin Şair Evlenmesi (Şinasi), Gülünç Kibarlar (Moliere), Eşek Arıları (Aristophanes), Müfettiş (Gogol)

    4. Hissi komedi

    Seyirciyi bir yandan duygulandırırken diğer yandan güldürmeyi gaye edinen komedi türüdür. Duygu birinci planda, güldürücü motifler ikinci plandadır. Çağımızda en yaygın komedidir.

    5. Fars

    Basit güldürme unsurlarından faydalanan ve az sayıda kişilerle temsil edilen komedilerdir. Yer yer şarkılarla süslenir. Fars türü komedilere daha çok orta çağda rastlanır.

    6. Vodvil

    Entrika komedisinin biraz daha basit ve biraz daha hızlı şeklidir. Karmaşık bir örgüye sahiptir, temel gayesi güldürmektir.

    7. Skeç

    Bir kaç dakikalık bölümlerden meydana gelen kısa oyunlara denir. Daha ziyade kabare ve gazinolarda temsil edilir. Günümüzde radyo ve televizyonlarda da bu tür oyunlara rastlamak mümkündür.

    8. Satir

    Taşlama yönü ağır basan komedilere denir. Günün sosyal ve politik olayları ile bu olaylarda yer alan kişiler, komik özellikleriyle ele alınarak taşlanır.


    Sözlükte OPERA Nedir:
    Opera, baştan sona bestelenmiş, sololu, korolu, orkestralı sahne oyunudur. Oyuncuların her şeyi şarkıyla anlattığı oyunun metnine "libretto" denir. Oyun süresinin çoğunu sözlü bölümler oluşturur. sözler, konunun akışına göre belli başlı şu müzik türleri içinde bestelenir: arya bir kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtır. Düet, terzet, kuartet, kentet vb iki, üç, dört ve beş kişinin duygu, düşünce ve konuşmalannı iletir. Resıtatif kişilerin sözlerini konuşurcasına bir-şarkıyla söyledikleri bölümdür. Koro ise oyundaki kamu vicdanının sesini ortaya koyar. Bunların dışında oyun başlarken genellikle bir giriş parçasına (uvertür) ve oyun içinde yer yer orkestra bölümleri ya da geçitleri gibi çalgısal bölümlere yer verilir. Bazı operalarda bale sahneleri de bulunur. Operalarda bütün bu müzik tür ye biçimleri genellikle ayn parçalar olarak arka arkaya gelir. Ama bazılarında (örn. richard wagner'inkiler) müzik bir perde boyunca kesintisiz sürer. Opera, rönesans dönemindeki milanolu medici'nin "öyle bir sanat yaratınki içinde bütün sanatlar olsun" şeklindeki talebi üzerine, o dönemin ünlü sanatçıları tarafından yaratılmıştır.

    Opera Nedir ? (Detay)


    Opera, genellikle tarihi veya mitolojik konulu bir drama eşliğinde ortaya konan, müzikal ve teatral formda bir sahne eseridir. "klasik batı müziği" geleneğinin önemli bir parçası olan opera, bir tiyatro eserinde bulunan bir çok unsurun yanısıra, müzikal form veya dansın da içselleştirildiği bir yapı bütünlüğüne sahiptir. Bir orkestra veya müzik topluluğunun eşliğinde sunulan eserin, yazılı metnine "libretto" adı verilir. Oyun süresinin çoğunu sözlü bölümler oluşturur. Sözler, konunun akışına göre belli başlı şu müzik türleri içinde bestelenir: Arya bir kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtır. Düet, terzet, kuartet, kentet vb iki, üç, dört ve beş kişinin duygu, düşünce ve konuşmalarını iletir. Resıtatif kişilerin sözlerini konuşurcasına bir şarkıyla söyledikleri bölümdür. Koro ise oyundaki kamu vicdanının sesini ortaya koyar. Bunların dışında oyun başlarken genellikle bir giriş parçasına (uvertür) ve oyun içinde yer yer orkestra bölümleri ya da geçitleri gibi çalgısal bölümlere yer verilir. Bazı operalarda bale sahneleri de bulunur. Bir opera eserinde, genellikle bahsedilen bu müzik türleri ayrı parçalar halinde, ardıl olarak sunulmakla birlikte, bazılarında (örn. Richard Wagner'in eserleri) müzik bir perde boyunca kesintisiz olarak sürer. Opera sanatının anayurdu İtalya'dır. Rönesans'ın başlıca merkezlerinden biri olan Floransa, müzikli sahne eserlerinin de beşiği sayılır. İncelemelerden, opera fikrinin bu şehirdeki bazı müzikçi ve şairlerin birleşerek eski Yunan oyunlarına benzer eserler yazmak istemelerinden doğduğu anlaşılıyor. Örnek olarak “Yunan Trajedisi” alınınca eşlik edecek müziğin nasıl olacağı problemi tartışmalara yol açmış, mısraları Renuccini tarafından yazılan ve Peri tarafından 1594'de bestelenen “Dafne” adlı ilk opera sanat çevrelerinde büyük heyecan uyandırmıştı. Operada ilk gelişimi Claudio Monteverdi'de görüyoruz. 1607 yılında bestelediği “Orfeo” adlı operasıyla orkestrayı birinci plana almış, ses türlerini zenginleştirmiştir. Burjuvaların da opera istemesi nedeniyle sanatçılar arialar yani opera havaları yazmış ve 30 yıl sonra Venedik'te para karşılığı opera izlenebilen ilk opera binasının açılmasıyla sanatın merkezi Floransa'dan bu şehre geçmiştir. Burada koro ikinci plana alınmış, Venedik üslubu opera doğmuştur. 17. yüzyıl sonlarına doğru Napoli, İtalyan operasının merkezi olmaya başladı. İtalyan operası Avrupa'ya kısa zamanda yayıldı. Opera sanatı en büyük gelişmeyi 19. yüzyılda gösterdi. Yüzyılın ilk yarısında opera buffa (komik opera) İtalya'da Rossini, Donizetti ve özellikle de Mozart ile dikkate değer örnekler kazandı. ° Almanya'da ilk defa Schütz “Daphne” adlı Floransa stili bir opera besteledi. Müzikli sahne eserleri Alman şehirlerinde yer buldu. Oynanan eserler İtalyancaydı. Ulusal Alman Operası, Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca opera olan ‘Seelewig’ adlı eserle başlamış, Hamburg, Alman operasının belli başlı ilk merkezi olmuştur. Strung, Kusser ve Keiser gibi besteciler de ilk önderlerdir. Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. Gülünçlü opera, Mozart'la en üstün, en zarif örneklerini kazandı. İngiltere: İngiltere'de saray maskeleri bu sanata rakip görünüyordu. Genellikle ilk İngiliz operası sayılan John Blow'un ‘Venüs ile Adonis’ adlı eseri de «maske» başlığını taşır. Henry Purcell'in opera türündeki tek şaheseri ‘Dido ile Aeneas‘tan sonra İtalyan sanatının etkisiyle bozulan İngiliz operası John Gay ve John Christopher Pepusch'un hazırladıkları The Beggars Opera (Dilenciler Operası) ile yeniden hayat buldu. Fransa'da opera zevki 1645 senelerinden sonra memlekete gelen İtalyan opera gruplarının etkisiyle uyandı. İlk opera binası Académie Royale de Musique, Cambert adlı bestecinin ‘Pomane’ adlı eseriyle açıldı. Fransız operası uzun süre Gluck'un etkisinde kaldı. 19. yüzyıl boyunca devam eden bu etki Beethoven'ın tek operası Fidelio ile bu etkiden kısmen kurtulmuş, insan sesini çalgı gibi kullanmış, süreli bir sahne senfonisi vermemiştir. Fransa'da da gülünçlü opera sevildi. Bu türe “opera comique” denildi. Rousseau da Fransız operasına katkıda bulunan önemli sanatçılardan biridir. Rus operası Glinka ile doğdu. Dargomişski, Borodin (Prens Igor) ve Rimsky-Korsakov'la güzel eserler kazandı. Rubinstein ve Çaykovski daha çok lirik Fransız dramları etkisinde eserler verdiler. Rus beşleri, Rus operasında önemli izler bıraktı. 20. yüzyıl'ın ilk yarısında opera sanatı türlü etkilerle oldukça karışık bir durum gösterir. Bazılarına caz ve romantizm katılmıştır. Bunun nedenlerini çağımızın bestecilerinin daima yenilik yolunda yaptığı denemelerde aramak yerinde olur. Yalnız Hindemith kısa operalarıyla biçim denemelerinin en parlağını yapmış, Orff, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra verdiği sahne oratoryaları ile bu denemelerin son zamanlarda en çok tutulan örneklerini bestelemiştir. Günümüzde opera ikinci bir dünya savaşının sarsıntılarından diğer sanat kolları gibi yavaş yavaş kurtulmaktadır. Opera, genellikle tarihi veya mitolojik konulu bir drama eşliğinde ortaya konan, müzikal ve teatral formda bir sahne eseridir. "klasik batı müziği" geleneğinin önemli bir parçası olan opera, bir tiyatro eserinde bulunan bir çok unsurun yanısıra, müzikal form veya dansın da içselleştirildiği bir yapı bütünlüğüne sahiptir. Bir orkestra veya müzik topluluğunun eşliğinde sunulan eserin, yazılı metnine "libretto" adı verilir. Oyun süresinin çoğunu sözlü bölümler oluşturur. Sözler, konunun akışına göre belli başlı şu müzik türleri içinde bestelenir: Arya bir kişinin duygu ve düşüncelerini yansıtır. Düet, terzet, kuartet, kentet vb iki, üç, dört ve beş kişinin duygu, düşünce ve konuşmalarını iletir. Resıtatif kişilerin sözlerini konuşurcasına bir şarkıyla söyledikleri bölümdür. Koro ise oyundaki kamu vicdanının sesini ortaya koyar. Bunların dışında oyun başlarken genellikle bir giriş parçasına (uvertür) ve oyun içinde yer yer orkestra bölümleri ya da geçitleri gibi çalgısal bölümlere yer verilir. Bazı operalarda bale sahneleri de bulunur. Bir opera eserinde, genellikle bahsedilen bu müzik türleri ayrı parçalar halinde, ardıl olarak sunulmakla birlikte, bazılarında (örn. Richard Wagner'in eserleri) müzik bir perde boyunca kesintisiz olarak sürer. Opera sanatının anayurdu İtalya'dır. Rönesans'ın başlıca merkezlerinden biri olan Floransa, müzikli sahne eserlerinin de beşiği sayılır. İncelemelerden, opera fikrinin bu şehirdeki bazı müzikçi ve şairlerin birleşerek eski Yunan oyunlarına benzer eserler yazmak istemelerinden doğduğu anlaşılıyor. Örnek olarak “Yunan Trajedisi” alınınca eşlik edecek müziğin nasıl olacağı problemi tartışmalara yol açmış, mısraları Renuccini tarafından yazılan ve Peri tarafından 1594'de bestelenen “Dafne” adlı ilk opera sanat çevrelerinde büyük heyecan uyandırmıştı. Operada ilk gelişimi Claudio Monteverdi'de görüyoruz. 1607 yılında bestelediği “Orfeo” adlı operasıyla orkestrayı birinci plana almış, ses türlerini zenginleştirmiştir. Burjuvaların da opera istemesi nedeniyle sanatçılar arialar yani opera havaları yazmış ve 30 yıl sonra Venedik'te para karşılığı opera izlenebilen ilk opera binasının açılmasıyla sanatın merkezi Floransa'dan bu şehre geçmiştir. Burada koro ikinci plana alınmış, Venedik üslubu opera doğmuştur. 17. yüzyıl sonlarına doğru Napoli, İtalyan operasının merkezi olmaya başladı. İtalyan operası Avrupa'ya kısa zamanda yayıldı. Opera sanatı en büyük gelişmeyi 19. yüzyılda gösterdi. Yüzyılın ilk yarısında opera buffa (komik opera) İtalya'da Rossini, Donizetti ve özellikle de Mozart ile dikkate değer örnekler kazandı. ° Almanya'da ilk defa Schütz “Daphne” adlı Floransa stili bir opera besteledi. Müzikli sahne eserleri Alman şehirlerinde yer buldu. Oynanan eserler İtalyancaydı. Ulusal Alman Operası, Staden tarafından yazılan ve ilk Almanca opera olan ‘Seelewig’ adlı eserle başlamış, Hamburg, Alman operasının belli başlı ilk merkezi olmuştur. Strung, Kusser ve Keiser gibi besteciler de ilk önderlerdir. Hasse ve Graun “opera buffa – gülünçlü opera” türünde başarı gösterdiler. Gülünçlü opera, Mozart'la en üstün, en zarif örneklerini kazandı. İngiltere: İngiltere'de saray maskeleri bu sanata rakip görünüyordu. Genellikle ilk İngiliz operası sayılan John Blow'un ‘Venüs ile Adonis’ adlı eseri de «maske» başlığını taşır. Henry Purcell'in opera türündeki tek şaheseri ‘Dido ile Aeneas‘tan sonra İtalyan sanatının etkisiyle bozulan İngiliz operası John Gay ve John Christopher Pepusch'un hazırladıkları The Beggars Opera (Dilenciler Operası) ile yeniden hayat buldu. Fransa'da opera zevki 1645 senelerinden sonra memlekete gelen İtalyan opera gruplarının etkisiyle uyandı. İlk opera binası Académie Royale de Musique, Cambert adlı bestecinin ‘Pomane’ adlı eseriyle açıldı. Fransız operası uzun süre Gluck'un etkisinde kaldı. 19. yüzyıl boyunca devam eden bu etki Beethoven'ın tek operası Fidelio ile bu etkiden kısmen kurtulmuş, insan sesini çalgı gibi kullanmış, süreli bir sahne senfonisi vermemiştir. Fransa'da da gülünçlü opera sevildi. Bu türe “opera comique” denildi. Rousseau da Fransız operasına katkıda bulunan önemli sanatçılardan biridir. Rus operası Glinka ile doğdu. Dargomişski, Borodin (Prens Igor) ve Rimsky-Korsakov'la güzel eserler kazandı. Rubinstein ve Çaykovski daha çok lirik Fransız dramları etkisinde eserler verdiler. Rus beşleri, Rus operasında önemli izler bıraktı. 20. yüzyıl'ın ilk yarısında opera sanatı türlü etkilerle oldukça karışık bir durum gösterir. Bazılarına caz ve romantizm katılmıştır. Bunun nedenlerini çağımızın bestecilerinin daima yenilik yolunda yaptığı denemelerde aramak yerinde olur. Yalnız Hindemith kısa operalarıyla biçim denemelerinin en parlağını yapmış, Orff, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra verdiği sahne oratoryaları ile bu denemelerin son zamanlarda en çok tutulan örneklerini bestelemiştir. Günümüzde opera ikinci bir dünya savaşının sarsıntılarından diğer sanat kolları gibi yavaş yavaş kurtulmaktadır.
    Sözlükte PANTOMİM Nedir:

    Pantomim (Pandomim) Sözlük Tanımı

    Pantomim sözsüz oyun. Düsünceleri ve duygulari kimi kez müzik, kimi kez çesitli esyalar kullanarak, kimi kez dansla ya da gövde ve yüz hareketleriyle yansitmayi amaçlayan oyun. TDK'ya göre; "Her şeyi öykünen" anlamına gelir. Düşünceleri, duyguları sözsüz olarak çoğu kez koro ya da müzik eşliğinde, dansla ya da haraketle ve yüz anlatımı ile yansıtmayı erek edinen oyun türü.

    Pantomim Nedir

    Pantomim, pandomim[1] ya da mim sanatı, en basit anlatımıyla sözsüz tiyatro oyunudur. Gösteri sanatının dallarından biridir. İngiliz pandomimi (panto) ile karışmaması için kısaca "mim" olarak ifade edilir.
     
    Pantomimde sanatçı, yüz mimiklerini, el-kol ve beden hareketlerini kullanarak temayı anlatmaya çalışır. Bir anlamda pantomim, evrensel bir tiyatro dili olarak kabul edilir. Milattan önceki dönemlerde Mim sanatının uygulandığı görülmüştür.
     
    Mim sözcüğü, "taklit etmek" veya "temsil etmek" anlamına gelen Grekçe "mimeisthai" sözcüğünden gelir. Fransızca pantomime kökenli bir sözcük olan pandomim sanatı, Türk Dil Kurumu tarafından şöyle açıklanmaktadır: "Düşünce ve duyguları müzik veya türlü eşyalar eşliğinde bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun, sözsüz oyun."
     
    En ünlü pantomim sanatçılarına örnek olarak Marcel Marceau gösterilebilir. 1975 yılında Marcel Marceau “Kalbin Dili” (“Language of the Heart”)[2] olarak adlandırılan pantomim sanatı ve kendi hayatı ile ilgili



    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.