İşte Cevaplar
Dramatik Şiir
Tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün ( 19. yy. ) çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düz yazıyla yazılmaya başlanır.Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta trajedi ve komedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç kere çıkmıştır.
Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir. Çünkü bizim Batıya açıldığımız dönemde ( Tanzimat ) Batı’da da bu tür şiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirle yazmışlardır. Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi...
Diğer Cevaplara Gözat
Dramatik Şiir Nedir
Dramatik şiir, dram türü konuları içeren bir şiir türüdür.
Acıklı ya da korkunç bir olayı konu alır. Konuyu okuyucunun gözünde canlandırabilen, harekete dönüşebilen bir şiir türüdür. Opera için yazılan manzum eserlerde de kullanılır. Karşılıklı manzum olarak konuşmalı eserdir. Başlangıçta trajedi ve komedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üçe çıkmıştır.
Batı edebiyatında Corneille, Racine, Shakespeare; Türk edebiyatında Namık Kemal, Abdülhak Hamit Tarhan, Faruk Nafiz Çamlıbel dramatik şiir örnekleri sunmuşlardır.
Dramatik Şiirin Ortaya Çıkışı
Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum, dram tiyatro türünün (19. yüzyıl) çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düzyazıyla yazılmaya başlanır.
Dramatik Şiirin Özellikleri
Dramatik şiir, eski tiyatroda kullanılan şiir türüdür. Eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir hâline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum, dram tiyatro türünün (19. yy.) çıkışına kadar sürmüştür. Daha sonra ise tiyatro metinleri düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır.
Dramatik Şiir Örnekleri
GELİNLİK KIZIN ÖLÜMÜ
Salâ verilirken kalktık kahveden
Kızın babası yanımızda boyu uzun
Zayıf ağzı mırıltılar.
On köylü iki subay bir tezkereci er
Sıralandık ahşap mescidin avlusunda
Aldık cenazeyi sarsmadan iğreti
Ve hafif gözlerimiz yerde
Kayıp bir tayın izini süreriz sanki…
Melih Cevdet Anday
SUNA
Bu hepsini işitmiş… Sen gün günden ağırsın!
Gönlüm sana derdini daha nasıl bağırsın ?
Ey Tanrı senin de mi boşaldı deryaların ?
Senin de kalmadı mı bir teselli pınarın ?
Biz senin rahmetini bekliyorken ufuktan
Bizler gibi sende mi bunaldın susuzluktan ?
En sonra Gök Tanrısı Su Tanrısı ’ yken adın
Suna’ nın bir içimlik kanına mı susadın ?
F.N.ÇAMLIBEL
Vatan Yahut Silistre
Halketsem esirlerle leşker
Mahveylesem ordularla asker
Olsa bana hep mülûk çâker;
Cinsince o iktidar münker
Fevkimde uçar tuyûr-u kemter!
Âvâze-i dehr iken tanînim
Gördüm ana değmiyor enînim;
Milletlere karşı âhenînim;
Bir âfete karşı nazenînim.
Afetse de ey ilâh göster!
Vatan -yahut- Silistre'den
Namık Kemal