İşte Cevaplar
Cevap : Tür içerisindeki aynı karakterin farklı özellilikleri “Genetik Çeşitlilik” olarak ifade edilmektedir. Belli bir türdeki genetik çeşitlilik, popülasyon, varyete, alt tür ya da ırk içindeki gen kaynaklarının çeşitliliği ile ölçülür. Canlıların olumsuz çevre koşullarına uyumu, gen çeşitliliğine bağlıdır. Bir popülasyondaki bireylerin genetik çeşitliliğinin bulunmaması olumsuz ortam şartlarında popülasyonu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya getirebilir. Genetik çeşitlilik göstermeyen bir türde genetik çalışma olanağı da yoktur. Bu nedenle ulusal gen merkezleri ve bilgi bankaları oluşturulmalıdır
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : Genetik Çeşitliliğin Azalması Niçin Önlenmelidir ?
Genetik çeşitliliğin azalması; güçlükle gözlenebilen bir süreç olup, bu değişimin ölçülmesi de çok güçtür. Buna karşın, populasyonların azalması ve neslinin tükenmesi; çok daha kolay görülebilmektedir. Burada üzerinde önemle durulması gereken konu; gözlenebilir nitelikte olan bu tükenişin; yalnızca tüm türlerin kaybını izleyen bir olgu değil, ayrıca bu türler içindeki genetik çeşitliliğin de ortadan kalkmasına öncülük eden süreç olduğudur.
Genetik çeşitlilikteki bu kayıplarla, tüm ekosistem içindeki türlerin kalıtsal (irsi) etkilerdeki rolünü uygulama yeteneği de azalmaktadır.
Üstelik, bir tür içindeki genetik çeşitliliğin azalması; yararlı veya arzu edilen (parazitlere karşı dirençlilik gibi) özelliklerin kaybolmasına da sebep olmaktadır. Azalan çeşitlilik; besin üretimi, sanayi ve ilaç için hiç el-değmemiş kaynakların kullanılmasına ait seçeneklerin sayısını da azaltabilmektedir.
Örnek: Karadeniz
Balıkçılık; Karadeniz Bölgesi için her zaman önemli bir gelir kaynağı olmuş ve yöre insanlarının beslenme tarzını belirlemiştir. Mersin Balığı (Sturgeons; Acipenser sp.), Kefal (mullets, dubar; Mugil sp.) ve Uskumru (mackerel; Scomber sp.) gibi pek çok tür, bu bölgede yoğun olarak tüketilmektedir. Ancak, tarım, deniz taşımacılığı ve turizm ile ilgili yapay faaliyetler; özellikle Karadeniz'in kuzey bölümünde büyük oranda bir baskı oluşturmak suretiyle, biyoçeşitliliği etkilemiş ve balık üretiminin ortadan kalkmasına (çökmesine) yol açmıştır.
Genetik çeşitliliğin azalması; güçlükle gözlenebilen bir süreç olup, bu değişimin ölçülmesi de çok güçtür. Buna karşın, populasyonların azalması ve neslinin tükenmesi; çok daha kolay görülebilmektedir. Burada üzerinde önemle durulması gereken konu; gözlenebilir nitelikte olan bu tükenişin; yalnızca tüm türlerin kaybını izleyen bir olgu değil, ayrıca bu türler içindeki genetik çeşitliliğin de ortadan kalkmasına öncülük eden süreç olduğudur.
Genetik çeşitlilikteki bu kayıplarla, tüm ekosistem içindeki türlerin kalıtsal (irsi) etkilerdeki rolünü uygulama yeteneği de azalmaktadır.
Üstelik, bir tür içindeki genetik çeşitliliğin azalması; yararlı veya arzu edilen (parazitlere karşı dirençlilik gibi) özelliklerin kaybolmasına da sebep olmaktadır. Azalan çeşitlilik; besin üretimi, sanayi ve ilaç için hiç el-değmemiş kaynakların kullanılmasına ait seçeneklerin sayısını da azaltabilmektedir.
Örnek: Karadeniz
Balıkçılık; Karadeniz Bölgesi için her zaman önemli bir gelir kaynağı olmuş ve yöre insanlarının beslenme tarzını belirlemiştir. Mersin Balığı (Sturgeons; Acipenser sp.), Kefal (mullets, dubar; Mugil sp.) ve Uskumru (mackerel; Scomber sp.) gibi pek çok tür, bu bölgede yoğun olarak tüketilmektedir. Ancak, tarım, deniz taşımacılığı ve turizm ile ilgili yapay faaliyetler; özellikle Karadeniz'in kuzey bölümünde büyük oranda bir baskı oluşturmak suretiyle, biyoçeşitliliği etkilemiş ve balık üretiminin ortadan kalkmasına (çökmesine) yol açmıştır.