Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Uzman kişilerin önceden belirlenmiş bir konuda hazırladıkları bildirileriyle katıldığı ve toplantı sonunda bu sunumlardan bir sonuç bildirgesi hazırlanarak konunun uzmanlarına ve kamuoyuna iletildiği

uzman kişilerin önceden belirlenmiş bir konuda hazırladıkları bildirileriyle katıldığı ve toplantı sonunda bu sunumlardan bir sonuç bildirgesi hazırlanarak konunun uzmanlarına ve kamuoyuna iletildiği konuşma türü hangisidir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    gokturk

    • 2020-06-11 16:02:57

    Cevap :
    Uzman kişilerin önceden belirlenmiş bir konuda hazırladıkları bildirileriyle katıldığı ve toplantı sonunda bu sunumlardan bir sonuç bildirgesi hazırlanarak konunun uzmanlarına ve kamuoyuna iletildiği konuşma  türü Sempozyum'dur.

    Sempozyum

    Genel olarak akademik bir konunun uzmanları tarafından değişik boyutlarıyla ele alınırken seri konuşmaların yapıldığı bilimsel toplantılara sempozyum adı verilir. Sempozyumun diğer türlerden ayırıcı özelliği, sempozyumda yapılan konuşmaların genel olarak basılarak kamuoyuna duyurulmasıdır.

    Sempozyumun özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

    1. Her sempozyum için bir düzenleme kurulu ve sekretarya oluşturulmaktadır.
    2. Konuşmalar, bilimsel veya yarı bilimsel konularda olabilir.
    3. Konuşmalar, genellikle daha önce hazırlanmış metinlerden yapılmış olmasına rağmen toplantılar sırasında yapılan yeni katkılarla bir metne dönüştürülerek sempozyum kitabında yayınlanmaktadır.
    4. Konuşmalar oturumlar şeklinde yapılmakta ve bir günde bitebileceği gibi birkaç günde devam eden toplantılar da olmaktadır.
    5. Her oturumda üç ile altı arasında konuşmacı, önceden belirlenen belli süre içinde konuşmalarını yapmaktadırlar. Bu süre beş ile yirmi dakika arasında değişir.
    6. Her oturum mutlaka bir başkan tarafından yönetilmektedir.
    7. Geniş bir dinleyici kitlesine seslenilmektedir.
    8. Geleneksel hâle de getirilebilir.

    SÖZLÜ ANLATIM (KONUŞMA) TÜRLERİ

    Giriş

    Konuşma, Türkçe sözlükte“konuşmak işi;görüşme, danışma, müzakere ve dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat vb. konularda bilgi vermek için yapılan söyleşi, konferans” şeklinde tanımlanırken; konuşmak işi ise “bir dilin kelimeleriyle düşüncesini sözlü olarak anlatmak” olarak ifade edilmektedir. (TDK, ) Sosyal bir varlık olan insanın bu özelliğini sürdürebilmesi yani için en vazgeçilmez ihtiyaçlarından birisi diğer insanlarla iletişim kurmasıdır. İnsanlık var olalı beri önemini hiç kaybetmeyen çevresindekilerle ilişkilerini ve etkileşimlerini yönlendiren en etkili ve en temel iletişim yolu konuşmadır. Çünkü konuşma eylemi ile duygu, düşünce ve isteklerini ses ve söze ek olarak jest, mimik, vurgu ve tonlama gibi unsurlar aracılığıyla muhatap veya muhataplarına aktarma fırsatı bulur. Kuşkusuz bu özellikleri ile konuşma kişinin sosyal hayattaki yerini belirlemede de etkili bir eylemdir.

    Konuşma eylemi için “konuşan, konuşma, tek ya da toplu dinleyici, konuşma içeriği” (Taşer,1996: s.220) şeklinde dört unsur göz önünde bulundurularak bir çözümleme yapılabilir ve buna göre konuşma eylemi türlere ayrılabilir. Konuşma eylemini amaca ve hazırlanış biçimine göre iki ana grupta sınıflandıranlar da vardır. Bu sınıflandırmada amaca göre konuşmalar bilgilendirme, ikna ve uyarı-teşvik edici konuşmalar olarak üçe ayrılırken, hazırlanış biçimine göre konuşmalar, hazırlıklı ve hazırlıksız konuşmalar şeklinde ikiye ayrılmıştır. (Demirel, 2011: s.137) Başka bir tasnifte ise konuşma etkinlikleri, karşılıklı konuşmalar, topluluk karşısında konuşmalar ve tartışmalı toplantılar olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır. (Aktaş, Gündüz, 2005: s.293) Bir başka tasnifte sözlü anlatım türleri tartışmaya ve görüşmeye dayalı anlatım olmak üzere ikiye ayrılmıştır. (Özkan, vd., 2006: s.858-917). Biz ise bu kaynaklar dışında Muna Yüceol Özezen’in çalışmasındaki tasnifi merkeze alarak, farklı kaynakların bakış açısından da hareketle (Yüceol Özezen, 2003: s.15; Odacı, 2009: s.509-532; Aktaş, Gündüz, 2005: s.293-331; Özkan, vd., 2006: s.858-917; Demirel, 2011: s.137; vd.) konuşma türlerini hazırlıklı ve hazırlıksız konuşmalar olmak üzere iki ana başlıkta değerlendirdik. Hazırlıksız konuşmalar başlığı altında “günlük konuşmalar”ı “sohbet” (söyleşi), “kutlamalar”, “telefon konuşması”, “tanışma- tanıştırma” ve “özür dileme” şeklinde ele alırken; hazırlıklı konuşmaları önceden hazırlanmış bir metin çerçevesinde yapılan konuşmalar olmaları hasebiyle “bildirili” ve “sormaya dayalı konuşmalar” olarak ayırmayı; bildirili konuşmaları ise “grup hâlinde yapılan konuşmalar” ve               “bir kişi tarafından yapılan konuşmalar” olmak üzere iki başlık altında değerlendirmeyi uygun bulduk. “Grup hâlinde yapılan konuşmalar”ı: “Sempozyum”, “açık oturum”, “panel”, “kongre”, “forum”, “çalıştay”, “münazara”, “seminer” şeklinde tasnif ettik. “Bir kişi tarafından yapılan konuşmalar”ı: “Konferans”, “nutuk (söylev)”, “demeç”, “miting”, “brifing”, “açış, kapanış ve sunuş konuşmaları”, olmak üzere tasnif ettik. “Sormaya dayalı konuşmalar”ı: “Röportaj”, “anket”, “mülakat” başlıkları altında değerlendirdik.

     

    13.1. Hazırlıksız Konuşmalar

    Konuşma

    “(…)Konuşkanlar her yerde aranır. Söz sohbet bilirkişi toplulukların sevilip sayılan odağıdır. Işın ışın sevinç, avutma, çekicilik, insan sıcaklığı ışır böyle birinden. Konuşkan, topluluğa çabuk ayak uyduran, topluluğa yakışan, topluluk kuran anlamına gelir bir bakıma. Konuşkanlık insanlar için uyumlu bir birlikte yaşama tabanıdır. Zorla konuşanlar, konuşmadan yana aşırı tutumlu kişiler, genellikle kendisi ile ilişki kurulamayan, topluma aykırı düşen kişilerdir. Birisi ile konuşmamak korkunç bir şeydir. Birbirinden kopanların, birbirine söyleyecek şeyi kalmamıştır artık. İki çift laf etmek için zaman ayırmayan kimse, birlikte yaşamayı baltalamış, toplumsal yaşamı sona erdirmiş sayılır. İnsan toplumu konuşmaya bağlıdır. Konuşanınsa izni alınmadan sözü kesilmez. Nitekim şöyle denir Türkçede: “Sözünü balla kesiyorum.” Söyleşilerin, özellikle gece söyleşilerinin uzun sürmesi Türkçe konuşanlar için neredeyse doğal bir şeydir. Söyleşiden uzak durmaksa, hele söyleşi önlemekse kabalıkların en korkuncu diye yorumlanır.”(Uygur, 1984, s.39)

    Yeri ve zamanı önceden bilinmediğinden herhangi bir ön hazırlık yapmadan, bir metin oluşturmadan yapılan konuşmalardır. Bu konuşmalara günlük konuşmalar da denilmektedir.

    13.1.1. Günlük Konuşmalar

    Günlük konuşmalar, günlük yaşamımızı sürdürdüğümüz ortam ve durumlardaki ilişkilerimizi düzenleyip yöneten toplumsal bir davranış yani doğal bir etki-tepki süreci şeklinde yapılan konuşmalardır. Günlük konuşmalar sözgelimi söylev ve konferans gibi yeri, zamanı, amacı, kapsamı önceden belli olduğundan düşünülüp tasarlanarak belirli bir plan gereği hazırlanarak yapılan bir konuşma değildir. Günlük konuşma her gün evde, sokakta, dolmuşta, iş yerinde tanıdık tanımadık, bildik bilmedik birçok kimselerle yapmak zorunda kaldığımız genellikle gelişigüzel rastgele bir konuşmadır. ( Taşer, 1996: s.170-172)

    13.1.1.1. Sohbet (Söyleşi)

    Tatlı tatlı söyleşmek deyiminde iki kez anılan tatlı belirteci ne ilginç bir yineleme. Sözü edilen deyiş Türk kültüründe (genellikle Akdeniz çevresi kültüründe) insan- toplum varoluşunun doruğu gözüyle bakılan bir durumun övüldüğünü göstermekte. Söyleşi-sohbet insan olmanın en yüce basamağıdır.” (Uygur, 1984, s.38-39)

    Kişinin gördüklerini, duyduklarını, öğrendiklerini, gözlemlediklerini, kederlerini, sevinçlerini kısacası birikimini paylaşmak ya da herhangi bir konuyu kesin sonuçlara bağlama amacı gütmeden ve samimi bir şekilde yaptığı hazırlıksız konuşmalara sohbet ( söyleşi) denir. (Odacı, 2009: s.509) Kültürümüzde çok önemli bir yeri olan sohbet, sosyalleşmeyi ve insanlarla sağlıklı bir iletişimi sağlamaktadır. TDK Türkçe sözlükte “Dostça, arkadaşça konuşarak hoş bir vakit geçirme, söyleşi, yârenlik, hasbihâl” anlamı verilen sohbet kelimesi ile küçük nüanslarla da olsa aynı anlamda muhabbet kelimesi ile birlikte “dostça konuşma, yârenlik” anlamıyla kullanılır. Buradan hareketle sohbet ve muhabbetin kültürümüzde dostluğu, kardeşliği pekiştirdiği, kişileri psikolojik olarak rahatlatmanın yanında bilgi-görgü paylaşımı sağlamak gibi bir misyon yüklendiği bu özellikleriyle toplum yapımızın şekillenmesinde belirleyici bir yanı olduğu ortadadır.

    Sohbet türü konuşmalarda şu hususlara dikkat etmek gerekir:

    1. Sohbetin temelinde samimiyet ve hoşgörü olmalıdır.
    2. Sohbette karşılıklı nezaket önemlidir. Sohbet sırasında üslubumuzu ve ses tonumuzu karşımızdakileri rahatsız etmeyecek şekilde ayarlamak gerekli olup, yine nezaket ve tevazu sınırları içerisinde kalınmalıdır.
    3. İyi bir dinleyici olmayı bilmek ve konuşanın sözünü kesmemek önemli nezaket kurallarından biri olmakla birlikte sürekli bir kişinin konuşması ve kimseye söz hakkı vermemesi doğru değildir.
    4. Sohbet, ortamda bulunanları için ruhsal açıdan rahatlatıcı olmanın yanında eğitici ve öğretici de olmalıdır.

    13.1.1.2. Kutlamalar

    Önemli bir olayın gerçekleşmesinin yıl dönümü dolayısıyla veya mutlu bir olaya sevinildiğinde, duyulan mutluğu bildirmek, mutluluğu ve sevinci paylaşmak amacıyla sözlü olarak yapılan tebrik konuşmalarına kutlama adı verilir.

    Kutlama konuşmasını yapan ve bu konuşmanın muhatabı olan açısından karşılıklı samimiyet temel prensip olmalıdır. Samimi bir üslupla tebrik konuşması yapılmalı aynı üslupla bu kutlamaya cevap verilmelidir.

    13.1.1.3. Telefon Konuşması

    Telefon, en önemli iletişim araçlarındandır. Teknolojinin ilerlemesiyle önce sadece sesli görüşme yapılırken günümüzde ise görüntülü telefon görüşmesi yapılabilmektedir. Bu da en etkili iletişim olan yüz yüze iletişim kadar olmazsa da telefonu bu iletişime etki açısından en yakın iletişim aracı durumuna getirmiştir. Genel olarak önceden tanışmadığımız kişilerle sesli telefon görüşmesi yapılır. Eğer izin verilir ve ihtiyaç duyulursa ancak ondan sonra görüntülü görüşme yapılabilir. Bu açıdan izin alınmadan tanımadığımız bir insanı görüntülü görüşmek için aramak uygun değildir. Sesli telefon görüşmelerinin de bazı kuralları vardır: Telefon görüşmesi için uygun makul saatler tercih edilmeli, çok erken ve çok geç vakitlerde görüşme isteği çağrısı yapılmamalıdır. Telefon eden kişi karşı tarafı sırasıyla selamlamalı ve kendini tanıtmalı ve görüşmek istediği kişi ile muhatap olup olmadığını doğrulatmalı, doğru insanla muhatap olduğunu öğrendikten sonra hâl hatır sormalı ve akabinde arama sebebini belirtmelidir. Telefondaki üslubumuz ve ses tonumuz karşı tarafı rahatsız etmeyecek şekilde olmalıdır. Telefon görüşmesi kısa tutulmalı gereksiz ayrıntılara karşı taraf talep etmedikçe girilmemelidir.

    13.1.1.4. Tanışma ve Tanıştırma

    Sosyal hayat içinde özellikle mesafelerin teknolojiyle birlikte hızla kısalmasıyla yeni ve farklı ortamlara girme ve yeni insanlarla karşılaşmayı da eskisinden daha fazla, kaçınılmaz olarak beraberinde getirmiştir. Bunun bir sonucu olarak da yeni karşılaşmalar ve zorunlu hâllerde de tanışma bazen de tanıştırma durumu söz konusu olmaktadır. İşte tanışma ve tanıştırma eyleminin de bazı kuralları vardır. Şayet iki insan üçüncü bir insan olmaksızın tanışmak durumunda kalırlarsa karşılıklı selamlaşmalı, sonra isimler söylenerek tanışılmalı ve karşılıklı memnuniyetler dile getirilmelidir. Tanıştırma ise üçüncü bir şahıs tarafından yapıldığı için tanıştıranın tanıştırılan kişileri önceden tanıması beklenir. Dolayısıyla tanıştırma sırasında tanıştıran kişi yaş ve unvanı küçük olanları büyüklere tanıtır. Yine erkekler bayanlara, ortama sonra gelen öncekine tanıtılır.

    13.1.1.5. Tartışma

    Tartışma, birbirinden farklı düşünceleri karşılıklı savunma, karşılıklı konuşma eylemidir. Tartışma her konuda yapılabilir. Ancak burada esas olan kişilerin birbirlerinin düşüncelerine saygılı olmalarıdır. Yine tartışmada da üslup ve ses tonu nezaket sınırlarını aşmamalıdır. Özellikle karşı tarafı sabırla dinlemeyi bilmek, sözünün bittiğinden emin olmadan kesip araya girmemek gerekir. Şayet lüzumlu ise izin istenerek araya girilebilir. Aynı şekilde karşı tarafa yeteri kadar konuşma imkânı tanımak gerekir. Tartışma esnasında sorulan sorulara cevap verme de yine nezaket çerçevesinde olmalıdır. Yani karşı tarafın sorularına sorulduğu anda mı konuşma bittikten sonra mı cevap verme isteği gerektiği sorulmalı ve cevap vermek için izin istenmelidir.

    13.1.1.6. Özür Dileme

    Sosyal hayat içinde insanlar, farkında olarak ya da olmayarak bazı hatalar ve yanlışlar yapabilirler. Hatalar ve yanlışlar da yaşamın bir parçası ve kişiyi olgunlaştıran durumlardır. Ancak bunun hata ve yanlış olduğunu fark ettiği anda kişinin bağışlanma isteğinde bulunması yani özür dilemesi gerekmektedir. Özür dilemek bir erdemdir; insanı korkak, aciz yapmadığı gibi tersine onu yüceltir. Bu sebeple özür dileyen de dilenen de bunun bilincinde olarak hareket etmelidir. Yani karşılıklı anlayış ortamı tesis edilmelidir.

    13.2. Hazırlıklı Konuşmalar

    “Bir geziye başlamadan önce ne tarafa yolculuk yapacağınızı ve ne ile karşılaşacağınızı, başka bir deyişle yönünüzü bilirsiniz. Daha sonra, bu yöne ulaşmak için sizi ona götürecek patikayı seçersiniz, eğer nereye gideceğinizi bilmezseniz oraya nasıl ulaşılacağını da bilmezsiniz.

    Konuşmanız için bir tema belirlemek bir yön seçmek gibidir. Ne söylemek istediğinizi dahi belirlemeden önce, "neden konuşuyorum" sorusunu kendinize sormalısınız. Başarmak istediğiniz şey nedir? Dinleyicilerinizden en çok almak istediğiniz tepki nedir? Konuşmanızın en ideal sonucunu görmek için kendinizi hayal görmeye bırakın. Bunun mümkün olup olmadığı konusunda boşuna kaygılanmayın. Bu aşamada yalnızca, gerçekleştirmeyi istediğiniz şeyi belirleyin.” (Stuart, 1999: s11)

    Konusu, amacı, yeri ve zamanı daha önceden belli olduğundan bir plan dâhilinde hazırlanarak yapılan konuşmalara hazırlıklı konuşmalar adı verilir. Hazırlıklı konuşmalar bu açıdan sormaya dayalı ve bildirili konuşmalar olarak sınıflandırılabilir.

    13.2.1. Sormaya Dayalı Konuşmalar

    Sormaya dayalı konuşmalar”, önceden planlanarak, üzerinde çalışarak hazırlanmış soruların muhataplara sorulması şeklinde gerçekleşen bir soru-cevap türü hazırlık konuşmalardır. Röportaj, anket, mülakat biçiminde sınıflandırılabilir.

    13.2.1.1. Röportaj

    Röportaj; herhangi bir olay, kişi, kurum, yer ve konu ile ilgili bilgi ve görüş almak amacıyla hazırlanan soruların bilgisine başvurmaya değer olduğunu inandığımız kişilere doğrudan doğruya yöneltilmesi ile gerçekleşen konuşmalardır. Bu konuşmalar dışında bir yazarın herhangi bir kişi, kurum, olay, yer veya eşya hakkında gözlem, inceleme ve araştırmalarını kendi görüş ve düşünceleriyle de birleştirerek hazırlanan yazılara da röportaj adı verildiğini belirtelim. Ancak bu sınıflandırmada kastedilen önceden hazırlanan soruların bilgisine başvurmaya değer olduğunu inandığımız kişilere doğrudan doğruya yöneltilmesi ile gerçekleşen konuşmalardır. Bu tür bu yönüyle söyleşi olarak adlandırıldığı da olur. (Korkmaz, vd. 2009: s.406)

    13.2.1.2. Anket

    Herhangi bir konu hakkında durum ve tutumu belirlemek, araştırma ve inceleme yapmak için düzenlenmiş ayrıntılı ve kapsamlı soru dizisine anket adı verilmektedir. Bir araştırma metodu olarak her alanda kullanılmakta olup anketin amacına uygun olarak önceden hazırlanan sorular muhataplara yöneltilir. Soruşturma ve sormaca adı da verilen bu türde sorular sözlü olarak sorulduğu gibi yazılı olarak sorulan ve yazılı olarak cevap beklenen anketler de vardır. Şahıs, kurum, kuruluş, gazete, dergi, televizyon vb. için yapılabilen anket ya da diğer bir ismiyle soruşturmalarda daha önce belirlenmiş soruların seçilmiş ya da rastgele kişilere sorularak alınan cevaplardan bilimsel bir sonuca ulaşma amacı yanında kamuoyu oluşturmak gibi bir yönü olduğunu da belirtmek isteriz.

    13.2.1.3. Mülakat

    Bir konuda uzmanlaşmış ve meşhur olmuş kişileri tanıtmak veya herhangi bir olayla ilgili bu kişilerin görüş ve düşüncelerini öğrenmek amacıyla önceden planlanan, hazırlanan sorularla yapılan konuşmalara mülakat(görüşme) adı verildiği gibi “bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme”ye de mülakat denmektedir. Birinci tip görüşmelerin röportaj türüyle karıştırıldığı olur, ancak mülakatlardaki sorular yeni soruları doğurabileceğinden esnek olduğu gibi sorular ve cevaplar daha uzun olabilmektedir.

    13.2.2. Bildirili Konuşmalar

    Yeri, zamanı, konusu belli bilimsel bir toplantıda okunup tartışılmak üzere önceden hazırlanan yazıların veya herhangi bir resmi makam, kurum, kuruluş ya da resmî olmayan bir topluluklar tarafından bir durumu ilgililere duyurmak için yazdıkları yazıların sözlü olarak sunulduğu konuşmalara bildirili konuşmalar adı verilir.

    13.2.2.1. Grup Halinde Yapılan Konuşmalar

    Yeri, zamanı belli bir toplantı için önceden planlanan ve hazırlanan belli bir konuda birden çok konuşmacının yaptığı konuşmalardır.

    13.2.2.1.1. Sempozyum

    Genel olarak akademik bir konunun uzmanları tarafından değişik boyutlarıyla ele alınırken seri konuşmaların yapıldığı bilimsel toplantılara sempozyum adı verilir. Sempozyumun diğer türlerden ayırıcı özelliği, sempozyumda yapılan konuşmaların genel olarak basılarak kamuoyuna duyurulmasıdır.

    Sempozyumun özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

    1. Her sempozyum için bir düzenleme kurulu ve sekretarya oluşturulmaktadır.
    2. Konuşmalar, bilimsel veya yarı bilimsel konularda olabilir.
    3. Konuşmalar, genellikle daha önce hazırlanmış metinlerden yapılmış olmasına rağmen toplantılar sırasında yapılan yeni katkılarla bir metne dönüştürülerek sempozyum kitabında yayınlanmaktadır.
    4. Konuşmalar oturumlar şeklinde yapılmakta ve bir günde bitebileceği gibi birkaç günde devam eden toplantılar da olmaktadır.
    5. Her oturumda üç ile altı arasında konuşmacı, önceden belirlenen belli süre içinde konuşmalarını yapmaktadırlar. Bu süre beş ile yirmi dakika arasında değişir.
    6. Her oturum mutlaka bir başkan tarafından yönetilmektedir.
    7. Geniş bir dinleyici kitlesine seslenilmektedir.
    8. Geleneksel hâle de getirilebilir.
    13.2.2.1.2. Açık Oturum

    Toplumun genelini ilgilendiren bir konunun, başkan yönetiminde, ilgili uzmanlarca çeşitli yönlerden tartışıldığı konuşmalara açık oturum denir. Açık oturum; bir salonda izleyici önünde ya da televizyon ve radyoda dinleyici önünde yapılmaktadır. Açık oturumda şayet izleyicilerin soru sormasına izin verilirse açık oturum, "forum" a dönüşmektedir. (Garipoğlu, 1989: s.33)

    Açık oturumun özellikleri şunlardır:

    1. Belli sayıda genellikle üç-beş arası değişen konuşmacıların tek oturumda yaptıkları konuşmalardır.
    2. Geniş bir dinleyici kitlesine seslenilmektedir.
    3. Konuşmaların, bilimsel konularda olma zorunluluğu yoktur hatta genellikle geniş kesimleri ilgilendiren popüler konular konuşulur.
    4. Konuşmacılar önceden belirlenmiş eşit süreler içinde belli sıra ile konuşmalarını yapmaktadırlar.
    5. Başkan önce konuşmacıları tanıtır, konuşmacı sayısına göre iki ya da üç tur şeklinde söz hakkı verir.
    6. Başkanın konu ile ilgili hazırlıklı ve bilgili olması, tarafsız olması, konuyu mecrasından çıkmaması için özen göstermesi ve konuşmacıları sorularıyla yönlendirmesi gerekmektedir.
    7. Başkan, oturum sonunda ortaya çıkan düşünceleri özetleyerek oturumun genel bir değerlendirmesini yapması gerekir.
    8. Konuşmaların daha sonra kitap şeklinde yayınlanması zorunluluğu bulunmamaktadır.
    13.2.2.1.3. Panel

    Genellikle bilimsel, sosyal veya siyasi bir konunun dinleyiciler önünde bir sonuca bağlamak gibi bir iddiası olmadan, çeşitli açılardan değerlendirmek üzere uzmanlar tarafından bir başkan idaresinde sohbet havası içinde tartışıldığı konuşmalara panel denir.

    Panelin özellikleri şunlardır:

    1. Başkan tarafından konuşmacıların konuşma sırası ve süresi belirlenir.
    2. Panelde konuşmacı sayısı üç- altı arasında değişebilir.
    3. Başkanın konu ile ilgili hazırlıklı ve bilgili olması gerekmektedir.
    4. Panel sonunda da başkan, konuşulanları kendi düşüncelerini de katarak özetler. Ancak açık oturumda olduğu gibi, konuyu bir sonuca bağlanmaz.
    5. Açık oturumdan farklı olarak panelin sonunda konuşmacılar birbirine soru sorabildikleri gibi dinleyiciler de soru sorabilir.
    6. Panelin sonundaki bu soru cevap ve tartışma bölümüne dinleyiciler de katılırsa “panel” de “forum”a dönüşür.
    13.2.2.1.4. Kongre

    Herhangi bir sanat veya bilim dalına bağlı uzmanların ya da siyasi bir parti dernek ve teşkilata bağlı kişilerin toplanıp önceden belirlenmiş olan konular üzerinde yaptıkları toplantılar ve konuşmalara kongre adı verilir. Kongreler iki amaçlı yapılır bilimsel sanatsal kongreler bilimsel ve sanatsal alanlara özgü olarak düzenlenen kongrelerdir. Siyasi parti dernek ve sendikaların kongreleri ise siyasi parti ve sendika teşkilatına bağlı kişiler görüşlerini açıkladıkları, yeni kararların alındığı, seçimler yapılarak yöneticilerin belirlendiği kongrelerdir. (Demirel, 2011:146).

    Kongrenin özellikleri şunlardır:

    1. Hazırlık gerektiren konuşmalardır.
    2. Konuşmalar oturumlar şeklinde yapılmakta ve bir günde bitebileceği gibi birkaç günde devam eden toplantılar da olmaktadır.
    3. Her oturumda iki ile beş arasında konuşmacı konuşmalarını yapmaktadırlar.
    4. Konuşmacılar belirli süreler de konuşmakta olup konuşmalar bir başkan tarafından yönetilmektedir.
    5. Geleneksel hale gelebilir.
    6. Geniş bir dinleyici kitlesine seslenilmektedir.
    7. Konuşmalar, bir metne dönüştürülerek kongre kitabında yayınlanmaktadır.
    13.2.2.1.5. Forum

    Dinleyicilerin de katıldığı belli bir konu üzerinde düzenlenmiş toplantılara forum denmektedir. Forum, toplumun genelini ilgilendiren bir konu üzerinde bir başkanın denetiminde yapılan konuşmalardır. Panel ve açık oturumun sonundaki dinleyicilerin katıldığı tartışma ortamı forum gibidir.

    Forumun özellikleri şunlardır:

    1. Hazırlık gerektiren konuşmalardır.
    2. Konuşmacı sayısı sınırlı değildir.
    3. Dinleyicilerde etkin olarak foruma katılmaktadırlar.
    4. Konuşmacılar için belli süre olmayıp, konuşmalar bir başkan tarafından yönetilmektedir.
    5. Geniş bir dinleyici kitlesine seslenilmektedir.
    6. Konuşmaların daha sonra kitap şeklinde yayınlanması zorunluluğu bulunmamaktadır.
    13.2.2.1.6. Çalıştay

    Çalıştay, bilim adamları ve uzmanların belli bir konuda ön hazırlık yapmak üzere bir araya geldikleri inceleme ve değerlendirme toplantısına denir.

    Çalıştayın özellikleri şunlardır:

    1. Konunun uzmanları tarafından daha çok yüksek düzeyli bilişsel süreçlerin kullanıldığı uzmanlık alanlarına dönük toplantılardır.
    2. Yoğun olarak analiz, sentezve problem çözme süreci takip edilen çalışmalardır.
    3. Çalıştay sonucu yazılı bir metne dönüştürülmektedir.
    13.2.2.1.7. Münazara

    Herhangi bir konu ile ilgili birbirinin zıttı olan düşüncelerin bir jüri önünde karşılıklı olarak savunulmasına münazara adı verilir. Savunma, münazaranın en önemli noktasıdır. Bir konunun tez, antitez şeklinde iki grup tarafından tartışıldığı münazaralarda gruplar üç ya da dörder kişiden oluşur. Münazaralar önceden hazırlık gerektiren bir tür olduğu için yeri, günü önceden belirlenerek gruplara bildirilir. Her konuşmacıya en az beş en çok on beş dakika süre tanınır. Münazarayı yöneten bir başkan olduğu gibi, münazaralarda grup üyeleri kendi grupları için grup başkanı belirlerler. Münazaralarda jüri de oldukça önemlidir.

    Jürinin, değerlendirmede dikkat edeceği hususlar şunlardır:

    1. “Türkçeyi kullanma gücü. (Diksiyon, vurgu, tonlama, kelime hazinesi, cümle kurma vb.)
    2. El, kol ve yüz hareketlerini yerinde kullanma.
    3. Savunmada inandırıcı olma. (Belgeler, istatistikî bilgiler, resimler, gazete ve dergi haberleri, güncel olaylarla örnekleme vb.)” Öner, 1982:445)
    13.2.2.1.8. Seminer

    Yetkililerin yönetiminde bir konu ile ilgili bilgi vermek ve bu bilgiler üzerinde tartışmak amacıyla düzenlenen toplantılara seminer adı verilmektedir. Ayrıca akademilerde akademisyenlerin gözetiminde öğrencilerin yaptıkları araştırmalarla ilgili hazırladıkları raporların sunulup tartışıldığı grup çalışmasıdır.

    13.2.2.2. Bir Kişi Tarafından Yapılan Konuşmalar

    Yeri, zamanı belli bir toplantı için önceden planlanan ve hazırlanan belli bir konuda bir konuşmacının yaptığı konuşmadır.

    13.2.2.2.1. Konferans

    Bilim, sanat, edebiyat vb. konular yanında güncel bir konuda bilgi vermek, görüş açıklamak üzere dinleyici kitlesi karşısında yapılan konuşmalardır. Konferans sonunda dinleyiciler soru da sorabilmektedir.

    Konferansın genel özellikleri için şunlar söylenebilir:

    1. Önceden hazırlık gerektiren, hazırlıklı olarak yapılan konuşmalardır.
    2. Genellikle konunun uzmanınca tek oturumda yapılan konuşmalardır.
    3. Konferanslar öğretici konuşmalardır.
    4. Konferansın etkili olması için dikkat edilecek hususları S. Sarıca ve M. Gündüz şöyle özetlemektedir:
    5. Konferansı verecek kişi, kelimelerin telaffuzuna, (diksiyona) ve dil bilgisi kurallarına dikkat etmelidir. Verilmek istenen düşünceler; açık, anlaşılır ve orijinal olmalıdır.
    6. Konferans verilirken konuşmacı, yazdıklarını kâğıttan okumamalıdır. Sanki, söyleşi yapıyormuş gibi konuşmalıdır.
    7. Konuşmacı, gözlerini dinleyicilerin üzerine çevirmeli, böylece onların kendisini ilgiyle izlemelerini sağlamalıdır.
    8. Ses tonunu yerine göre ayarlamalı, vurguyu iyi yapmalıdır. Konferans verilmeden önce, bir başkası konferansçıyı bütün özellikleriyle dinleyicilere tanıtmalıdır. (Sarıca, Gündüz, 1995: s.276)
    13.2.2.2.2. Nutuk (Söylev)

    Bir topluluğu coşturmak ve bir amaç doğrultusunda yönlendirmek ve düşünceyi benimsetmek için dinleyici topluluğu karşısında yapılan konuşmalardır. Her konuda nutuk verilebilir ancak genellikle nutukların askeri, siyasal, dinî, hukuki, iktisadi, akademik konularda yoğunlaştığı görülür. Konuşmayı yapan kişiye “hatip” denilir. Nutuklarda amaç dinleyicileri coşturmak, belli bir hedefe yönlendirmek, heyecanlandırmak olduğundan dil etkileyici ve kusursuz bir dildir.

    Nutuk (Söylev) özelliklerini M.Özkan vd. şöyle ele almaktadır:

    “Konuşmacı yani hatip yapacağı konuşmaya önceden hazırlar konuşmanın amacına ulaşması için dilin bütün imkânlarından yararlanır ses tonunu jest ve mimiklerini kullandığı cümlelerin yapısını dinleyenlerin kültür seviyelerine ve heyecanlarına göre düzenler. Böylece konuşmacı ile dinleyenler arasında bir duygu beraberliği sağlanmış olur. Dinleyiciler ile konuşmacı arasında fikir ve heyecandan oluşan bu köprü hitabeti güçlü kılan en önemli etkenlerdendir. Hatip kesin bir amaçla yola çıkmalı ve bunu herkesin anlayabileceği bir şekilde açık ve net olarak ifade etmelidir Bunun için de düşüncelerini planlı ve iyi bir üslupla ortaya koymalıdır. Hatip dış görünüşü jest ve mimikleri ve özellikle ses tonu ile karşısında bulunduğu topluluk üzerindeki etkisini arttırmalı, onlar tesiri edebilmelidir. Ayrıca hatip geniş bir kültüre ikna kabiliyetine sahip olmalı, cesaretli ve ağırbaşlı davranmalıdır.” (Özkan, vd. , 2006: 914)

    13.2.2.2.3. Demeç

    Halkı ilgilendiren belli bir konuda yetkili birinin yayın organlarına yaptığı açıklama, bilgi verme konuşmasına demeç adı verilir.

    Demeç türünün özelliklerini Ö. Demirel şöyle açıklar:

    1. “Demeç verilirken demeç veren kişi konuşmasına bir sesleniş ile başlamalı, sesin olanaklarından yararlanmalı, fakat abartılı davranışlardan özellikle kaçınmalıdır.
    2. Konuşmacı vereceği bilgiyi sözü dolandırmadan doğrudan vermeli, verilecek bilgi kısa cümlelerle açık ve anlaşılır biçimde söylenmelidir.
    3. Demeçlerde daha çok anlaşılmayan konulara ve sorunlara açıklık getirilmeye çalışılır. Bu nedenle demeç verecek kişinin dinleyici konumundaki habercileri yanlış bir anlamaya ve yorumlamaya yol açmayacak biçimde açık ve anlaşılır bir dille bilgilendirmesi, sorulara aynı biçimde yanıt vermesi gerekir.
    4. Demeç verecek kişi ayrıca yapmacık ve abartılı anlatımlardan söz dolandırmalarından da kaçınmalıdır.” (Demirel, 2011:s.143
    13.2.2.2.4. Miting

    Genellikle açık havada halka açık yerlerde bir olaya dikkati çekmek için veya gösteri amacıyla toplantılardır. Bir nutuk (söylev) türü olan miting genellikle siyasiler tarafından tercih edilse de aslında herhangi toplumsal tepkilerin ifade edildiği gösteriler de “miting” kategorisinde yer alır.

    Mitingler temelde tek bir konuşmacının hitap ettiği söylev türü olsa da birden çok konuşmacının hitap ettiği mitingler de yapılmaktadır.

    13.2.2.2.5. Brifing

    Belli bir konuda konunun özetini ortaya koyacak şekilde verilen bilgi ya da açıklamaya brifing denir. En çok karşılaşılan şekli ise bir kurum ya da kuruluş yetkilisinin o kurumun genel işleriyle ilgili bir üst yetkiliye metne dayalı olarak sözlü sunduğu kısa ve öz bilgilendirmelerdir.

    Brifing veren kişi, vereceği brifing için;

    1. İyi hazırlanılmalı ve konuşmasını iyi planlamalıdır.
    2. Kısa ve öz bir sunum yapacağından dili etkili ve güzel kullanmalıdır,
    3. Ses tonuna, vurgulara, jest ve mimiklere dikkat etmelidir,
    4. Vücut dilini de iyi kullanmalıdır,
    5. Kısa, net ve anlaşılır cümleler kurmalıdır.
    13.2.2.2.6. Açış, Kapanış ve Sunuş Konuşmaları

    Düzenlenen herhangi bir tören, kutlama, toplantı ve konferans, açık oturum, sempozyum, panel, kongre vb. gibi toplantıların başında ve sonunda programı veya toplantıyı düzenleyenler adına bir kişinin ya da protokolden birinin yaptığı konuşmalardır. Açılışta konuşmacı bu toplantının, törenin vb düzenleme sebebini, özelliklerini, genel çerçevesi anlatılırken, kapanışta toplantının amacına ulaşıp ulaşılmadığı ve çıktıları konusunda bilgi verir.

    Açış, kapanış ve sunuş konuşmalarında oldukça nazik yumuşak bir üslupla Kısa konuşulmalı, program hakkında detaylı bilgisi olan kişi tarafından bu tür konuşmalar yapılmalıdır.

    Bölüm Özeti

    Konuşma eylemi söz konusu olduğunda “konuşan, konuşma, tek ya da toplu dinleyici, konuşma içeriği” şeklinde dört unsuru göz önünde bulundurmamız gerekir. Buna göre bir çözümleme yaptığımızda konuşma eylemini hazırlıklı ve hazırlıksız konuşmalar olmak üzere iki ana başlıkta değerlendirebilir.

    Hazırlıksız konuşmalar; yeri ve zamanı önceden bilinmediğinden herhangi bir ön hazırlık yapmadan, bir metin oluşturmadan yapılan konuşmalardır. Bu konuşmalara günlük konuşmalar da denilmektedir. Günlük konuşma, her gün evde, sokakta, dolmuşta, iş yerinde yaptığımız genellikle gelişigüzel rastgele bir konuşmadır. Hazırlıksız günlük konuşmaları “sohbet” (söyleşi), “kutlamalar”, “telefon konuşması”, “tanışma- tanıştırma” ve “özür dileme” şeklinde tasnif edebiliriz.

    Hazırlıklı konuşmalar ise; konusu, amacı, yeri ve zamanı daha önceden belli olan bir plan dâhilinde hazırlanarak yapılan konuşmalardır. Hazırlıklı konuşmalar bu açıdan sormaya dayalı ve bildirili konuşmalar olarak sınıflandırılabilir. Sormaya dayalı konuşmalar, önceden planlanarak, üzerinde çalışarak hazırlanmış soruların muhataplara sorulması şeklinde gerçekleşen bir soru-cevap türü hazırlık konuşmalardır. Röportaj, anket, mülakat biçiminde sınıflandırılabilir. Bildirili konuşmaları ise “grup hâlinde yapılan konuşmalar” ve “bir kişi tarafından yapılan konuşmalar” olmak üzere iki başlık altında değerlendirilebilir. “Grup hâlinde yapılan konuşmalar”; “sempozyum”, “açık oturum”, “panel”, “kongre”, “forum”, “çalıştay”, “münazara”, “seminer” şeklinde gruplandırılabilirken “bir kişi tarafından yapılan konuşmalar”; “konferans”, “nutuk (söylev)”, “demeç”, “miting”, “brifing”, “açış, kapanış ve sunuş konuşmaları”, olmak üzere tasnif edilebilir. “Sormaya dayalı konuşmalar” ise; “röportaj”, “anket”, “mülakat” şeklinde tasnif edilebilir.


    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.