Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Varyant bulmaca

Bulmacada Varyant sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-08-10 17:14:02

    Cevap :
    Bulmacada 'Varyant' nedir sorusunun cevabı:
    Kare ve çengel bulmacada sorulan 'Varyant' sorusunun yanıtı birden fazladır. Bu nedenle bulmacanızdaki boşluk sayısına ve harf dizilişine göre aşağıdaki cevaplarımızdan birini seçmelisiniz.


    İşte cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 10 harfli ise cevaba DEĞİŞİKLİK yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba DEĞİŞKE yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba OYUN yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba BİLMECE yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba EFSANE yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba MASAL yazabilirsiniz.
    Diğer Cevaplar:
    1. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Başkalık yazabilirsiniz.
    2. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Tadil yazabilirsiniz.
    3. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 12 harfli ise cevaba Modifikasyon yazabilirsiniz.
    4. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba Entrika yazabilirsiniz.
    5. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Desise yazabilirsiniz.
    6. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Düzen yazabilirsiniz.
    7. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 4 harfli ise cevaba Hile yazabilirsiniz.
    8. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Piyes yazabilirsiniz.
    9. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Temsil yazabilirsiniz.
    10. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 5 harfli ise cevaba Kumar yazabilirsiniz.
    11. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Muamma yazabilirsiniz.
    12. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Söylence yazabilirsiniz.
    13. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 8 harfli ise cevaba Değersiz yazabilirsiniz.
    14. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Öyküce yazabilirsiniz.
    15. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba Öykücük yazabilirsiniz.
    16. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 6 harfli ise cevaba Epizot yazabilirsiniz.
    17. Eğer bulmaca cevabınızdaki boşluk 7 harfli ise cevaba Varyant yazabilirsiniz.
    DEĞİŞİKLİK kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Başkalık (8 harfli)
    2. Tadil (5 harfli)
    DEĞİŞKE kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Modifikasyon (12 harfli)
    OYUN kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Entrika (7 harfli)
    2. Desise (6 harfli)
    3. Düzen (5 harfli)
    4. Hile (4 harfli)
    5. Piyes (5 harfli)
    6. Temsil (6 harfli)
    7. Kumar (5 harfli)
    BİLMECE kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Muamma (6 harfli)
    EFSANE kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Söylence (8 harfli)
    MASAL kelimesinin Eş Anlamlıları:
    1. Değersiz (8 harfli)
    2. Öyküce (6 harfli)
    3. Öykücük (7 harfli)
    4. Epizot (6 harfli)
    5. Varyant (7 harfli)
    Sözlükte DEĞİŞİKLİK Nedir:
    Değişik olma durumu

    Sözlükte DEĞİŞKE Nedir:
    Her canlıda dış etkilerle ortaya çıkabilen, kalıtımla ilgili olmayan değişiklik, modifikasyon

    Sözlükte OYUN Nedir:

    Oyun Tanımı

    Oyun, insanların; günlük uğraşlarının dışında kalan zamanda, belirli bir amaca yönelik olarak (eğlence, eğitim, sağlık vb.) fiziksel ve zihinsel yeteneklerle, sınırlandırılmış yer ve zaman içerisinde, kendine özgü kurallarla yapılan, gönüllü katılım yoluyla grup oluşturan, sosyal uyum ve duygusal olgunluğu geliştiren,yetenek, zekâ, dikkat, beceri ve rastlantıya dayanan, katılanları ve çoğunlukla izleyicileri de etkisi altında tutan, gerilim duygusunun eşlik ettiği, sonuçta maddi çıkar sağlamayan, zevk veren etkinliklerdir.

    Oyun Nedir

    Çocuğun kendi kendini ifade ettiği, yeteneklerini  fark ettiği, yaratıcı potansiyelini kullanabildiği, dil, zihin, sosyal, duygusal ve motor becerilerini geliştirebileceği önemli bir fırsattır.

    “Çocukların oyunu oyun değil, onların en ciddi uğraşıdır.”
    Montaigne

    OYUN OYNAMANIN ÇOCUĞUN GELİŞİMİNDEKİ ETKİLERİ 

    Oyun, çocuğun bedensel, duygusal, sosyal, zihinsel ve dil gelişiminde önemli bir rol oynar.

    Oyun yoluyla çocuk neler kazanır

    Düşünmeyi ve kendi başına karar vermeyi öğrenir,
    Sorumluluk almayı, işbirliği içinde paylaşmayı öğrenir,
    Hayal gücünü, becerilerini ve yaratıcılığını geliştirir,
    Dikkatini bir noktaya toplamayı ve becerilerini organize etmeyi öğrenir,
    Kendini tanımayı öğrenir,
    En güçlü ve doğal dürtülerinden biri olan, saldırganlık  dürtüsünü boşaltma olanağı bulur,
    Değişik sosyal rolleri denemeyi, duygularını dışa vurmayı ve başka nesneleri ya da insanlarla ilişkilerini inceler,
    Kas gelişimini hızlandırır ve güçlendirir,
    Çevresini araştırma, objeleri tanıma ve problem çözme imkanı sağlar,
    Kendisini ifade etmeyi, sözlü olarak ifade edilenleri anlamayı, yeni sözcükleri öğrenir,  
    Toplu yaşam kurallarını öğrenir.

    ANNE-BABA VE ÇOCUK İLİŞKİSİNDE OYUNUN YERİ

    Anne-babalar,
    Çocuklarıyla ilişkilerinin önemli bir kısmını oyun aracılığı ile gerçekleştirir.
    Oyun oynayarak çocuklarına yaklaşabilirler ve onları keşfetme fırsatı yakalarlar
    Oyun aracılığıyla çocuklarıyla iyi vakit geçirirler ve onlara bir şeyler öğretirler.
    Çocuklarıyla iyi bir ilişki kurmak için onlara iyi birer oyun arkadaşı olmalıdırlar.

    OYUN SINIFLAMALARI

    Tek başına oyun
    Başka bir oyunu izleme
    Paralel oyun
    İşbirliğine dayalı kurallı oyun

    ÇOCUKLARIN YAŞLARINA GÖRE OYNADIKLARI OYUN TÜRLERİ 

    0-3 YAŞ

    Tek başına oyun oynadığı dönemdir
    0-2 yaş arasında ses, şekil ve renklere duyarlıdırlar
    Oturmaya başladığında nesneleri ağzına götürür, yürümeye başladığında nesneleri atar
    2-3 yaşla birlikte başka çocuklarla oynamaya başlarlar
    Hayali oyunlar başlar
    İnsanların ve olayların taklit edildiği oyunlar başlar
    Nesneleri oyuncak gibi kullanır (sopa=at)
    Bedensel hareketlerin gelişmesiyle hareketli oyunlar başlar
    Taklit içerikli oyunlar daha karmaşık hale gelerek devam eder.
    El kaslarının gelişmesiyle el becerilerini kullandığı etkinlikler başlar (kesme, çizme, resim boyama vb.).
    Oyunlar cinsiyete göre farklılaşmaya başlar.

    4-6 YAŞ

    Okulla birlikte kurallı oyunlar başlar.
    Erkekler daha çok takım oyunlarından ve yarışmalardan hoşlanır.
    Kızlar yakın arkadaşlıklar kurarak birlikte seksek, ip atlama v.b. oyunlar oynarlar.

    OYUN OYNARKEN ÇOCUĞU DESTEKLEME

    Anne-babalar,
    Çocuğun oynayabileceği güvenli bir ortam hazırlayın.
    Çocuğa oynarken rahat edebileceği kıyafetler giydirin.
    Her gün düzenli olarak (15-20 dakika ) sadece çocukla oyun oynayın. Oyunun kurallarını onun koymasına izin verin!
    Çocuğun oyunlarına katılın ama fazla müdahale etmeyin.
    Yumuşak bir ses tonuyla konuşun.
    Gülümseyerek ve göz teması kurarak oyun oynayın.
    Olumlu mesaj veren oyunlar oynayın.
    Çocuğunuzu hayal gücünü ve yaratıcılığını zenginleştiren oyunlar oynaması için teşvik edin.
    Çocuğunuzun oyunlarını olumlu pekiştirin.
    Çocuğunuzun yaptıklarını gördüğünüzü ve bunlarla ilgilendiğinizi ona belirtin.
    Çocuğunuza sevgi dolu ve sıcak yaklaşıp, oyun oynayarak ilgilendiğinizde çocuğunuz daha iyi gelişir ve beceriler  kazanır.

    Oyuncakların Özellikleri

    Oyuncağın tüyleri çocuğun ağzına, burnuna kaçmamalıdır,
    Zehirli maddeler içermemelidir,
    Yıkanabilir, dayanıklı, sağlam olmalıdır,
    Küçük parçaları olmamalıdır,
    Sivri uçları, kesici kenarları, parmaklarının sıkışabileceği ek yerleri ve gözlerine zarar verebilecek çıkıntıları olmamalıdır.
    Çocuğun bedenine uygun büyüklükte ve ağırlıkta olmalıdır,
    Oyuncaklar düzenli olarak gözden geçirilmeli, hasarlı ve kırık olanlar tehlikeli olabilecekse atılmalıdır,
    Bozuk para, çakmak, sigara gibi malzemeler çocuğa zarar verebileceğinden oynaması için verilmemelidir,
    Oyuncaklar, zengin uyarıcıları içermeli, çok fonksiyonlu olmalıdır.
    Farklı tür oyuncaklar almaya özen gösterin,
    Pahalı ve elektronik oyuncaklardan ziyade çocuğun yaratıcılığı ve hayal gücünü geliştirici oyuncaklar alınmalıdır,
    Oyuncağı alırken,  çocuğun seçmesine izin verin,
    Çocuklarla birlikte oyuncaklar üretebilirsiniz,
    Oyuncak alırken cinsiyet ayrımı gözetmeyin,
    Evinizde çocuğunuzun oyuncaklarını açık raflarda saklayın,

    ÇOCUK ve TELEVİZYON

    Televizyonda ses ve görüntü birlikte verildiği için ilk aylardan itibaren çocukların ilgisini çeker.
    Çocuğun, gelişiminin ilk 3 yılında olması gerektiğinden fazla televizyon izlemesi konuşmada gecikme ve dış dünyayla iletişimde sorunlar yaşamasına neden olabilir.
    Özellikle daha rahat yemek yedirebilmek  amacıyla televizyon karşısına oturmak  için teşvik edilen çocukların ilerde de aynı şekilde televizyon izleme  alışkanlığı gelişir.
    * Kontrolsüz şekilde televizyon izleyen çocukların yorum yapma, muhakeme etme yetenekleri olumsuz etkilenmektedir
    * Fazla televizyon izleyen çocuk sadece bilgi almaya alışır ve etkileşime girmez

    Özellikle daha rahat yemek yedirebilmek amacıyla televizyon karşısına oturmak için teşvik edilen çocuklarda okul yıllarında da sürdürecekleri şekilde televizyon izleme alışkanlığı gelişir.
    Kontrolsüz şekilde televizyon izleyen çocukların yorum yapma, muhakeme etme yetenekleri olumsuz   etkilenmektedir        
    Fazla televizyon izleyen çocuk sadece bilgi almaya alışır ve etkileşime girmez
    Eğitimsel içerikli programlar özellikle çevresel koşulları yetersiz olan çocuklar için faydalı olabilir.
    Çocukların gerçek hayatta karşılaşma fırsatı bulamadıkları doğa ve çevre ile ilgili programları izlemesi ( doğa      belgeselleri) okul bilgisini görsel    olarak destekler.          
    Teşvik edici ve merak uyandırıcı olur. 
    2 yaşlarında çocuklar televizyon karşısında en fazla 1 saat kadar, kısa çizgi filmler ve eğitimsel içerikli programlar izleyebilir.
    Çocuklar, okul öncesi dönemde 1 saat kadar çizgi filmler, çocuk filmleri ve eğitimsel programları izleyebilirler.
    * Okul çağındaki çocuklar okul ve günlük ihtiyaçlarının karşılanması dışında kalan zamanlarının en fazla dörtte biri kadar televizyon izlemelidirler.
    * Çocukla sohbet etmek, oyun oynamak ve hobiler için zaman ayrıldığında çocuklar televizyon  izlemekten ziyade, anne-babayla zaman geçirmek isterler. 

    Anne –Babalara Öneriler
    Televizyon izlemeleri konusunda tavrınız net olsun. TV saati belirleyin.
    Şiddet ve saldırganlık içermeyen çizgi film ve programları izletin.
    Okula giden çocuklara dinlenme, yemek, oyun, uyku ve ders dışında zamanları kalıyorsa TV  izlemelerine izin verin.
    * Çocuğun yaşına uygun programları izlemesine izin verin.
    * Çocuklarınızla daha fazla birlikte olur ve faaliyetler yaparsanız, onları çeşitli sportif ve sosyal etkinliklere yönlendirirseniz TV izlemek istemeyeceklerdir.

    BİLGİSAYAR ve ÇOCUK

    Çocukların bilgisayarla fazlaca zaman geçirmesi;
    çocukların göz sağlığının bozulmasına neden olur hareketi kısıtlar, kas gelişimini engeller, abur cubur yeme alışkanlığı gelişirse kilo artışı görülebilir.
    * Benlik algısının ve benlik değerinin bozulmasına neden olur.
    * Sosyalleşmeyi engeller.
    * İletişim becerileri gelişmez.
    * Dil becerileri ve sözel becerileri geri kalır.
    * Duygusal gelişim engellenir.
    * Yaratıcılıkları sınırlanır.
    * Dikkati yoğunlaştırma ve sürdürmede sorun yaşar
    * Davranış bozukluklarına neden  olur  (saldırganlık, öfke  vb.)

    Okul çağında çocukların oyunun yanı sıra ödevlerini internetten araştırması onların araştırmacı ruhunu geliştirir.
    Çocukların yaşlarına uygun, şiddet ve saldırganlık içermeyen, daha çok zeka gelişimini destekleyen bilgisayar oyunlarını oynamaları zihinsel gelişimlerine olumlu destek verir.
    Aşırıya kaçmadan çocukların bilgisayarla vakit geçirmeleri görsel becerilerini  geliştirir.

    Anne-Babalara öneriler
    Bilgisayar ve internette geçirecekleri süreyi belirleyin ve bu süreyi aşmasına izin vermeyin.
    Yaşlarına ve eğitim hedeflerine uygun eğitim programları ve bilgisayar oyunları alın.
    Belli bir bilince ulaşana kadar yaptığı çalışmaları ve bilgisayar başında geçirdiği süreyi denetim altında tutun.
    Çocuğun bilgisayarda yaptığı çalışmaları onunla paylaşın.

    Bilgisayar kullanıcısıysanız evde gereğinden fazla bilgisayar başında zaman geçirmeyerek çocuğunuza olumlu örnek olun.
    Çocuğunuz internet kullanıyorsa onun için uygun olan sitelerin listesini belirleyerek girdiği siteleri kontrol altına alın.
    İnterneti uygun kullanıp kullanmadıklarını girdikleri siteleri kontrol ederek  denetleyin.


    Sözlükte BİLMECE Nedir:
    Bir şeyin adını anmadan, niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma.
    Sözlükte EFSANE Nedir:

    Efsane Nedir (Özet)

    Türkçe: «Söylence»; Arapça: «Ustüre» (cem’i: esatir); Farsça: «Fesâne, efsâne»; Yunanca : «Mitos, mit» kelimeleri ad olarak verilmiştir. Tabiat üstü özellikler gösteren kişilerin hayatlarının ve olayların anlatıldığı hikayeler.

    Efsane halkın hayal gücüyle yarattığı "ideal insan tipi"ni verir ve nesilden nesile anlatılır. Efsane ile masallar arasında uygunluk vardır. İki türde de olağanüstü olaylar işlenir. Yalnız efsane daha inandırıcıdır. Bu yönüyle hikaye ve destana yaklaşır.

    Efsane Nedir? (Detay)

    Efsane ya da söylence, yıllarca gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öykülerdir. Efsanelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü olabilir; ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Eski Yunanlı şair Homeros, İlyada ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin söylencelerden yararlanmıştır. Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı söylencelerdir.

    Efsaneler Çeşitleri

    1. Yaradılış efsanesi (dünyanın yaradılışı, tabiat varlıklarının meydana gelişi, kıyamet günleri.)
    2. Tarihi efsaneler.
    3. Olağanüstü kişiler, varlıklar ve güçleri konu alan efsaneler.
    4. Dini efsaneler.

    Türk efsanelerinde kahramanlık, fedakarlık, cesaret, ahlaki davranışlar, sosyal düzene bağlılık, ahlah’ın kudretine iman, doğruluk, cömertlik, samimiyet gibi konular yer alır. Genç osman, boş beşik, çakıcı efe, çoban çeşmesi, gelin kaya, cennet dağı, kan kuyusu, yusufçuk kuşu gibi efsaneler halk arasında söylene gelmektedir.

    Söylence (Efsane/Menkıbe) Nedir ?

    Söylence ya da efsane, yıllarca gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan öyküler. Söylencelerde anlatılan olaylar bazen gerçeküstü olabilir; ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Eski Yunanlı şair Homeros, İlyada ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin söylencelerden yararlanmıştır. Kral Arthur ve şövalyeleriyle ilgili birçok öykünün kaynağı söylencelerdir. Gerçek bir kişinin yaşamına dayanan Köroğlu adlı halk öyküsü de çeşitli söylencelere karışmıştır. Söylenceler bir bölge ya da halkın kültüründe önemli yer tutar bunun yanı sıra mitolojiyle de yakından ilişkilidir.

    İlk devir insanları -bugün okumamış zümrelerde görüleceği üzere- tabiat hâdiselerinin sebeplerini bilemiyorlardı. İnsanın nereden gelip nereye gittiği, hayatla ölümün mâhiyeti, yıldızların hareketi, denizin yükselmesi, yağmurun yağması; hayvan, bitki, toprak, orman, dağ, ateş, mâden vb. gibi hâdise ve maddelerin teşekkül ve icadı onları hayret, korku, heyecan veya memnunluk içinde birtakım hayaller kurmaya yöneltti. Bu hayaller, insanın kendi ruhunu, hayatını eşyaya, tabiata aksettirmesinden ibaret olan düşünce tarzını doğurdu.

    İşte canlı-cansız varlıklarla tabiat hâdiseleri karşısında kurulan hayal, tasavvur ve düşünceler henüz müsbet (pozitif) zihniyete ulaşamamış toplulukların doğru, yalan şeklinde kabul ettikleri iptidâi bilgileri teşkil etmiştir. Kuvvetli bir anane bağı içinde yaşayan ilk devir, mitos devri, hatta ortaçağ insanları inandıkları bu bilgilerle kâinatta Tanrı, iyi ve fena ruh, kıyamet, melek, şeytan, cin, peri, gök, dağ, su ya da (yağmur) taşı, büyücü vb. gibi üstün saydıkları maddi manevî kudretlere umumiyetle teşhis ve intak yolu ile (canlandırarak veya konuşturarak) birtakım masallar uydurmuşlardır. Bugün masal sayılan mahsullerden ayrı olarak düşün düğümüz cemiyetin ortak malı bu eserler, sonraları yeni din, kültür ve ekonomi şartlarının ve alışverişinin hazırladığı muhit içinde az-çok târihî gerçeklerle beslenerek yazılı kaynaklara geçen efsâne ve menkabelere örnek (model) olmuşlardır Türklerin hayatında şaman, alperen, peygamber, halife, padişah, şeyh, şeyhülislam, asker vb. gibi otoriteler etrafında veya şehirler, saraylar, camiler, mezarlar, türbeler, adaklar… üzerine doğmuş masallar ve menkabeler bu mahsuller arasında yer alırlar.

    Eski cemiyetlerde ve bugün bâzı kapalı, muhafazakâr zümrelerde, mukaddes sayılan dağ, orman, mağara vb. gibi yerlerde belli zamanlarda, çocuk, kadın ve yabancılar dışında anlatılan efsâneler;
    1 – Teogoni (Tanrıların nereden geldikleri) ,
    2 - Kozmogoni (kâinatın nasıl meydana geldiği),
    3 - Antropogoni (insanın teşekkülü),
    4 - Eskatoloji (insanla dünyanın geleceği) gibi dört ana kolda toplanmaktadır.

    Bugün, ilk devirlerden zamanımıza kadar teşekkül etmiş efsâneleri araştıran disiplin veya ilme «esâtîr-mitoloji» adı verilmektedir.

    Türk Efsaneleri

    Karacaoğlan Efsanesi
    Ay Atam Efsanesi
    Tufan Efsanesi
    Yaratılış Efsaneleri
    Leyla ile Mecnun Efsanesi
    Ferhat ile Şirin Efsanesi
    Kerem ile Aslı Efsanesi
    Kız Kulesi Efsanesi
    Balıkesir Efsanesi
    Sarıkız Efsanesi

    Efsanesi Örnek ve Özetleri

    Balıkesir Efsanesi

    Tarihçilere göre Balıkesir adı, Bizans imparatoru Hadrianus'un av partilerinde kullanmak için yaptırdığı Paleo Kastro (Eski Hisar) sözcüğünden kaynaklanmaktadır. Tarihî bir gerçekliği de bulunan bu ad, daha sonra halk etimolojisi sayesinde değişik rivayet ve yorumlara da konu teşkil etmiştir. Biz bu rivayetlerden birkaçını kısaca anlatmak istiyoruz.

    Balıkesir adı daha çok bal, balık, kesir ve hisar kelimeleri üzerinde yapılan oynamalarla izah edilmektedir. Bir rivayete göre Balıkesir'in adı eskiden Balık Hisar şeklindeymiş. Buradaki balık sözü Eski Türkçe'de şehir, kale veya saray anlamı taşımaktaymış. Kale Şehri anlamını veren bu rivayete göre bu ad, XI. yüzyıldan sonra kullanılmaz olmuştur. Gerçekten de Orta Asya'da Beşbalık gibi bazı Uygur devrine ait yer isimlerinde balık kelimesinin şehir anlamında kullanıldığı dikkati çekmektedir.

    Diğer bir rivayete göre ise Balıkesir adı, balı kesir, yani balı çok, bol anlamındaki söz grubundan gelmektedir. Buna göre Balıkesir'in balının bol ve lezzetli oluşu bu adı almasına sebep olmuştur.

    Başka bir rivayet ise Balıkesir'in ilk kurulduğu yıllarda buraya gelen bir yabancının iyi muamele görmemesi üzerine balı keser, yani hatır, gönül tanımaz adını verdiği şeklindedir. Buna göre bal, Arapça'da hatır, gönül anlamını taşımaktadır.

    Bunların dışında bölgede bir süre hakim olan İran hükümdarı Balı Kisra veya civardaki Yılanlı Dağ'ın eski adı olan Balcea ya da Pelecas'ın Balıkesir adının ilk şekli olduğu ileri sürülmektedir. Fakat bunlar uzak ihtimaller olarak değerlendirilmektedir.

    Bütün bu rivayetler içinde en mantıklı olan, buraya yerleşen Türk oymaklarının Orta Asya hatıralarını canlı tutmak için koymuş olabilecekleri Balık Hisar adıdır.

    İlimizin Balıkesir dışında tarihte daha çok anılan bir adı daha vardır. Bu ad yörede bir süre hakim olan Karesioğulları Beyliği'nin kurucusu Karasi Bey'den kaynaklanan Karesi adıdır. İlimiz gerek beylik, gerekse Osmanlı sancaklığı döneminde daha çok bu adla anılmıştır. Bir rivayete göre de Karesi beyinin oturduğu kaleye Beylik Hisar adı verildiği için bu ad değişerek bugünkü Balıkesir şeklini almış olduğu söylenir.

    Sarıkız Efsanesi (En meşhur Türk Efsanesi)

    Marmara ve Ege bölgelerini birbirinden ayıran ve genç dağlar grubuna giren Kazdağları'nın en yüksek tepesine Sarıkız Tepesi adı verilmektedir. Bu tepenin adı hakkında pek çok efsane anlatılmaktadır.

    Çok eski zamanlarda Güre köyünde çok güzel bir kız varmış. Bu kızı köyün bütün gençleri sever ve evlenmek isterlermiş. Adı Sarıkız olan bu güzel kızın babası ise bin bir zahmetle büyüttüğü kızını, talip olan gençlerin hiç birine vermezmiş. Bunun üzerine gençler Sarıkız'a iftira etmişler. Köylüler de Sarıkız'ın babasına giderek:

    "Kızın kötü yola saptı. Ya kızını öldürürsün ya da buralardan çekip gidersin" demişler.

    Düşünüp taşınan baba, kızını öldürmeye kıyamaz; ancak köylülerin yüzüne bakabilmek için Sarıkız'ı gözden uzak tutmak gerektiğini düşünür.

    Kızını yanına alan baba, Kazdağı'nın zirvesine çıkar ve güttükleri kazlarla birlikte kızını bırakıp geri döner. "Kurt kuş yerse de gözüm görmesin, yaşarsa da herkesten gizli yaşasın" demiş.

    Kazdağı'nda kalan Sarıkız ölmemiş ve kazlarını gütmeye devam etmiş. Hatta yolunu, izini kaybedenlere yardımcı olmuş. Bu durum kısa zamanda babasının kulağına gitmiş.

    Kızının ölmediğini öğrenen baba, Kazdağı'na kızının yanına çıkmış. Dağda kaz çobanlığı yapan Sarıkız, babasını görünce sevinmiş, ona yemek ikram etmiş. Yemek sırasında babası kızından su istemiş. Sarıkız elini uzatarak kilometrelerce aşağıdaki Güre çayından su alarak babasına vermiş. Babası kızının ermiş olduğunu görünce pek sevinmiş.

    Sarıkız'ın öldüğü ve bugün kabrinin bulunduğu yere Sarıkız Tepesi, babasının öldüğü yere ise Babatepe veya Kartaltepe adı verilmektedir.

    Kültürümüzün en renkli kaynaklarından olan efsanelerimiz unutulmamak için çoğu zaman bir maddi ize veya mekana bağlanır. Sarıkız efsaneleri de böyledir. Kaz dağlarının zirvesindeki Sarıkız Tepesi ve bu tepenin üzerindeki kabir, Sarıkız efsanelerinin günümüze kadar ulaşan izleridir. Şimdi anlatacağımız efsane ise farklı bir Sarıkız efsanesi olarak dikkati çekmektedir. Ancak bağlı bulunduğu iz yine aynıdır.

    Delikanlının biri güzeller güzeli bir kıza aşık olmuş. Kız, evlenme şartı olarak, delikanlıdan gücünü ispatlamasını istemiş. Bu şarta göre delikanlı sırtına yüklenen tuz çuvallarını taşımak zorundadır. Delikanlının sırtına tuz çuvalları yüklenmiş. Yamaçtan tırmanırken çuvallar dengesini kaybetmiş ve delikanlı yuvarlanarak göle düşmüş. Tuzlar ıslandıkça çuvallar ağırlaşmış ve delikanlıyı suyun derinliklerine çekmiş. Köy halkıbu acıya sebebiyet verdiği için kıza öfkelenmişler. Ona yumurtalar atmışlar. Sarı Kız adı da buradan kalmış.

    Öfkeleri yatışmayan köylüler babasına giderek kızını şikayet etmişler ve onu yok etmesini istemişler. Babası yumurtalara bulanmış kızını alıp tepeye çıkmış. Kızını öldürmeden önce abdest alıp namaz kılmak isteyen baba kızından su bulmasını istemiş. Kız delikanlının boğulduğu gölün suyundan getirmiş. Su tuzlu olduğu için babası yeniden tatlı su bulup getirmesini istemiş. Bunun üzerine kız ayağını yere vurmuş, o anda yerden bir kaynak suyu fışkırmaya başlamış. Durumu gören babası kızının ermiş olduğunu anlamış ve onu öldürmekten vazgeçmiş. Kimsenin zararı dokunmasın diye de suyun etrafını taş duvarla çevirmiş.

    Kaz dağlarının zirvesindeki bu kaynak, bugün hala yörede şifalı olarak bilinmektedir. Ayrıca hem Sarıkız'ın, hem de babasının öldükleri yerler kutsal sayılmaktadır. Babasının öldüğü ve bugün kabrinin bulunduğu kabul edilen yere Kartaltepe veya Babatepe; Sarıkız'ın kabrinin olduğu tepeye ise Sarıkız Tepesi adı verilmektedir. Bu tepelerin ermiş bir kız ile babasına izafe edilmesi ise elbetteki eski Türk inanışlarındaki dağ kültünün bir yansımasıdır.

    Kazdağı'nın zirvesinde bulunan Sarıkız'ın kabri bugün de yöre halkı tarafından ziyaret edilmektedir. Her yıl 14-16 Temmuz tarihleri arasında Akçay'da yapılan Zeytin Festivali'nde Sarıkız da temsil edilmektedir. Ayrıca Sarıkız'ın kabri başında herkesin dileğini yazabildiği büyük bir dilek defteri bulunmaktadır.

    Karacaoğlan Efsanesi

    Yukarı Karacasu Köyünün sınırları içinde, Karacaoğlan tepesinde, moloz taslarla üçgen seklinde yapılmış bir mezar vardır. Halkın “Karacaoğlan ziyareti” diye adlandırdığı ve adaklar adandığı bu ziyaretin efsanesi şöyledir.

    Rivayete göre Karacaoğlan bir ağanın kuzu çobanıdır. Vaktin birinde ağa hacca gider. Yolda giderken cani helva çeker ve “su bizim hanimin helvası olsa da yesem” der. Ağa bunları hac yolunda düşüne dursun, Diger tarafta Karacaoğlan ağanın evine gelip ağanın karısına “ağam helva istedi, yapta götüreyim” der. Ağanın karisi içinden “ağa hacda, çobanın cani helva çekti, bana da söylemeye kıyışamadı. Böyle bir yalan söyledi” diye geçirir. Helvayı yapar bir tasın içine koyup çobana verir.

    Ağa yolda giderken bir bakar ki kendisine bir tasın içinde helva uzatılıyor. Ağa tası alır, bakar ki bu tas evindeki tastır. Ağa olup bitenlere bir anlam veremez ama helvayı da yer. Helvayı yedikten sonra tası çantasına koyup yoluna devam eder. Ağa hacca gider, görevini yapar ve köyüne geri döner. Evine geldiğinde hanımına yolda kendisine gelen tası sorar. Hanımda Karacaoğlan ile arasında geçen konuşmayı anlatır ve “Tası ona vermiştim, daha getirmedi” der. Bunun üzerine ağa kendisini ziyarete gelenlere dönerek “keramet Karacaoğlan ‘dadır. Gidin onun elini öpün “ diye söyler. Böylece Karacaoğlan yörede “keramet sahibi “ olarak tanınır.

    Karacaoğlan bir gün yine kuzuları otlatmak üzere dağlara doğru gider. Ancak ecel, Karacaoğlan bir tepenin üstünde yakalar. Karacaoğlan öldüğü tepede defnedilir. Karacaoğlan tepesi ve ziyareti bundan sonra halk arasında kutsal kabul edilir Olur yöresinde Karacaoğlan ile birlikte “Sari Baba” ve “Horasan Baba“ ziyaretleri de halk arasında adakların adandığı yerlerdir. Hatta bu üç şahsın birbirleriyle kardeş oldukları söylenir. Bunların bulunduğu bölgeye “Üç ziyaretler“ denir ve kutsallığına inanılır.

    Ferhat ile Şirin Efsanesi

    Ferhat, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir.

    Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “ Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir.

    Ferhat'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde.

    Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN !” seslenişleri yankılanır kayalarda.

    Ferhat'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhat cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhat'ın yanına.

    Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için.

    Kız Kulesi Efsanesi

    Kızkulesi Adası, Kubadabad Saltanat Kentinin haremliğiymiş. Ada da çevresi sularla çevrili bir kale ile, birbirinden güzel köşklerin ortasında yüksek bir kule varmış.

    İşte bu kölede cariyeleri ile birlikte Selçuklu Sultanının güzeller güzeli biricik kızı yaşarmış .

    Sultan, düşünde (başka bir rivayete göre falında) sevgili kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş. Yaptırdığı ve Kaleye ve içinde kuleye kızını bunun için kapatmış. Öyle ki, kuleye yılan girmesinde diye beton borularla Anasmaslar’dan Adaya su ve süt akıtılmış. (Anılan iki sıra beton boruların kalıntıları günümüze kadar gelmiştir.)

    Böylece yıllar yılları kovalamış ve günlerden bir gün güzel Sultan ateşlere düşüp hastalanmış. Ülkenin en ünlü hekimleri zor bulmuşlar devasını. Sevgili Sultan yeniden sağlığına, mutluluğuna kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için armağanlar yağmaya başlamış kuleye. Yaşlı bir köylü kadında bir sepet üzüm getirmiş. Meğer üzümlerin içinde bir küçük yılan varmış.

    Yılan o gece uykuya dalan güzel Sultanı sokup öldürmüş.
    Sözlükte MASAL Nedir:

    Masal Nedir

    1. Genellikle halkın yarattığı, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa sürüp gelen, çoğunlukla olağanüstü durum ve olayları yine olağanüstü kahramanlara bağlayarak anlatan halk hikâyelerine masal denir.
    2. Kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü olduğu halde, dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türüdür.
    3. Genellikle özel kişiler tarafından, kendisine mahsus (olağanüstü) zaman, mekan ve şahıs kadrosu içinde, yaşanılan hayatla hayal edilen hayatın sistemli bir şekilde ifade edildiği, klişe sözlerle başlayıp, yine klişe sözlerle biten hayal ürünü sözlü anlatım türüdür.
    4. Günlük hayattan sıyrılarak, insanların muhayyilelerinde tabiat ve gerçek dışı âlemde yaşattığı kahramanların hikâyesi, sözlü nesir türüdür. diyebiliriz.

    Masalların Ortak Özellikleri

    1. Olağanüstü konular vardır. Mesela masal kahramanları yaşlanmaz.
    2. Kahramanlar GERÇEK üstü özelliklere sahip olabilir.
    3. Yer ve zaman belirsizdir.
    4. Her masaldan bir öğüt, bir ders çıkarılabilir. Masallar eğlendirici ve eğiticidir.
    5. Masallarda kalıplaşmış bir tekerleme ile başlar.
    6. Masallarda olağanüstü varlıklar (cin, peri, melek) bulunabilir.
    7. Masallar kalıplaşmış tekerlemelerle biter ve sonunda mutlaka gökten üç elma düşer.
    8. Masallar hep mutlusonla biterler.
    9. Niteliği ne olursa olsun her şeyiyle hayal ürünüdürler.
    10. Olaya dayalı sanatsal kurmaca metinlerdir.
    11. Sözlü edebiyat ürünüdür.
    12. Kişiler ya çok iyi ya da çok kötüdür.
    13. Yazarları yoktur. Halk düşüncesinin,halk kültürünün ortak ürünüdür.
    14. Masallarda yer kavramı sembolik bir biçimde yer alır. Genellikle uzak mekanlarda geçer. Bahsedilen yer isimlerinin çoğu hayalidir. Ne zaman,hangi yerde bulundukları asla bilinmez.
    15. Masallarda gerçek yer isimleri de belirtilir. Fakat masallarda anlatılanlar gerçekte bu yerler değildir.

    Masalların Genel Özellikleri

    Masalın genel özelliklerinin “konu, olay, yer, zaman, kişi, amaç” yönlerinden değerlendirilmesi:
    a- Konu: Masallarda her insanı ilgilendiren evrensel değerler ve konular anlatılır. Özellikle çocuklara doğruluk, dürüstlük, iyilik, güzellik, ahlâklı olmak, erdemli olmak, yardımseverlik gibi duygular verilmek istenir. Ayrıca çevredeki kişilerin, olayların ve yöneticilerin eleştirileri de yapılır. Haksızlıklara karşı halkın ve halk içinde bir önderin direnmesi ve sonuçta mutlaka üstün gelmesi işlenir.
    b- Olay: Masallar olay eksenli bir edebiyat türüdür. Tamamen hayal ürünü olan bu olaylar, olağanüstü nitelikler taşıyabilir. Masallarda “olamaz” diye bir şey yoktur. Her şey olabilir ve bunlar konu olarak işlenir.
    c- Yer: Masalda belirli bir yer, çevre yoktur. Hayali bir yer, çevre söz konusudur. Bunlar da genellikle “Kafdağı’nın arkasında bir ülke, yedi kat yerin altı, periler padişahının ülkesi” gibi hayalî yerlerdir.
    d- Zaman: Masalda zaman da belirsizdir. Geçmişte bir zamandan söz edilir; ama aslında bu hayalî bir zamandır. Masallar geçmiş zaman kipi (-miş) kullanılarak anlatılır. Bu yönüyle de hikâyeden ayrılır. “Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, pireler berber iken, develer tellâl iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken gibi tekerlemeler aslında zamanın belirsizliğini ve olayın hayalî olduğunu da açıklar.
    e- Kişi: Masal kahramanları olağanüstü nitelikler taşıyabilir. Masallarda “peri, dev, cüce, cadı, gulyabani, şahmeran, Zümrüdüanka kuşu” gibi hayalî kahramanlar karşımıza çıkabilir. Masalda, gerçek hayatta rastlanamayacak kişiler bulunabilir. Kişiler ya iyidir ya da kötüdür. İyiler hep iyilik yapar, kötüler de hep kötülük yapar. İyiler masalın sonunda mutlaka kazanır, kötüler de her zaman kaybeder.
    f- Amaç: Masalda eğiticilik esastır. Aslında yerin, kişilerin ve zamanın hayalî olması da bundandır. Kimse rencide edilmeden insanlara ders verilir. Herkes masalın sonunda verilen dersten kendisine düşen payı alır. Masallarda kötülükler eleştirilerek okurun ve dinleyenin bu kötüler gibi olmaması istenir. İyiler ve iyilikler de yüceltilir ki okur veya dinleyici iyi olsun ve iyilik yapsın. Bu yüzden özellikle eğitimde masallardan yararlanılır.

    Masalların Anlatım Özellikleri

    - Anlatım hiçbir engele uğramadan akıp gider. (Akıcılık)
    - Gereksiz söz tekrarları yapılmaz.(Akıcılık)
    - Ses akışını bozan, söylenmesi güç seslere ve kelimelere yer verilmez. (Akıcılık)
    - Gereksiz ifadeler olmaz. (Duruluk - Açıklık)
    - Anlaşılması güç cümlelere kurulmaz. (Duruluk - Açıklık)
    - Anlatım sade ve süssüz olur. (Yalınlık)
    - Duygu ve düşünceler kısa ve kesin ifadelerle dile getirilirilr. (Yalınlık)

    Masalın Bölümleri

    Masal üç bölümden oluşur:
     1 - Serim (Döşeme)
     2 - Düğüm (Gövde/Gelişme)
     3 - Çözüm (Sonuç)

    1 - Döşeme Bölümü

    Masalların baş kısmında yer alan, dinleyicinin ya da oyuncunun masal dinlemeye çağrıldığı bölümüdür.Bu bölüme masal başı ya da tekerleme bölümü de denilmektedir.
     
    Tekerlemeler niçin kullanılır?
    Tabii ki dinleyicilerin ilgisini çekmek ve masala hazırlık yapmak için.
    Ortadaki tekerleme zamanı hızlandırmak için,sondaki tekerleme ise masalı bitirmek için kullanılır. Masalda, nerelerde tekerleme kullanılır?
    Masalda üç yerde tekerleme vardır.
    Başta,ortada ve sonda
     
    Bir varmış.Bir yokmuş.Evvel zaman içinde.Kalbur saman içinde.Cinler cirit oynarmış,eski haman içinde. Hamamcının tası yok.Oduncunun baltası yok.Arap Bacı hamama gider,koltuğunda bohçası yok.Handadır handa.Bostana gider manda.Mandayı kestik. Etini yedik.Dişimizin kavuğuna yetmedi.Sonracıma derisini yükledik,doksan dokuz deveye. Deve çangul çungul çöle çıktı birgün.Sağa baktı ot yok,sola baktı kum çok.Az gittik.Uz gittik. Dere tepe düz gittik. Altı ayı bir güz gittik. Dönüp arkamıza bir baktık ki,arpa boyu yol gitmişiz.Yeniden çıktık yola.Var varadan,sür süreden.Amasya`dan Tire`den.Sulu yerde peynir ekmek,susuz yerde kavun karpuz yiyerekten,vardık varacağımız yere…Geldik masala.Masaldır bunun adı.Söylemekle çıkar tadı. Kim iyi dinlemezse yesin onu Arap Dadı… MASAL TEKERLEMESİ
    Bu bölüm,masalı oluşturan ana olayın ve bu olayla ilgili ayrıntıların sunulduğu,masalın en uzun bölümüdür.
     
    Döşeme bölümü bittikten sonra genellikle bu bölüme “Vaktiyle memleketin birinde ’’ “Adamın biri’’, ‘‘Evvel zaman içinde” gibi söz açıcı başlangıçlarla geçilir.

    2 - Gövde(gelişme) Bölümü

     Kahramanın başından geçen türlü türlü olaylar anlatılır. Okuyucunun merakı tahrik edilir. Olay bir çözüme kavuşturması gereken noktaya getirilir.

    3 - Sonuç (Üç Elma) Bölümü

    Bu bölümde olay bir sonuca bağlanır. İyiler kazanır. Kötüler kaybeder. İyilere ödül, kötülere ceza verilir. İyi dileklerle masal bitirilir. Üç elma bölümü de denilmektedir. Masalcı bu bölümde sanki olayları yaşamış gibi,masalın verildiği duygu haliyle dinleyenleri kimi zaman bu elmalardan biriyle ödüllendirilebilir. “Gökten üç elma düştü birisi yiğit olanların başına,birisi bu masalı dizip koşana,biriside dinleyenlerin başına” diye söylenir.Kimi zamanda masal “Onlar ermiş muradına,biz çıkalım kerevetine” diye de bitirilebilir

    Masal Türleri

    Milletlerarası Masal Kataloğu'nda masallar şu ana çeşitlere ayrılmıştır:

    1. Hayvan Masalları

    Bu çeşit masallarda hayvanlar genellikle kılık değiştirmiş insan niteliğindedir. Bir düşünceye güç kazandırmak, ibret dersi vermek, örnek göstermek amacıyla anlatılır. Asıl masallardan daha kısa olur, başlangıç tekerlemeleri yoktur. Türk hayvan masalları da genellikle başka ülkelerdeki benzerleriyle aynı kaynaklara dayanır. (Bey ile Horoz, Keloğlan ile Eşeği masalları v.b.). Bunların bazıları eski dinî inançların kalıntılarıdır. (Hayvanlarla Süleyman peygamber veya Nuh peygamber arasında cereyan eden olayları konu edinmiş masallar);

    2. Asıl Masallar

    a) Olağanüstü Masallar

    Asıl masalların, yani masal denince ilk akla gelen masalların yer aldığı bu bölümdeki masallarda peri, cin, dev anası gibi tabiatüstü varlıklara rastlanır. Hayvanlar, hayvan masallarında olduğu gibi, insan rolünde değil, tabiat dışı varlıklar seklindedir. Olaylar da, kişiler gibi olağanüstüdür (Rüzgâr Dev, Tık Tık Kabacık masallarında olduğu gibi);

    b) Gerçekçi Masallar

    Kişiler, hayvanlar, olağanüstü masallarınkinden çok farklı değildir. Şehzadeler, sultanlar, padişahlar, bezirganlar, hocalar, kadılar, yoksul ailelerin genellikle en küçük kız veya oğulları Türk masallarının bu çeşidinin ana kişileridir. Bamsı Beyrek Masalı, Akıllı Terzi Kızı v.b.);

    3. Güldürücü Fıkralar

    Nükteli hikâyeler, yalanlamalar (Bekri Mustafa, İncili Çavuş, bektaşi, yörük, uşak-efendi, asker-subay, ana-baba, karıkoca fıkraları ve hikâyeleri);

    4. Zincirlemeli Masallar

    Çoğunun kişileri insan ve hayvanlardır. Küçük çocukların severek dinledikleri ve kendi aralarında en çok anlattıklarıdır (Keloğlan, Sırça Köşk masalları v.b.).

    Masalların taşıması gereken nitelikler

    a) Öncelikle masal yalın bir dille,akıcı ve açık bir anlatımla sunulmuş olmalıdır.
    b) Olaylar canlı ve hareketli olmalıdır.
    c) Masallar öğrenci ve sınıf ortamına uygun olmalıdır.
    d) Konuları çocuklarca yanlış anlaşılacak;örneğin kadını küçümseyen toplumun inançlarına ters,kadercilik anlayışına yaslanan masallara yer verilmemelidir.
    e) Döşeme bölümündeki söz dizimi akıcı,ilgi çekici olmalı,düğüm bölümü ustaca işlenip,olaylar beklenmedik biçimde sonuçlanmalıdır. Masallarda insanlar,gerçek veya gerçek dışı vasıflarda görünürler. Kişiler kuvvetlerin büyülü bir araçtan,var olmayan bir mahluktan veya evliyadan alır.(köylü,cadı,derviş,ırgat…) Destanlarda kişiler gerçektir. ama halk tarafından kişilere olağanüstü özellikler katılmıştır.Bunun yanında kişileri tanrı, tanrıça ve diğer olağanüstü varlıklar olan mitolojik kaynaklı destanlar da vardır.

    Masal Kahramanlarının Ortak Özellikleri

    1. Kahramanlar GERÇEK üstü özelliklere sahip olabilir.
    2. Masallarda olağanüstü varlıklar (cin, peri, melek) bulunabilir.
    3. Masal kahramanları olağanüstü nitelikler taşıyabilir. Masallarda “peri, dev, cüce, cadı, gulyabani, şahmeran, Zümrüdüanka kuşu” gibi hayalî kahramanlar karşımıza çıkabilir.
    4. Masalda, gerçek hayatta rastlanamayacak kişiler bulunabilir.
    5. Kişiler ya iyidir ya da kötüdür. İyiler hep iyilik yapar, kötüler de hep kötülük yapar. İyiler masalın sonunda mutlaka kazanır, kötüler de her zaman kaybeder.
    6. Kişiler ya çok iyi ya da çok kötüdür.
    7. Masal kahramanları yaşlanmaz.
    8. Masallarda kahramanları komik yanları vardır.

    Masal ile Destan Karşılaştırması

    Masal ile Destan Arasındaki Benzerlikler

    1. Her iki türde de olağanüstü kahramanlar ve olaylar vardır.
    2. Her ikisi de anonimdir.
    3. Asıl kahramanlar ön plandadır. Kahraman; gücü, kuvveti temsil eder, her zaman doğruyu yapar.
    4. Her iki türde de benzer motifler vardır. Rüya, aksakallı ihtiyar, kırklar (3- 7 – 40) motifleri gibi benzer motifler vardır.

    Masal ile Destan Arasındaki Farklılıklar

    1. Masal hayâl mahsulüdür. Destanlarda ise olağanüstü olaylarla gerçek olaylar birleştirilmiştir.
    2. Destanlarda zaman ve mekân kavramı belirlidir. Masallarda ise belli değildir.
    3. Destanların hususî anlatıcıları vardır. Manzumdurlar (zamanla nesir hâline gelmişlerdir) saz eşliğinde söylenirler. Masalların da hususî anlatıcıları vardır, nesir şeklindedirler. Saz eşliğinde söylenmezler.
    4. Masallarda amaç bir ders vermektir. Destanlardaki amaç ise bir milletin geçmişini anlatmaktır.

    Masal Tekerlemesi

    Masal tekerlemeleri birbirleriyle pek ilgisi olmayan, ancak dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiş sözlerden oluşur. Tekerlemenin asıl güzelliği de, birbirleriyle ilgisiz gibi görünen bu tür sözlerin bir düzen içinde sıralanmasındadır. Bu da bir söz ustalığını gerektirir. Bu ustalık masal anlatanın, yani masalcının ustalığına bağlıdır. Aslında tekerlemenin masalla hiçbir ilgisi yoktur. Sadece dinleyicinin ilgisini çekmek ve onu masal dünyasına girişe hazırlamak için söylenir. İşte masalcının söz ustalığı da burada başlar. Söylediği tekerlemeyle dinleyenleri neşelendirir. Anlatacağı masala ilgi çeker. Masalının dikkatle ve heyecanla dinlenmesini sağlar.

    Türk Edebiyatında Masal

    Masal kelimesinin eski Türk dili anlatımlarında ve eski metinlerde "masal" , "mesele", "misal", "hikaye", "destan", "kıssa" karşılığında kullanıldığı görülmektedir. Zamanla bu kelimeye menşe olacak "mesel" kelimesi ise 19. yüzyılın başlarından itibaren yazılı ve sözlü kaynaklarda rastlanmaktadır. Bu kelime "örnek verme" ve "benzer" anlamlarında kullanılmaktadır. Bazı Türk yerleşim bölgelerinde "atasözü" karşılığında da kullanılan kelime Azeri sahasında "nağıl", Anadolu'nun bazı bölgelerinde "metel" şeklinde söylenilmektedir. Edebiyatımızda masalı gerçek anlamda ilk defa Namık Kemal'in "Mukaddeme-i Celal" 'inde kullanıldığı görülmektedir. Yazar, masalı tamamen hayali olaylardan meydana gelen bir anlatım türü olarak görmektedir. Namık Kemal ayrıca masalların ahlaki, eğitici ve terbiye edici özellikleri olduğunu belirtmektedir.
     
    Ziya Gökalp, "Türkçülüğün Esasları" (1923) adlı eserinde masalı; halk edebiyatı ürünleri içerisinde göstererek, masalların halk hayatındaki önemine yer vermiştir.
     
    Türk masalları üzerinde araştırma yapan Pertev Naili Boratav "100 Soruda Türk Halk Edebiyatı" adlı eserinde masalı nesirle söylenmiş, dinlik ve büyülük inanışlarından ve törelerden bağımsız, tamamiyle hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırmak iddiası olmayan kısa bir anlatı şeklinde tanımlamaktadır.
     
    Recaizade Mahmut Ekrem, "Çok Bilen Çok Yanılır" adlı eserini bit masalı genişleterek yazdığını söyler.
     
    Türk masallarının kahramanları genel olarak insanlar, hayvanlar ve doğaüstü varlıklardır. Cadı karıları, devler, vezir vs. kötü kahramanlar iken padişah, kral, hükümdar, hızır, derviş vs. iyi kahramanlardır. Tilki, aslan, Anka kuşu, papağan gibi hayvan kahramanların olduğu masalların yanı sıra derviş, hızır, peri, cin gibi doğaüstü varlıkların yer aldığı masallar da bulunmaktadır.
     
    Türk masallarında en önemli tiplerden biri Keloğlan'dır. Keloğlan tipi Türk zeka gücünün en iyi temsilcisidir.

    Masalda gökten üc elma düştü tekerlemesi ile biten bölüme ne ad verilir?


    Dilek bölümü veya sonuç bölümü adı verilir.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Kolay Bulmaca Cevabı Bulma Robotu

    Cevap Yaz

    Bilgilendirme: Bulmaca sözlüğümüzde Haberturk, Hürriyet, Sözcü ve Posta gazetesinin günlük kare ve çengel bulmacalarının cevapları ve Bulmacahane, CodyCross, Words Of Wonders Guru, WOW Guru gibi bulmaca oyunlarının cevapları yayınlanmaktadır. Ayrıca diğer gazete bulmaca cevapları, bulmaca kitabı, çapraz, karışık bulmaca cevaplarınıda sözlüğümüzde bulabilirsiniz. Bulmaca sözlüğümüzden arama yaparak bulmaca sorunuzdaki cevabı kolayca bulabilirsiniz. Eğer cevap henüz sitemize eklenmemiş ise soru sor butonuna tıklayarak hemen cevap verilmesini sağlayabilirsiniz.

    Yakın zamanda para ödüllü online bulmaca çözebileceğiniz bulmaca servisimiz yayına alınacaktır. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık olarak en iyi bulmaca çözenler listelerimiz olacak.

    Sözlüğümüzde cevabını bulabileceğiniz bulmaca çeşitleri: CodyCross bulmaca soruları, çengel bulmaca, kare bulmaca, sudoku bulmaca, rakam bulmaca, kelime şifre bulmaca, altıgen çengel bulmaca, halka bulmaca, sözcük avı, yapboz bulmaca, labirent bulmaca, mozaik bulmaca, resimli kelime bulmaca, 7 farkı bulun, lekare bulmaca ve kim milyoner olmak ister soruları ve cevapları.

    Ayrıca bulmaca cevapları sözlüğümüzde aradığınız kelimenin eş anlamı, mecazen ve mecaz anlamları, eski dildeki karşılıkları, osmanlıca karşılıklarıi, zıt anlamlarını bulabilirsiniz.

    Unutmayın bulmaca çözmek zekanızı geliştirdiği gibi çağımızın en kötü hastalıklarından biri olan alzheimer içinde doktorlar tarafından en önerilen çözümlerden biridir. Şimdiden güzel, sağlıklı günler dileriz..



    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.