Yanaklarından berrak damlacıklar süzülürken, dudaklarında mes'ut
bir gülümseme dolaşmaktaydı. Sözlerine devam etti:
- Zira onlar, saadet yaşlarıdır yavrum... Cenab-1 Hakk'ın bana senin
gibi îmanlı ve hayırlı bir evlat bahşetmesinden daha büyük saadet olur
u hic? Allah seni her türlü fenalıklardan korusun, canım, ruhum,
evladım benim.
Bilal, annesinin islak yanağına küçük bir öpücük kondurarak:
Beni şımartıyorsun ama. Korkarım ki bu gidişle kendimi hakikaten
bir şey zannedeceğim, dedi.
Nur yüzlü kadın, oğlunun yüzünden ellerini çekip yerdeki sofranın
başına diz çökerken, derin bir iç geçirip namaz örtüsüyle gözyaşlarını ku-
ruladı.
cümlenin ögelerine ayırma