Yanmak ister gönül, Pişmek sen diyarında Ruhun miracına varmak, Sidretül müntehaya Olmadı bir çakıl taşı olmak, Bilinmeyen yollarda Ya da arş-ı alådan bakmak sana, Yükselmek gibi maveraya...
Yanmak ister gönül pişmek sen diyarında Ruhun miracına varmak sidretül müntehaya Olmadı bir çakıl taşı olmak bilinmeyen yollarda Yada arşı aladan bakmak sana yükselmek gibi maveraya… sorusunun cevabı için bana yardımcı olur musunuz?
İşte Cevaplar
Pişmek sen diyarında
Ruhun miracına varmak,
Sidretül müntehaya
Olmadı bir çakıl taşı olmak,
Bilinmeyen yollarda
Ya da arş-ı alådan bakmak sana,
Yükselmek gibi maveraya...
AÇIKLAMA: Şiir, arzu ve özlem duygularını ifade ediyor. Gönül, yani ruh, yüce bir aşka, imana ve teslimiyete ulaşmak istiyor. Bu arzu, onu, aşkın ateşinde yanmaya ve pişmeye hazır hale getiriyor.
Gönül yakar, Pişmek ister sen diyarında Ruhun miracına varmak, Sidretül müntehaya
İlk iki dize, gönülün aşkın ateşinde yanmak ve pişmek istediğini ifade ediyor. Bu ateş, onu olgunlaştıracak ve ona gerçek bir anlam kazandıracak.
Olmadı bir çakıl taşı olmak, Bilinmeyen yollarda
Üçüncü dize, gönülün sıradan bir varlık olmak istemediğini ifade ediyor. O, bilinmeyen yollarda ilerlemeyi, yeni deneyimler kazanmayı istiyor.
Ya da arş-ı aladan bakmak sana, Yükselmek gibi maveraya...
Dördüncü ve beşinci dizeler, gönülün yüce bir varlığa, Allah'a ulaşmak istediğini ifade ediyor. O, Allah'ın huzuruna çıkmayı ve onunla bir olmanın mutluluğunu yaşamak istiyor.
Şiir, aşkın ve imana ulaşmanın zorluklarını ve ödüllerini ifade ediyor. Gönül, bu zorluklara göğüs gererek, yüce bir aşka ve imana ulaşmanın mutluluğunu yaşayabilir.
Diğer Cevaplara Gözat
Bu şiir, bir kişinin Tanrı'ya olan özlemini ve ona ulaşmak için duyduğu tutkuyu ifade ediyor. Şair, kalbinin Tanrı'nın sevgisinde yanmak istediğini ve ruhunun Tanrı'yla buluşma arzusunda olduğunu söylüyor. Bu arzu, onu bilinmeyen yollara götürmeye ve onu Tanrı'nın huzuruna yükseltmeye hazır hale getiriyor.
Bu şiir, Tanrı'ya olan sevgiyi ve ona ulaşmanın özlemini ifade eden birçok şiirden biridir. Bu şiir, Tanrı'ya olan sevginin ve ona ulaşmanın özleminin ne kadar güçlü olabileceğini gösteriyor.
Şair, "yanmak" ve "pişmek" kelimelerini kullanarak, Tanrı'ya olan sevginin ve ona ulaşmanın özleminin kişinin ruhunda yaratabileceği dönüştürücü bir güçten bahsediyor. Bu sevgi ve arzu, kişiyi değiştirir ve onu daha yüksek bir varoluş düzeyine yükseltir.
Şair, "mirac" kelimesini kullanarak, Tanrı ile buluşma deneyimini ifade ediyor. Miraç, İslam'da Muhammed'in Tanrı'yla buluşma deneyimine verilen addır. Bu deneyim, kişinin Tanrı'nın varlığını ve gücünü doğrudan deneyimlediği bir deneyimdir.
Şair, "sidretül münteha" kelimesini kullanarak, Tanrı'nın huzurunu ifade ediyor. Sidretül münteha, İslam'da Tanrı'nın huzuruna giden yol olarak kabul edilen bir yerdir. Bu yer, Tanrı'nın varlığını ve gücünü doğrudan deneyimleyebileceğimiz bir yerdir.
Şair, "çakıl taşı" kelimesini kullanarak, önemsiz ve değersiz bir şeyi ifade ediyor. Şair, kendini Tanrı'nın önünde bir çakıl taşı gibi önemsiz ve değersiz olarak görüyor. Bu, Tanrı'nın büyüklüğünün ve kutsallığının bir ifadesidir.
Şair, "arş-ı aladan" kelimesini kullanarak, Tanrı'nın tahtını ifade ediyor. Arş-ı ala, İslam'da Tanrı'nın oturduğu yer olarak kabul edilen bir yerdir. Bu yer, Tanrı'nın gücünün ve ihtişamının bir ifadesidir.
Şair, "mavera" kelimesini kullanarak, Tanrı'nın dünyasını ifade ediyor. Mavera, İslam'da Tanrı'nın dünyasına verilen addır. Bu dünya, bizim dünyamızdan farklı bir dünyadır ve Tanrı'nın varlığını ve gücünü doğrudan deneyimleyebileceğimiz bir yerdir.
Bu şiir, Tanrı'ya olan sevgiyi ve ona ulaşmanın özlemini ifade eden güçlü bir şiirdir. Şair, kelimeleri kullanarak, Tanrı'nın büyüklüğünü ve kutsallığını ve ona ulaşmanın özleminin ne kadar güçlü olabileceğini ifade ediyor.