İşte Cevaplar
Cevap :
İlk kısım : Oğlumuz, yazarın 1948-1949 arasında yazdığı hikayelerden oluşuyor.
İkinci kısım: Yarın diye bir şey yoktur yine yazarın 1950-1952 yılları arasındaki hikayelerinden oluşuyor.
Üçüncü kısım: Sonrakiler, yazarın 1954 ve 1964 yılları arasındaki hikayelerinden meydana getirilmiş. Kitaptaki toplam hikaye sayısı ise, 34.
Tarık Buğra'nın kaleme aldığı hikâyeleri yapıları bakımından ele aldığımızda klâsik vak'a hikâyesinden uzak, daha çok durum hikâyesine yaklaştığını görürüz. Çünkü bu hikâyelerde olay fazla bir önem taşımaz; dolayısıyla tür olay örgüsü üzerine inşa edilmez. Bir anlık bir intiba, olay için yeterlidir. Bu tavrın önemli sebebi, yazarın hayata ve insana bakışıdır. Tarık Buğra için hayat ve insanın anlamı, dışta değil, içtedir. Dolayısıyla onun hikâyelerinde asıl olan insan; insanın iç dünyası, psikolojisidir. Kısacası onun hikâyeleri, çok büyük ölçüde psikolojik hikâye sınırları içinde hayat bulur. Bu nitelik, olay örgüsünün olduğu kadar, mekân ve insan tasvirlerinin de en aza indirilmesini beraberinde getirir.
Diğer Cevaplara Gözat
Yarın diye bir şey yoktur
Kitap üç bölümden oluşuyor;İlk kısım : Oğlumuz, yazarın 1948-1949 arasında yazdığı hikayelerden oluşuyor.
İkinci kısım: Yarın diye bir şey yoktur yine yazarın 1950-1952 yılları arasındaki hikayelerinden oluşuyor.
Üçüncü kısım: Sonrakiler, yazarın 1954 ve 1964 yılları arasındaki hikayelerinden meydana getirilmiş. Kitaptaki toplam hikaye sayısı ise, 34.
Tarık Buğra'nın kaleme aldığı hikâyeleri yapıları bakımından ele aldığımızda klâsik vak'a hikâyesinden uzak, daha çok durum hikâyesine yaklaştığını görürüz. Çünkü bu hikâyelerde olay fazla bir önem taşımaz; dolayısıyla tür olay örgüsü üzerine inşa edilmez. Bir anlık bir intiba, olay için yeterlidir. Bu tavrın önemli sebebi, yazarın hayata ve insana bakışıdır. Tarık Buğra için hayat ve insanın anlamı, dışta değil, içtedir. Dolayısıyla onun hikâyelerinde asıl olan insan; insanın iç dünyası, psikolojisidir. Kısacası onun hikâyeleri, çok büyük ölçüde psikolojik hikâye sınırları içinde hayat bulur. Bu nitelik, olay örgüsünün olduğu kadar, mekân ve insan tasvirlerinin de en aza indirilmesini beraberinde getirir.
Diğer Cevaplara Gözat
Cevap : OLAY ÖRGÜSÜ:
Bir akşam, yazar sigarasını içer ve bir an önce gecikmeden uyumak ister. Yatakta sağdan-sola, soldan sağa döner. Kendini meşgul edip rahatlayacağına inanarak tüm gün kaç tane sigara içtiğini hesaplamaya çalışır ama yine de uykuya dalamaz. Askerlik yıllarında uyumak için aklına gelen sıla özlemini yoklar ve bu da onu uyutamaz. Sonra bir yerde okuduğu 500'de geri saymak aklına gelir. Rahatlamaya başlar ama tam 78 kendi okul numarasına sıra gelince sinirlenir çünkü 78 çocukluk anılarını ve aileden ayrı geçen yılları aklına getirir. Uyumaktan vazgeçer ve sigarasını yakar.
Bir akşam, yazar sigarasını içer ve bir an önce gecikmeden uyumak ister. Yatakta sağdan-sola, soldan sağa döner. Kendini meşgul edip rahatlayacağına inanarak tüm gün kaç tane sigara içtiğini hesaplamaya çalışır ama yine de uykuya dalamaz. Askerlik yıllarında uyumak için aklına gelen sıla özlemini yoklar ve bu da onu uyutamaz. Sonra bir yerde okuduğu 500'de geri saymak aklına gelir. Rahatlamaya başlar ama tam 78 kendi okul numarasına sıra gelince sinirlenir çünkü 78 çocukluk anılarını ve aileden ayrı geçen yılları aklına getirir. Uyumaktan vazgeçer ve sigarasını yakar.