Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Yerin iç yapısı ve katmanları sunu

Dünyamızın iç yapısı ve katmanları hakkında bilgi veren sunum lazım

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Admin

    • 2015-05-04 13:39:06

    Cevap : Dünya, kalınlık, yoğunluk ve sıcaklıkları farklı, iç içe geçmiş çeşitli katmanlardan oluşmuştur. Bu katmanların özellikleri hakkında bilgi edinilirken deprem dalgalarından yararlanılır.
    1. Çekirdek
    2. Manto
    3. Taşküre (Litosfer)

    Not: Yerin iç yapısı ve katmanları sunumu ektedir. Ön izleme yapabilir veya bilgisayarına indirip düzenlemeyi etkinleştir diyerek kendine göre düzenleyebilirsin.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Yerin iç yapısı ve katmanları sunu

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    YER’İN KATMANLARIstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    2. Sayfa
    1)YER KABUĞU: Dünyanın dış kısmı katı bir kabukla çevrilidir. Bu kabuk çeşitli taşlardan oluşmuştur. Yer kabuğuna litosfer ya da taş küre de denir. Yer kabuğunun ortalama kalınlığı karalarda 35 km, okyanuslarda ise 8-10 km’dir. Dünyanın ekseni etrafında dönmesi sonucunda soğuma, yer kabuğunun yüzeyinden başlamıştır. Yer kabuğunda derine doğru inildikçe, sıcaklık ortalama olarak her 33 metrede 1 º C artar. Yer kabuğu, bileşimi ve yoğunlukları farklı sial ve sima adı verilen iki bölüme ayrılır: style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    3. Sayfa
    A)SİAL (GRANİTİK YER KABUĞU): Yer kabuğunun üst tabakasıdır. Bünyesinde daha çok silisyum ve alüminyum bulunduğu için bu tabakaya sial adı verilmiştir. Sial; granit kil taşı ve kalker gibi hafif taşlardan oluşmuştur, Kalınlığı dağların bulunduğu yerlerde fazla, deniz ve okyanusların altında azdır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    4. Sayfa
    B)SİMA (BAZALTİK YER KABUĞU): Sial tabakasının altında yer alır. Bazaltik yapıdaki ağır taşlardan oluşmuştur. Bileşiminde daha çok silisyum ve magnezyum bulunduğu için bu tabakaya Sima adı verilmiştir. Sima, deniz ve okyanusların altında kalın, dağların altında daha incedir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    5. Sayfa
    2)MANTO: .Bu tabaka, yer kabuğunun hemen altında bulunur. Dünyanın kütlesinin çok büyük bir bölümü manto tabakasındadır. Sıcak ve akışkan bir yapıya sahip olan manto tabakasının sıcaklığı 1000°C' nin üzerindedir. Manto iki kısımdan oluşur: Alt Manto ve Üst Mantostyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    6. Sayfa
    Alt Manto ve Üst Manto. Alt mantonun yoğunluğu üst mantonun yoğunluğundan fazladır. Üst manto daha çok demir ve magnezyumdan meydana gelir. Derine doğru inildikçe bünyesindeki nikel ve krom gibi maddeler artar. Çekirdeğin etrafındaki sıcaklığı 3700 derece, yerkabuğuna yakın yerdeki sıcaklığı ise 870 santigrat derece kadardır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    7. Sayfa


    8. Sayfa
    Manto’da Magma Mantoda basınç, Dünyadaki atmosfer basıncının 14.000 katı kadardır. Bu fazla basınçtan dolayı katı hâldedir. Eğer basınç azalırsa mantonun üst kısmındaki maddeler ergiyerek sıvı hâle geçer. Bu kızgın maddeye magma adı verilir.Manto tabakasının alt kısmı ile üst kısmı arasındaki sıcaklık farkından dolayı dikey yönde hareketler oluşur. Bu hareketlere konveksiyon akımları denir. Yer kabuğu, mantoda meydana gelen lâv akımlarına bağlı olarak hareket eder.Magmanın yavaş hareketleri sonucunda depremler, volkanik faaliyetler, kıtaların kayması gibi olaylar meydana gelir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    9. Sayfa
    style.visibilityppt_xppt_y

    10. Sayfa
    3)ÇEKİRDEK: . İki tabakadan oluşan çekirdek mantonun altından başlar. Çekirdeğin üst kısmını oluşturan dış çekirdek akışkan demir-nikel karışımından meydana gelir. İç çekirdek ise üzerindeki büyük basınç nedeniyle çelik gibi serttir. Bu tabaka, katı hâldeki demir-nikel bileşiminden oluşmuştur. Burada sıcaklık 4500°C ile 5000°C' yi bulur. Çekirdek tabakasına ağır küre anlamına gelen barisfer de denir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    11. Sayfa


    12. Sayfa
    Wegener Kuramı Yer kabuğundaki hareketleri açıklamak için ileri sürülen en önemli teorilerden biri kıt’aların kayması teorasidir.1915’te Alfred Wegener(Alfred Vegener) tarafından ortaya konulan bu teoriye göre, kıt’alar birinci zamanın ikinci yarısına kadar tek parça halinde idi.İkinci ve üçüncü zamanlarda kıt’alar parçalanarak birbirinden uzaklaşmış;kıt’aların arsındaki boşluklara suların dolması ile okyanuslar ve denizler meydana gelmiştir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    13. Sayfa


    14. Sayfa
    Levha Teorisi (Dilimler Kuramı) A.Wegener’in teorisi geliştirilerek 1950’de Levha Teorisi(Dilimler Kuramı) adıyla yeni bir teori ortaya atıldı.Bu teoriye göre, kabuğu levha ya da tabla adı verilen çok büyük parçalar halindedir.Kalınlıkları 70-100 km arasında değişen çeşitli büyüklükteki levhalar, manto tabakası üzerindeki (konveksiyon akımlarına bağlı olarak)yüzer vaziyettedir.Levhaların hareket yönleri ve hızları birbirinden farklıdır.bu nedenle kimi zaman birbirinden uzaklaşır, kimi zaman birbirine yaklaşır. Ataner TOKATstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    15. Sayfa
    style.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibility

    16. Sayfa
    Levha Hareketleri Levhaların birbirinden uzaklaşması sonucunda,okyanus tabanlarındaki kırıklar genişler ve bazaltik lavlar ortaya çıkar.Okyanus tabanındaki geniş kırık hatlarından çıkan magma katılaşarak okyanus sırtlarını oluşturur. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    17. Sayfa
    Levha Hareketleri Levhaların hareketi sırasında, iki okyanusal levhaların çarpışması sonucunda derin okyanus çukurları ve volkanik ada yayları oluşur.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    18. Sayfa
    Levha Hareketleri İki kıt’asal levhanın ya da bir kıt’asal levha ile bir okyanusal levhanın birbirine doğru yaklaşması sonucunda bir çarpışma olur ve çarpışma noktasında levhalardan biri diğerinin altına girer.Bunun sonucunda sıkışma ve kırılma yolu ile kıvrımlı dağ sıraları oluşur.Ayrıca bu kesimlerde depremler ve volkanik etkinlikler de görülür. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    19. Sayfa
    Ataner TOKAT

    20. Sayfa
    Ataner TOKAT

    21. Sayfa
    JEOLOJİK DEVİRLERstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    22. Sayfa
    İLKEL ZAMAN - Antekambriyen4 Milyar YılKıtaların çekirdek kısmını oluşturan en eski kıvrımlar teşekkül etmiştir.Su yosunu (alg) türünden ilk bitkiler ortaya çıkmıştır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    23. Sayfa


    24. Sayfa
    BİRİNCİ ZAMAN - PALEOZOİK370 Milyon Yıl - Permiyen, Karbonifer, Devoniyen, Silüriyen, Ordovisyen, KambriyenKıtalar henüz birbirinden ayrılmamış durumdaydı. Yeryüzünde tek bir kıta Pangea vardı. Büyük bir okyanus dev kıtayı çevreliyordu.Hersinyen ve Kaledoniyen sıradağları oluşmuştur.Şiddetli kıvrımlar meydana gelmiştir.Dev bitki türlerinden ormanlar gelişmiştir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    25. Sayfa


    26. Sayfa


    27. Sayfa


    28. Sayfa


    29. Sayfa
    İKİNCİ ZAMAN - MEZOZOİK170 Milyon Yıl, Kretase, Jura, TriasAlp kıvrımlarına hazırlık dönemidir.Büyük oranda tortulaşma ve birikmeler olmuştur.Yer kabuğu tanklarla parçalanarak ayrı kıtalara bölünmeye başlamıştır.Kuzey Yarım Küre'nin kuzeyinde Laurasia Kıtası güneyde ise Gondwana Kıtası yer almaktaydı.Kuzey Atlantik açılmış, Antarktika, Avustralya kara kütlesi ile Hindistan Gondwana Kıtası'ndan ayrılmış, Güney Amerika Kıtası ile Afrika birbirinden ayrılmaya ve Güney Atlantik açılmaya başlamıştır.Dinozorlar bu devirde ortaya çıkmıştır.Bu zamanın sonlarında kara ve denizlerin dağılışı, bugünkü görünüme benzer bir durumu gelmiştir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    30. Sayfa


    31. Sayfa


    32. Sayfa


    33. Sayfa
    ÜÇÜNCÜ ZAMAN - TERSİYER80 Milyon YılPliyosen ,Miyosen , Oligosen, Eosen, PaleosenAlp kıvrımları oluşmuştur.Kıtaların birbirinden ayrılmasının hızlandığı bu dönemde Antarktika, Avustralya'dan uzaklaşmıştır.Atlas ve Hint Okyanusları belirmiştir.Bugünkü bitki ve hayvan türlerinin ana hatları ortaya çıkmıştır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    34. Sayfa


    35. Sayfa


    36. Sayfa
    DÖRDÜNCÜ ZAMAN - KUATERNER 2 Milyon Yıl Holosen (Buzul Sonrası)Pleistosen (Buzul Çağı)Kuzey Yarım Küre'de şiddetli soğuma görülür. Soğumanın etkisiyle Batı Avrupa, İskandinavya, Kanada gibi kıtalar buzullar altında kalmıştır.Deniz seviyesi alçalmıştır.Sıcaklığın artmasıyla bugünkü iklim şartları ortaya çıkmaya başlamıştır.Denizlerin seviyesi şimdiki deniz seviyesine erişmiştir.Egeid karasının çökmesiyle Ege Denizi meydana gelmiştir.İstanbul ve Çanakkale boğazları oluşmuştur.İlk insan ortaya çıkmıştır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    37. Sayfa


    38. Sayfa


    39. Sayfa
    İÇ KUVVETLER Enerjisini yerin derinliklerinden alan (magmadan) ve yeryüzünün şekillenmesine önemli bir etkiye sahip olan kuvvetlerdir. Ataner TOKATstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    40. Sayfa
    İÇ KUVVETLERİÇ KUVVETLERDağ Oluşumu (Orojenez)Kıta Oluşumu (Epirojenez)VolkanizmaDeprem(Seizma)style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    41. Sayfa
    A Dağ Oluşumu (Orojenez)style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    42. Sayfa
    Jeosenklinal Tortulanma ve birikim alanlarına “Jeosenklinal” alanları denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    43. Sayfa
    Kıvrım Dağları – Antiklinal - Senklinal Yan baskılar sonucu kıvrılarak oluşan dağlara “kıvrım dağları” denir. Bu dağların yüksek yerlerine “antiklinal”, alçak kesimlere ise “senklinal” denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    44. Sayfa
    Kuzey Anadolu ve Toros Dağları Ülkemizde kıvrım dağları 3. Jeolojik dönemde Alp Himalaya kıvrımlarının etkisi ile oluşmuştur (Kuzey Anadolu ve Toros Dağları)style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    45. Sayfa
    style.visibility

    46. Sayfa
    Kırılma ile oluşan dağlar – Horst - Graben Kırılma ile oluşan dağlar ise daha çok Ege bölgesinde görülür. Yüksek kesimlere “horst”, alçak kesimlere ise “graben” denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    47. Sayfa
    Ege Bölgesinde kırılma ile oluşan dağlar: Kırılma ile oluşan dağlar ise daha çok Ege Bölgesinde görülür. Horst Dağları: Aydın, Boz, Menteşe, Yunt, Madra.Graben Ovaları: Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes, Hatay çukurluğu. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    48. Sayfa
    style.visibility

    49. Sayfa
    Üç Büyük Orojenez Olayı Dünya'mız oluşumundan beri üç büyük orojenez, yani dağ oluşumuna sahne olmuştur. I. Jeolojik Zamanda Kaledoniyen dağ oluşumu sırasında İskoçya ve Norveç'teki dağlar, 1. Jeolojik Zamanın sonlarına doğru gerçekleşen dağ oluşum sürecinde Appalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, III. Jeolojik Zamandaki son dağ oluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağları ve Himalayalar ortaya çıkmıştır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    50. Sayfa
    Himalaya Dağları Nasıl Oluşmuştur ? Yandaki şekilde Hindistan levhasının milyonlarca yıl süren kayma süreci görülmektedir. Bu süreç Tersiyer Devrinin ortalarında başlamıştır. Hindistan levhası ile Asya levhası arasındaki Tetis denizinde biriken tortullar, Hindistan levhasının Asya levhasına doğru hareket etmesiyle sıkışmış ve kıvrılarak yükselmeye başlamıştır. Bu yükselme neticesinde Himalaya Dağları oluşmuştur. Günümüzde de Hindistan levhasının kuzeye doğru hareket etmesi hem depremlere hem de Himalayaların yılda 5 mm kadar yükselmesine neden olmaktadır. Bu dağ sisteminin içinde Dünya'nın en yüksek noktası olan Everest Tepesi (8.850 m) yer alır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    51. Sayfa
    style.visibilityppt_xppt_y

    52. Sayfa
    İzostasi (Eş Denge).Yandaki terazinin kefelerinin eşit yüke sahip olması nedeniyle dengede olduğunu görüyoruz. Yerkabuğunu oluşturan levhalarda manto üzerinde dengeli dururlar. Buna İzostasi (Eş Denge) denir. Ancak bazı nedenlerden dolayı bu denge bozulabilir ve levhalarda önemli değişiklikler olur. Bu nedenlerin başında kara parçalarının taşıdığı yükün artması ve azalması gelir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    53. Sayfa
    Epirojenik Hareketler Epirojenez, yer kabuğunun geniş alanlarında görülen yükselmeler ve çökmeler şeklinde meydana gelen kıt’a oluşumu hareketleridir.Epirojenik hareketler sırasında deniz tabanları yükselir veya karalar çökerse,deniz seviyesi yükselerek karalara doğru ilerler.Bu olaya transgresyon (deniz ilerlemesi) denir.Tersine karalar yükselir veya deniz tabanları çökerse deniz suları çekilir.Bu olaya ise regresyon (deniz gerilemesi) adı verilir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    54. Sayfa
    Transgresyon (Deniz İlerlemesi) Karalar üzerinde meydana gelen volkanik faaliyetler ve buzullaşma sonucunda kara kütlesinin ağırlığı artmaktadır. Bu nedenle manto üzerinde yüzer durumda olan kara kütlesi çökmeye uğrar. Deniz suları karaya doğru ilerler.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    55. Sayfa
    Regresyon (Deniz Gerilemesi) Aşınma ve buzulların erimesi sonucu karalar hafiflemekte ve yükselmektedir. Karalar yükselince denizler gerilemekte, deniz altındaki alanlar kara hâline gelmektedirstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    56. Sayfa
    Anadolu’da Epirojenez.Epirojenik Hareketlerle Anadolu’nun toptan yükselmesi. Tetis Denizinde bulunan sular Deniz Gerilemesi (Regresyon) ile çekildi ve Anadolu bugün ki halini almış oldu.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    57. Sayfa
    Epirojenik Hareketlere Örnek:.Sonradan buzullar eriyince, karaların üzerindeki yük azaldı ve magmaya doğru gömülen bu kara parçaları tekrar yükselmeye başladı. Yükselme, günümüzde de yavaş yavaş devam etmektedir. Epirojenik hareketlere örnek olarak İskandinav Yarımadası ve Kanada verilebilir. Buzul Çağında buralarda 1 - 2 km kalınlığında bir buzul örtüsü vardı. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    58. Sayfa
    Volkanizmastyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    59. Sayfa
    Volkan (Yanardağ) Nedir ?. Bir yanardağ (ya da volkan), magmanın (dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkla ergimiş ya da erimiş kayalar), yeryuvarlağının yüzeyinden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    60. Sayfa
    Sil Nedir? .Magmanın yeryüzüne çıkamayarak yerkabuğunda bulunan tabakalardaki boşluklara girerek burada katılaşması ile oluşmuş bir volkanik şekildir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    61. Sayfa
    Dayk Nedir? Yerin derinliklerinden gelerek yerkabuğunun içine duvar gibi dikine sokulan bir çeşit damar.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    62. Sayfa
    Lakolit Nedir? Yerin derinliklerinden tabakaların arasına sokulmuş bulunan magma yığınlarının bu tabakaları kabartacak şekilde toplu bulunduğu yığın.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    63. Sayfa
    Batolit Nedir?. Yerin çok derinlerinden yer kabuğunun içine büyük yığınlar halinde sokulmuş fakat yer yüzüne ulaşamamış kütlelerdir. Genellikle granittir. Derin taş anlamına gelir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    64. Sayfa
    Volkan Kesiti.Dünya’nın iç kesimlerindeki magmanın yeryüzüne çıktığı yere VOLKAN denir. Volkan faaliyetlerinde çıkan malzemeler; katı, sıvı, gaz olmak üzere üç çeşittir.Sıvı: LÂV,Katı maddeler: KÜL, VOLKAN TÜFÜ,Gazlar: KARBON, KÜKÜRT, AZOTstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    65. Sayfa
    Türkiye’de Sönmüş Volkanlar: a. Doğu Anadolu: Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Süphan, Nemrut dağları. b. İç Anadolu: KD - GB doğrultulu Erciyes, Melendiz, Hasan dağları, Karacadağ ve Karadağ’dır. c. Güney Doğu Anadolu: Karacadağ. d. Batı Anadolu: Kula platosu ile Uşak arasında 50 kadar küçük volkan konisi vardır. Tarihte buraya yanık bölge denmiştir. e. Kuzey Batı Anadolu: Köroğlu dağlarında geniş volkanik örtüler. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    66. Sayfa
    Denizaltı Volkanizması: Magmanın deniz altından yeryüzüne çıkararak burada soğuyup katılaşmasına deniz altı volkanizması denir. Bu olay sonucunda bir ada oluşabilir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    67. Sayfa
    Derinlik (İç) Volkanizması: Magmanın yeryüzüne çıkamadan yerin derinliklerinde soğuyup katılaşmasına Derinlik Volkanizması denir. Bu yolla “İç Püskürük Taşlar” oluşur. Bu kısımlar dış kuvvetlerin etkisi ile aşınarak yeryüzüne çıkabilirler. Afyon ve Ankara Kalesinin üzerinde bulunduğu tepe bu şekildedir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    68. Sayfa
    Kaldera: : Patlama veya çöküntü ile kraterde oluşan çukurluk. Kelime anlamı “kazan” dır. Şekilde Yanardağ ilk başta koni şeklindeyken Kraterde patlama gerçekleşir. Bunun sonucunda geniş bir çukurluk olan Kaldera oluşur. Bu kısımda su birikmesi sonucu bir gölde oluşabilir. Nemrut Krater Gölü gibi.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    69. Sayfa
    Volkanlarstyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibility

    70. Sayfa
    Türkiye’de Volkanik Alanlar:style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    71. Sayfa
    Dünya’da Volkanlar:style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    72. Sayfa
    Kül Konileri: Bir volkanın ürettiği magma yoğun ve akışkan ise kül, cüruf ve volkan bombası üretir .Bu unsurlar üst üste birikerek kül konileri oluşur.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    73. Sayfa
    Kalkan Volkanlar: Akıcı lavların bir bacadan çıkarak birikmesi sonucunda oluşan, geniş alanlı ve kubbemsi bir görünüşe sahip volkanlardır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    74. Sayfa
    Tabakalı Volkanlar: Magmadan değişik dönemlerde yükselen, fazla akıcı olmayan farklı karakterdeki malzemenin birikmesi İle oluşur. Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı bu şekilde oluşmuştur.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    75. Sayfa
    Tali Koniler: Sıra boyu lav çıkışının olduğu alanlarda birbirini takip eden tali koniler.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    76. Sayfa
    DEPREM NEDİR ? Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    77. Sayfa
    SİSMOLOJİ Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    78. Sayfa
    FAY NEDİR? Yer kabuğunu oluşturan levhalar kırılır. Kırılma sonucu oluşan iki parça birbirine göre yer değiştirir. Buna Fay denir.Fayların hareketli olduğu bölgelere aktif fay kuşağı adı verilir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    79. Sayfa
    LEVHA NEDİR?. Dünyanın yüzeyi dev boyutlu bir yap boz gibidir. Birbirine geçen ve birbirini tamamlayan parçalardan oluşur. Bu parçalara levha denir. Levhalar yavaş fakat sürekli hareket halindedir. Bu hareketlilik sonucunda, levha sınırlarında, uzun zaman dilimleri ile baktığımızda yeni okyanuslar, yeni kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur. Depremler ve volkanik aktivitelerin nedeni bu hareketliliktirstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    80. Sayfa
    Levha Hareketleri Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma. Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    81. Sayfa
    Fay Tipleri. Levha hareketleri, yer kabuğunu oluşturan tabakaların üzerinde çok büyük gerilimler oluşturur. Bu gerilimler neticesinde sert olan tabakalar kırılır. Bu kırık alanlar fay hatlarını oluşturur. Fayların geçtiği sahalar çoğu kez kabuk tabakasının altında üst mantoda biriken enerjinin kolaylıkla yeryüzüne çıktığı alanlardır. Fay hatlarının geçtiği yerlerde deprem riski de fazladır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    82. Sayfa
    Fay Tipleri .Normal FayTers FayDoğrultu Atımlı Faystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    83. Sayfa
    Fay Tipleri .Ataner TOKATFay YükseltiFay Çöküntüstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    84. Sayfa
    HİPOSANTREPİSANTR

    85. Sayfa
    Ataner TOKAT

    86. Sayfa
    Ataner TOKAT

    87. Sayfa
    KAÇ TÜR DEPREM VARDIR?DEPREM TÜRLERİ1)Tektonik Depremler2)Volkanik Depremler3)Çöküntü Depremleristyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    88. Sayfa
    TEKTONİK DEPREM: Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir. Levhaların hareketi sonucu meydana gelen depremler genellikle "tektonik" depremler olarak nitelendirilir ve bu depremler çoğunlukla levha sınırlarında oluşurlar. Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer. Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    89. Sayfa
    VOLKANİK DEPREM: . Bir diğer deprem türü olan "volkanik" depremler ise, volkanların faaliyete geçmesi sonucu oluşurlar. Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla meydana gelir. Bu tür depremler, yanardağlarla ilgili olduklarından yereldir ve çok büyük kayıplara neden olmaz. Japonya ve İtalya'da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    90. Sayfa
    ÇÖKÜNTÜ DEPREMİ: Bir başka tip deprem de "çöküntü" depremlerdir. Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuzlu arazilerdeki boşluklarda tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır, fazla yıkıma neden olmazlar. Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    91. Sayfa
    DEPREM NERELERDE MEYDANA GELİR?1)Pasifik Deprem Kuşağı2)Alpin Deprem Kuşağı3)Atlantik Deprem Kuşağı1.KUŞAK (Pasifik Deprem Kuşağı):       Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı içine alan en büyük deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 81’i bu kuşak üzerinde gerçekleşir.2.KUŞAK (Alpine):       Endonezya’dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu’ na ulaşan kuşaktır. Yeryüzündeki büyük depremlerin yüzde 17’si bu kuşakta oluşur. 3.KUŞAK (Atlantik):       Bu kuşak, Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibilitystyle.visibilityppt_xppt_yppt_xppt_ystyle.visibility

    92. Sayfa
    SİSMİK DALGALAR Bir deprem olduğunda dünyamız hacim ve yüzey dalgaları üreterek bu olaya cevap verir. Hacim dalgaları dünyanın iç bölgelerinde ilerleyebilirken, yüzey dalgaları yer kabuğunun dış katmanlarında yayılabilirler. Bir depremde önce P-dalgaları sonra S-dalgaları yüzeye ulaşır ve yüzey dalgaları ile sarsılmaya devam eder. Esas yıkıma yol acan dalgalar Love dalgalarıdır. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    93. Sayfa
    P - DALGALARI: P- dalgaları kayaları dalganın ilerlediği yönde sıkıştırır ve gevşetir. Bu tür dalgalara aynı zamanda ses dalgalarını da içine alan sıkıştırıcı dalgalar da denir ve bu dalgalar katılarda, sıvılarda ve de gazlarda kolayca ilerleyebilirler. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    94. Sayfa
    S- DALGALARI: S-dalgaları dalganın ilerleme yönüne dik açılarda kayanın şeklini bozar. Bu tür dalgalar katılarda ilerleyebilirken, sıvı ve gazlarda çok zayıf bir şekilde yayılırlar (çoğu durumlarda ölçülemeyecek kadar zayıftırlar). style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    95. Sayfa
    YÜZEY DALGALARI: Bu tür dalgalar titreşimlerin en güçlü olduğu dalgalardır. Rayleigh ve Love olmak üzere iki tür yüzey dalgası vardır. Rayleigh dalgaları okyanus dalgaları gibi çalkantılı iken, Love dalgaları yüzey üzerinde dönme hareketleri gibidir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    96. Sayfa
    ODAK NOKTASI (HİPOSANTR)  Odak noktası yerin içinde depremin enerjisinin ortaya çıktığı noktadır.Bu noktaya odak noktası veya iç merkez de denir.Gerçekte , enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır , fakat pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir. Hiposantrstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    97. Sayfa
    DIŞ MERKEZ (EPİSANTR) Odak noktasına en yakın olan yer üzerindeki noktadır.Burası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli olarak hissedildiği noktadır. Aslında bu , bir noktadan çok bir alandır.Depremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir. Bazen büyük bir depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de belirlenebilir.Bu nedenle "Episantr Bölgesi" ya da ''Episantr Alanı" olarak tanımlama yapılması gerçeğe daha yakın bir tanımlama olacaktır. Episantrstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    98. Sayfa
    ODAK DERİNLİĞİ :  Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır. Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilir.Bu sınıflandırma tektonik depremler için geçerlidir.Yerin 0-60 km.derinliğinde olan depremler sığ deprem olarak nitelenir.Yerin 70-300 km.derinliklerinde olan depremler orta derinlikte olan depremlerdir.Derin depremler ise yerin 300 km.den fazla derinliğinde olan depremlerdir.Türkiye'de olan depremler genellikle sığ depremlerdir ve derinlikleri 0-60 km.arasındadır.Orta ve derin depremler daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına girdiği bölgelerde olur.Derin depremler çok genis alanlarda hissedilir , buna karşılık yaptıkları hasar azdır.Sığ depremler ise dar bir alanda hissedilirken bu alan içinde çok büyük hasar yapabilirler.  style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    99. Sayfa
    EŞ ŞİDDET (İZOSEİT) EĞRİLERİ :  Aynı şiddetle sarsılan noktaları birbirine bağlayan noktalara denir. Bunun tamamlanmasıyla eş şıddet haritası ortaya çıkar. Genelde kabul edilmiş duruma göre, eğrilerin oluşturduğu yani iki eğri arasında kalan alan, depremlerden etkilenme yönüyle, şiddet bakımından sınırlandırılmış olur. Bu nedenle depremin şiddeti eş şiddet eğrileri üzerine değil, alan içerisine yazılır.  style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    100. Sayfa
    ŞİDDET: Depremin yer yüzeyindeki etkileri, depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkileri ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birden çok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın kullanılanı 'Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği'dir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    101. Sayfa
    MAGNİTÜD (BÜYÜKLÜK) : . Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjiyi ifade eder. Deprem sonrasında verilen değerler de bu enerjinin bir ölçüsüdür. Şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerini ifade eder. Depremin magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    102. Sayfa
    ÖNCÜ DEPREM: . Ana depremden önce meydana gelen küçük şoklardır. Bunun bir öncü deprem olduğunu belirlemek ise bugünkü tekniklerle neredeyse imkansızdır. Meydana gelen sarsıntının öncü deprem olduğunu, maalesef meydana gelen ana deprem ile öğrenebiliyoruz.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    103. Sayfa
    ARTÇI DEPREM (AFTERSHOCK): . Ana depremin meydana gelmesinden sonra, ana şoku izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir. Ne kadar süre ile devam edecekleri konusunda ise kesin bir şey söylemek mümkün değildir; 1 ay da olabilir 2 yıl da...style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    104. Sayfa
    DEPREM SÜRESİ: Depremlerin sürelerinin uzun ya da kısa olması, şiddetine de bağlı olarak hasarın büyük ya da az olmasını belirleyen bir faktördür. Süresi uzun ve şiddetli depremler daha büyük hasara neden olurlar.style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    105. Sayfa
    Tsunami Japonca'da "liman dalgası" anlamına gelen tsunami sözcüğü, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyodu deniz dalgasını temsil eder.Özgün bir dalga olan tsunamiye Büyük Okyanus'ta çok sık, diğer okyanus ve denizlerde ise ender olarak rastlanmaktadır. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    106. Sayfa
    DEPREM BÖLGELERİ HARİTASIstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    107. Sayfa
    KONYA DEPREM HARİTASIstyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    108. Sayfa
    DIŞ KUVVETLER Enerjisini güneşten alan ve yer şekillerinin oluşmasında yıkıcı etkiye sahip olan kuvvetlere dış kuvvetler denir. style.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_ystyle.visibilityppt_xppt_y

    Cevap Yaz Arama Yap

    Admin

    • 2015-05-04 13:43:59

    Cevap : Bu da Yerin iç yapısı ve katmanları sunusu 2
    Yerin iç yapısı ve katmanları sunu

    Sunum İçeriği

    1. Sayfa
    Yerkürenin YapısıYerküre'nin içi ile ilgili bilgilerimiz üst katmanlar dışında ikinci eldendir. Yerbilimi (Jeoloji) çalışmaları ile yapısı anlaşılmaya çalışılan Yerküre'ye ait bilgilerin çoğu, sismik dalgaların incelenmesi sonucunda elde ediliyor. Depremler sonucunda oluşan doğal veya bilim adamlarının oluşturduğu yapay sismik dalgaların, farklı yapılardaki katmanlarda farklı davrandıkları biliniyor. Yerküre içinde hareket eden bu dalgaların davranışlarının incelenmesi sonucunda Yerküre'nin iç yapışı anlaşılabiliniyor.

    2. Sayfa
    Yerküre'nin merkezindeki katı haldeki nikel ve demirden oluşan İç Çekirdek (Inner Core) bulunuyor. Bu çekirdeği çevreleyen Dış Çekirdek (Outer Core) ise, içindeki sülfür ve oksijen nedeniyle ergime noktası düştüğü için sıvı halde bulunan nikel ve demirden oluşuyor. 4.5 milyar yıldır soğumasına rağmen hala çok sıcak olan çekirdek, Yerküre'nin manyetik alanının oluşmasındaki etkendir. Daha sonra gelen ve Alt Manto ve Üst Manto diye ikiye ayrılan Manto (Mantle) ise, kısmen ya da tümüyle eriyik durumdaki kayaçlardan oluşan magmayı içermektedir.

    3. Sayfa
    Demir, magnezyum, silikon ve oksijence zengin mineralleri içeren Manto'dan sonra, bu katmanların en incesi olan ve okyanuslar ile kıtaları barındıran Yerkabuğu (Crust) bulunuyor. Oksijen ve silikonca zengin Yerkabuğu'nda, okyanus tabanlarını oluşturan bazalt, en çok bulunan kayaç türüdür. Kıtalardan oluşan kabuk kısmı ise bazalt ile daha az yoğun olan granit, kumtaşı, kireçtaşı gibi kayaçları barındırıyor.Kutuplarda ve ekvatorda farklı olan Yer yarıçapı ortalama değer olan 6,371 km olarak alınmıştır. Yoğunluk ve sıcaklıklar, katman içindeki ortalama değerlerdir. Yerküre'nin üst katmanları fiziksel olarak ayrı bir bölümlemeyle de incelenebilinir. Litosfer (Taşküre) adı verilen set katman, Yerkabuğu ve Manto'nun en üst kısmından oluşur. Astenosfer ise Litosfer'in altındaki, plastik özellikleri gösteren akışkan Üst Manto bölümüdür. Litosfer tek parça değildir, okyanus ve kıtaların sınırlarından farklı şekilde levhalara bölünmüştür.

    4. Sayfa
    Manto katmanı, yeryüzündeki haraketliliğin en büyük nedenidir. Manto'nun alt bölümleri üst bölümlerine göre çok daha sıcaktır. Burada oluşan konveksiyonda, daha sıcak olan magma yükselir, soğur, katılaşır ve Üst Manto'daki daha soğuk kayaların batmasına neden olur. Batan bu kayalar, tekrar ısınır, erir ve yükselir. Henüz tam anlamıyla modellenemeyen bu devinim, Litosfer'deki levhaların hareket etmesine neden olur.

    5. Sayfa
    YERKÜRE (GEOSFER)                   6371 km yarıçapında olan yerküre, içice birtakım geosferlerden meydana gelmektedir. Fiziksel ve kimyasal özellikleri birbirinden farklı olan bu geosferlerin en içten en dışa doğru, çekirdek, manto ve yer kabuğu şeklinde sıralanmaktadır

    6. Sayfa
    1.Yerkabuğu (Litosfer): Yerkürenin en dış kısmında taşküre veya litosfer olarak ta bilinen yerkabuğu bulunur. Karalarda daha kalın (35-40 km Tibet Platosunda ise 70 km) deniz ve okyanus tabanlarında ise daha ince (8-12 km) olan yer kabuğunun ortalama kalınlığı 33 km kadardır. Kimyasal bileşimi ve yoğunluğu birbirinden farklı iki kısımdan meydana gelir. Bunlardan biri granit bileşimindeki kayaçlardan oluşan granitik yerkabuğu; diğeri ise bazalt bileşimindeki kayaçlardan oluşan bazaltik yerkabuğudur

    7. Sayfa
    Devamı;Granitik yerkabuğunda silisyum ve alüminyum elementleri hakimdir. Bu nedenle daha hafiftir; yoğunluğu 2.7-2.8 gr/cm3 arasında bulunur. Yerkabuğunun üst kısmını teşkil eder. Bazaltik yerkabuğunda ise silisyum ve magnezyumlu unsurlar hakimdir. Dolayısıyla granitik kabuktan daha ağırdır; yoğunluğu 3-3.5 gr/cm3 arasında değişir. Granitik yerkabuğunun altında ve okyanus tabanlarında yer alır. Bu nedenle bazaltik yerkabuğuna okyanusal kabuk adı da verilir.

    8. Sayfa
    Devamı;Bu iki kısım bütün kıtaların altında bulunmaktadır. Buna karşılık okyanusların altında durum farklıdır. Burada bazaltik kabuk birkaç km kalınlıkta ince bir tabaka halinde uzanır. Buna karşılık granitik kabuk ya hiç yoktur (Ör. Pasifik okyanusu) yada çok incedir (Atlas ve Hint Okyanusları).         Kabuk ile manto arasındaki sınıra Mohorovicic Süreksizliği (Moho) denilir.Bu kesimde yoğunluğa bağlı olarak sismik P dalgalarının hızı litosferde 7.2 km/sn iken, mantonun üst kısmında 8.1 km'ye çıkarstyle.visibilityppt_wppt_hstyle.visibilityppt_wppt_hstyle.visibilityppt_wppt_h

    9. Sayfa
    Devamı;    2. Manto (Sima):        Litosfer ile çekirdek arasında yer alan sıcak ve plastik bir kattır. Kalınlığı 2 860 km ye yakındır. Ultrabazik veya Ultramafik kayaçlardan oluşur. Ağırdır; yoğunluğu 3.5 - 6 gr/cm3 arasında bulunur. Üç kısma ayrılır: a. Üst manto veya astenosfer, b. Orta mantoc. Alt manto.          Litosferin altından 700 km derinliğe kadar uzanan kuşağa üst manto veya astenosfer denilir. Bu kuşağın yoğunluğu 3.3-4.3 gr/cm3 arasında değişmekte olup, bileşiminde ultrabazik ve ultramafik (olivinli ve piroksenli), yani fazla miktarda alkali madde ve mineral içeren magma veya ergimiş malzeme bulunur, üst mantonun alt kısmında P dalga hızı yoğunluk artışından dolayı 10.7-11 km/sn'yi bulur. Yerkabuğu parçaları veya plakalar, üst mantonun üzerinde yüzerler. Çünkü bu seviyelerde mantonun bir kısmı ergiyebilir. Bunun için de, belli bir sıcaklıkta mantonun bir miktar su içermesi yeterlidir. Bu durum gerçekleşince, kısmen eriyen astenosfer hemen hiçbir direnç göstermeden biçim değiştirir. 

    10. Sayfa
    Devamı;700-2900 km derinlikleri arasında uzanan kısmında ise alt manto başlar; bu kuşakta demir ve magnezyum silikatları egemen durumdadır. Bundan dolayı alt mantonun alt kısmında yoğunluk 5.5'e kadar çıkmakta ve P dalga hızı ise 13.6 km/sn'ye ulaşır.         Orta manto kısmı Üst ve Alt manto arasında bir geçiş zonu oluşturur. Manto yerkürenin toplam hacminin % 80 den fazlasını meydana getirir ve yerkabuğu hareketleri (deniz dibi yayılması, kıtaların kayması, epirojenez, orojenez, derin depremler) ile volkanizma için gerekli enerjiyle iç kuvvetlerin kaynağım teşkil eder.

    11. Sayfa
    Devamı;3. Çekirdek (Nife):        Dünyamızın en iç kısmını oluşturur. En kalın geosferdir. Mantodan Wiechert - Gutenberg kesintisiyle ayrılır. 2890 kilometre derinlikten dünyanın merkezine (6370 km) kadar uzanır; yani 3 480 kilometre kalınlıktadır. Yoğunluğu dış sınırında 10, dünyanın merkezi kısmında ise 13 kadardır. Esas olarak demir ve nikelden yapılmış olduğu sanılmaktadır. Çekirdek, eski literatürde Nife terimiyle açıklanan kısma karşılık gelir. Deprem dalgalarının yayılışına dayanmak yoluyla yapılan araştırmalar, çekirdeğin iki kısımdan meydana geldiğini göstermektedir: 

    12. Sayfa
    Devamı;    Çekirdek, dış çekirdek ve iç çekirdek olmak üzere iki kısma ayrılır. Dış çekirdek. 2890-5000 kilometre arasında yer alır (kalınlığı 2 110 km). Burada yoğunluk 5.5'den 10'a kadar çıkar ve P dalga hızı ise 13.6 km/sn'den 8.1 km/sn'ye düşer. Enine deprem dalgaları (S dalgaları) bu kısma sokulmadıklarından, dış çekirdeğin sıvı olduğu sonucuna varılmıştır. İç çekirdek ise 5000-6370 kilometreler arasında, yani dünyamızın tam merkezinde yer alır ve katıdır.  Kalınlığı 1370 kilometredir. Dış ve iç çekirdek arasındaki yoğunluk 12.3, sıcaklık ise 4300°C'yi bulur. Dış ve iç çekirdek arasındaki en önemli fark, dış çekirdekte demir/nikel karışımı magma ergimiş hâlde, iç kısımda ise çok yüksek basınç etkisiyle kristal hâlinde olmasıdır, iç çekirdekte yoğunluk 13.6, sıcaklık ise 4500°C'yi aşar ( 6300°C).         Yukarıda da görüldüğü gibi, yerkürenin yoğunluğu yeryüzünden mantoya doğru artmaktadır. Granitik yerkabuğunda 2.7 - 2.8 gr/cm3 civarında olan yoğunluk merkezde 13 gr/cm3 ü bulmaktadır

    13. Sayfa
    Devamı;Yoğunluk artışı sürekli ve tedrici değildir; belirli derinliklerde ani yoğunluk artışları görülür. Bu derinliklerden biri Mohorovicic kesintisi veya kısaca Moho kesintisi olarak adlandıran ve yerkabuğu ile manto arasındaki sınıra tekabül eden derinliktir. Mantodan çekirdeğe geçişte de bu şekilde bir ani yoğunluk artışı görülür. Mantonun alt zonunda 6 gr/cm3 e yakın olan yoğunluk çekirdeğin üst sınırında birden 10 gr/cm3 e çıkar. Ani yoğunluk artışının görüldüğü bu sınıra da Wiechert-Gutenberg kesintisi denir.         Yerkürenin merkezine doğru gidildikçe, yoğunluk değerleri gibi, sıcaklık ve basınç değerleri de artar. Ancak sıcaklığın ve basıncın birim mesafedeki artış değerleri, yani gradyanlan sabit değildir. Tablo 4 de yerkürenin çeşitli derinliklerindeki tahmini sıcaklık ve basınç değerleri gösterilmiştir.Yerküreyle ilgili bu kısa bilgiden sonra şimdi yerkabuğu hareketlerine geçebiliriz. Yerkabuğu hareketleri daha önce de belirtildiği gibi iç kuvvetlere bağlı olarak meydana gelirler. Aşağıda bu hareketlerden epirojenik hareketler, orojenik hareketler, faylanmalar ve depremler ayrı ayrı ele alınıp inceleneceklerdir. Levha hareketleri ise, orojenik hareketlere veya orojeneze yol açmaları nedeniyle orojenik hareketler içinde gözden geçirileceklerdir

    14. Sayfa
    Dünya’nın Oluşumu ve İç YapısıGüneş Sistemi’nin OluşumuGüneş Sistemi’nin oluşumu ile ilgili farklı teoriler ortaya atılmıştır. En geçerli teori sayılan Kant-Laplace teorisine Nebula teorisi de denir.Bu teoriye göre, Nebula adı verilen kızgın gaz kütlesi ekseni çevresinde sarmal bir hareketle dönerken, zamanla soğuyarak küçülmüştür. Bu dönüş etkisiyle oluşan çekim merkezinde Güneş oluşmuştur. Gazlardan hafif olanları Güneş tarafından çekilmiş, çekim etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış ağır olanlar da Güneş’ten farklı uzaklıklarda soğuyarak gezegenleri oluşturmuşlardır.

    15. Sayfa
    Dünya’nın OluşumuDünya, Güneş Sistemi oluştuğunda kızgın bir gaz kütlesi halindeydi. Zamanla ekseni çevresindeki dönüşünün etkisiyle, dıştan içe doğru soğumuş, böylece iç içe geçmiş farklı sıcaklıktaki katmanlar oluşmuştur. Günümüzde iç kısımlarda yüksek sıcaklık korunmaktadır. Dünya’nın oluşumundan bugüne kadar geçen zaman ve Dünya’nın yapısı jeolojik zamanlar yardımıyla belirlenir.Jeolojik Zamanlar Yaklaşık 4,5 milyar yaşında olan Dünya, günümüze kadar çeşitli evrelerden geçmiştir. Jeolojik zamanlar adı verilen bu evrelerin her birinde , değişik canlı türleri ve iklim koşulları görülmüştür.Dünya’nın yapısını inceleyen jeoloji bilimi, jeolojik zamanlar belirlenirken fosillerden ve tortul tabakaların özelliklerinden yararlanılır.Jeolojik zamanlar günümüze en yakın zaman en üstte olacak şekilde sıralanır.Dördüncü Zaman Üçüncü Zaman İkinci Zaman Birinci Zaman İlkel Zaman

    16. Sayfa
    İlkel ZamanGünümüzden yaklaşık 600 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır.İlkel zamanın yaklaşık 4 milyar yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.Zamanın önemli olayları :Sularda tek hücreli canlıların ortaya çıkışı En eski kıta çekirdeklerinin oluşumu İlkel zamanı karakterize eden canlılar alg ve radiolariadır.Birinci Zaman (Paleozoik)Günümüzden yaklaşık 225 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Birinci zamanın yaklaşık 375 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.Zamanın önemli olayları :Kaledonya ve Hersinya kıvrımlarının oluşumu Özellikle karbon devrinde kömür yataklarının oluşumu İlk kara bitkilerinin ortaya çıkışı Balığa benzer ilk organizmaların ortaya çıkışı Birinci zamanı karakterize eden canlılar graptolith ve trilobittir.

    17. Sayfa
    İkinci Zaman (Mezozoik)Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. İkinci zamanın yaklaşık 160 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir. İkinci zamanı karakterize eden dinazor ve ammonitler bu zamanın sonunda yok olmuşlardır.Zamanın önemli olayları :Ekvatoral ve soğuk iklimlerin belirmesi Kimmeridge ve Avustrien kıvrımlarının oluşumu İkinci zamanı karakterize eden canlılar ammonit ve dinazordur.Üçüncü Zaman (Neozoik)Günümüzden yaklaşık 2 milyon yıl önce sona erdiği varsayılan jeolojik zamandır. Üçüncü zamanın yaklaşık 63 milyon yıl sürdüğü tahmin edilmektedir.Zamanın önemli olayları :Kıtaların bugünkü görünümünü kazanmaya başlamasıLinyit havzalarının oluşumuBugünkü iklim bölgelerinin ve bitki topluluklarının belirmeye başlamasıAlp kıvrım sisteminin gelişmesiNümmilitler ve memelilerin ortaya çıkışıÜçüncü zamanı karakterize eden canlılar nummilit, hipparion, elephas ve mastadondur.

    18. Sayfa
    Dördüncü Zaman (Kuaterner)Günümüzden 2 milyon yıl önce başladığı ve hala sürdüğü varsayılan jeolojik zamandır. Zamanın önemli olayları :İklimde büyük değişikliklerin ve dört buzul döneminin (Günz, Mindel, Riss, Würm) yaşanması İnsanın ortaya çıkışı Dördüncü zamanı karakterize eden canlılar mamut ve insandır.

    19. Sayfa
    Dağ Oluşum Hareketleri (Orojenez) 1. Kıvrılma (Antiklinal-Senklinal)Akarsular, rüzgarlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin aşındırdığı maddeler, yer kabuğunun büyük çukurluklarında biriktirilir. Bu çukurluklara jeosenklinal adı verilir.Jeosenklinallerde biriktirilen tortul maddeler, çeşitli yan basınçlara uğrarlarsa kıvrılarak deniz yüzeyine çıkarlar. Böylece yeryüzünün büyük kıvrım dağları oluşmuş olur. Kıvrılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere antiklinal, alçakta kalan kesimlere de senklinal denir. Antiklınaller aşınım alanları (dağlık alanlar) oldukları halde, senklinaller birikim alanları (ovalar) dır.Avrupa'da Alp'ler, Asya'da Himalaya'lar, Türkiye'de Toros ve Kuzey Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir. Türkiye'deki kıvrım dağları ile bütün Alp sistemi Tethys (Tetis) adı verilen jeosenklinalde oluşmuştur. Tethys başlangıçta bir okyanus kadar genişti. Akdeniz, Karadeniz ve Basra Körfezi de, giderek daralmış olan bu jeosenklinalin günümüzdeki kalıntıları halindedir.

    20. Sayfa
    2. Kırılma (Horst-Graben)Yer kabuğunun eskiden beri kara haline geçmiş, katılaşmış kısımları, yan basınçlara uğradığı zaman bükülüp katlanamazlar. Bu nedenle, bu gibi yerlerde kıvrılmalar yerine kırıklar meydana gelir. Kırıkların iki yanındaki kısım birbirine göre yer değiştirirse, bu özellikteki kırığa fay denir. Kırılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere horst, alçakta kalan kesimlere de graben denir.Horstlar aşınım alanları (dağlık alanlar) oldukları halde, grabenler birikim alanları (çöküntü ovaları) dır. Ülkemizde en yaygın horst ve graben sistemi Ege Bölgesi'nde bulunmaktadır.

    21. Sayfa
    geçer ve K. Maraş'a kadar uzanır. Yaklaşık 5 bin km. uzunluğa sahiptir. Afrika'nın doğusunda çöküntü hendekleri içindeki Victoria, Nyasa, Rudolf, Kivu, Tanganika, vb. göller bu graben hattı içinde bulunmaktadır. Dünya'nın en uzun çöküntü hendeği (graben hattı), Afrika'da Mozambik'ın Beire şehrinden başlayıp, Hatay'da Amik Ovası'ndan KITA OLUŞUMU (EPİROJENEZ) HAREKETLERİGeniş yerkabuğu parçalarının yükselmesi ya da çökmesi şeklindeki yer hareketine epirojenez denir. Bu hareketler sonucunda kara ve deniz dağılışında büyük ölçüde değişebilir.Alçak alanları deniz basar.Deniz ilerlemesi =Transgresyon veya deniz dipleri yükselerek kara haline geçer.Deniz gerilemesi=RegrasyonEpirojenez de tabakaların durumu bozulmaz.Uzak sahalarda yükselmeler,alçalmalar olur.Epirojenez yerkabuğunun yaylanması olarak ta adlandırılır.Epirojenik hareketler yerkabuğunun izostatik dengesinin bozulması ile meydana gelir.İzostatik denge: Katı haldeki yer kabuğunun sıvı haldeki Manto üzerinde batmadan kalabilmesine denir.

    22. Sayfa
    İzostatik Dengeyi Bozan Faktörler: 1)Karalarda aşınmanın, denizlerde birikmenin fazla olması, 2)İklim değişmeleri, 3)Dağ oluşumu hareketleri4)Volkanizma ve Yan basınçlar Epirojenez yer yüzünü en uzun sürede şekillendiren iç kuvvettir.

    23. Sayfa
    Epirojenez sonucunda; Epirojenez yeryüzünü en uzun zaman içinde şekillendiren kuvvettir.Ülkemizde Doğu Karadeniz ve Bitlis dağlarının yakın zamanda yükselmesi,Torosların güneye meyillenmesi,Ergene ve Adana havzalarının tortulanma alanı haline gelmesi epirojenez sonucudur.Türkiye 3.zaman sonu 4. zaman başında epirojenik olarak toptan yükselmiştir. Dünya üzerinde ise İskandinavya yarımadası yükselirken , Almanya ve Hollanda çökmektedir.   Deniz ilerlemesinin görüldüğü yerde akarsuyun ağız kısmı deniz suları altında kalır. Akarsuyun enerji potansiyeli azalır ve biriktirme yapar. Deniz gerilesi var ise akarsuyun yatak eğimi artar ve aşındırma gücü artar.Eğer bir yerde akarsu vadisi deniz içinde de devam ediyorsa; deniz ilerlemesinden bahsedilebilir. Kıyı şekilleri yüksekte  veya kara içlerinde kalmış ise deniz gerilemesi olmuştur. style.visibilityppt_wppt_hstyle.rotation

    24. Sayfa
    TAŞLARYerkabuğunu Oluşturan TaşlarYerkabuğunun ana malzemesi taşlardır. Çeşitli minerallerden ve organik maddelerden oluşan katı, doğal maddelere taş ya da kayaç denir. Yer üstünde ve içinde bulunan tüm taşların kökeni magmadır. Ancak bu taşların bir kısmı bazı olaylar sonucu değişik özellikler kazanarak çeşitli adlar almıştır. Oluşumlarına göre taşlar üç grupta toplanır.Püskürük (Volkanik) Taşlar Tortul Taşlar Başkalaşmış (Metamorfik) Taşlar UYARI : Tortul taşları, püskürük ve başkalaşmış taşlardan ayıran en önemli özellik fosil içermeleridir. Püskürük (Volkanik) TaşlarMagmanın yeryüzünde ya da yeryüzüne yakın yerlerde soğumasıyla oluşan taşlardır.Katılaşım taşları adı da verilen püskürük taşlar magmanın soğuduğu yere göre iki gruba ayrılır.Dış Püskürük Taşlarİç Püskürük Taşlar

    25. Sayfa
    Dış Püskürük TaşlarMagmanın yeryüzüne çıkıp, yeryüzünde soğumasıyla oluşan taşlardır. Soğumaları kısa sürede gerçekleştiği için Küçük kristalli olurlar. Dış püskürük taşların en tanınmış örnekleri bazalt, andezit, obsidyen ve volkanik tüftür.Bazalt : Koyu gri ve siyah renklerde olan dış püskürük bir taştır. Mineralleri ince taneli olduğu için ancak mikroskopla görülebilir. Bazalt demir içerir. Bu nedenle ağır bir taştır.Andezit : Eflatun, mor, pembemsi renkli dış püskürük bir taştır. Ankara taşı da denir. Dağıldığında killi topraklar oluşur.Obsidyen (Volkan Camı) : Siyah, kahverengi, yeşil renkli ve parlak dış püskürük bir taştır. Magmanın yer yüzüne çıktığında aniden soğuması ile oluşur. Bu nedenle camsı görünüme sahiptir.Volkanik Tüf : Volkanlardan çıkan kül ve irili ufaklı parçaların üst üste yığılarak yapışması ile oluşan taşlara volkan tüfü denir.

    26. Sayfa
    İç Püskürük TaşlarMagmanın yeryüzünün derinliklerinde soğuyup, katılaşmasıyla oluşan taşlardır. Soğuma yavaş olduğundan iç püskürükler iri kristalli olurlar. İç püskürük taşların en tanınmış örnekleri granit, siyenit ve diyorittir.Granit : İç püskürük bir taştır. Kuvars, mika ve feldspat mineralleri içerir. Taneli olması nedeniyle mineralleri kolayca görülür. Çatlağı çok olan granit kolayca dağılır, oluşan kuma arena denir.Siyenit : Yeşilimsi, pembemsi renkli iç püskürük bir taştır. Adını Mısır’daki Syene (Asuvan) kentinden almıştır. Siyenit dağılınca kil oluşur.Diyorit : Birbirinden gözle kolayca ayrılabilen açık ve koyu renkli minerallerden oluşan iç püskürük bir taştır. İri taneli olanları, ince tanelilere göre daha kolay dağılır.Tortul TaşlarDenizlerde, göllerde ve çukur yerlerde meydana gelen tortulanma ve çökelmelerle oluşan taşlardır. Tortul taşların yaşı içerdikleri fosillerle belirlenir. Tortul taşlar, tortullanmanın çeşidine göre 3 gruba ayrılır.Kimyasal Tortul Taşlar Organik Tortul Taşlar Fiziksel Tortul Taşlar Fosil : Jeolojik devirler boyunca yaşamış canlıların taşlamış kalıntılarına fosil d

    27. Sayfa
    Kimyasal Tortul TaşlarSuda erime özelliğine sahip taşların suda eriyerek başka alanlara taşınıp tortulanması ile oluşur. Kimyasal tortul taşların en tanınmış örnekleri jips, traverten, kireç taşı (kalker), çakmaktaşı (silex)’dır.Jips (Alçıtaşı) : Beyaz renkli, tırnakla çizilebilen kimyasal tortul bir taştır. Alçıtaşı olarak da isimlendirilir. Traverten : Kalsiyum biokarbonatlı yer altı sularının mağara boşluklarında veya yeryüzüne çıktıkları yerlerde içlerindeki kalsiyum karbonatın çökelmesi sonucu oluşan kimyasal tortul bir taştır.Kalker (Kireçtaşı) : Deniz ve okyanus havzalarında, erimiş halde bulunan kirecin çökelmesi ve taşlaşması sonucu oluşan taştır. Çakmaktaşı (Silex) : Denizlerde eriyik halde bulunan silisyum dioksitin (SİO2) çökelmesi ile oluşan taştır. Kahverengi, gri, beyaz, siyah renkleri bulunur. Çok sert olması ve düzgün yüzeyler halinde kırılması nedeniyle ilkel insanlar tarafından alet yapımında kullanılmıştır.

    28. Sayfa
    Organik Tortul TaşlarBitki ya da hayvan kalıntılarının belli ortamlarda birikmesi ve zamanla taşlaşması sonucu oluşur. Organik tortul taşların en tanınmış örnekleri mercan kalkeri, tebeşir ve kömürdür.Mercan Kalkeri : Mercan iskeletlerinden oluşan organik bir taştır. Temiz, sıcak ve derinliğin az olduğu denizlerde bulunur. Ada kenarlarında topluluk oluşturanlara atol denir. Kıyı yakınlarında olanlar ise, mercan resifleridir.Tebeşir : Derin deniz canlıları olan tek hücreli Globugerina (Globijerina)’ların birikimi sonucu oluşur. Saf, yumuşak, kolay dağılabilen bir kalkerdir. Gözenekli olduğu için suyu kolay geçirir.Kömür : Bitkiler öldükten sonra bakteriler etkisiyle değişime uğrar. Eğer su altında kalarak değişime uğrarsa, C (karbon) miktarı artarak kömürleşme başlar. C miktarı % 60 ise turba, C miktarı % 70 ise linyit, C miktarı % 80 – 90 ise taş kömürü, C miktarı % 94 ise antrasit adını alır.Fiziksel (Mekanik) Tortul Taşlar Akarsuların, rüzgarların ve buzulların, taşlardan kopardıkları parçacıkların çökelip, birikmesi ile oluşur. Fiziksel (mekanik) tortul taşların en tanınmış örnekleri kiltaşı (şist), kumtaşı (gre) ve çakıltaşı (konglomera)’dır.Kiltaşı (Şist) : Çapı 2 mikrondan daha küçük olan ve kil adı verilen tanelerin yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.Kumtaşı (Gre) : Kum tanelerinin doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşan fiziksel tortul bir taştır.Çakıltaşı (Konglomera) : Genelde yuvarlak akarsu çakıllarının doğal bir çimento maddesi yardımıyla yapışması sonucu oluşur

    29. Sayfa
    Başkalaşmış (Metamorfik) Taşlar :Tortul ve püskürük taşların, yüksek sıcaklık ve basınç altında başkalaşıma uğraması sonucu oluşan taşlardır. Başkalaşmış taşların en tanınmış örnekleri mermer, gnays ve filattır.Mermer : Kalkerin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması, yani metamorfize olması sonucu oluşur.Gnays : Granitin yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur. Filat : Kiltaşının (şist) yüksek sıcaklık ve basınç altında değişime uğraması yani metamorfize olması sonucu oluşur.

    30. Sayfa
    Yeraltı Zenginliklerinin Oluşumu Yerkabuğunun yapısı ve geçirmiş olduğu evrelerle yer altı zenginlikleri arasında sıkı bir ilişki vardır. Yer altı zenginliklerinin oluşumu 3 grupta toplanır:Volkanik olaylara bağlı olanlar; Krom, kurşun, demir, nikel, pirit ve manganez gibi madenler magmada erimiş haldedir. Organik tortulanmaya bağlı olanlar; Taş kömürü, linyit ve petrol oluşumu. Kimyasal tortulanmaya bağlı olanlar; Kayatuzu, jips, kalker, borasit ve potas yataklarının oluşumu.

    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.