Nedir.Org
  • 1
Soruya Dön

Dosya : 89_ahilik_teşkilatı_sunusu.pptx Sunusu

İlgili Soru : Ahilik nedir

Aşağıdan bu sunuya ön izleme yapabilir ve bilgisayarınıza indirebilirsiniz.

Önizleme:

Sunum İçeriği

1. Sayfa
İŞTE OSMANLI’DA MESLEKLER...VE AHİ TEŞKİLATI

2. Sayfa
Ahî Teşkilatı güçlü bir sivil toplum örgütüdür. Ahî kardeş demektir. Bu teşkilatta hepimiz kardeşiz ve birbirimizden sorumluyuz. Ahîlik XIII. Yüzyılda Anadolu’da görülmeye başlamış, Selçuklu Devleti yıkıldıktan sonra Anadolu’daki birliğin sağlanmasında ve Osmanlı Devleti’nin kurulmasında çok büyük rol oynamıştır. Osmanlı Devleti kurulduktan sonra teşkilatın adı Lonca Teşkilatı olmuştur. Ahîler; esnaf, tüccar ve diğer sahalardaki meslek grupları örgütlenmesini sağlamış, böylece yerleşim merkezlerinde sosyal ve ekonomik düzenin kurulması yanında kültürün de gelişmesini gerçekleştirmiştir. Ahîler Anadolu’ya gelen Türkleri önce misafirhanelerde misafir edip karınlarını doyurmuşlar, sonra bir sanatı olanlara iş yeri açmış, sanat sahibi olmayanları sanat sahibi yapmıştır.

3. Sayfa
Dileyen dilediği gibi dükkân açamaz. Arz-talep dengesi doğrultusunda ihtiyaca göre nerede ne kadar dükkân olacağına Ahî teşkilatı karar verir. Açılan dükkânı kapama yetkisi de yine Ahî Teşkilatı’na aittir.Bunun yanında Ahîlik Türk halkının sadece sanat ve meslek alanında yetişmelerini değil Ahlaki yönden de gelişmelerini kendine görev edinmiştir. Esnaf olabilmek için Ahî Teşkilatı’na üye olmak zorunludur. Üye olan kişi de kurallara uymak zorundadır.

4. Sayfa
Ahî Teşkilatı’nda erkek üyeler “Eline, beline, diline sahip ol.” yani hırsızlık etme, başkasının namusuna göz dikme, başkası hakkında kötü konuşma prensibi, iş birliği yaptıkları Anadolu kadınları (Bacıyan-ı Rum) “eşine, işine ve aşına” yani eşine yardım et, onu evine bağla, işine ve geçimine dikkat et prensibi benimsetiliyordu.

5. Sayfa
Ahî mutlaka bir iş ve sanat sahibi olmalıdır. Dünyaya fazla bağlanmamalı, cömert ve hayâ sahibi ve ahlaklı olmalıdır. Helalinden kazanmalı, alçak gönüllü olmalı, doğru olmalı, yoksullara yardım etmeli, bilgi sahibi olup âlimleri sevmelidir.

6. Sayfa
Ahî Teşkilatının görevleri;Üye sayısını, malların kalitesini ve fiyatları belirlemek,Arz- talep meselesine dikkat etmek, Müşterinin haklarını korumak, Ülke içinde Ahî teşkilatının içinde yer alan esnafların yaptığı malların hiç birinde halkın kıtlık yaşamamasını sağlamak, Üretimi ihtiyaca göre belirlemek,Sanatkârlara sanat ahlakını yerleştirmek,

7. Sayfa
Ülkeye yapılacak saldırılarda devletin silahlı kuvvetleri yanında ülkeyi savunmak ve yerleşim bölgelerinde Türk- İslam kültürünü yaymak,Esnaf ile hükümetin ilişkilerini düzenlemek, Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi vermek,Çalışamayacak durumdaki üyelerini korumak,Esnaflar arasındaki haksız rekabeti önlemektir.Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi vermek,Çalışamayacak durumdaki üyelerini korumak,Esnaflar arasındaki haksız rekabeti önlemektir.

8. Sayfa
“Kunduracılar sergisinde gördüğüm türlü türlü ayakkabılar sanatkârlarımızın çok ilerlemiş bulunduklarını ispat eden eserlerdir.Vatandaşlara yerli ayakkabılara rağbet göstermelerini tavsiye ederim.” M. K. ATATÜRK

9. Sayfa
AHÎ EVRAN KİMDİR?Asıl adı Şeyh Mahmud Nasuriddin’dir. Ahîlik Teşkilâtının Anadolu’da kurucusu olan ünlü Türk bilgini, iktisatçı ve sanatkârı Ahî Evran, (1172-1262) Azerbaycan’ın Hoy şehrinde doğmuş ve ilk büyük İslam âlimi Fahreddin-i Razi’nin derslerine devam etmiş ve ilk tasavvuf terbiyesini Ahmet Yesevi’nin öğrencilerinden almıştır. 1207’de Kayseri’ye gelip dericilik sanatıyla uğraşmış ve daha sonra Kırşehir’e yerleşip Ahî Teşkilâtını kurarak ömrünün sonuna kadar burada yaşamıştır.

10. Sayfa
MEDRESE

11. Sayfa


12. Sayfa
Ders okutulan yer anlamına gelen medresede,Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun ilk dönemlerinden itibaren ilim ve kültür alanında çalışmalar yapıldığı bilinmektedir.Özellikle Selçuklu Devleti Anadolu’da bugün üniversite gibi faaliyet gösteren medreseler kurmuştu.Zamanın ünlü bilgin ve düşünürlerinden olan Davud_u Kayseri,Osmanlı Devleti’nde,İznik’in fethinden sonra Orhan Gazi tarafından burada kurulan ilk medreseye baş müderris olarak atandı.

13. Sayfa
Osmanlılar medreselerdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerini vakıflar arcılığı ile devam ettirdiler.Bu vakıflar öğrencilerin yeme,içme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamıştır.Medrese eğitimi için yaş koşulu olmasa da bazı müderrisler yaşı genç ve bekar öğrencileri seçerlerdi.Medreselerde öğrenci sayısı medreselerin büyüklük ve küçüklüğüne göre değişmekle beraber bir müderrisin okuttuğu öğrenci sayısı 20’yi geçmezdi.

14. Sayfa
Medreseye öğrenciler,müderrisler tarafından tabi tutulacakları bazı sınavlardan sonra seçilirdi.Seçilen yetenekli öğrenciler kendi içlerinde de zeka ve kabiliyetlerine göre ayrı sınıflarda eğitim görürlerdi.Medreselerin yüksek bölümü,ücretsiz ve yatılıydı.Yüksek bölümden mezun olanlar,medrese hocası(Müderris,kadı ya da yönetici) olurdu.

15. Sayfa
Medreselerde okutulacak dersler ihtiyaç dikkate alınarak yetiştirilmesi hedeflenen meslek gruplarına göre belirlenirdi.Genel olarak medreselerde belirlenen programlar çerçevesinde İslami ilimler,matematik,geometri,mantık,tıp,felsefe,fizik,kimya,tarih,coğrafya,tabiat bilimleri vb. okutulurdu.İSLAMİ İLİMLERTEMEL İLİMLER

16. Sayfa
Daha çok bilimsel çalışmalar yapan medreselerin yanında devlet teşkilatında görev yapacak nitelikli üst düzey yöneticileri de bir başka eğitim kurumunda yetişmişlerdir.

17. Sayfa
ENDERUN MEKTEBİ

18. Sayfa
Bir şeyin iç kısmı,iç yüzü,harem dairesi anlamına gelen “Enderun”;mülki,idari ve diğer önemli memur kadrosunun yetiştirildiği yerdir.Sultan II.Murat zamanında çıkarılan “Devşirme Kanunu”ile ihtiyaca göre 3-5 senede bir bazen daha uzun sürede gayrimüslim halktan 8-20 yaş arasında sağlıklı ve kuvvetli erkek çocuklar acemi ocağına alınmaktaydı.Devşirilen gençlerin zeki ve kabiliyetli olanları saray alınarak burada açılan Enderun Mektebi’nde eğitilmeye başlandı.

19. Sayfa
İç oğlan saray hizmetine alınıp devlet hizmetleri için yetiştirilen devşirmelere verilen addır!!!OSMANLI'DA İÇOĞLANLARI

20. Sayfa
Enderun’da iyi bir eğitim alan bu gençler,nitelikli devlet adamı ve usta sanaatkarlar olarak yetiştirilirlerdi.Bu eğitim faaliyetleri bir bütün olarak yapılırdı.Eğitim-öğretim birbirini izleyen 7 odada verilirdi.Odalara ”Koğuş”da denilirdi.Odalardaki eğitim süresi 1-2 yıl arasında değişirdi.Öğrenciler odaların başlangıç sınıfından öğretime başlar,üst sınıflara doğru yükselirlerdi.Alttan üste doğru odalar şöyle sıralanıyordu;Büyük oda,küçük oda,doğancılar odası,seferli odası,kiler odası,hazine odası ve has odası...

21. Sayfa
Eğitim faaliyetlerine 1909 yılına kadar devam eden Enderun Mektebi,Türk eğitim tarihinde önemli bir yere sahiptir.Enderun’da eğitim 4 konu üzerinde toplanmıştı;-Beden Eğitimi-Uygulamalı Saray İşleri Eğitimi-Yeteneklerine Uygun Bir Sanat Eğitimi-Teorik Olarak İslami Bilgiler Öğretimi

22. Sayfa
Öğretim uygulamalı ve teorik olarak 2 şekilde yapılırdı.Uygulamalı olanlar;Saray Ve Protokol HizmetleriGüreşAtlamaMeç ve Ok atma gibi spor çalışmaları,hat sanatı,müzikti...Teorik olanlar ise;Türkçe,arapça dil bilgisi olan Sarf ve nahivFarsça,edebiyat,tarih,fen bilimleri,cebir ve İslami ilimlerdi.Bu önemli eğitim kurumu Osmanlı Devlet hayatına çok sayıda sadrazam,vezir,yüksek rütbeli asker ve bir çok hattat,şair,müzisyen,minyatür ustası ve ressam yetiştirmiştir.

23. Sayfa
Osmanlı Devleti’ndeki Bazı Medreseler Ve Kuruluş Yılları

24. Sayfa
*1330 İznik Medresesi*1335 Bursa Medresesi*1385 Hüdavendigar Medresesi*1399 Yıldırım Medresesi*1413 Edirne Eski Cami*1471 Fatih Medresesi (Sahn_ı Seman Medresesi)*1557 Süleymaniye Medresesi
















Arama
Menü
Kapat
Hareket Dökümü