Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

12. sınıf dinler tarihi kitabı 3. ünite değerlendirme cevapları

12. sınıf dinler tarihi kitabı 3. ünite değerlendirme cevapları sorusunun cevabı nedir?

Bu soruya 1 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 1 yorum yazıldı.
    1 yıl önce B 5.ünite

    İşte Cevaplar


    mountaingoat

    • 2021-03-31 11:24:51

    Cevap : A. Aşağıdaki açık uçlu soruları cevaplayınız.

    1. Yahudiliğin doğuşu ve gelişimi ile ilgili tarihî süreci açıklayınız.
    Cevap: Yahudi terimi, Babil sürgünü sonrası ortaya çıkmıştır. Babil halkı, Yahuda’dan sürgün edilen İsrailoğullarını "Yahudalı" anlamında "Yahudi" olarak adlandırır. Bu tarihten itibaren İsrailoğulları, Yahudi olarak anılmaya başlanır. Yahudi kavramından türetilen Yahudilik, bu tarihten itibaren Hz. Musa’nın
    getirdiği dinin adı olmuştur.

    Atalar Dönemi: Hz. İbrahim'den Hz. Musa'ya kadar ( MÖ 1800-1300)
    • Tevrat’ta göçebe bir İbrani şeklinde nitelendirilen ve Mezopotamya’da yaşadığı kabul edilen Hz. İbrahim, Tanrı’nın vahyi doğrultusunda Ken'an topraklarına göç etmiş ve burada göçebe bir hayat sürmüştür.
    • Kalabalık bir nesle sahip olacağına dair ilahî vaadin tecellisi olarak geç yaşta câriyesi Hâcer’den Hz. İsmail, ardından karısı Sâre’den Hz. İshak doğmuş, bu iki oğlundan İsmailoğulları ve İsrailoğulları ortaya çıkmıştır.
    • Tevrat’ta Tanrı’nın Hz. İbrahim ile bir ahit yaptığı, kendisini ve soyunu bereketli kıldığı, Kenan topraklarını mülk olarak soyuna verdiği ifade edilmektedir.
    • Hz. İbrahim, Hz. İshak ve Hz. Yakub’dan meydana gelen üç büyük İbrânî atasının ve Yakub’un on iki oğlunun hikayeleri, Hz. Yusuf’un Mısır sarayındaki yükselişi, Kenan’da baş gösteren kuraklık yüzünden Yakub’un ve diğer oğullarının onun himayesinde Mısır’a yerleşmeleri ve burada çoğalmaları Tevrat’ın Tekvin bölümünde ayrıntılı biçimde anlatılmaktadır.
    • 400 veya 430 yıllık bir süreye denk gelen Mısır Dönemi, İsrailoğulları’nın geniş bir aileden on iki kabilelik kalabalık bir topluluğa geçiş sürecini oluşturmaktadır.

    Mısır'dan Çıkış ve Milletleşme Dönemi: Hz. Musa Dönemi (MÖ 1300-1200)
    •Tevrat’a göre İsrailoğulları Mısır’da kısa bir refah döneminin ardından köleleştirilmiştir. Onları Firavun’un
    zulmünden (kölelikten) Hz. Musa kurtarmıştır.
    • İsrailoğulları’nın, Hz. Musa önderliğinde Mısır’dan çıkarılıp mucizevî biçimde Kızıldeniz’den geçirilmeleri, daha sonra Sina Dağı'na ulaştırılıp burada Tanrı ile ahitleşmeleri İsrailoğulları tarihinde dönüm noktasıdır 
    • Bu ahit kapsamında İsrail Tanrısı Yahve tarafından Hz. Musa’ya İsrailoğulları’nın uyması gereken kuralları içeren Tevrat verilmiştir.
    • İsrailoğulları, Hz. Musa zamanında Kenan topraklarına girememişlerdir. Hz. Musa’nın Sina Dağı'na çıkıp orada kırk gün kalması sırasında İsrailoğulları altından buzağı heykeli yapıp onu ilah edinmişlerdir. Daha sonra Kenan topraklarında yaşayan halkla savaşmak istememiş ve Hz. Musa’ya isyan etmişlerdir.
    • Mısır’dan çıkan bu ilk nesil, İsrail Tanrısı’na karşı gelmenin cezası olarak kırk yıl boyunca çöle mahkûm edilmiş, vaad olunan topraklara girmelerine izin verilmemiştir. Çöl dönemi boyunca itaatsiz tutumlarını sürdürmüşlerdir.
    • Hz. Musa’dan (a.s.) sonra İsrailoğulları Yeşu önderliğinde vaat edilmiş topraklara girdi.
    • Yeşu, müstakil bir devlet kurmadı. Toprakları on iki kabile arasında paylaştırdı.

    Hakimler Dönemi (MÖ 1200-1050)
    • Yeşu’nun ölümünden sonra İsrail kabileleri, “hâkimler” olarak adlandırılan seçilmiş dinî liderlerin önderliğinde yerleşik ziraî düzene geçmişlerdir.
    • Bu dönemde kendilerini düşmanlarının elinden kurtarmak ve doğru yola iletmek için gönderilen hâkimlerin çabalarına ve uyarılarına rağmen Kenanlı kavimlerin yolundan gidip İsrail Tanrısı yerine bu kavimlerin tanrılarına (Baal, Aştarot vb.) tapmışlardır.
    • Kabileler ilk kez bu dönemde yerleşik düzene geçtiler. Yahuda ve Bünyamin kabileleri güneye, diğer on kabile ise kuzeye yerleşmiştir.

    Krallar Dönemi (MÖ 1050-900)
    • Bu dönemin en önemli üç kralı vardır: Saul, Davut ve Süleyman.
    • Peygamber Samuel, İsrailoğullarının talebi ve Tanrı’nın izniyle Saul’ü kral seçmiştir.
    • İsrailoğullarının ilk kralı seçilen Saul, Filistîlerle savaşmış ve büyük başarılar kazanmıştır.
    • Bir savaşta Saul, Golyat’la savaşmaya cesaret edememiştir.
    • Davut, Filistîli komutan Golyat’ı öldürünce şöhreti bir anda artmıştır.
    • Kral Saul’ün ölümünden sonra Samuel peygamber Davut’u kral olarak kutsamıştır.
    • Kral Davut Kudüs’ü fethederek 12 İsrail kabilesini tek merkezde birleştirmiştir.
    • İsrailoğulları altın çağlarını onun döneminde yaşamışlardır. Hz. Davut zamanında krallık en geniş sınırlarına ulaşmıştır.
    • Yahudilere göre Davut ve oğlu Süleyman peygamber değil, kraldır.
    • Kral Davut’un ölümünden sonra yerine oğlu Süleyman geçmiştir.
    • Kral Süleyman, komşu krallıklarla anlaşma yoluna giderek ve çok sayıda siyasi evlilikler yaparak babasından devraldığı topraklarda barışı sağlamaya çalışmıştır.
    • Kudüs’te Mabed’i (Bet-Hamikdaş) inşa ettirmiştir. Bu mabed, Yahudi halkının dinî ve millî hayatının merkezi hâline gelmiştir. I. Mabed Dönemi başlamıştır.
    • İsrailoğulları bu dönemde üç şeye birden sahip olmuşlardır: Kral, devlet ve mabed.

    Krallığın İkiye Bölünmesi ve Sürgünler (MÖ 930-586)
    •Kral Süleyman’ın ölümünden sonra kuzeydeki on kabile İsrail Krallığı adıyla bağımsızlığını ilan etmiştir. Yahuda ve Bünyamin kabileleri ise güneyde Kudüs merkezli Yahuda Krallığı’nı kurmuştur.
    •Kuzeydeki İsrail kralları, dönemin peygamberlerinin bütün uyarılarına rağmen Tevrat öğretisinden sapmış ve politeist uygulamalara yönelmiştir. İsrail Krallığı ilahî ceza olarak Asurlular tarafından işgal edilip yıkılmış ve kabileler sürgüne gönderilmiştir (MÖ 722).

    Kuzey İsrail Krallığı (On Kabile)
    Kral: Yeroboam
    Başkent: Samiriye
    İnanç: Politeist
    Tanrı İsmi: Elohim
    Yıkılışı: Asur Kralı II. Sargon MÖ 722’de bu krallığa son vermiş ve halk sürgün edilmiştir. Sürgüne gidenler
    diğer milletler arasında asimile olmuş ve tekrar bölgeye geri dönememiştir.

    Güney Yahuda Krallığı (İki Kabile)
    Kral: Rehoboam
    Başkent: Kudüs
    İnanç: Monoteist
    Tanrı İsmi: Yahve
    Yıkılışı: MÖ 587’de Babil Kralı Buhtunnasr tarafından yıkılmıştır. Yahudi krallığı tamamen sona ermiş, Süleyman Mabedi tahrip edilmiş ve halkın büyük bir kısmı Babil’e sürgün edilmiştir. Böylece I. mabed dönemi sona ermiştir.

    İkinci Mabed Dönemi MÖ 538 - MS 70)
    • Yahudiler Babil’de yetmiş yıl sürgünde kalmışlardır. Babil sürgünü, Perslilerin bölgeye hâkim olmasıyla sona ermiştir.
    • Persler’in Bâbilliler’i yenilgiye uğratmasının ardından bölgenin yeni hâkimi olan Pers Kralı Koreş, sürgündeki İsrailoğulları’nın Yahuda’ya dönmelerine izin vermiştir (MÖ 538).
    • Tevrat’ta, Yahudilere dönüş izni vermesi sebebiyle Koreş’e "Mesih" unvanı verilmiştir.
    • Sürgünden dönenler mabedi yeniden inşa etmiş, böylece Yahudi tarihinde İkinci Mabed Dönemi
    başlamıştır.
    • Bu döneme Koreş’in görevlendirdiği ve yetki verdiği Ezra’nın reformları damgasını vurmuştur. Ezra dinî reformlar çerçevesinde; sürgün sırasında kaybolan ve unutulan Tevrat’ı yeniden kaleme almış, Cumartesi (Şabat) uygulamasını yeniden tesis etmiş, kutsal toprak yerine kutsal soyu öne çıkarmıştır. Bunun bir yansıması olarak yabancı kadınlarla evliliklere son vermiş ve Yahudi olmak için Yahudi anneden doğma şartını getirmiştir. Yaptığı reformlar sebebiyle Ezra, Yahudi geleneğinde ikinci Musa olarak yüceltilmiştir.
    • Bu dönemde Yahudi olmadıkları iddia edilen Samirîler Yahudi toplumundan dışlanmıştır.
    • Bu dönemde "İsrailoğulları" ve "İsrailoğulları dini" yerine "Yahudi" ve "Yahudilik" kavramları öne çıkmıştır.
    • İkinci mabedin yeniden inşasıyla başlayıp mabedin Romalılar tarafından MS 70 yılında yıkılmasına
    kadar süren bu dönem Yahudiliğin sistemleşmeye başladığı dönemdir.
    • Bu tarihten sonra Yahudilere kohenler (hahamlar) liderlik etmeye başlamıştır.
    • Makedonya Kralı Büyük İskender’in Perslerin kontrolündeki toprakları ele geçirmesiyle (MÖ 332), Yahuda bölgesinde Yunan hâkimiyeti ve etkisi başlamıştır.
    • Büyük İskender’in ölümünden sonra, Yunan kültürü Yahudilere dayatılmaya başlamış, sünnet ve Cumartesi (Şabat) kutlamaları yasaklanmış, mabede Zeus heykeli dikilmiş ve Yahudiler putlara tapmaya mecbur bırakılmışlardır.
    • Yunanca konuşan Mısır Yahudi cemaati için Tevrat, Yunancaya tercüme edilmiştir. Bu çeviriye "Septuagint" (Yetmişler Çevirisi) denilmiştir.
    • MÖ 63’de Romalılar bölgeyi ele geçirince Yahudiler Roma’ya karşı ayaklanmışlardır.
    • MS 70’de Romalılar Yahudilerin başlattığı ayaklanmayı bastırmştır.
    • Kudüs Romalı askerlerce tahrip edilmiş, mabed ikinci kez yıkılmış ve Yahudilerin büyük bir kısmı sürgüne gönderilmiştir.
    • İkinci Mabed Dönemi'nde Ferisilik, Sadukilik ve Essenilik adıyla bilinen üç büyük Yahudi grubu ortaya çıkmıştır.

    İkinci Mabed Dönemi Sonrası Yahudilik (MS 70-600)
    • Romalılar’ın Yahuda’yı ele geçirmesiyle birlikte (MÖ 63) Yahuda Krallığı sona ermiş, Yahuda doğrudan Roma yönetimine bağlanmıştır.
    • Bu dönemde İsa Mesih hareketi ortaya çıkmıştır. Tebliğiyle taraftar toplayan İsa Mesih'in Yahudi din adamlarının şikâyeti üzerine Roma Valisi Pilatus tarafından yalancı mesihlikle suçlanarak çarmıha gerildiğine inanılmaktadır.
    • Kudüs, Romalılar tarafından kuşatılmış, mabed yıkılmış ve Yahudiler Kudüs'ten çıkarılmıştır (MS 66-70).
    • Bu dönemde Yahudi sözlü literatürünü oluşturan Mişna ve Talmud derlenmiştir. Sözlü geleneğin derlenmesiyle Rabbanî Yahudilik ortaya çıkmıştır. Bu dönemde Yahudi dininin merkezine ikinci mabed döneminde ağırlıklı yere sahip olan mabed, kurban ve kohen sınıfı yerine Tevrat, sinagog ve din bilginleri (rabbiler) geçmiştir.
    • Rabbanî dönem olarak da adlandırılan bu dönemde küçük bir Yahudi mezhebi olarak ortaya çıkan Hıristiyanlık, hem Roma (Bizans) İmparatorluğu’nun resmî dini hem de Yahudiliğe rakip bir din haline gelmiştir.
    • Yahudiler, MS 70’deki sürgünden sonra 1948’de İsrail Devleti kuruluncaya kadar sürgünde yaşamışlardır.

    2. Yahudilikteki inanç esaslarını listeleyerek kısaca açıklayınız.
    Cevap: Yahudilikte inanç esaslarını bugünkü şekliyle tespit eden kişi, Yahudi din bilgini Musa b. Meymûn’dur (ö. 1204). İbn Meymûn’un belirlediği 13 iman esası; Tanrı, peygamberlik, kutsal kitap ilahî yargı, ahiret ve mesih inançlarından oluşur.

    ON ÜÇ İMAN ESASI
    1. Tanrı’nın varlığına ve her şeyi yarattığına,
    2. Tanrı’nın birliğine,
    3. Tanrı’nın bir cisminin olmadığına ve tasvir edilemeyeceğine,
    4. Tanrı’nın ezelî ve ebedî olduğuna,
    5. Ritüellerin sadece Tanrı’ya yapılacağına,
    6. Peygamberlerin bütün sözlerinin doğruluğuna,
    7. Mûsâ’nın gelmiş ve gelecek bütün peygamberlerin en büyüğü olduğuna,
    8. Mevcut Tevrat’ın Tanrı tarafından Mûsâ’ya verilenle aynı olduğuna,
    9. Tevrat’ın değiştirilmeyeceğine ve son şeriat olduğuna,
    10. Tanrı’nın insanların bütün düşüncelerini ve eylemlerini bildiğine,
    11. Tanrı’nın emirlerini yerine getirenleri mükâfatlandıracağına, karşı gelenleri cezalandıracağına,
    12. Mesih’in gelmesi gecikse de geleceğine,
    13. Tanrı’nın ölüleri dirilteceğine inanmak.
    3. Hıristiyanlığın doğuşu ve gelişimiyle ilgili tarihî süreci açıklayınız.
    Cevap: Hz. İsa (a.s) Dönemi: Hz. İsa’nın (a.s) doğumu her ne kadar günümüzde miladi takvimin başlangıcı olarak kabul edilse de onun MÖ 5 veya 4 yıllarında doğduğu söylenebilir. Hz. İsa’nın yaşadığı dönemde farklı Yahudilik anlayışlarının olduğu görülmektedir. Hz. İsa (a.s), söylemlerinden rahatsız olan Yahudi din adamlarının kışkırtması ve Romalı ların infaz etmesi sonucu çarmıh hadisesiyle karşı karşıya gelmiştir.
    Hıristiyanlar dinlerinin kurucusu olarak Hz. İsa’ya (a.s) işaret etseler de burada referans aldıkları şahıs, tarihsel İsa’dan daha çok tanrısal İsa olarak adlandırılan tarih üstü ve mucizevi bir kimliğe sahip olan bir kişiliktir. Zira gerçek İsa, Hz. Musa (a.s) şeriatine sadık bir kişi olarak yaşamışken tanrısal kişiliğe sahip olduğu iddia edilen İnancın İsa’sı, Musa’nın şeriatini kaldıran bir kişiliğe ve tanrısal özelliğe büründürülmüştür.

    Havariler Dönemi: Hz. İsa sonrası dönemde Hıristiyanlık en genel hatlarıyla ikiye ayrılmıştır. Bunlar, Yahudi-Hıristiyanlığı ve Gentile (Centile) Hıristiyanlığı (Yahudi olmayan/ Putperest kökenli Hıristiyanlar).

    1) Yahudi-Hıristiyanlığı: Bazı hususlarda dönemindeki Yahudi liderlerle tartışmış olmasına rağmen Hz. İsa’nın Musa şeriatine sadık bir Yahudi gibi yaşaması sebebiyle Musa şeriatine uymayı öğütleyen ve İsa’nın beklenen Mesih olduğuna inanan akıma Yahudi-Hıristiyanlığı denir.

    2) Gentile-Hıristiyanlığı: Kurtuluş için Musa şeriatine uymanın şart olmadığını, sadece İsa’nın insanlığın günahları için kurban olduğuna iman etmenin yeterli olduğunu kabul eden akıma Gentile Hıristiyanlığı denir. Bu akımın başını, Tarsuslu Pavlus çekmektedir. O, domuz eti yememe, sünnet olma, Cumartesi yasağını (Şabat) ihlal etmeme gibi hususların kurtuluş için yegâne şart olmadığını söylemiştir. Hz. İsa (a.s) hayatında hiçbir zaman domuz eti yememişken, sünnet olmayı öğretirken, Şabat kurallarına riayet ederken; Pavlus’un başını çektiği Gentile Hıristiyanlığı bu hususların hiçbirini uygulamamıştır. Günümüzdeki tüm Hıristiyan mezheplerinin Gentile Hıristiyanlığının devamı olduğu, Yahudi-Hıristiyanlığı gibi akımların ise tarih içinde yok oldukları göz önüne alınırsa Hz. İsa’dan günümüze kadarki değişim
    gözler önüne serilmiş olur.

    Hz. İsa: 
    • Hıristiyanlar, MÖ. 5 veya 4 yılında doğan Hz. İsa’yı, Hıristiyanlığın kurucusu olarak kabul ederler.

    Havariler Dönemi:
    • Hz. İsa’nın takipçilerinin Hz. İsa sonrası bu dinin yönelimi hakkında karar vermek zorunda kaldıkları dönem.

    Konstantin'den Büyük Gregory'ye: 
    • Hıristiyanlık Roma İmparatorluğu’nda Konstantin’in ilan ettiği Milan Fermanı’na (313) kadar illegal bir
    din olarak kabul edilmiştir. Bu ferman ile beraber imparatorlukta Hıristiyanlara yapılan takibat son bulmuştur.
    • Bu dönemde İsa’nın Tanrı olmadığını söyleyen Arius (ö. 336) ile İsa’nın Tanrılığını savunan Athanasius’un
    (ö. 373) (Atanasius) görüşleri karşı karşıya gelmiş ve İznik Konsili’nde (325) Athanasius’un görüşü kabul
    edilmiştir. Ardından da 395 yılında I. Theodosius, Hıristiyanlığı Roma’nın resmî dini olarak ilan etmiştir.

    Ortaçağ Dönemi: 
    • Bu dönemde Papalık makamı ile imparatorluklar birleşerek, kilise-devlet bütünleşmesi meydana gelmiştir. Bu, Slavların Hıristiyanlaştırılmasında olduğu gibi misyonerlik faaliyetleri için olumlu sonuçlar
    doğurmuştur. Zira Papalık, devlet güçlerini de yanına alarak misyonerlik faaliyetlerini artırmıştır.
    • İkon kırıcılığı olarak adlandırılan ve İmparator III. Leon’un, 730’larda kiliselerde bulunan aziz ve şehitlerinin suretlerinin (ikon) kırılmasını emrettiği olay, dönemin en ciddi problemlerinden biridir.
    • 1054 yılında Katolik ve Ortodoks Kiliselerinin birbirini aforoz (kâfir) ilan etmeleri; 1096-1272 yılları
    arasında gerçekleşen Haçlı Seferleri; Kilisenin çok fazla dünyevileşmesine karşı Fransisken, Dominiken
    gibi tarikatların kurulması, Ortaçağ’ın önemli olgularındandır.

    Modern Dönem:
    • 14. yüzyıldan sonra kilisenin ihtiyaçlara cevap veremediği, dini anlamdaki açıklamaların yetersiz kaldığı ve Hıristiyanlığın temel öğelerinden uzaklaşıldığı şeklindeki söylemler etrafında, Reform hareketlerinin başladığı görülür. Bu hususta Martin Luther (ö. 1546), reform hareketlerinin öncülüğünü yapmıştır.
    • 18. yüzyıldaki Batı Aydınlanması ile kilise teolojik konularda bilim ve felsefenin kendine yönelttiği sorulara cevap vermekte zorluk yaşamıştır. Sonraki süreçte de misyonerlik, misyonerliğin bir türevi olarak işlev gören diyalog ve ekümeniklik şeklindeki söylemlerle modern dünyada varlığını sürdürmektedir.

    4. Hıristiyanlığın inanç esaslarını listeleyerek kısaca açıklayınız.
    Cevap:
    Teslis: Hıristiyanlar, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adı altında üç kişilikte tek bir Tanrı’nın varlığına inanırlar. Bu sisteme göre Baba, evreni yaratmış; Tanrının kelamı kabul edilen Oğul, insanların asli günahına kefaret olarak kendini çarmıhta feda etmiş ve Kutsal Ruh ise ilahî sevgiyi insanların kalbine yerleştiren manevi bir güç olarak tanımlanmıştır. Hıristiyanlar bu formüle, üçlükte birlik veya birlikte üçlük demektedirler. Hıristiyanlara göre Tanrı; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un birleşimi olan mürekkeb bir Tanrı'dır.

    Kutsal Kitap: Hıristiyanlığın kutsal kitap külliyatına, Kitâb-ı Mukaddes denilir. Bu külliyat, Eski Ahit ve Yeni Ahit’ten oluşur. Katolikler, Eski Ahit’in 46, Yeni Ahit’in de 27 kitaptan oluşan listesini; Protestanlar ise Eski Ahit’in 39, Yeni Ahit’in de 27 kitaplık listesini kabul ederler.

    Hıristiyanlara göre Hz. İsa (a.s)ne bir İncil yazmış ne de yazdırmıştır. Çünkü Hz. İsa, Tanrı’nın kelamı olarak kabul edildiği için vahyin bizzat kendisidir.

    Peygamberlik: Hıristiyanlık, Yahudilerin Kutsal Kitabını ve burada geçen tüm peygamberleri kabul etmekle birlikte Hz. İsa’yı peygamber olarak görmezler. Zira o, "Tanrı'nın Kelamı", "Tanrı'nın Oğlu" olarak algılandığı için ona peygamberlikten çok daha üst bir statü verilmiştir.

    Vahiy: Hıristiyanlık, Hz. İsa’nın diğer peygamberlerde olduğu üzere bir vahiy aldığını kabul etmez. Zira Hz. İsa Tanrı Kelamı şeklinde tanımlandığı için vahyin bizzat kendisi olarak görülür. Böylece onun, tanrısallık yönü ön plana çıkartılır. Günümüz İncil metinleri ise, Hz. İsa’nın yaptığı işlere, söylediği iddia edilen sözlere ve havarilere nispet edilen metinlerdir.

    Kur’an-ı Kerim bu hususta, diğer peygamberlerde olduğu üzere Hz. İsa’ya kendinden önceki kitapları tasdik edici, insanlara yol gösterici ve hidayet kaynağı olan İncil isimli bir kitabın verildiğini ve bunun insanlara tebliğ edilmesinin emredildiğini söyler.

    Kurtuluş: Hıristiyanlığa göre Âdem ve Havva’nın cennette işlediği günah nedeniyle tüm insanlığın günahkar olduğu şeklindeki asli günah doktrini, Hıristiyanlığın en temel öğretilerinden biridir. Bu teoriyi ilk defa ortaya atan kişi de Pavlus’tur. Böylece Hıristiyanlığa göre tüm insanlığa sirayet etmiş olan bu günahın affedilmesi için Tanrı, biricik Oğlu İsa’yı göndermiş ve o da çarmıhta "Tanrım, Tanrım! Neden beni terkettin?" deyip acılar içinde çarmıhta can vererek insanların günahlarına kefaret olmuştur. Bu bağlamda Hıristiyanlıkta kurtuluş, İsa’nın bu eylemine sadece iman etmeye dayanır.

    5. Hıristiyanlıktaki ritüelleri, sembolleri ve kutsal mekânları kısaca tanıtınız.
    Cevap: 
    Ritüeller: Hristiyanlıkta ritüeller; günlük, haftalık ve aylık olarak 3'e ayrılır. 

    Günlük ritüeller: Ruhban sınıfına mensup olmayanlar için sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa ayin söz konusudur. Dualar ve ilahilerle ayin yerine getirilir. Ruhban sınıfının ise ait oldukları kilise ve tarikata göre ayin saatleri daha fazladır.

    Haftalık ritüeller: Hıristiyanlar, haftalık ayinlerini Pazar günü yaparlar. En önemli ayin olması nedeniyle tüm Hıristiyanların gelmesi beklenmekle beraber günümüzde özellikle Avrupa ve Amerika’da katılım oranı ciddi seviyede düşüktür. Bu ayinde rahip, vaaz yapar, dua eder ve ayinin en önemli unsuru olan ekmek şarap ayini sakramentini yerine getirir. Hıristiyanların ayinlerini Pazar günü yapmasının arka planında Hı-
    ristiyanlara göre Hz. İsa’nın (a.s) Cuma günü çarmıha gerilip Pazar günü dirilmesi yatmaktadır.

    Yıllık ritüeller: Hıristiyanların yılın değişik günlerine denk gelen birçok ritüelleri/ bayramları olmasına rağmen Noel, Lent, Paskalya ve Pentekost en önemli yıllık bayramlardır.

    Noel/ Christmas: Hz. İsa’nın (a.s) doğumu anısına 25 Aralık (Katolikler) veya 6 Ocak’ta (Doğu Kiliseleri) kutlanan bayramdır.

    Lent: Paskalya öncesinde bu güne hazırlık olarak kırk günlük dua ve oruç günlerine denir. Bu kırk günlük oruç, günümüzde bir perhiz yani normal yemeklerinizi yemenizle beraber en çok sevdiğiniz bir yiyecek (et), içecek (kahve) veya etkinlikten (film seyretmek vb.) uzak durmak şeklinde uygulanır.

    Paskalya/ Easter: Hıristiyanlığa göre Hz. İsa’nın (a.s) çarmıha gerildikten üç gün sonra dirilmesi anısına kutlanılır. Ölümden dirilişin sembolü olarak renkli yumurtaların saklanıp çocukların bulduğu bir etkinlik yapılır.

    Pentekost: Paskalya’dan elli gün sonra Kutsal Ruh’un havarilere inişi anısına kutlanılan bayramdır.

    Sakramentler: Hıristiyanlıkta kilise sırları ve inancın göstergesi düzenli olarak yapılan ritüellere sakrament denilir. Vaftiz, evharist, konfirmasyon, günah itirafı, evlilik, rahip takdisi, son/hasta yağlama şeklinde yedi tane sakrament bulunmakla birlikte Protestanlar bunlardan sadece ilk ikisini kabul ederler. Kısaca bunları şöyle açıklayabiliriz:

    Vaftiz: Dine giriş ve asli günahtan kurtuluş için uygulanan Vaftiz, bebeğin veya kişinin, suya daldırılması veya hastalık endişesi gibi durumlarda su serpilmesi ile yapılır.

    Evharist: Komünyon ve Ekmek Şarap ayini şeklinde de isimlendirilen Evharist, İsa’nın havarileriyle yediği son akşam yemeğinde ekmek için "bu benim etim", şarap için de "bu benim kanım" demesi ile başlayan bir ayindir. Bu bağlamda Evharist, gizemli bir şekilde kişinin, İsa ile birleşmesini ve bütünleşmesini sembolize eder.

    Konfirmasyon: Kişinin kiliseye kabulü, imanının teyit ve takrir edilerek güçlendirilmesi ve Kutsal Ruh’un inayetini almak için Ortodoks kiliselerince Vaftizden hemen sonra; Katoliklerce de 7-14 yaş arasında yapılan ayine denilir.

    B. Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplayınız.

    1. Yahudiliğin inanç esaslarıyla ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yan-
    lıştır?

    A) Yahudiliğin İslam’daki gibi bağlayıcı bir amentüsü (inanç esasları) yoktur.
    B) Yahudilikte inanç esaslarını bugünkü şekliyle tespit eden kişi, Yahudi din bilgini Musa b. Meymûn’dur.
    C) Yahudi inancına göre Tanrı, tüm insanların yaratıcısı olmakla birlikte, özel olarak İsrail’in rehberi, koruyucusu ve kurtarıcısıdır.
    D) Günümüz Yahudi mezhepleri arasında ahiret, yeniden dirilme, cennet ve cehennem inancı konularında farklı görüşler vardır.
    E) Yahudilikteki tek tanrı inancı tarih içerisinde ikili tanrı inancına dönüşmüştür. Yehova ve Elohim Yahudilikteki iki tanrının isimleridir.

    2. “Theodor Herzl’in başı çektiği bu hareket seküler karakterlidir ve dinî hedefleri yoktur. Amaç, o günün politik milliyetçilik anlayışı çerçevesinde Yahudi kimliğinin yeniden oluşturmaktır. Bu akım mensuplarının Filistin’de bir Yahudi devleti kurma çabaları II. Abdülhamit’in karşı koymasıyla önce başarısız olur. Fakat İngiltere ve Amerika’nın desteğiyle David Ben- Gurion 14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti’nin kurulduğunu resmen ilan eder.”

    Yukarıdaki paragrafta hakkında bilgi verilen akım aşağıdakilerden hangisidir?
     
    A) Hasidilik
    B) Reformist Yahudilik
    C) Siyonizm
    D) Ferisilik
    E) Sadukilik

    3. İsmini Grekçe Christos kelimesinden alan bu din, Mesihçi anlamına gelmektedir. Bu isim onlara ilk defa, Antakya’da Gentile (Yahudi olmayanlar) tarafından verilmiştir. Bu din için İslam literatüründe Nasraniyye, Mesihiyye ve İseviyye gibi isimler de kullanılmaktadır.

    Yukarıda ismi hakkında bilgiler verilen din aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Budizm
    B) Hıristiyanlık
    C) Yahudilik
    D) Brahmanizm
    E) Ferisilik

    4. Hıristiyanlar bu formüle, üçlükte birlik veya birlikte üçlük demektedirler. Hıristiyanlara göre Tanrı; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un birleşimi olan mürekkeb bir Tanrıdır.

    Yukarıda hakkında bilgiler verilen inanç şekli aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Tevhit
    B) Monoteizm
    C) Politeizm
    D) Paganizm
    E) Teslis

    5. En önemli merkezi İstanbul’dur. 1453’de Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u fethedince bu akımın bazı bağlıları Rusya’ya gitmiştir. Ruhban sınıfının en üst kademesindeki kişiye, Patrik derler. Ayinler Grekçe yapılır. İsa ve diğer önemli Hıristiyan azizlerinin heykel ve resimleri (ikonlar), çok önemli olup bunlara saygı gösterilir. Günümüzde Macaristan, Romanya, Çekoslovakya, Yunanistan ve Rusya’da bu akıma mensup insanlar çoğunluktadır.

    Yukarıda hakkında bilgiler verilen Hıristiyanlara ait dinî akım aşağıdakilerden hangisidir?
    A) Katoliklik
    B) Evanjelizm
    C) Ortodoksluk
    D) Protestanlık
    E) Samirilik

    C. Aşağıda boş bırakılan yerleri verilen uygun kelimelerle doldurunuz.

    Misyonerlik
    Şabat
    Sinagog
    Sakrament
    Davut Yıldızı
    Tanah
    Yedi kollu şamdan
    Havra
    Kitâb-ı Mukaddes

    1. Yahudilikte haftanın kutsal gününe "Şabat" günü denir.
    2. Yahudilerin mabedlerinde "Sinagog" ya da "Havra" denir.
    3. "Yedi kollu şamdan" ve "Davut Yıldızı" Yahudilikteki en önemli dinî sembollerdir.
    4. Eski Ahit ile Yeni Ahit’in birleşiminden oluşan Hıristiyan kutsal kitap külliyatına "Kitâb-ı Mukaddes" denir.
    5. Hıristiyanlığın yayılması için gösterilen her türlü faaliyete "Misyonerlik" adı verilir.

    D. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanları “D”, yanlış olanları “Y” ile işaretleyiniz.

    1. İkinci Mabed Dönemi MS 70 yılında sona erdi. (D)
    2. Yahudilikte inanç esaslarını bugünkü şekliyle tespit eden kişi, Yahudi din alimi Musa b. Meymûn’dur. (D)
    3. Hıristiyanlar haftalık ayinlerini Cumartesi günü yaparlar. (Y)
    4. Yahudilikte "sünnet" dinin kesin kurallardan biri değildir. (Y)
    5. Hz. İsa (a.s)hayatında hiç domuz eti yememiş, sünnet olmayı öğretmiş ve Şabat kurallarına riayet etmişken; Pavlus’un önderliğini yaptığı Gentile-Hıristiyanlığı bu hususların hiçbirini uygulamamıştır. (D)

    Diğer Cevaplara Gözat
    1 yıl önce T Allah razı olsun teşekkürler
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.