İşte Cevaplar
Diyofizit mezhepler, İsa'nın kişiliğinde iki ayrı tabiatın, yani insan ve Tanrı tabiatının bulunduğunu kabul eden mezheplerdir. Bu mezheplere göre, İsa'nın insan tabiatı, Tanrı tabiatı ile birleşmiştir, ancak birbirinden ayrılmamıştır.
Diyofizit mezhepler, 451 yılındaki Kadıköy Konsili'nde kabul edilen kararlara dayanır. Bu konsilde, İsa'nın kişiliğinde iki ayrı tabiatın bulunduğu, ancak bu iki tabiatın birbirinden ayrılmadığı kararlaştırılmıştır.
Diyofizit mezheplerden bazıları şunlardır:
- Ortodoks Kilisesi
- Kıpti Kilisesi
- Etiyopya Ortodoks Kilisesi
- Eritre Ortodoks Kilisesi
- Süryani Ortodoks Kilisesi
- Asur Kilisesi
Diyofizit mezhepler, Hristiyanlığın en büyük iki mezhebi olan Ortodoks Kilisesi ve Katolik Kilisesi'nin de temelini oluşturur.
Diyofizit mezhepler, monofizit mezheplerden farklıdır. Monofizit mezhepler, İsa'nın kişiliğinde tek bir tabiatın, yani Tanrı tabiatının bulunduğunu kabul eder. Bu mezheplere göre, İsa'nın insan tabiatı, Tanrı tabiatı ile birleşmiştir ve bu birleşmeden sonra insan tabiatı kaybolmuştur.
Diyofizit ve monofizit mezhepler arasındaki temel ayrım, İsa'nın kişiliğinde iki ayrı tabiatın bulunup bulunmadığına dairdir. Diyofizit mezhepler, İsa'nın kişiliğinde iki ayrı tabiatın bulunduğunu kabul ederken, monofizit mezhepler tek bir tabiatın bulunduğunu kabul eder.
Diğer Cevaplara Gözat
"Diofizit" veya "dyofizit" terimi, genellikle Hristiyan teolojisi ile ilişkilendirilen bir terimdir. İsa Mesih'in tanrısal ve insan doğasının birliği veya ayrılığı konusundaki teolojik bir anlayışı ifade eder. Diofizit terimi, İsa'nın tanrısal doğası ile insan doğası arasında birleşimini ifade etmek için kullanılır.
Diofizit teriminin kullanımı, özellikle Antakya Patriği Nestorius'a karşı İsa'nın doğasını tartışan 5. yüzyılda büyük bir teolojik tartışmada ortaya çıktı. Nestorius, İsa'nın tanrısal ve insan doğasının birliği yerine ayrı iki doğaya sahip olduğunu savundu. Bu görüş, "Nestoryanizm" olarak bilinir ve bu görüşe karşı çıkanların teolojik görüşü "diofizitizm" veya "kalcedoniyen" olarak adlandırılır.
Kalcedoniyen görüş, İsa'nın hem tanrısal hem de insan doğasına sahip olduğunu kabul eder, ancak bu iki doğanın birleşik bir şekilde tek bir kişilikte buluştuğunu savunur. Bu teolojik anlayış, 451 yılında Kalcedon Konsili'nde kabul edildi ve daha sonra Ortodoks Hristiyanlık ve bazı diğer Hristiyan mezhepleri tarafından benimsendi.
Diofizit ve kalcedoniyen terimleri, Hristiyan teolojisinde İsa Mesih'in doğasının anlaşılması ve tartışılması için önemli kavramlardır. Bu kavramlar, Hristiyanlık içindeki farklı mezhepler ve teolojik yaklaşımlar arasındaki farkları açıklamak için kullanılır.