Nedir.Org
Soru Tara Cevapla Giriş


Cevap Ara?

14.756.348 den fazla soru içinde arama yap.

Sorunu Tarat
Kitaptan resmini çek hemen cevaplansın.

Edebi kurmaca türlerin amaçları

edebi kurmaca türlerin amaçları nelerdir?

Bu soruya 2 cevap yazıldı. Cevap İçin Alta Doğru İlerleyin.
    Şikayet Et Bu soruya 0 yorum yazıldı.

    İşte Cevaplar


    Zeus

    • 2020-06-19 04:53:53

    Cevap : Kurmaca metinler esas olarak edebi zevk uyandırmak amacıyla yazılır. Bu metinler daha çok, estetik zevk vermek, heyecan uyandırmak amacıyla yazılır. Fakat aynı zamanda kurmaca metinlerde amaç kişinin hayal gücünü geliştirmek, muhakeme ve yorumlama gücünü artırmak ve eseri daha dikkat çekici, daha sürükleyici, daha cazip kılmaktır.

    Kurmaca metinde anlatılmak istenen şey kullanmalık metinlerden farklı olarak dolaylı anlatımla yazılır.Yani okuyucuya iletilen mesaj doğrudan verilmez. Sonunda okuyucunun metin hakkında yorum yapması istenir. Fabllar kurmaca metine örnek teşkil etmektedir.

    Diğer Cevaplara Gözat
    Cevap Yaz Arama Yap

    Tugcedogus

    • 2020-06-19 04:53:53

    Cevap :
    Sözlükte kurmaca metin Nedir:
    Kurmaca metin,yazınsal gelenekteki birtakım metinleri dışında bırakması olasılığıdır. Kurmaca metinde anlatılmak istenen şey kullanmalık metinlerden farklı olarak dolaylı anlatımla yazılır.Yani okuyucuya iletilen mesaj doğrudan verilmez. Sonunda okuyucunun metin hakkında yorum yapması istenir. Fabllar kurmaca metine örnek teşkil etmektedir.

    Örnek:

    "Ah" dedi fare, "Dünya her gün daralıyor. Önce öyle genişti bir korku veriyordu bana,yürüdüm daha,uzakta sağda solda duvarlar görünce mutluluk duydum hani, ama bu uzun duvarlar öyle hızlı yaklaştı ki birbirine, işte son odadayım şimdi artık,köşede de,içine yürüyeceğim kapan duruyor."
    "Yürüdün yönü değiştir,olsun bitsin." dedi kedi, yedi onu.

    Bu metin,görüldüğü gibi, geleneksel türün yararlandığı belirli metin dışı göndergeden, iletinin hemen uygulanabileceği bir anlam nesnesinden yoksundur. Böyle olması amaçlanmıştır. Gerçek yaşam bağlamında belli bir göndergesi olmadığı için de kesinlikle kurmacadır. Kafka'nın bu çıkmazı 20.yüzyıl insanının alın yazısı olarak kavrayıp dile getirmesidir. Bu örgünün metne yansıyan temel kavramları doğrudan doğruya söylenmemiş, daralma, korku, duvar, köşe,kapan, kedi gibi göstergelerle sezdirilmiştir. İnsan yaşamıyla etkinliğini, sınırlanmışlığı, insanın evrensel tutsaklığı bu sınırlanmışılıkla tutsaklıktan kurtulma çabasının çelişik niteliği, metinde sunulan nesnel kedi fare öyküsünün derinindeki soyut anlamlar düzeyinden okurun çıkaracğı bir bağlantıdır. Bu metindeki anlamın, gerek yüzeysel gerekse derin boyutlarıyla gerçek insan yaşamının doğrudan doğruya kendisine değil de öyküde çizilene benzer. İlişkilerine uygulanması tüketilemeyecek bir süreçtir. Bu parçada kadercilik kavramı dolaylı olarak anlatılmaktadır. Eninde sonunda ölüm kaçınılmazdır. Fare umutsuz ve karamsar,tedirgin bir tip üstlenir. Yani anlayacağımız gibi kurmaca metin olan bu fablda, biz insan yaşamının çıkmazlarla dolu olduğunu,dünyaya gelirken dertsiz,sıkıntısız geldiğimizi ancak zaman geçtikçe sorunlarımızın da bizimle arttığını söyleyebiliriz.

    Sanatsal (Kurmaca) Metinlerin Özellikleri

    Sanatsal (kurmaca) metinler genel olarak şu özellikleri taşır:
    1. Destan, halk hikâyesi, masal, fabl, öykü, roman, tiyatro gibi türleri kapsar.
    2. Bu türlerde anlatılanların bir kısmının hiçbir gerçeklik temeli yoktur. Masal, fabl gibi türler bu gruba dâhil edilebilir.
    3. Bir kısmı istenirse gerçeklikten hareket edilerek, istenirse tümüyle tasarlanarak yaratılır. Öykü, roman, tiyatro gibi türler bu gruba dâhil edilebilir.
    4. Bir kısmı mutlaka bir gerçekliğe dayanır; ama söz konusu gerçeklik bir düş ve kurgu perdesinin altında nerdeyse görünmez hâle gelir. Destan, halk hikâyesi gibi türler bu gruba dâhil edilebilir.
    5. Anlatıcı, kişi, zaman, mekân olay ögeleriyle kurulurlar. Kurmaca metinlerin asıl varlık nedeni okuru bilgilendirmek, ona bir şeyleri öğretmek değildir.
    6. Kurmaca metinlerde yazarın asıl amacı, kendi kurduğu bir dünyanın içine çekerek okuru dar yaşam alanının dışına çıkarmak ve başkalarının yaşamına ortak etmek, eğlendirmek, dolayısıyla da onun yaşantılarını zenginleştirip renklendirmektir.
    7. Kurmaca metinlerin öğretici-eğitici işlevi doğrudan değil, dolaylıdır. Bu metinler daha çok, estetik zevk vermek, heyecan uyandırmak amacıyla yazılır. En gerçekçi kurmaca yapıtlarda bile hiçbir okur gerçeğin kendisini bulamaz. Çünkü yazar, ele aldığı gerçekliği yaratıcılığını, düş gücünü, özlemlerini, sanat zevkini, hayata bakış açısını vb. işin içine katarak yeniden yaratır.
    8. Gerçekliği kurgular, eklemeler ve çıkarmalar yaparak ona dilediği biçimi verir. Yani kurmaca bir metindeki kişi, zaman, mekân, olay öğeleri farklı bir yazar tarafından değiştirilip farklı şekilde yeniden kurgulanabilir. Bu yüzden de aynı gerçek olay ve kişilere dayalı hiçbir kurmaca yapıt diğerine benzemez.
    9. Kurmaca metinler günlük hayatın ve bilimin gerçekleriyle doğrulanmak zorunda olmadıklarından yüzyıllar boyunca tazelik, gerçeklik, evrensellik ve güncelliklerinden bir şey kaybetmezler. Geçmişte birçok bilim adamının geliştirdiği çok sayıda "bilimsel" kuramın geçerliliğini yitirmesine karşın "İnsanlık Komedisi, Don Kişot ve Madame Bovary" gibi kurmaca yapıtların canlılıklarını hâlâ korudukları göz önüne alınırsa bu savın doğruluğu ortaya çıkar. Kurmaca metinlerde nesnellikten söz edilemez. Kurmaca yapıtlar biriciktir, eşi ve benzeri yoktur.
    10. Kurmaca metinlerde yazar neyi anlattığından çok nasıl anlattığına önem verir; yani üslup yaratma kaygısıyla hareket eder, içerikten çok biçimi önemser. Dili kendisine özgü bir şekilde kullanır. Kendisini sözcüklerin mevcut anlamlarıyla sınırlamaz. Onlara belli bağlamlar içinde yeni anlamlar yükler. Mecaza dayalı sanatlardan yararlanabilir. Bu yüzden de kurmaca metinlerde dil göndergesel işlevinden çok coşku ve heyecan uyandırma işleviyle kullanılır. Kurmaca metinler yoruma açık nitelikler taşır. Bu yüzden de kurmaca metinlerden herkesin aynı anlamları çıkarması, aynı sonuçlara varması, anlatılanları zihninde aynı biçimlerde tasarlaması beklenemez.
    11. Kurmaca metinlerde açıklayıcı, tartışmacı anlatım pek görülmez. Kurmaca metinler genel olarak öyküleyici ve betimleyici anlatımla yazılır. Kurmaca metinlerde tanımlama, örnekleme, tanık gösterme, sayısal ve bilimsel verilerden yararlanma gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılmaz. Üsluba ağırlık verildiğinden deyimlerden, ikilemelerden, sözcüklerin duygusal anlamlarından yararlanma; benzetme, kişileştirme, konuşturma, eğretileme sanatlarına başvurma gibi anlatımı geliştirme yollarına ağırlık verilir. İstendiğinde diyaloglar, monologlar vb. ön plana çıkarılır.
    12. Sanatsal (kurmaca) metinlerin bir kısmı anlatmaya, bir kısmı göstermeye dayalıdır.

    Anlatıma Dayalı Sanatsal Metinlerin Özellikleri

    Anlatmaya dayalı sanatsal (kurmaca) metinler genel olarak şu özellikleri taşır:
    1. Yazılı metinlerdir.
    2. Öyküleyici ve betimleyici anlatım iç içe kullanılır. Olaylar oluş sırasıyla verilmek zorunda değildir. Sadece okunarak algılanabilir.
    3. Her okur, kişi ve mekân öğelerini kavrama, tasarlama gücüne ve yaşantısına göre zihninde farklı biçimlerde oluşturur. Metni okurken bir taraftan da anlatılanları hayal etmeye çalışır.
    4. Anlatmaya dayalı sanatsal metinlerin başlıcaları şunlardır: destan, masal, fabl, öykü, roman.

    Romanda Kurmaca ve Gerçeklik

    Dünyada ilk insandan bu yana ses veya yazıyla meydana getirilen bütün metinler temelde iki gruba ayrılırlar: Gerçek hayatla birebir ilişkili olan kullanmalık metinler ve gerçek hayatla dolaylı bir ilişki içinde olan kurmacalık metinler. Kullanmalık metin kavramı, göndergeleri gerçek dünyaya yönelen ve "yaşamın birtakım gerçek ya da olası durumları ile olgularını" betimleyen metinleri; kurmaca metin kavramı ise "yapısındaki özelliklerden dolayı, alımlanmasında, gönderici ile alıcının, kendine özgü kuralları olan bir iletişim konumuna girmesini gerektiren" metinleri ifade eder. Kullanmalık metinler gerçekle kurdukları bağıntıyla, ona uyup uymamalarıyla doğrulanırken, kurmaca metinlerin doğrulanmak için gerçeklere gereksinimleri yoktur. Çünkü kullanmalık metinlerde, metin ile yaşam gerçeklerinin birebir ilişki içinde bulunması (ayrık-göndergelilik); kurmaca metinlerde ise, metnin kendi içinde yaşamın Kullanmalık metinler sürekli değişen şartlar sebebiyle zamanla geçerliliklerini yitirip hızla eskirlerken, kurmaca metinler günlük hayatın ve bilimin gerçekleriyle doğrulanmak zorunda olmadıklarından yüzyıllar boyunca tazelik, gerçeklik, evrensellik ve güncelliklerinden bir şey kaybetmezler. Geçmişte birçok bilim adamının geliştirdiği çok sayıda "bilimsel" kuramın geçerliliğini yitirmesine karşın İnsanlık Komedisi, Don Kişot ve Madame Bovary gibi kurmaca eserlerin canlılıklarını hâlâ korudukları göz önüne alınırsa bu savın doğruluğu ortaya çıkar.

    Her iki grup metnin türleri ve örnekleri arasında büyük çeşitlilik mevcuttur: Hemen her konudaki makalelerden günlük hayattaki konuşmalara, gazete haberlerinden salt bilimsel metinlere, çeşitli konulardaki görüş ve tecrübelerin dillendirildiği deneme yazılarından tarih metinlerine kadar çok geniş bir yelpazede seyreden ve edebî yönleri pek zayıf olan veya bu yönleri hiç bulunmayan kullanmalık metinler birinci grubu oluşturuyor. Kurmaca metinler ise ilk çağların bugün için gerçeklik/kurmacalık derecesini bilmediğimiz mitolojik efsanelerinden destanlara, masallardan fabllere, dram, komedi ve trajediden şiire, romanslardan modern hikâye ve romana kadar yine çok büyük bir çeşitlilik gösteren ve edebî yönleri üst düzeyde bulunan metinlerdir.

    Heykel, resim, fotoğraf, sinema gibi sanat eserlerini de "kurmaca" saymak mümkün olmakla birlikte genel geçer anlayışa göre kurmaca deyince akla gelen ilk ve tek alan hemen sadece edebiyattır. Edebiyat dünyasının iki kutbundan anı, gezi yazısı, fıkra, musahabe gibi yazarların kendi hayatlarını, tecrübelerini, hislerini ve düşüncelerini bir nevi kurgulayarak anlatma gayretiyle yazdıkları (yarıitibarî, yarı kurmaca) eserler de; şiir, hikâye, roman, dram, trajedi, komedi gibi bütünüyle kurmaca olan eserler de temel­de insan için yazılan, sadece insanı çeşitli yönleriyle ele alan ve en önemlisi de bir baş­ka benzeri olmayan, her biri biricik olan eserlerdir. Bu biricik-oluş adetâ her bir insanın biricikliği gibi "bir ikincisi olmayan, bir diğerine benzemeyen" bir yapıyı ifade eder.
    Cevap Yaz Arama Yap

    Cevap Yaz




    Başarılı

    İşleminiz başarıyla kaydedilmiştir.